Arsenio DOMINGUEZ
IMO Secretary General
Kızıldeniz’de gemilere yönelik artan saldırılar ve sektörün 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi gibi küresel zorluklar, IMO’nun yeni Genel Sekreteri Arsenio Dominguez için öncelikli konular arasında. Görev süresi boyunca, denizcilik sektörüne yönelik düzenleyici çerçeveleri güçlendirmeyi, deniz güvenliğini artırmayı ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için güçlü adımlar atmayı hedefleyen Arsenio Dominguez, aynı zamanda gençlerin sektöre katılımını teşvik etmeyi de amaçlıyor.
Genel Sekreter olarak, dünya denizcilik camiası için zorlu bir dönemde liderlik etme görevini üstlendiniz. Mevcut durum hakkında genel bir tablo çizebilir misiniz? Görev süreniz boyunca Genel Sekreterlik göreviyle ilişkili hedefleriniz nelerdir?
Bir yandan Kızıldeniz'de gemilere yönelik esef verici saldırılar devam ederken jeopolitik gerginliklerin vahim etkilerine tanık oluyoruz. Aynı zamanda sektör, uluslararası deniz taşımacılığını yaklaşık 2050 yılına gelindiğinde tamamen karbondan arındırma gibi büyük bir hedefe doğru adımlar da atıyor. Tüm bunlar, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zekâ alanındaki gelişmelerin damgasını vurduğu, hızla değişen bir dünyada gerçekleşiyor. Denizcilik sektörü de bunlara ayak uydurmalıdır.
Bu zorluklar karşısında benim amacım, IMO'nun mevcut durumu göz önünde bulundurarak sektör için sağlıklı bir düzenleyici çerçeve hazırlama sorumluluğunu yerine getirmesini sağlamaktır. Üye Devletler, özellikle de En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC'ler) ve Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS), ihtiyaçlarına yönelik programlarla iyi bir şekilde desteklenmelidir. Ayrıca IMO'nun kamuoyundaki imajını güçlendirmek için çalışmalı ve çalışanlarımıza yatırım yapmalıyız.
IMO'nun okyanusların korunmasına yönelik çalışmalarını ön plana çıkaracağımız ve gençlerin katılımına daha fazla odaklanacağımız önümüzdeki yılı düşünmek bana heyecan veriyor.
Kızıldeniz'de gemilere yönelik saldırılar gibi son zamanlarda meydana gelen olaylar ışığında, denizcilik sektöründe güvenliğin büyük önem taşıdığı açık. Denizcilik camiasında güvenliği artırmak için ne gibi önlemler alıyorsunuz?
IMO, Kızıldeniz'de gemilere yönelik yasadışı ve haksız saldırılara son verilmesi ve sekiz ayı aşkın bir süredir alıkonulan MV Galaxy Leader ile mürettebatının derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulunmaya devam etmektedir.
Elime geçen her fırsatta, tüm paydaşlarla görüşmelerimde ve iletişimimde denizcilerimizin esenliğini durmaksızın savunuyorum. Umudumuz krizin barışçıl diyalog ve diplomasi yoluyla çözüme kavuşturulmasıdır. Deniz Güvenliği Komitesi (MSC) Husilere sözü geçebilecek tüm tarafları bu nüfuzlarını kullanarak saldırılara son verdirmeye çağırdı.
IMO, mevzuat hazırlama, deniz güvenliği eğitimi, bölgesel stratejiler geliştirme ve bilgi paylaşım ağları yoluyla Kızıldeniz'de deniz güvenliğini güçlendirmek için bölgesel ve ulusal kuruluşların kapasitesini geliştirmeye yönelik teknik destek sağlamaktadır.
Denizcilik sektöründe karbon salınımının azaltılması açısından önemli bir dönüşüm yaşanmaktadır. Sektördeki karbon emisyonlarını azaltmak için uygulamaya koyduğunuz girişim ve hedeflerden bazılarını bizimle paylaşabilir misiniz? Dünya 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşabilecek mi?
Denizciliğin karbondan arındırılması tüm IMO Üye Devletleri için önemli bir hedeftir. Bu bağlamda Gemilerden Kaynaklanan Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına ilişkin 2023 IMO Stratejisi, net bir yön çizmektedir. Karbon salınımına son verilmesi, LDC'ler ve SIDS de dâhil olmak üzere gelişmekte olan ülkelere sıfır ve sıfıra yakın sera gazı emisyonlu yakıtların üretim değer zincirinde yer almaları için yeni fırsatlar sunmaktadır.
Bununla birlikte, karbonsuzlaştırma kolay bir süreç de değildir. Yine de tüm taraflar yaklaşık olarak 2050 yılına gelindiğinde deniz ulaşımında net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için birlikte çalışmaktadır. Bu hedefe ulaşılmasına yardımcı olmak için IMO, "net sıfır çerçevesi" olarak adlandırılan bir dizi bağlayıcı "orta vadeli" tedbiri kabul etmeye hazırlanıyor. Bunlar arasında ilk akla gelenler:
• Teknik bir unsur olarak denizde kullanılan yakıtın sera gazı yoğunluğunun aşamalı olarak azaltılmasını düzenleyen hedef odaklı bir deniz yakıtı standardı; ve
• Ekonomik bir unsur olarak bir denizcilik sera gazı emisyon fiyatlandırma mekanizmasının oluşturulması.
Bu tedbirler, gemilerin enerji verimliliğini artırmak ve gemilerin karbon yoğunluğunu izlemek amacıyla 2021 yılında kabul edilen ve temelleri 2011 yılında kabul edilen gemilere yönelik ilk zorunlu enerji verimliliği tedbirlerine dayanan "kısa vadeli" teknik ve operasyonel tedbirleri tamamlar mahiyettedir.
Söz konusu standartlara uyum, şüphesiz daha yüksek karbon ücretleri, artan liman masrafları, kargo fırsatlarının sayısında azalma ve verimsiz gemilerin hurdaya ayrılması gibi ek maliyetleri de beraberinde getirecektir. Bu faktörler arasında nasıl bir denge kurulabilir?
Gemicilikte net sıfır yönünde yeşil dönüşüm yaşanıyor ve alternatif yakıtlara yönelik çeşitli yenilik ve gelişmeleri görmek cesaret verici. Bu gelişmeler de yük taşımacılığında yeni fırsatlar doğurabilir.
Elbette, güvenlik, fiyatlandırma, yeni yakıtların dağıtımını sağlayacak altyapının mevcudiyeti, yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkan emisyonlar, tedarik zinciri kısıtları, yeni teknolojilerin benimsenmesinin önündeki engeller gibi konuları göz önünde bulundurmalıyız. Denizcilerin yeni teknolojiyi güvenli bir şekilde kullanabilmeleri ve yeni yakıtlara geçiş için eğitim almaları gerekecektir.
Gerekli riskleri almak ve sektör için uzun vadeli çözümleri teşvik edecek doğru yatırımları sağlamak için, sektörde "başı çekenlere" ve ileriye dönük politika yapıcılara ihtiyacımız var. Nihayetinde gezegenimiz için de denizlerimiz için de, herkesin doğru kararlar alması ve iklim değişikliğini yenmek için gerekli adımların atılması gerekiyor.