Turgut ERKESKİN - Genel Transport Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su
185’ten fazla ülkede ve 700’den fazla şehirde çok geniş bir hizmet ağıyla dünya çapında lojistik hizmeti veren Genel Transport, tamamen yerli sermayeli olarak 1988’de kuruldu. Kurulduğu günden bu yana hava, deniz, kara ve intermodal taşımacılık alanlarında faaliyet gösteren firmanın çalışmalarını ve denizcilik sektörüne verdiği hizmetleri Turgut Erkeskin ile konuştuk.
Çok uzun zamandır sektördesiniz ve geniş bir hizmet ağınız var. Faaliyetlerinizden ve hizmetlerinizden bahsederek başlayalım isterseniz.
1988 yılında İstanbul'da kurulan Genel Transport, yüzde 100 yerli sermayeli bir yapıya sahip. Hava, deniz, kara ve intermodal taşımacılık alanlarında, “mükemmel müşteri deneyimi” hedefiyle çözüm odaklı lojistik hizmetler sunan bir şirketiz.
185'ten fazla ülkede ve 730 şehirde uluslararası iş ortaklarımız ve acente ağımızla, farklı sektörler için dünya çapında hizmet veriyoruz. İstanbul’daki Genel Müdürlüğümüze ek olarak, İstanbul Havalimanı, Adnan Menderes Havalimanı, Ambarlı Limanı, İzmir ve Mersin'de ofislerimiz bulunuyor. Karayolu, havayolu ve denizyolu taşımacılığı, faaliyetlerimiz içinde eşit oranlarda yer alıyor.
Endüstri odaklı hizmet modelimizle, havacılık ve savunma sanayi; tekstil ve hazır giyim, kimya, ilaç ve sağlık sektörleri, gıda ve otomotiv gibi farklı sektörlerin ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyoruz. Aynı zamanda proje ve ağır yük taşımacılığı, canlı hayvan taşımacılığı, e-ticaret lojistiği, gemi inşa ve yan sanayii taşımacılığı da hizmetlerimiz arasında yer alıyor.
Denizcilik alanındaki lojistik çözümlerinize ayrı bir başlık açmak isteriz. Bu alanda neler yapıyorsunuz?
Genel Transport, Türkiye’den hareketle ihracat ve ithalatta en çok noktaya ulaşabilen firmalardan biri. Deniz taşımacılığı alanında da Türkiye’nin ihracatının olduğu hemen her konteyner limanından komple ve parsiyel yük olarak ihracat ve ithalat hizmeti veriyoruz.
Dünyanın önde gelen gemicilik şirketleriyle yaptığımız özel hizmet anlaşmaları sayesinde deniz taşımacılığında müşterilerimize rekabetçi çözümler sunuyoruz. Birlikte çalıştığımız çeşitli konteyner taşımacılığı şirketleriyle yaptığımız değerlendirmelerde, bu firmalar için yarattığımız ciro ve sağladığımız iş hacmi bakımından premium müşteriler arasında yer aldığımızı görüyoruz. Bu da deniz taşımacılığı alanındaki faaliyetlerimizin ne kadar güçlü olduğunun önemli bir göstergesi.
Deniz taşımacılığı servislerimiz, konteyner ve Ro-Ro taşımacılığının yanı sıra, aşırı ağırlık ve yükseklikteki kargoları, kimyasalları, tehlikeli malları, ısıya duyarlı ürünleri, filet konteynerlerde taşınan ağır ve geniş yükleri de kapsıyor.
Canlı hayvandan tutun tekneye ve devasa bir trafoya kadar pek çok ve çeşitli şeyler taşıyorsunuz. En ilginç olanlarından bahseder misiniz?
35 yıldır birçok farklı sektörün lojistik ihtiyaçlarını karşılayan bir firma olarak çok çeşitli yükleri taşıyoruz. Bunlar arasında canlı hayvanlar, gıda, kimyasal ve ilaçlar gibi çok yüksek hassasiyet isteyen ve özel koşullar gerektiren yükler de var.
Ancak en sıra dışı yüklerimiz genellikle proje ve ağır yük taşımacılığı alanında oluyor. Proje taşımacılığının doğası gereği, her projenin birbirinden farklı ele alınması gerekiyor. Hem iş güvenliği hem de finansal açıdan önemli riskler içeren, çok deneyim gerektiren bir alan ve Genel Transport olarak bizim en iddialı olduğumuz konulardan biri.
