Ayşem ULUSOY - UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
Türk lojistik sektörünün sesi olarak sektörü ve üyelerini yurt içi ve dışında pek çok platformda temsil eden Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nde bayrak değişimi yaşandı. Derneğin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, yeni dönem için projelerini ve hedeflerini anlattı.
Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. İki ekip yarıştı ve siz başkan seçildiniz. Neler söylemek istersiniz?
Lojistik sektöründe çok önemli ve aynı zamanda çok keyifli bir görevi devralmanın gururunu yaşıyorum. Bu süreçte bana destek veren tüm üyelerimize, Önce UTİKAD ekibindeki çalışma arkadaşlarıma ve aileme çok teşekkür ediyorum. Sektörün yol alması, gelişmesi ve küresel entegrasyonun sağlanması için en doğru adres her zaman UTİKAD oldu ve olmaya devam edecek.
Derneğinizin faaliyetlerinden bahseder misiniz? Sektöre yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
UTİKAD olarak Türkiye lojistik sektörünü ve dernek üyelerini ulusal ve uluslararası düzeyde en iyi şekilde temsil etmek, sektörün uluslararası standartlarda ve sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak ve dernek üyelerinin gelişimini destekleyici faaliyetleri yürütüyoruz. Üyelerimizin risk yönetimi faaliyetlerine destek sağlamaktan mesleki eğitimlerle çalışanlarının donanımlarını artırmaya kadar pek çok alanda üyelerimize hizmet sunuyoruz.
UTİKAD'da kurumsal hafıza önemli bir kazanım. Sizin de üyesi olduğunuz önceki yönetim pandemi koşullarında zorlu bir süreç geçirdi. Edinilen tecrübelerden yararlanacaksınız sanırım.
Evet, kurumsal hafızanın sektör için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sektörün içinde geçirdiğim çeyrek asırda sektörün farklı evrelerine, gelişim süreçlerine tanık oldum. Telex ve faks mesajları çektiğimiz dönemden tek tuşla iş halletme çağına geçtik. Lojistik aktif, dinamik, her daim aksiyonlarla dolu bir alan.
UTİKAD olarak sektörümüze faydalı olacağına inandığımız yeni projeler geliştirdik. Eğitimden kalifiye iş gücüne, uluslararası entegrasyondan kurumsal çözümlere kadar üyelerimizi her alanda destekleyecek projelerimizi hayata geçirmek için çalışacağız. Tabii ki yeni projelerimizin yanı sıra bir önceki Yönetim Kurulu’nun sektörümüze katkı sağlayan tüm projelerinin de takipçisi olacağımızın ve aynı özenle sürdüreceğimizin de altını çizmek isterim.
Dernek çatısı altında bazı çalışma gruplarınız var. Bu gruplardan denizyolu taşımacılığı ile ilgili olanın faaliyetlerinden ve girişimlerinden bahseder misiniz?
Sektörel ve bölgesel özelliklere göre 7 farklı gruba ayrılmış olan UTİKAD Çalışma Grupları’nda lojistik sektöründeki gelişmeler değerlendirilmektedir. UTİKAD üyesi firmaların karşılaştıkları operasyonel sorunlar çalışma grubu toplantılarında ele alınmakta ve bu sorunlara yönelik çözümler üretilmektedir. Koronavirüs salgını sebebiyle dünyanın ve ülkemizin geçirdiği zor günlerde güvenlik tedbirleri kapsamında etkinlik, toplantı gibi faaliyetlerin yasaklanması ve değişen çalışma şartları ile birlikte çalışma grubu toplantıları çevrimiçi yapılmaya başlanmış, ulaştırma ve lojistik sektörünün sorunları ile çözüm önerileri çalışma grubu toplantılarında görüşülmüştür. UTİKAD Çalışma Grupları’nın ortaya koyduğu çalışmalar ve öneriler UTİKAD Yönetim Kurulu tarafından değerlendirilerek atılacak adımlar ve yapılacak girişimler belirlenmektedir. UTİKAD Çalışma Grupları resmi kuruluşlar, diğer ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu ile paylaşılacak çözüm önerileri ve görüşlerin mutfağı olma niteliği taşımaktadır.
UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Özkal başkanlığında toplantılarını gerçekleştiren Denizyolu Çalışma Grubu’nun temel gündem maddelerinden bazıları:
• Hatların mevcut uygulamaları ve ekipman sorunları,
• COVID-19 salgını sürecinde denizyolu taşımacılık operasyonları,
• Demuraj süreçleri,
• Yük Teslim Talimat Formu’na ilişkin gelişmeler,
• Denizyolu taşımacılığının geliştirilmesi adına iyi uygulama örnekleri.
Sektörünüz risk yönetiminin önem arz ettiği bir sektör. Bu konuda neler yapıyorsunuz?
