Zincirlerden ağlara: Krizler küresel tedarik yollarını nasıl dönüştürdü?
Savaş, Covid ve iklim krizi, küresel tedarik zincirleri için büyük bir fırtına yarattı. Ancak bu durum aynı zamanda şirketlerin stratejilerini yeniden düşünmeleri ve teknolojiye yatırım yapmaları için de bir fırsat sundu.
Peki şirket sahipleri fırtınalı bir ekonomik atmosferde yollarını bulmak için neler yapıyor?
Dünya Ekonomik Forumu, küresel tedarik zincirlerinin mücadele ettiği 5 faktör olduğunu öne sürüyor:
- Enflasyonun hızla yükselmesi, milyonlarca tüketicinin harcamalarında kısıtlamalara gitmesi anlamına geliyor. Bu da talebi vuruyor ve aynı zamanda belirsizlik yaratarak tedarik zinciri uzmanlarının planlama yapmasını zorlaştırıyor.
- İşgücü huzursuzluğu. Avrupa genelinde, maaşları artık daha az değerli hale gelen işçilerin endüstriyel eylemlerde bulunduğuna dair pek çok örnek görüldü.
- Enerji krizi. Artan enerji fiyatları şirketlerin de kesintiye gitmesine neden oldu. Bu da üretimi sınırlandırıyor ve tedarik zinciri planlayıcıları için hayatı daha da zorlaştırıyor.
- Jeopolitik belirsizlikler. Siyasi gerilim ve çatışmalar daha da fazla aksaklık ve belirsizlik yaratıyor.
- İklim krizi. Mevzuatta yapılan değişikliklerin yanı sıra halihazırda herkesin deneyimlemeye başladığı hava durumu modellerindeki dramatik değişikliğin neden olduğu gerçek bir hasar söz konusu.
Bunlar önemli sorunlar. Ancak diğer yandan, Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, baş ekonomistlerin yüzde 77’si, işletmelerin bu zorlu koşullara tedarik zincirlerini optimize eden yeniliklerle yanıt vereceğini düşünüyor.
Tedarik zincirlerinden tedarik ağlarına
Peki, işletmelerin bize mal ve hizmet tedarik etme kabiliyetleri konusunda endişeli mi yoksa iyimser mi olmalıyız?
Katar merkezli, önde gelen lojistik ve tedarik zinciri firması GWC’nin CEO’su Ranjeev Menon, ufukta olumlu işaretlerin görüldüğünü söylüyor:
"Küresel tedarik zincirleri zorlu geçen yaklaşık 3 yılın ardından toparlanma aşamasında. Bugün tamamen farklı görünüyor. Şirketler, üretimlerini çeşitlendirmek ve tek bir tedarik kaynağına veya ülkeye bağlı kalmamak açısından farklı şekillerde uyum sağladı. Bugün tedarik zincirlerine baktığınızda, daha çok tedarik ağlarına benzer bir durum görüyorsunuz. Bu karmaşıklığı artırıyor çünkü aynı ürünü tedarik eden birden fazla satıcınız oluyor. Maliyet üzerinde de etkisi var. Ancak bu yakın geçmişte gördüğümüz gibi, arz zorluklarını veya arz şoklarını ortadan kaldırıyor."
Taşımacılık endüstrisi teknolojiye yatırım yapıyor
Deniz taşımacılığı hâlâ küresel ekonominin büyük bir bölümüne güç veriyor. Dünya çapında her yıl 11 milyar ton mal sevkiyatı yapılıyor.
Belçika'nın Antwerp limanı Avrupa'nın en hızlı büyüyen limanı ve bu büyümeyi yönetebilme kapasitesini de teknolojiye yaptığı yatırımlara borçlu.
Son derece fütüristik bir bina limana bakıyor ve modern görünümü operasyonel olarak yapma çalıştığı şeyle uyumlu.
Buradaki yetkililer Antwerp limanını dijitalleşmede dünya liderlerinden biri haline getirmeye çalışıyor.
