"Sanayicimize, uzun vadeli finansman desteğini uygun şartlarla sağlayabilmeliyiz.”

Gemi inşa sanayicisine yurt içinde ve yurt dışında pek çok alanda kılavuzluk...

Murat KIRAN - Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Başkanı

Gemi inşa sanayicisine yurt içinde ve yurt dışında pek çok alanda kılavuzluk etmesi bakımından çok önemli bir görev üstlenen GİSBİR, 2018 yılında da aynı faaliyetlerini sürdürüyor. Başkan Murat Kıran ile sektörün durumuna, çözümlenmesi gereken sorunlarına dair bir söyleşi gerçekleştirdik.

GİSBİR olarak son birkaç yılda uluslararası alanda önemli hamleleriniz oldu. Bunlardan söz eder misiniz?

GİSBİR, göreve geldiğimiz 3 Ekim 2011 tarihinden bugüne Türkiye’de ve yurtdışında gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası toplantılara iştirak etmiş, denizcilik, gemi inşa, offshore ve enerji konulu fuar ve konferanslara katılarak, özellikle son dönemlerde ülkemiz ve sektörümüz ekonomisi üzerinde oluşturulmak istenen olumsuz yargıyı yıkmak için çaba göstermiş; bununla sınırlı kalmayarak bahsi geçen fuarlara sponsor olarak da destek vermiştir. Uluslararası düzeyde ülkemizin ve gemi inşa endüstrimizin tanıtımı faaliyetlerine bu kapsamda hız kesmeden devam ediyoruz.

Dünya genelinde gemi inşa sanayisi güçlü ve ilk üç sırada yer alan Çin, Japonya ve G. Kore gibi Asya ülkelerinin de dâhil olduğu “Active Shipbuilding Experts Federation (ASEF)’e yoğun çalışmalarımız ve toplantılarımız sonucunda 9 Kasım 2016 tarihinde bir protokol ile üye olduk. Üye olmamız ile birlikte Asya gemi inşa sektörünün faaliyetleri ve gelişmelerini aktif bir aktör olarak daha yakından izleme ve faydalanma olanağını elde ettik. IMO nezdinde NGO statüsüne ulaşmasında katkımızın da olduğu ASEF sayesinde hem IMO nezdinde hem de uluslararası platformalar da GİSBİR’in görünürlüğünü ve bilinirliğini arttırdık.

Öte yandan bu yıl SEA Europe’a (European Ships and Maritime Equipment Association) üye olduk. Bu sayede Avrupalı sektör kuruluşları ve ekipmancılarla yakın temas ve bilgi alışverişi sağlayacağız. Bu üyelik de tıpkı ASEF üyeliğimiz gibi, başta Avrupa Ülkeleri olmak üzere Uluslararası arenada tanınırlığımızı daha da arttıracaktır.

2017 yılını yoğun geçirdiğinizi biliyoruz. Türk gemi inşa sanayiinde 2018 itibariyle durum nedir? 

İyileşmesini beklediğimiz sorunlarımız ne idi? Bu soruyu kendimize sorup, yanıtlarını vererek 2017 ve 2018 yıllarını değerlendirebiliriz.

Global kriz nedeniyle yeni gemi inşa talebinde yaşanan azalma, ağırlaşan rekabet şartlarında ortaya çıkan finansman sorunu ve bunlara ek olarak Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkas Bölgeleri’nin ortasında yer alan ve deniz yolları açısından önemli geçiş noktasında bulunan ülkemizin, çevresinde yaşanan olumsuz ekonomik ve politik gelişmelerin direkt olarak ülkemizi etkilemesi. Tüm bu olumsuzluklara karşın, gemi inşa sanayinde arz-talep dengesizliğinin artık arz-talep dengesi yönünde evrileceğini, bunun da dünyada kriz nedeniyle kapanan tersaneler nedeniyle olacağını öngörmekteyiz. Bu durumda kendisini yatırım ve üretim maliyetleri açısından etkin hale getirebilen tersanelerin ayakta kalıp, yavaş yavaş kazanmaya başlayacağını; Türkiye için, bölgemizde politik istikrarın oluşumuna bağlı olarak, mevcut atıl üretim kapasitemizin kullanımının artacağını bekliyoruz.

