Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, toplantıda yaptığı konuşmada, firmanın uluslararası deniz sigortacılığı pazarında sağlam bir yer edindiğini ve bu başarıyı güçlü bir sermaye yapısı, stratejik yatırımlar ve inovatif çözümlerle perçinlediklerini belirtti.
Teker, “Türk P&I Sigorta deniz sigortacılığı alanında 10 yıllık başarı dolu bir süreci geride bırakmış durumdadır. Bu süreçteki stratejik kararlar ve gerçekleştirilen yatırımlar sayesinde, uluslararası deniz sigortacılığı pazarında kabul edilen, kurumsallığını tamamlamış bir “kurum” u ülkemize kazandırmış olmak bizler için büyük bir övünç kaynağı. Bugün güçlü sermayedar yapısı ile hızlı büyümesini sürdüren, her geçen gün uluslararası deniz sigortacılığı pazarındaki payını arttıran şirketimizin 2024 yılını kısaca değerlendirmek, geleceğe dair stratejik hedeflerimizi ve beklentilerimizi paylaşmak amacıyla sizlerle bir araya gelmiş bulunuyoruz” sözleriyle konuşmasına başladı.
10 yıllık bir şirket olarak, 200 yıllık geçmişi olan deniz sigortaları sektöründe uzun yıllardır var olan 12 P&I Kulübü ile aynı ligde yer aldıklarını ifade eden Teker, "Hizmet kalitemizi her gün daha da iyileştirerek, sigortalılarımızın yanında olduğumuzu hissederek uluslararası arenada Türk P&I markasını yukarı taşımak için büyük bir motivasyonla çalışıyoruz” diyerek, Türk P&I’ ın 1 milyar USD’ye kadar teminat sağlayabildiğini, 20’ye yakın ülkede, 10,000’e yakın su aracını sigortaladıklarını, 145 ülkede 370 temsilci ile hızlı hareket kabiliyetiyle her zaman sigortalılarının yanında yer aldıklarını belirtti.
Dünya Denizciliğinin Karşılaştığı Zorluklar
2024 yılı dünya denizciliği için coğrafi, politik ve ekonomik alandaki olumsuz gelişmelerle oldukça zor bir yıl olduğunu ve olmaya devam ettiğini ifade eden Değer konuşmasını şöyle sürdürdü; "Her ne kadar yıl içinde Panama Kanalı’ndaki gemi derinlik kısıtlamalarının biraz daha hafifletilmesi bu kanalı kullanan gemilerin ve işletmelerin maliyetlerini azaltıyor gibi görünse de kanalı kullanabilecek gemilerin sayısının artmasıyla kanal geçişi için bekleme süreleri de paralel olarak artmaya başladı. Bu coğrafi gelişmelerin üzerine geçtiğimiz haftalarda ABD Atlantik kıyılarında üst üste gelen katastrofik Helene ve Milton kasırgaları, mart ayında yine Amerika`daki Baltimore Köprüsü yıkılması sonucu kapalı kalan limanların, bölgesel ve global ürün tedariki üzerindeki etkileri beklenilenin çok üzerinde gerçekleşti. Bu ekonomik ve coğrafi gelişmelerin yanında, 2021 yılında yaklaşık 3,5 ay boyunca Süveyş Kanalı’ nın kapalı kalmasına sebebiyet veren Ever Given gemisinin kanal içinde sıkışması hadisesiyle oluşan global krizin etkileri henüz geçmemişken, Yemen`deki Husilerin ticaret gemilerine 2023 sonundan itibaren gerçekleştirmeye başladıkları saldırılar sonucunda hem maddi hem de Mart 2024 itibarıyla insani kayıplar verilmeye başlandı. Bu durum büyük denizcilik şirketleri de dahil olmak üzere pek çok gemi sahibi/işletmenin emniyet tedbiri olarak Süveyş Kanalı rotası yerine Ümit Burnu üzerinden Afrika’yı dolaşmayı tercih etmelerine sebep oldu. Bu tercihin kaçınılmaz sonucu olarak işletme maliyetleri etkilenmeye başladı ve uzayan sefer süreleri küresel tedarik zincirinde de önemli değişikliklere ve dalgalanmalara yol açtı.
Politik ve coğrafi zorlukların bir başka konu başlığı olan ve artık sürekli devam eden bir sorun olan korsanlıkla ilgili de önemli mesafeler maalesef alınamadı. Alınan tüm önlemlere ve teknolojik gelişmelere rağmen yılın ilk 6 ayı itibarıyla Aden Körfezi/Somali sahasında, Doğu Afrika`daki Gine Körfezi’ nde ve Singapur Boğazı’nda, Bangladeş ve Endonezya bölgelerinde rapor edilen hadiselerdeki genel azalma 2023’e göre maalesef yüzde 10’a bile ulaşmadı.
