Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, İzmit Körfezi'nin temizlenmesi ve ekosisteminin eski sağlığına kavuşması için başlatılan proje kapsamında çalışmalarını tamamlayıp tavsiye kararlarını ortaya koyduklarını belirterek, "Alınan kararlar hayata geçerse su kalitesi, biyoçeşitliliği ve ekosistem dayanıklılığı artmış bir İzmit Körfezi bizi bekliyor." dedi.
İzmit Körfezi'nin temizlenmesi ve ekosisteminin eski sağlığına kavuşması için ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle başlatılan "İzmit Körfezi Sağlıklı Deniz Ekosistemi ve Ekosistem Servisleri İçin Strateji Belgesi Hazırlanması" projesinin ilk aşaması tamamlandı. Çalışmalarda elde edilen verilerle İzmit Körfezi'nin dijital ikizinin oluşturulması, kirlilik, denizcilik, balıkçılık, sanayi gibi alanlarda baskıların azaltılması için tavsiye kararları belirlendi.
Projenin ikinci etabında ise bu tavsiye kararları doğrultusunda Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin kirlilik, oksijen azalması ve deniz suyundaki ısınma tehditleriyle karşı karşıya olan körfezin temizlenmesi ve ekosisteminin eski sağlığına kavuşması için çalışmalara başlaması bekleniyor.
Yaptıkları çalışmalar hakkında AA muhabirine bilgi veren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, kapalı ve birçok insan faaliyetinin sürdürüldüğü bir körfez olması nedeniyle İzmit Körfezi'nin çok hassas bir bölge olduğunu söyledi.
Hazırladıkları stratejik eylem planı sonucunda ekosistemin iyileştirilmesi üzerine bir yol haritası oluşturduklarını anlatan Salihoğlu, "Denizin dijital ikizinin oluşturulmasından tutun da ötrofikasyon, balıkçılık faaliyetleri, turizm, denizcilik faaliyetleri, oraya giren kirliliğe kadar uzman hocalardan görüşler aldık. İzmit Körfezi'nin yol haritasını ve oradaki ekosistemin sağlığını iyileştirmek hem ekonomiye hem de sosyal yönden topluma yansımasını üst düzeye çıkarabilmek için çalıştık." diye konuştu.
Prof. Dr. Salihoğlu, şöyle devam etti:
"Çalışmalar sonucunda İzmit Körfezi'ndeki farklı sektörlerin birbirini ve ekosistemi ne şekilde etkilediğini ortaya koyduk. Karasal kirliliğin çok büyük bir baskı oluşturduğunu zaten biliyorduk ama sadece şehirlerden değil yayılı kaynaklardan ve endüstriden de bu baskının üst düzeyde olduğunu ortaya koyduk. Buna yönelik bir dijital ikiz oluşturulmasına karar verdik. Dijital ikiz bütün ekolojik verileri bir araya getiren, bunları ekonomik ve sosyal verilerle birleştirip yöneticilere anbean çözüm sunan bir araç olacak. Denizin ne şekilde nasıl değiştiğini ekolojisinden, fiziğine kadar bu dijital ikiz sayesinde yöneticilerimize sunabileceğiz."
En büyük sorunlar
Yapısal durumu nedeniyle İzmit Körfezi'ndeki kimyasal ve karasal kirliliğin Marmara Denizi'nin geneline göre daha üst boyutta olduğuna dikkati çeken Salihoğlu, "En büyük baskılardan biri bu. Bir de iklim değişikliği baskısı ve bunun üzerine oradaki endüstriden gelen soğutma sularının da sıcaklıkları artırmasının en büyük riskler arasında yer aldığını gördük. Bunlara yönelik de çözüm önerilerimizi ortaya koyduk." diye konuştu. Salihoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dünya denizlerinde sıcaklıklardaki artış 1 derece kadarken İzmit Körfezi'nde en az 1,5 derece olduğunu görüyoruz ama bunun ötesinde okyanus asitlenmesi dediğimiz olay gerçekleşiyor. Oradaki akıntı dinamikleri, fiziksel dinamikler değişiyor ve ekosistemi de doğrudan etkileyerek türlerin de değişmesine sebep oluyor. Alınan kararlar hayata geçerse su kalitesi, biyoçeşitliliği ve ekosistem dayanıklılığı artmış bir İzmit Körfezi bizi bekliyor. Denizden gıda tedariki, turizm ve sağlık gibi alanlarda, bunun ötesinde denizin sağladığı oksijende iyileşme bekliyoruz. Eğer alınan kararlar hayata geçmezse oksijen azlığı daha da artacak, hidrojen sülfür artacak, bölgede belki de koku oluşmaya başlayacak. Zaten yıpranmış olan ekosistem daha iyiye gitmeyecek."