Global kriz etkisiyle azalan talebi, esnek bir strateji kapsamında savunma sanayine yönelik gemi inşa/bakım-onarım ile dengeledik. Bu kapsamda, savunma sanayi gemi inşasının yanı sıra enerji gemileri, rüzgâr türbini bakım gemisi, yeni nesil römorkörler, canlı balık taşıma gemileri, kimyasal tankerler, platform destek gemileri, araç ve yolcu taşıma gemileri, yatlar gibi özel nitelikli gemi inşasına önem vererek yeni gemi inşa faaliyetlerimizi sürdürdük. Global ölçekte yaşanan krizin artık sonlarına geldik ancak, 2018 yılında da yukarı yönlü ivme için zaman var, kısaca bu yılın da yeni gemi inşa talebi ve gemi bakım-onarım açısından 2017 ile aynı şekilde devam edeceğini bekliyoruz.

Ülkemizin etrafı adeta ateş çemberi. Bu durum mutlaka arz-talep dengesini de etkilemiştir. Bu sıkıntıyı aşma konusunda neler yapıyorsunuz?

Pazarlama ve tanıtım faaliyetlerimize artırarak devam etmek. Bu kapsamda, Singapur ve ABD dahil dünyanın hemen her yerindeki sektörün önemli fuar ve etkinliklerine katılmaya devam etmek. DEİK vasıtasıyla yeni bir Pazar olan Afrika’ya odaklanmak.

Gemi inşa sanayicilerinin teknoloji kullanımı, kalifiye işgücü, kullanım alanlarının yeterliliği vs. bakımından durumu nedir?

Gemi inşa sektörünün, önümüzdeki dönemde IMO tarafından yeni getirilen çevreci düzenlemeler kapsamında “eco-friendly” ve “green ship” tarzı çevreci ve yakıt tasarrufu sağlayan gemilerin inşasına yönelmesi beklendiğinden, bu yeni teknolojilerin gemi inşa sanayinde kalifiye işgücü ve kaliteli yan sanayi ürünleri kullanımını arttırması kaçınılmaz olacaktır.

Yeni nesil gemilere olan talebin artmasından ülkemizin gemi inşa sektörünün de olumlu olarak etkilenebileceği öngörülmektedir. Pazardan alacağımızın payın büyüklüğü, getirilen ve getirilecek yeni IMO düzenlemeleri kapsamında AR-GE ve inovasyona ayıracağımız pay ve gemi inşasında sağlanabilecek finansman kolaylıkları ile doğru orantılı olacaktır. Gemi inşa ve yan sanayinde kullanılan malzeme ve teknolojinin yerli olanaklarla karşılanabilmesine uygun altyapı olanaklarının oluşturulması teşvik edilmelidir.

Dünyadaki gelişmiş ülkelerin ortak özelliklerine baktığımızda, denize kıyısı olan ülkelerin deniz kuvvetlerinin çok ileri düzeyde olduğu görülüyor. Bugün Türkiye olarak geldiğimiz noktada, Cumhurbaşkanımız önderliğinde hayata geçirdiğimiz MİLGEM projesinin Türk gemi inşa sanayi tarafından Türk Deniz Kuvvetlerine kazandırılması birçok önyargıyı yıkmıştır. Artık Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın peş peşe askeri gemi ihalelerine çıktığını görüyoruz, çünkü bu konuda Türk tersaneleri önemli bir imkân ve kabiliyete ulaştı. Bu projeler sayesinde yerli katkı oranı yüzde 65-70’lere yükseldi. Gönül ister ki yüzde 100’e ulaşsın, bu gemilerin içindeki tüm donanımlar ve sanayi ürünleri Türkiye’de üretilsin. Yan sanayi anlamında da önemli gelişmeler olduğunu görmek bizi daha da umutlandırmaktadır.