Netice itibarıyla bahsettiğimiz tüm bu gelişmeler özellikle gemi sahiplerinin artan maliyetler ve düşen navlunlar sebebiyle, giderleriyle ilgili önlemler almaya itmekte, talepler çeşitlenmekte ve doğal olarak işletme gider kalemleri içerisinde yer alan sigorta konusunda hem kapsamlı hem de yenilikçi çözümler üreten ve kendilerini emniyette hissedecekleri sigorta şirketleriyle çalışmaya itmektedir.
Bizler de Türk P&I Sigorta olarak Türkiye’nin deniz sigortacılığına yönelik uluslararası iş birliklerini güçlendirmeye ve Türkiye'nin küresel sigortacılık pazarında daha fazla yer almasına yönelik fırsatları değerlendirmek adına stratejiler geliştirmeye ve uluslararası hassasiyetleri göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz. Bu hassasiyetlerin önemli parametrelerinden biri olan ambargoyla da ilgili birkaç cümle etmek gerektiği düşüncesindeyiz. Hali hazırda devam eden Rusya/Ukrayna sorunu ve zaten uzun süredir devam eden İran-Venezuela/Kuzey Kore gibi ülkelere uygulanan ambargolar hepimizin malumudur. Son dönemde bunun üzerine eklenen Doğu Akdeniz`deki yeni siyasi konjonktürle birlikte özellikle Asya-Pasifik ve Afrika bölgelerinde genişleyen deniz ticareti sigorta taleplerinin artmasına sebep olmaktadır. Ambargo konusunda hassas bir coğrafi konumda bulunmamız, sigortalılarımızı risklerle ilgili hem sigortalama öncesinde hem de sonrasında zamanında ve doğru olarak bilgilendirmemiz ve son olarak reasürans anlamında birlikte çalıştığımız uluslararası şirketlere karşı güçlü konumumuzu korumamız adına ambargo kontrolleri konusunda da son derece hassas ve dikkatli olduğumuzu belirtmek isterim.”
Reasürans Piyasalarındaki Sıkışıklık ve Yeni Hedefler
Kaptan Değer Pamuk, 2024 yılı itibarıyla reasürans piyasalarında gözlemlenen sıkışıklıkların, sigorta şirketlerinin risk yönetimi stratejilerini zorlaştırdığını, yıl içindeki yenilemelerde limit sıkıntıları yaşandığını iletti. Artan doğal afetler ve jeopolitik riskler gibi konular nedeniyle reasürans maliyetlerinin yükseldiğini, uluslararası pazarda sigorta şirketlerinin yüksek primlerle yeni sözleşmeler yapmak zorunda kaldığını iletti.
Ufuk Teker ise Türk P&I’ın 2024 yenilemelerini başarıyla ve zamanında tamamladığını, 2024 yılında yaşanan süreci de dikkate alarak 2025 yılı yenileme çalışmalarına çok daha erken başladıklarını ileterek mevcut reasürans şirketleriyle yakın temas halinde olduklarını ve büyüme stratejilerini de destekleyecek şekilde alternatif risk transfer çözümlerini de araştırdıklarını belirtti.
Türk P&I, Gelirlerinin %60’ını Uluslararası Pazarlardan Gerçekleştiriyor
Türk P&I 2026 Sonunda 100 Milyon USD Prim Üretimi Gerçekleştirmeyi Hedefliyor
2025 Yılında 25 Milyon USD Hizmet İhracatı Gerçekleştirme Hedefi
Güngör Türk P&I’ın uluslararası deniz piyasasındaki aktif rolünü tamamlamak adına şirketlerinin 2024 yılında yaptıkları yatırım ile İstanbul Finans Merkezi'nde (İFM) yer alan ilk sigorta şirketi olduğunu, İFM bünyesinde oluşturulan finansal ekosistemi geliştirmek, deniz sigortacılığı alanında ülkemizi bir çekim merkezi haline getirme hedefiyle katılımcı belgelerini almalarını takiben yalnızca ilk 6 ayda 10 milyon USD’yi aşan finansal hizmet ihracı gerçekleştirdiklerini, 2025 yılı hedeflerinin ise 25 milyon USD’yi aşmak olduğunu belirtti.
