Prof. Dr. İsmail DEMİR - Savunma Sanayii Müsteşarı
Türk Savunma Sanayii son yıllarda gözle görülür bir değişim ve gelişim yaşıyor. Büyük oranda yerli imkanlarla üretilen savunma sanayiine yönelik ürünler hem yurt içinde hem de uluslararası pazarda büyük ilgiyle karşılanıyor. Ülkemiz artık savunmasına yönelik pek çok ürünü kendi imkanlarıyla üretir hâle gelmiş durumda. Sektördeki bu önemli gelişmeleri ve mevcut gidişatı, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir ile konuştuk
Son yıllarda Türk Savunma Sanayii'nde gözle görülür bir ilerleme yaşanıyor. Bunu tetikleyen şey sizce nedir?
Günümüzde savunma sanayiinde teknolojik ilerlemeler önemli boyutlara ulaşmıştır. Dolayısıyla bu teknolojik ilerleme sonucu ülkelerin askeri güçleri, sahip olduğu modern silah sistemleri doğrultusunda belirlenir hale gelmiştir.
Son 10 yılda yüksek teknolojiyi haiz silah sistemlerinin yurtiçinde geliştirilmesine önem verilmeye başlanmıştır. Bugün kendi teknolojisi ve tasarımına ağırlık vermeye başlayan Türk Savunma Sanayii, TSK’nın ihtiyaç duyduğu sistemlerin çok önemli bir bölümünü yerli imkânlarla karşılar bir noktaya gelmiştir. Bu kapsamda ALTAY tankları, MİLGEM korveti, ATAK helikopterleri, HÜRKUŞ eğitim uçakları, ANKA İnsansız Hava Aracı, Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri, Radar Gözlem Uydusu gibi kritik projelerin tamamlanmasına yönelik önemli aşamalar kat edilmiş ve bahse konu sistemler TSK envanterindeki yerini almaya başlamıştır.
Şüphesiz ki kat edilen yolda, izlenen stratejiler önemli bir rol üstlenmektedir. 1990’lı yıllarda hazır alım ile başlayan savunma sistemleri tedariki, 2000 sonrasında Türk Savunma Sanayiindeki bir dizi şirketteki yabancı sermaye payının TSKGV ve Müsteşarlığımız tarafından devralınması ile ortak üretim, özgün geliştirme ve konsorsiyum projelerine yönlenmiştir. Daha önce sivil ürünler için kurulan Otokar, BMC, Nurol Makina gibi şirketler ile ticari gemi inşası ile uğraşan tersaneler başta olmak üzere çok sayıda firma savunma ürünlerine yönelmiş ve özel girişim öncülüğünde savunma alanında yeni şirketler kurulmaya başlanmıştır. Bugünkü savunma sanayi yapısına bakıldığında bir yandan ana yükleniciler tarafında genel anlamda büyük bir gelişme olduğu, diğer yandan da yan sanayi ve KOBİ’lerin savunma sanayine olan ilgisinin gün geçtikçe arttığı görülmektedir.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın, Ankara'da Havacılık ve Uzay İhtisas Organize Sanayi Bölgesi oluşturma çabalarında son durum nedir?
Ana Yükleniciler ile yan sanayi ve KOBİ’lerin ortak bir alanda ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojilere dayalı ürünleri üreteceği, nitelikli işgücüne sahip ve dünyanın sayılı havacılık merkezlerinden biri olmaya aday Havacılık ve Uzay Sanayi Kümelenmesinin kuruluş çalışmalarına 2011’de Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin kararıyla başlanmıştır.
Bu yıl Ocak ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kuruluşu onaylanan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB, TUSAŞ Tesislerine komşu yaklaşık 7,4 milyon m²’lik bir arazi üzerinde konumlanmıştır. Bölgenin yönetiminde, kurucu ortaklar olan Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Ankara Sanayi Odası ve Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği görev almaktadır. Hava taşıtları ve uzay araçları üretimi ve tasarımı konularında faaliyet gösteren firmaların bulunacağı bölgenin, güncellenen teşvik sistemi sayesinde kısa zamanda çok fazla yatırım çekeceği düşünülmektedir.
Hâli hazırda İhtisas OSB’nin sınırları içinde olan kamu arazilerinin OSB Bölge Müdürlüğü’ne geçişi için gerekli çalışmalar sürdürülmektedir. Ayrıca, IDEF 2015 12. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB standı açılarak bölgenin tanıtımı yapılacak, yatırımcıların resmi olmayan ön başvuruları ve talepleri toplanacaktır. İmar planının tamamlanması sonrasında ise resmi başvuruların kabul edilmesi sürecine başlanacaktır.
Hali hazırda yürütülen deniz projeleri ve rakamsal büyüklükleri nedir?