Üyelerimizin yapmakta olduğu hava, kara, deniz, demiryolu ve multimodal taşımacılık faaliyetleri başta olmak üzere, depolama ve lojistik hizmetlerinden doğan operasyonel sorumluluklarının, doğru ve uygun şartlar ile sigorta teminatı altına alınması amacıyla UTİKAD tarafından Risk Yönetimi Projesi yürütülmektedir.
Bu proje ile hasar halinde daha iyi servis alınabilmesi için kalitenin arttırılması ve teminat kapsamının en doğru şekilde oluşturulması hedeflenmektedir. Projemiz UTİKAD Risk Yönetimi Müdürü Pınar Kapkın tarafından yürütülmektedir.
Dernek olarak dijitalleşme konusunda çalışmalarınız var. Mobil UTİKAD gibi... Pandemi sürecinde dijital mecraların önemi daha da görünür oldu. Sizin bu alanda yeni projeleriniz var mıdır?
Yeni projeler her zaman gündemimizde olmaya devam ediyor. Yaşanan salgın krizi; yeni iş yapma biçimlerinin geliştirilmesi, temassız ve dijital uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu nedenle lojistik ve taşımacılık süreçlerinde daha gelişmiş dijitalleşme ve otomasyon uygulamaları geliştiren kurumlar birkaç adım öne çıkacaktır. UTİKAD olarak sıkça söz ettiğimiz e-ticaret, dijital uygulamalar, evrakta otomasyon konuları gündemimizde tutmaya devam ediyoruz. İlgili paydaşların yer alacağı 2020 yılında başlanan UTİKAD Ulusal Dijital Lojistik Platformu model çalışmaları tamamlanarak “Türkiye Dijital Lojistik Platformu Kavram Raporu” ilgili Bakanlıklara sunulmak üzere hazırlanmıştır. Türkiye’deki lojistik sektörünün dijitalleşmesine yönelik yol haritasını ortaya koyan çalışma önümüzdeki yıllarda sektörün odak noktası olacaktır.
Bunların yanı sıra seçim öncesinde üyelerimizle paylaştığımız istatistik oluşturma, segment bazlı ihtiyaç ve sorunları tespit ederek çözüm önerileri geliştirme, tüm üyelerimizi dernek çalışmalarına daha geniş katılımla dahil etme, KOBİ ölçekli üyelerimize sunduğumuz kurumsal iletişim danışmanlığı hizmetimizi yaygınlaştırma, hazırlıkları ve içerik geliştirme çalışmalarını yıllardır sürdürdüğümüz UTİKAD TV için finansman yaratma gibi pek çok projemiz de bu dönemde üzerinde yoğunlaşarak çalışacağımız hedeflerimizdir.
Yıllardır sektörü bilen biri olarak, lojistik sektörünün son iki yıldaki durumundan bahseder misiniz?
Pandemiden en fazla etkilenen sektörlerin başında ulaştırma sektörü geliyor. Bu dönemde özellikle havayolu, karayolu ve denizyolunda operasyonel sıkıntılar yaşandı. Taşıma modlarına göre bakacak olursak havayolunda kargo uçaklarına olan talebin arttığını, denizyolunda konteynerlerin belirli bölgelerde birikmesi ve diğer bölgelerdeki talepleri karşılayamaması gibi sebeplerle navlunların arttığını, karayolunda yük sayısı ve iş hacimlerinde artışların olduğunu, demiryolunun ise pandeminin kurtarıcı taşıma modu olduğunu söyleyebiliriz.
Salgın küresel ticarette tedarik sıkıntısını da beraberinde getirdi. Pandemi sürecinde, Çin’den yeterince hizmet ve tedarik sağlayamayan küresel şirketlerden bazıları satın alma operasyonlarını Türkiye’ye yönlendirdi. Küresel ticaretteki bu hedef değişimini pandemi şoku ile başvurulmuş geçici bir yöntem olarak değerlendirmiyoruz. Muhtemelen Türkiye’ye yönelen satın alma eğilimleri 2021 sonrasında da artarak devam edecektir.
Bu etkenler ve eğilimler de sektörümüzün hızlı büyümesini destekler niteliktedir. Pandemi döneminde çevik ve hızlı tepkiler veren, önlemler alan Türk lojistik sektörü ve meslektaşlarımız küresel etkenler haricinde lojistik akışların aksamasına izin vermemiştir. Bu da sektörümüze yurt dışı yatırımcının ilgisini arttırmıştır. Son iki yılda lojistik sektörünün de sağlık sektörü kadar önemli bir sektör olduğu anlaşıldı ve ne mutlu ki Türk lojistik sektörü bu süreçten alnının akıyla çıkabildi.
