Trump'ın Panama Kanalı'nı alma isteği, "Tarafsızlık Antlaşması" çerçevesinde çıkmaza giriyor

ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump'ın, "Panama Kanalını geri alıyoruz" ifadesinin ardından, bu girişim 1977'de ABD ile Panama arasında imzalanan "Tarafsızlık Antlaşması" çerçevesinde çıkmaza giriyor.

Eski ABD Başkanı Jimmy Carter ve eski Panama Devlet Başkanı Ömer Torrijos'un 7 Eylül 1977'de imzaladıkları "Panama Kanalı Anlaşması" ve "Tarafsızlık Anlaşması"na göre, kanalın kontrolü 31 Aralık 1999'da biten ilk anlaşmanın ardından süresiz olarak Panama'ya devredildi.

Anlaşmanın 4'üncü maddesi, "Amerika Birleşik Devletleri ve Panama Cumhuriyeti, iki akit taraf arasında akdedilen diğer antlaşmaların feshine bakılmaksızın, Kanal'ın daimi olarak tarafsız kalması için bu Antlaşmada tesis edilen tarafsızlık rejimini sürdürmeyi kabul eder." söz konusu anlaşmayı yapılacak bir başka anlaşmanın etkisi dışında tutuyor.

Trump, kanalın Çin kontrolünde bulunduğunu ve bunun Tarafsızlık Anlaşmasına aykırı olduğu iddiasında lakin iddia kanıtlansa dahi kanalın kontrolünün anlaşma çerçevesinde ABD'ye devredileceğine yönelik bir madde yer almıyor.

Kanal Anlaşması kapsamında, ABD'nin bölgede askeri varlık bulundurması şart koşulurken, Tarafsızlık Anlaşması'nın 5. maddesine göre, Kanal Anlaşması'nın sona ermesinin ardından kanalda yalnızca Panama'nın askeri güçlerinin bulunmasına izin veriliyor.

Anlaşmanın 3'üncü maddesine göre, tüm ulusların savaş gemileri, iç işleyişlerine, sevk araçlarına, menşelerine, varış yerlerine veya taşıdıkları silahlara bakılmaksızın, geçiş koşulu olarak denetim, arama veya gözetime tabi tutulmaksızın kanaldan geçebiliyor.

Bu tür gemilerden yürürlükteki sağlık, temizlik ve karantina yönetmeliklerine uyduklarını belgelemeleri istenebiliyor ancak gemilerin iç işleyişlerini, menşelerini, silahlarını, yüklerini veya varış yerlerini açıklamayı reddetme hakkı bulunuyor.

Panama kanalının kilitli havuz sistemi
Kosta Rika ve Kolombiya arasında bulunan Orta Amerika ülkesi Panama'ya ait olan Panama kanalı yaklaşık 77 Kilometre uzunluğunda ve kilitli havuz sistemi ile çalışıyor.

Kanalın bir çok farklı yerinde yükseklik farkı gözlemlenirken, bir geminin kanaldan geçişi 8 ila 10 saat arasında sürüyor.

Kanal sayesinde ABD'nin Doğusu ve Batısı arasında seferçıkan bir geminin iki okyanus arasındaki yolculuğu yaklaşık 15 bin kilometre, Avrupa'dan Doğu Asya'ya giden bir geminin yolunu ise 3 bin 700 kilometre kısaltmış oluyor.

Su seviyesindeki farkın kanal boyunca değişmesi sebebiyle, kanal yolculuğu sırasında gemileri yükselten ve alçaltan bir kilitli havuz sistemi bulunuyor.

Kanala giriş yapan bir araç kilitli havuz sistemi sayesinde ilk olarak 26 metre yükseltiliyor.

Gemiler son olarak Pasifik okyanusuna gelmeden hemen önce alçaltılan su seviyesi ile okyanuslar arası yolculuklarını tamamlamış oluyor.

Kanal dünya deniz ticaretinin yüzde 5'ini kapsıyor
Son yıllarda küresel deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 5'ini kapsayan, hükümetten bağımsız bir Panama kurumu tarafından işletilen ve hükümete yıllık 2,5 milyar dolar gelir sağlayan, Pasifik ve Atlantik okyanusları arasında bulunan kanal jeopolitik konumundan dolayı ülkeler için büyük önem taşıyor.

Trump, başkanlık konuşmasında kanalda "Amerikan gemilerine aşırı ücretlendirme uygulanıyor ve hiçbir şekilde adil davranılmıyor." ifadesi ile kanalın tarafsızlığındaki şüphelerini dile getirmişti.

Öte yandan Economist'e konuşan Panamalı Ekonomi uzmanı Eddie Tapiero, ücretlerin talebe göre belirlendiğini ve normal dönemlerde bu ücretin herhangi bir aracın ortalama yolculuğunun maliyetinin yüzde 5'ini kapsadığını söylemişti.

Kurak ve daha az geminin geçebileceği dönemlerde gemilerin öncelik için el yükseltebildiği bilinirken, 2023'te sıvılaştırılmış doğal gaz satan bir gemi geçiş için 4 milyon dolar ödemişti.

ABD'nin askeri araçlarının kanalda sıra beklemeden geçebilme özelliği göz önünde bulundurulurken, ABD'nin eski Panama Büyükelçisi John Feeley, ülkenin kanala geçiş ücreti olarak son 9 yılda sadece 17 milyon dolar ödediğini söylemişti.

Her ne kadar Trump'ın "Çin Panama Kanalı'nı işletiyor." iddiasının somut bir gerçekliği olmasa da, Çin'in Panama'da büyük çaplı yatırımları olduğu ve ülkenin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kestiği biliniyor.

Öte yandan, Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, 2024'te göreve gelmesinden kısa bir süre sonra altyapı projesi kapsamında hızlı tren hattı yapılması konusunda ABD'li bir şirketle anlaşmıştı.
 

Güncel Haberleri

Trump'ın gündemindeki Alaska, büyük çaplı yer altı kaynaklarına sahip
Meksika Körfezi, küresel ticaret için önemli
Ateşkesin ardından Babu'l Mendeb Boğazı'nda sükunet bekliyor
Aliağa Gemi Söküm Tesisleri mahkemelik oldu
Trump, ilk konuşmasının bir bölümünde yine Panama Kanalından sözetti