Gemi inşa sanayii özelinde yerli üreticiler hangi alanlarda küresel ölçekte söz sahibidir?

Enerji gemileri, offshore gemileri, römorkör, kimyasal tanker, koster, yat, ahşap tekne, askeri gemi gibi branşlaşmış olduğumuz gemi inşa alanlarıdır.

600 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Türk Gemi İnşa Sanayi, uzun yıllardan beri kazanılmış gemi inşa tecrübesi, küçük tonajlı gemilerde dünyaca tanınmışlık ve marka algısı (küçük kimyasal tankerler, römorkörler, mega yatlar), askeri gemi inşa kabiliyeti, detay dizayn aşamasında mesleki yeterlilik, gemi inşa endüstrisini destekleyen armatörlerin mevcudiyeti, malzeme kalitesi, gemi bakım-onarım konusunda Avrupa kıtasına yakınlık ve tanınmışlık, alt işveren uzmanlığı sisteminin gelişmişliği, geçmiş yıllar tecrübesi göz önüne alındığında ciddi miktarda istihdam yaratabilme kabiliyeti gibi yönleriyle dünyada tanınan ve başarılı faaliyetlerine devam eden, stratejik öneme sahip bir sanayidir.

Öncelikle belirtmek isterim ki, ülkemizin coğrafi konumu, yerli üreticilerimize büyük bir avantaj sağlamaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika’nın bağlantı noktasındayız ve Avrupa’ya yakınlığımız bizi bu avantajlı konuma koyuyor. Elbette yüzlerce yılı devirmiş bir sanayide kaliteli iş gücümüz diğer gemi inşa eden ülkelere göre hatırı sayılır bir puanla öne çıkıyor. Son 15 yılda savunma sanayi projelerimizle Türk Deniz Kuvvetleri’ne teslim ettiğimiz deniz platformları ile de başarımızı ispatladık. Dünya genelinde bu alanda artık biz de varız. Çevreci ve ekonomik tasarruf sağlayan, temiz enerji sevk sistemlerine sahip LNG gemi inşası gibi niş konularda Ar-Ge çalışmalarında önemli bir yol alındı.

İnovatif projelerle de gemi inşa sanayimize Teknoparklarla inovasyon desteği sağlanıyor. Dünyada, başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere, filolarını yenileme ihtiyacı bulunan ülkelere Türk tersanelerinde yeni gemi inşa etmek için tanıtım faaliyetlerimize önem veriyoruz. Savunma sanayimiz için üretilen gemilerin ihracatına yönelik çalışmalarımız da karşılık bulmaya başladı.

Gemi inşa sanayiindeki istihdam son yıllarda biraz azalma gösterdi fakat mevcut durum nedir?

Krizle birlikte tersanelerimizde hızla azalan istihdam rakamları, kademeli şekilde yükselerek, bugün kriz öncesine yakın 30 bin seviyelerine yükselmiştir. Kaldı ki bu istihdam, yan sanayi ile birlikte rahatlıkla 150 bin seviyesindedir. Global kriz etkisiyle azalan yeni gemi inşa talebinde hâlâ belirgin bir artış olmamıştır, ancak bu durumun istihdam üzerine negatif etkisini azaltan unsur nedir derseniz; tüm bu süreçte gemi inşa sektörünün ayaklarının üzerinde durması için gemi bakım-onarım faaliyetlerinin sigorta olduğunu söyleyebiliriz.

Teşvikler, mevzuatlar, vergiler vs. konusunda çözülmesi gereken sorunlar var mıdır? Bu konudaki girişimleriniz nelerdir?

Bu noktada Türk girişimcisinin Uzakdoğu ülkeleriyle rekabetinin önündeki engellerden de bahsedebiliriz sanırım. Özellikle finans sorununu söylemeliyiz, çünkü rakip Uzakdoğu ülkeleri ile eşit şartlarda yarışmak istiyoruz. O ülkeler, uzun vadeli finansman desteklerini uygun şartlarla sanayicisine sağlayabilmektedir. Bu durum, gemi inşa ettirmek isteyen armatörler için ciddi kolaylık sağlıyor. Bu avantajlara bizlerin de sahip olmasının yollarını bulmalıyız.