Özellikle enerji sektörü için bu alanda önemli projeler gerçekleştirdik. Örneğin EnerjiSA’nın Bandırma’daki doğalgaz santrali için yaklaşık 7 ay süren bir projemiz oldu. Bu proje kapsamında çeşitli boy ve ağırlıklarda toplam 5 bin tonun üzerinde yük elleçledik. 134 tonluk buhar türbini, 356 tonluk trafo, 457 tonluk jeneratör ve 487 tonluk gaz türbini gibi parçaları gemilerle Bandırma Limanı’na getirip buradan karayoluyla 68 kilometre gibi proje taşımacılığında rekor sayılabilecek bir mesafe boyunca taşıyarak EnerjiSA’nın tesislerine ulaştırdık.
Ayrıca, Forum İstanbul Alışveriş Merkezi’nin en üst katında kurulan ve dünyanın en büyük dinozor temalı parklarından biri olan Jurassic Land için de üstlendiğimiz bir proje oldu. Uzak Doğu’dan gelen devasa boyutlu dinozor maketlerinin üstü açık konteynerlerde vinç vasıtasıyla alışveriş merkezinin en üst katına çıkarıldığını hayal edin. Proje taşımacılığında çok farklı boyut ve özellikte kargolar taşıyoruz ancak dinozorlar bizim için de ilginç bir deneyim olmuştu.
Küresel anlamda güvenilir bir lojistik firması olmak yolunda sertifikasyonun önemi büyük. Siz bu konuda neler yaptınız?
Tüm süreçlerimizde uluslararası standartlara uygun yönetim sistemleri altyapısını sağlayarak, sunduğumuz hizmetlerin kalitesini ve müşteri memnuniyetini artırma hedefiyle başladığımız kalite yönetimi yolculuğumuzda bugüne kadar büyük yol kat ettik.
İlk olarak 2018 yılında ISO 9001 Kalite Yönetim Sertifikamızı alarak tüm ofislerimizde uluslararası standartlara uygun ve etkili bir kalite yönetim sistemine sahip olduğumuzu ispatladık. Ardından 2019 yılında yine tüm ofislerimiz için ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikasyonunu alarak iş süreçlerimizde uyguladığımız bilgi yönetimi sistemlerinin kalitesini ve global standartlara uygunluğunu ortaya koyduk.
Son olarak, bu yıl Eylül ayında ISO 10002 – Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Şikayetleri Ele Alma Yönetim Sistemi sertifikasyonunu da başarıyla tamamladık. Bundan sonraki hedefimiz tüm çalışmalarımızı kabul edilen bu standartlara uyumlu şekilde yapmak. Bir sonraki aşama olarak da ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikasyonunu almak için çalışmalarımız devam ediyor.
Ayrıca AEO Yetkilendirilmiş Yükümlü Belgesine ve ilaç sektörüne yönelik taşıma hizmetlerimiz için İyi Dağıtım Uygulamaları (GDP) sertifikasına sahibiz.
Ekibinizden söz eder misiniz? Başarılı operasyonların arkasında tecrübeli eller vardır mutlaka...
Forwarding sektöründe müşterinin ihtiyaçlarını doğru anlamak, en uygun çözüm ve alternatifleri sunabilmek, doğru fiyatlandırma ve planlama yapmak için ekibinizin deneyimli olması; hem ülkemizdeki hem de çeşitli ülkelerdeki farklı mevzuatsal gerekliliklere ve uygulamalara hâkim olması şart.
Biz bu anlamda son derece deneyimli ve yetkin bir ekibe sahibiz. Özellikle üst yönetim kadromuzda çok uzun süredir bu sektöre hizmet vermiş; sektörümüzün son 20-30 yılda taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm yolculuğuna birlikte adım adım şahitlik ettiğimiz çok tecrübeli isimler var. Ayrıca kimya, ilaç, gıda, otomotiv, AOG, proje taşımacılığı, tekstil ve otomotiv gibi zamana duyarlı ve özel gereklilikleri olan alanlarda uzmanlaşmış ekiplerimiz bulunuyor.