Ulusal ve uluslararası kurumlar nezdinde sektörü temsil ediyorsunuz. Bu çalışmalarda ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Taşımacılık ve lojistik sektörü en önemli döviz kazandırıcı hizmet ihracatı sektörlerinden birisi olmasına Turquality / Marka desteği gibi programlara giren firmalara verilen desteklerin haricinde destek görmemektedir. Oysa en büyük döviz kazandırıcı sektörlerden birisi olarak, diğer hizmet ihracatçısı sektörlere tanınan teşvik ve desteklerin benzerlerinin taşımacılık sektörüne de yaygın olarak sağlanması gerekmektedir.
Ülkemiz, Lojistik Performans Endeksi’nde gerileme gösteren bir profile sahiptir. Lojistik Performans Endeksi’nde işaret edilen gelişime açık alanların kamu idaresi birimleri ve UTİKAD gibi sivil toplum kuruluşlarının iş birliği ve diyaloğu ile iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı, üst sıralarda yer alan Almanya, İsveç ve Belçika gibi ülkelerin iyi uygulamaları örnek alınmalıdır.
Boş gidiş-dönüşler ile yürütülmeye çalışılan operasyonların sürdürebilir olmadığı çok açıktır ve bu durum için devlet tarafından acil bir destek paketine ihtiyaç duyulmaktadır. Destekle birlikte süreçlerin iyileşebilmesi için ticaretin çift yönlü olarak geliştirilmesi, yaygınlaştırılması, kolaylaştırılması gerekmektedir.
COVID-19 salgınında sağlık sektörü kadar önemli bir sektör olan lojistik sektörünün faaliyetlerinin devamlılığının önemi vurgulanmış oldu. Gerek ulusal ve gerekse uluslararası taşımaları kapsayacak şekilde lojistik sektörü için uygulamaya alınacak bir “yeşil hat” uygulaması, etkilerini uzun süre tecrübe edeceğimiz COVID-19 salgını dahil olmak üzere ülkece veya tüm dünyanın deneyimleyeceği bir afet durumunda lojistik sektörünün faaliyetlerinin devamlılığını sağlayacak bir adım olacaktır.
Lojistik faaliyetleri çevresel hassasiyetin yüksek olması gereken bir alan. Bu konuda çalışmalarınız, kural ve kaideleriniz var mıdır?
Taşımacılık ve lojistik sektörü sera gazı emisyonunda önemli paya sahiptir. Bu noktada farklı taşıma türlerinin kombinasyonu, yakıt karışımındaki değişiklikler, sürdürülebilir taşımacılık türlerinin daha yaygın kullanımı, dijitalleşme ve teşvik mekanizmaları gibi araçlar ile karbon emisyonunda hedeflenen azaltıma ulaşılması sağlanacaktır.
Ağırlıklı olarak karayolu ile taşınan yükün demiryolu ve kombine taşımacılık gibi çevre dostu taşıma türlerine kaydırılması, taşıma türleri arasındaki yük aktarmalarının kolaylaştırıldığı lojistik merkezlerin doğru kurgulanması ve sürdürülebilirlik prensibi esasında getirilecek mevzuat ve uygulama değişikliklerinin gündeme alınması gerekebilecektir. Çevreye duyarlı teknolojilere yatırım yapılması, bu yatırımların teşvik edilmesi, transit taşımacılığın fiziki ve mevzuat altyapısının geliştirilmesi ve kolaylaştırılması ise alınacak diğer önlemler olarak değerlendirilebilir.
2014 yılında UTİKAD tarafından İstanbul’da, ‘Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme’ mottosuyla düzenlenen 52. FIATA Dünya Kongresi’nde UTİKAD tarafından oluşturulan ve ilk kez tanıtılan Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası, UTİKAD’ın sektörün sürdürülebilirliğine atfettiği önemin mutlak işaretçilerinden biridir. Sertifika kapsamında sürdürülebilirlik sadece iklim değişikliğine indirgenmeyerek, çalışan haklarından müşteri memnuniyet sistemine kadar geniş bir perspektifte lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmaların sürdürülebilirliğine bütünsel bir yaklaşım geliştirildi. UTİKAD, Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası girişimi ile 2018’de gerçekleşen V. İstanbul Karbon Zirvesi kapsamında karbon ayak izini azaltarak iklim değişikliği ile mücadeleye destek olan kuruluşlara verilen Düşük Karbon Kahramanı Ödülü’nü aldı.
Eğitim çalışmalarınız da var. Siz bu çalışmalar konusunda ne gibi yenilikler düşünüyorsunuz?
UTİKAD olarak eğitim her zaman gündemimizde olan en önemli konularımızdan biri olduğu için eğitim projelerimiz devam ediyor. Eğitim çalışmalarına devam eden UTİKAD Akademi markasının bilinirliğinin arttırılması, FIATA Diploma Eğitiminin çevrimiçi olarak düzenlenmesi için FIATA’dan akreditasyon alınması gibi çalışmalarımız devam ediyor.
Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Eylül-Ekim 2021 - 80. sayısında yayımlanmıştır.