Akdeniz'e özel bir parantez açmak isterim. Son zamanlardaki hareketlilik ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Türkiye olarak neler yapmalıyız sizce?

Bu bölgede zaten TPAO ön almış durumdadır. Akdeniz’deki hareketliliğin, Süveyş Kanalı başta olmak üzere stratejik konumundan ve sahip olduğu potansiyel sualtı enerji kaynaklarından kaynaklandığını değerlendirmekteyiz. Bölgemizde ön almamız ve bu enerji kaynaklarından azami ölçüde yararlanmamız, yakın geleceğimiz için büyük önem arz etmektedir. TPAO için oluşturmayı düşündüğümüz offshore parkuru bu girişimlerimizden bir tanesidir. Diğer taraftan bölgedeki hak ve menfaatlerimizi korumak üzere Dz. K.K.’na yaptığımız modern gemiler, Türk Gemi İnşa Sanayinin katkısı olarak değerlendirilmelidir. Tabi ki güney bölgemizde, Akdeniz’e yakın bölgelerde, bakım onarım dahil yeni tersanelerin kurulması ihtiyacımızı göz önünde bulundurmalıyız.

Gemi inşa sanayiinin geleceği konusunda hem ulusal hem de küresel ölçekte öngörüleriniz nelerdir?

Dünyadaki eğilimler kapsamında yeni inşada, çevreci ve yakıt tüketiminde ekonomik gemilerin (Green Ship) önem kazandığını söyleyebilirim. Gemi inşa sanayimiz, bir taraftan bu çevreci gemileri inşa ederken, diğer taraftan üretim yaptığı alanlarda çevrenin korunması için azami hassasiyeti göstermeye devam etmektedir. Çevreci, yakıt tasarruflu gemilerin inşası artacaktır. Ayrıca son on senedir durgun olan Offshore yapıları, petrol ve gaz fiyatlarında bugünlerde görülen artışa bağlı olarak tekrar canlanacaktır.

Otomasyonun artması ile gemi adamı ihtiyacının azalacağı yeni nesil gemilerle, ileri teknolojili otonom sisteme sahip yeni nesli tasarımlar -bir örneği de ülkemizde inşa edildi- dünya ticaret filosunda yer almaya aday olarak kendisini göstermeye başladı. Ballast water treatment konusunda yaşanmakta olan değişikliklerle, tersanelerimizin bakım-onarım faaliyetlerinin daha da olumlu yönde seyredeceğini değerlendirmekteyiz.

Green ship & eco-ship ve temiz enerji, LNG gemi gibi konularda AR-GE çalışmalarına ve inovasyona önem verilmesi, yeni gemi inşa konusundaki kabiliyetimizin geliştirilmesi, yabancı ortaklarla joint venture kapsamında işbirliklerinin geliştirilmesi, römorkör konusunda bulunduğumuz seviyeyi korumak, savunma sanayinde başarıyla gerçekleştirdiğimiz projelerde dış pazara doğru genişleme, oldukça ileri seviyede bulunduğumuz enerji gemileri alanında, özellikle Afrika ülkelerinde doğacak ihtiyaçları göz önüne alarak yol haritası belirleme gibi alanlarda ilerlememizin faydalı olacağı görüşündeyiz.

Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Mayıs-Haziran 2018 - 60. sayısında yayımlanmıştır.

Röportajlar Haberleri

“Sektörün karbondan arındırılması, yeni fırsatlarla dolu bir dönüşüm sürecidir.” 
“Karbonsuzlaştırma, denizciliğin bugüne kadar karşılaştığı en büyük iştir.” 
“Sadece çok az müteahhitin yapabildiği işleri yapıyoruz.” 
“Mobil yangın söndürme sistemlerimiz, yüksek verimlilik sağlıyor.” 
“Her birey daha yaşanabilir bir çevre için üzerine düşeni yapmalıdır.”