SSM bugün itibariyle 2 askeri tersane ve 6 özel tersanede mali büyüklüğü toplamda 5 Milyar ABD Dolarından fazla olan 15 proje yürütmektedir. Ülkemizin milli klas otoritesi Türk Loydu bu projelerden 2 tanesi hariç tamamında dizayn ve imalata yönelik klaslama hizmeti vermektedir. Özel sektörde gemi inşada 2008 yılından bu yana devam eden daralmayı düşündüğünüzde, 15 proje ile yaklaşık 3000 kişilik istihdamın ve sektördeki bilgi-birikimin devamlılığı ve geliştirilmesinin sürdürülebilirliğine destek verilmektedir.
Projelerde yerli ürün kullanımı ne durumda? Bunun artırılması konusunda neler yapıyorsunuz?
Daha evvel belirttiğim gibi bugün Türk Savunma Sanayii, TSK’nın ihtiyaç duyduğu birçok sistemi yerli imkânlarla üretir bir noktaya gelmiştir. Gelinen aşama şüphesiz çok önemli olmakla birlikte bu alanda daha kat etmemiz gereken önemli mesafeler var. Müsteşarlığımız yerli savunma sanayiinin geliştirilmesi amacıyla sektöre rehberlik etme görevinin bilinciyle, proje faaliyetlerini sanayileşmeye yönelik birimlerin aktif katılımı ile yürütmektedir. Böylece bir taraftan TSK’nın ihtiyaç duyduğu modern savunma teçhizatı tedarik edilirken, diğer taraftan ülkemiz savunma sanayiinin geliştirilmesi mümkün olmaktadır. Müsteşarlık olarak savunma ve güvenlik teşkilatlarının ihtiyaçlarının yurt içinden karşılama oranını tabana yayılmış tedarik zinciri oluşturarak artırma çabalarımız devam etmektedir.
Müsteşarlık olarak yürüttüğümüz projelerde yerli sanayinin azami düzeyde yer almasına ve bu çerçevede özellikle KOBİ’lerin teşvik edilmesine büyük önem veriyoruz. KOBİ’lerin yaratıcı, esnek ve dinamik yapısı sektörü güçlendirerek, yerlileştirme hedeflerine ulaşılmasında önemli katkılar sağlayacak ve nihayetinde sektörde verimliliği artıracaktır.
Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde, Müsteşarlığımız bünyesinde Yan Sanayi ve KOBİ'ler için Kredi ve Teşvik Mekanizması oluşturulmuştur. Savunma Sanayii İcra Komitesi yerli sanayi kuruluşlarına savunma sanayiine yönelik projelerden iş almaları kaydıyla, proje kapsamında ihtiyaç duydukları makine ve teçhizat yatırımlarının finansmanı için proje süresince geri ödenmek üzere Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan kaynak ayrılmasına ve bu kaynağın kredi olarak kullandırılmasına karar vermiştir. Bu sayede özellikle KOBİ statüsündeki firmalarımızın altyapı ihtiyaçlarının finansmanı için uygun koşullarda bir kredi mekanizması oluşturulmuştur.
Ayrıca ülkemizde savunma sanayii alanında bir yetenek envanteri oluşturulması amacıyla başlatılan Sanayileşme portalimiz her geçen gün olgunlaşmakta, firma/ürün/yetenek arama özelliği ile hem ana yüklenicilerimize ve ana yüklenici adaylarımıza, hem de Müsteşarlığımız bünyesindeki proje gruplarımıza sektördeki firmalar ve ürünler hakkında detaylı bilgiler sağlamaktadır. Amacımız portal sayesinde savunma sanayii alanında çalışan ana yüklenicilerimiz ile alt yükleniciler ve yan sanayii firmalarımızın birbirlerinden haberdar olmalarını, iletişimlerini arttırmalarını, bu sayede projelerdeki yerli ürün kullanımının arttırılmasını sağlamaktır.
Uluslararası alanda da ilgi gören projeler yürütüyorsunuz. Bu noktada ihracattaki seyir ne durumdadır?
Türkiye ekonomisinin yükselişinin önemli bir parçası olan savunma sanayiimizin gelişiminin başarılı bir şekilde sürdürülmesi ve dünya pazarlarında daha etkin rol oynaması hususlarında Savunma Sanayii Müsteşarlığımız, faaliyetlerini aynı kararlılıkta gerçekleştirmekte ve siyasi irade tarafından konan yüksek hedeflere ulaşma yolunda çalışmalara devam etmektedir. Bildiğiniz üzere, savunma sanayi üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak için savunma sanayi ürünlerinin ihracatı büyük önem arz etmektedir. Türkiye 2014 yılında bu alanda 1,6 Milyar Dolarlık bir ihracat gerçekleştirmiştir. Bu rakam, geçen yıl 1.4 milyar ABD Dolar olan ihracatın %14.3’lük bir artışı anlamına gelmektedir. Bu artış trendimizle 2016 yılı için hedeflediğimiz 2 milyar ABD Doları ihracatı geçebileceğimizi düşünmekteyim.
Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Mart-Nisan 2015 - 41. sayısında yayımlanmıştır.