"Bazı arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtıma geçmesi gerekiyor"
Projede yer alan isimlerden ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Araştırmacısı Dr. Mustafa Mantıkcı, biyoçeşitlilik, ötrofikasyon, tehlikeli maddeler ve denizcilik faaliyetleri altında çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Ötrofikasyonu, insan kaynaklı kirliliğin denize ulaşmasıyla, ortamda istenmeyen durumların ortaya çıkması şeklinde tanımlayan Mantıkcı, istenmeyen bu durumların oksijen seviyelerinin düşmesi, aşırı alg patlamaları, biyoçeşitliliğin azalması, balıkların zaman zaman ölmesi ya da çeşitliliğin azalması olduğunu aktardı.
Her başlık için çözüm önerileri sunduklarını vurgulayan Mantıkcı, "Ötrofikasyonda en önemli şeyler evsel ve endüstriyle atıkların kaynağında kesilmesi. Bunun için arıtma tesisleri yapılması gerekiyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu konuda gerçekten iyi çalışan bir belediye, şu anda arıtma tesisleri iyi durumda. Sadece bazılarının ileri biyolojik arıtıma geçmesi gerekiyor. Kirlilikte noktasal kaynakların yanı sıra yayılı kaynaklar da söz konusu. Bunlar da tarım, hayvancılık gibi sektörlerden nehirlerle gelen kirlilik kaynakları. Bu kaynakların aslında tek tek yüklerinin ortaya çıkarılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Şehirleşmeyle birlikte artan kirliliğin yağmur sularıyla denize taşındığına değinen Mantıkcı, şunları söyledi:
"Tüm bu konularda bazı çalışmaların yapılması gerekiyor. Belli sulak alanlar, yağmur bahçeleri yapılabilir. Sanayi atıkları, sanayi baskısı İzmit Körfezi'ndeki en önemli unsurlardan biri. Buradaki fabrikaların, atıklarını, kesinlikle arıtmayla denize vermesi gerekiyor. Bu konuda bazı eksiklikler var, kaçak atılan atıklar söz konusu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bunlara ceza uyguluyor ya da kapatıyor. Maalesef nehirlerimize bu tür girdiler oluyor, bunların kesinlikle önüne geçilmesi gerekiyor."
"Endüstriyel balıkçılığa tamamen kapatılmalı"
Liman faaliyetleri açısından bölgenin öneminden bahseden Mantıkcı, "Seyahat eden gemiler korunaklı bir şekilde oraya demirliyorlar veya oradaki liman faaliyetlerinden kaynaklı taşımacılık yapıyorlar. Belediyenin en iyi yaptığı işlerden biri denizcilik faaliyetleri kaynaklı kirlilikleri izleme ve önleme çalışmaları. Denizcilik çok büyük bir baskı, bunun belli bir oranda tutulması gerekiyor. Bunlarla ilgili önerimizi verdik." ifadelerini kullandı.
İzmit Körfezi'nde iç ve orta körfez denilen, Darıca'ya kadar olan alanın endüstriyel balıkçılığa kapalı olduğunu hatırlatan Mantıkcı, tamamen iyileşmesi ve sağlıklı bir ekosisteme kavuşması için körfezin tamamının endüstriyel balıkçılığa kapatılması gerektiği görüşünü paylaştı. Mantıkcı, sundukları diğer tavsiye kararlarını şöyle sıraladı:
"İzmit Körfezi'nin en doğu kısmında çok balçıklı olan bir bölüm var, bu sedimanın ortadan kaldırılması deniz için çok faydalı olacaktır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu konuda bir çalışma başlattı, oradan 3 milyon metreküpe yakın çamur alınacak. Bu çamurda kimyasal kirlilik söz konusu, bunlar karada bertaraf edilecek, denize verilmeyecek. Nehirlerde gelen suların özellikle nehir girdilerinin daha ekolojik bir şekilde sağlanması gerekiyor. Bir kanal yapma, betonlaşma yerine, buralara tampon bölgeler koyarak, nehir yüküyle gelen kirliliklerin bitkiler tarafından emilip, denize filtrelenmiş olarak gitmesini sağlamalıyız. Plastik kirliliğinin kaynağında yok edilmesi gerekiyor, tek kaynağı karasal girdiler. Arıtma tesislerinde belli alanlarda özel sistemler kurularak, mikroplastiğin, plastiğin filtrelenmesi gerekiyor. Toplumda farkındalık çalışmalarının yapılması lazım, belki de en önemli konulardan biri bu."