Öte yandan, son 3 yılda pandeminin de etkisiyle hızlanan dijital dönüşüm süreciyle birlikte iş akışlarımızı, operasyonel süreçlerimizi ve kadrolarımızı günün ve geleceğin koşullarına uygun olarak yeniden yapılanma sürecine girdik. Hem biraz önce bahsettiğim gibi sektörel bazlı yeni ürün gruplarına yönelik yapılanmalarımız sonucu hem de artan iş hacmimiz doğrultusunda ekibimizi büyüttük. Şu anda yaklaşık 130 çalışanımız var ve ekibimizin yüzde 43’ü kadın çalışanlardan oluşuyor. Müdür ve üzeri pozisyonlardaki kadın çalışan oranımız ise yüzde 36. Bu, lojistik sektörü için ortalamanın çok üzerinde bir oran.
Dünya piyasalarında çok diken üstü bir durum var. Siyaset ve konjonktür malum... Siz nasıl etkilendiniz bu durumdan?
Geride bıraktığımız birkaç yılda ABD-Çin arasındaki ticaret savaşları, pandeminin etkisiyle talebin azalması ve küresel ticaretin yavaşlaması, konteyner krizi ve tedarik sıkıntısı gibi tüm dünyada sektörü olumsuz etkileyen gelişmeleri birbiri ardına yaşadık. Navlunlarda 3 kata varan artışların yaşandığı bir dönemin ardından geçtiğimiz yılın başından itibaren taleplerdeki artışla birlikte pazarlarda yeniden hareketlenme ve toparlanma başladı; navlunlar yeniden düşüşe geçti. Bu yılın başından itibaren ise Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizi ve yüksek enflasyon gibi çeşitli nedenlerle özellikle Avrupa ile Rusya arasında tansiyonun yükselmesi gibi gelişmeler yine tedarik zincirini olumsuz etkileyen bir belirsizlik ortamı yaratsa da alternatif çözümler arayan ülkeler için Türkiye’nin önemli bir lojistik merkezi olarak öne çıkmasında etkili oldu.
Elbette ki bu krizler ve belirsizlik ortamı herkesi olduğu gibi bizi de etkiliyor ancak önemli olan riskleri iyi yöneterek minimize etmek ve gelişmeleri yakından takip ederek yeni fırsatları yakalayabilmek. GENEL TRANSPORT olarak tüm taşıma modlarında dünyanın hemen her bölgesinde servis verebilmemizi sağlayan çok güçlü ve gelişmiş bir hizmet ağına sahibiz. Bu zorlu dönemlerde çeşitli taşıma modlarını ve güzergahları optimize ederek geliştirdiğimiz hızlı ve esnek çözümler sayesinde, müşterilerimize sorunsuz hizmet sunmaya devam ediyoruz.
Denizcilik alanına dönecek olursak, gemilere ve tersanelere yedek parça tedariği gibi bir hizmetiniz de var. Bundan bahseder misiniz?
35 yıldır hava, kara ve deniz taşımacılığı alanında elde ettiğimiz uzmanlıktan aldığımız güçle; uçak ve gemilere yedek parça teslim hizmeti de portföyümüzde önemli yer tutuyor. Müşterilerimiz için maliyet açısından kritik önem taşıyan bu zamana duyarlı kargoları kapıdan teslim alıp alıcıya teslim aşamasına kadar tüm paketleme, depolama, gümrükleme ve evrak takip süreçlerini yönetiyoruz.
Denizcilik sektöründe yedek parça tedariği hizmetimizi güvertede teslim ve tersanede teslim olmak üzere iki farklı şekilde sunuyoruz. Güvertede teslim işlerde, ekiplerimiz gemi seyir halindeyken istenilen parçayı kapıdan teslim alıp transit teknelerle demir alanındaki gemiye kadar teslim ediyorlar. Tersanede teslim işlerde ise, yeni inşa edilen, tamiri veya bakımı devam eden gemiler için Singapur, Dubai, Rotterdam, Houston, Panama ve İstanbul gibi dünyanın önemli yedek parça üslerinden temin edilen parçaların teslimini yapıyoruz.
Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Kasım-Aralık 2022 - 87. sayısında yayımlanmıştır.