Hizmet İhracatçıları Birliği Üyeliğine Kabul Edildi
İFM bünyesinde katılımcı belgesi almalarını takiben Hizmet İhracatçıları Birliği’ne de kabul edildiklerini ileten Enis Güngör, bu üyeliklerin Türk P&I’ın uluslararası büyüme hedeflerinin bir göstergesi olduğunu belirterek şirketlerinin 2022-2023-2024 yıllarında toplamda 75 milyon USD'yi aşan hizmet ihracatı gerçekleştirmiş olacağını, Türk P&I’ın bu başarısının, yalnızca şirketin değil, aynı zamanda Türkiye’nin deniz sigortacılığı sektöründeki yükselen gücünü de simgelediğini ifade etti.
Türk P&I 2024 Yılında 200 Milyon TL Sermaye Artışı Gerçekleştirdi
Türk P&I’ın kamu ve özel sektör ortaklığı ile kurulmuş bir kurum olduğunu belirten Ufuk Teker, şirketlerinin büyüyen operasyonlarını desteklemek ve özkaynak yapısını güçlendirmek amacıyla 2024 yılında 200 milyon TL tutarında nakdi sermaye artışı gerçekleştirdiğini; sermaye artış kararının ise kurulduğu günden itibaren şirket hissedarları arasında devam eden güçlü uyumu ve hissedarların Türk P&I’ın iş modeline duydukları güveni gösterdiğini, sermaye artışından elde edilen fonların büyüme ve stratejik yatırımlarda değerlendirileceğini iletti.
Türk P&I Sigorta Kredi Derecelendirme Notunu Arttırdı
Sözlerine Eylül ayı içinde Fitch Ratings tarafından açıklanan finansal derecelendirme not artışı hakkında bilgi vererek devam eden Ufuk Teker; Türk P&I’ın Ulusal Sigortacı Finansal Gücüne ilişkin notun Fitch Ratings tarafından AA- olarak açıklandığını ve bu notun finansal sürdürülebilirliğe verdikleri önemin, güçlü kurumsal yapılarının somut bir göstergesi olduğunu belirtti.
Dijital Yatırımlar
Toplantının soru cevap bölümüne geçilmeden önce Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker şirketlerinin 2020 yılında Business Intelligence raporlama programı ile başladığı teknoloji yatırımlarına devam ettiğini, 2024 yılı içinde ekspertiz raporlamalarında kullandıkları Risk Değerlendirme Yazılımını devreye aldıklarını ve bu yazılım sayesinde surveyörlerin ekspertiz çalışmalarını dünyanın herhangi bir yerinden anlık olarak raporlayabildiklerini, sigortalı portföyleri ve taşıdıkları riskler anlamında daha hızlı ve etkin istatistikler elde edebildiklerini belirtti. Bununla birlikte 2025 yılında ise Üretim Departmanı bünyesinde kullanılacak Fiyatlandırma Yazılımının ise planlandığını, buna benzer teknoloji yatırımlarıyla şirketlerinin süreçlerini dijitalleştirmede kararlı olduklarını ve bu sayede operasyonel verimliliklerini artırma hedefi ile hareket edeceklerini iletti.
Yeni Mezun Projesi ve Uluslararası Temsil
Sözlerine geçtiğimiz yıl hayata geçirdikleri “Yeni Mezun” projesi hakkında bilgi vererek devam eden Teker; denizcilik ve sigorta bölümlerinden mezun olan gençleri ekiplerine dahil ettiklerini ve bu stratejiden çok memnun olduklarını, ekip arkadaşlarının gelişiminin en önemli önceliklerinden biri olduğunu ve bunu desteklemek adına uluslararası eğitim programlarına katılımı teşvik edeceklerini, bu sayede şirket bünyesinde uzmanlıkları ve yetkinliklerini arttırmayı hedeflediklerini iletti.
Ayrıca bu yıl 150 yıllık Uluslararası Deniz Sigortaları Birliği (IUMI) hukuk komitesine TSB'yi temsil etmek üzere Türk P&I Sigorta’dan bir temsilcinin seçildiğini duyurdu.
Sadece bir sigorta şirketi olmadıklarını, Türk denizcilik sektörüne de katkı sağlayan bir şirket konumunda olduklarını her zaman dile getiren Teker, Türk P&I Sigorta olarak, deniz sigortacılığı alanındaki liderliğini sürdürerek hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada daha büyük başarılara imza atmayı hedeflediklerini, bu yolda yanlarında olan ve şirketlerini destekleyen tüm hissedarlarına, ekip arkadaşlarına ve sigortalılarına teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.