Limanın dijitalleşmesinin merkezinde yer alan kişi Antwerp Limanı Dijital Bilgi ve İnovasyon Şefi Erwin Verstraelen. Terminalleri, nakliye şirketlerini ve iç su yollarını desteklemek için limanın "dijital ikiz" uygulamasını denetliyor.
Verstraelen, "Bu verileri bir araya getiriyorsunuz ve o anda ihtiyaç duydukları veri setinde istedikleri görünümü sağlıyorsunuz. Ve bunlarla oynayabilirler, ekleme yapabilirler, veri katmanlarını çıkarabilirler. Ve böyle büyümeye başladığında yeni kullanım durumlarını ve girişimleri tetikler. Elbette yeni bir veri akışımız veya elimize geçen yeni bir veri kaynağımız varsa, bunu sunarız ve yeni bir inovasyon döngüsünü tetikler." şeklinde konuşuyor.
Denizcilikte iletişim hala ağırlıklı olarak telefon ve telsiz üzerinden sesli olarak yapılıyor, bu da takip edilmesini zorlaştırıyor.
Liman iki yıl önce konuşulanları metne dönüştürmek için yapay zeka kullanan bir projenin pilot uygulamasını yaptı. O zamanlar çok işe yaramamıştı ancak şimdi yeniden geliştirdiler. Teknoloji çok daha ilerledi. Yapay zeka şu an sesten duygu durumunu bile belirleyebiliyor. Eğer iki geminin kaptanı tartışıyorsa, bunu bile tespit edebiliyor.
Verstraelen, "Bir kazayı ya da meydana gelen bir olayı araştırmakla görevli kişiler samanlıkta iğne aramak yerine bunu sorgulayabilir ve 5 ila 10 saniyede olayın gerçek yüzünü öğrenebilir." diyor.
Yaklaşık 130 kilometrekarelik Antwerp limanı, Avrupa’nın en büyük ikinci, dünyanınsa 14. limanı. Erwin Verstraelen için operasyonları dijitalleştirme girişimi korkutucu değil, heyecan verici.
Alan ve zaman kazanmak için yüksek teknolojili sistemler
Alan ve zaman kazanmak için yüksek teknolojili sistemler kullanmak milyarlarca dolarlık bir iş haline geldi. GXO lojistik, bu alanda yapılan inovasyonlarda dünya liderlerinden biri.
GXO’nun Baş Yatırım Sorumlusu Mark Manduca, "GXO, son 20 yılda bir dizi satın alma işlemi sonucunda ortaya çıkmış bir şirket. Bugün, dünya genelinde 28'den fazla ülkede faaliyet gösteren 900'den fazla depoyla ilgileniyor. Temelde yapmaya çalıştığımız şey, insanların depolarını daha verimli, daha hızlı ve daha uygun hale getirmek ve bunları kendi başlarına da yapabilmelerini sağlamak." şeklinde konuşuyor.
Şu an sektörde çok fazla gelişme yaşandığını belirten Mantuca, "Nakliye açısından, son 30 yıldır küresel ticaret açısından bakıldığında, mallar üretilmek üzere önce Asya’ya sevk ediliyordu ve sonunda tüketiciyle buluşmak üzere geri getiriliyordu. Bu geleneksel ticaret yolu ciddi bir baskı altına girdi. Sadece pandemi nedeniyle yaşananlar nedeniyle değil, aynı zamanda ücretler önemli ölçüde arttığı için doğudaki pazarlarla batıdaki pazarlar arasındaki fark da son on yıldır kapandığı için de böyle."
Savaş, Covid ve İklim Değişikliği'nden oluşan "büyük fırtına" küresel tedarik zincirlerini yoğun bir şekilde etkiledi. Ancak teknoloji planlama, nakliye ve depolama alanlarında sorunları o kadar hızlı çözüyor ki, tahminler pek çok kişinin korktuğundan çok daha iyimser.
Kaynak: euronews
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.