Parlamento tarafından onaylanan yeni düzenlemeler, ülkenin limanlarında işleyen ticari gemilerden kaynaklanan CO2 emisyonları için gemi sahiplerinden vergi alınmasını öngörüyor. Bu adım, Türkiye'nin limanlarına giriş ve çıkış yapan tüm ticari gemileri kapsayacak şekilde düzenlendi.

Temmuz ayında Resmi Gazete'de yayımlanan yasa, Türkiye'nin limanlar kanununda yaptığı önemli bir değişikliği işaret ediyor. Bu değişiklikle birlikte, Başkanlığın yayınlaması beklenen yönetmelik, gemilerin tonajına, emisyon miktarlarına ve türlerine göre ücretlendirme oranlarını belirleyecek. Ayrıca, gemilerden kaynaklanan emisyonların izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması prosedürlerini de içerecek. Türkiye'nin, bu yeni politika ile yılda yaklaşık 10 milyon ton CO2'nin düzenlenmesini hedeflediği belirtiliyor. Bu rakam, Lüksemburg'un yıllık karbon emisyonlarına eşdeğer.

Türkiye'nin bu hamlesi, daha geniş kapsamlı bir karbon pazarının öncüsü niteliğinde. 2024-2030 dönemi için hazırlanan İklim Değişikliği Azaltma Stratejisi ve Eylem Planı (CCMSAP) kapsamında, ülke bir Emisyon Ticareti Planı (ETS) oluşturmayı planlıyor. ETS, Türkiye'nin AB'nin karbon piyasası ve Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (AB CBAM) ile uyumlu hale gelmesini amaçlıyor.

Özellikle AB'ye yönelik konteyner aktarma trafiğinin Türkiye'deki limanlarda artış göstermesi, bu adımın önemini artırıyor. Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın verilerine göre, Ocak-Mayıs döneminde Türkiye'nin konteyner aktarma trafiği %54 artışla 1,2 milyon TEU'ya ulaştı. Bu trafikte AB ülkelerinin payı %28 olup, toplamda 340.000 TEU'yu buldu. Bu artış, bazı taşıyıcıların AB'nin karbon vergilerinden kaçınmak için Türkiye'yi tercih edebileceği endişelerini de beraberinde getirdi.

Türkiye'nin ETS politikasını benimsemesi, ülkenin AB ile olan deniz ticaretini de uyumlu hale getirecek. Bu durum, hem Türkiye'nin çevresel hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak hem de uluslararası ticarette rekabetçiliğini korumasını sağlayacak.