“Ne yazık ki yakıt alımlarının doğru yönetildiğini düşünmüyorum”

​​​​​​​Henüz yeni bir firma olmasına rağmen, hem kurucu isimlerin tecrübeli...

Ufuk ERİNÇ - UNERCO Genel Müdürü

Henüz yeni bir firma olmasına rağmen, hem kurucu isimlerin tecrübeli isimlerden oluşması, hem de ekibin profesyonel bir denizcilik geçmişine sahip olması nedeniyle kısa sürede sektörde önemli bir yere sahip olan Unerco’nun gemilere tedarik işlerini ve gündeme dair konuları Ufuk Erinç ile konuştuk.

Unerco’nun kuruluş süreciyle başla­yalım isterseniz. Firma yeni olmasına rağmen, kurucu isimlerin sektördeki tecrübeleri bir o kadar fazla sanırım.

Unerco 2019 yılının ağustos ayında faaliyetine başladı. Ekibimiz yeniliklere açık, kıyaslanamayacak bir tecrübeye sa­hip, ileri görüşlü ve sektöre güven veren isimlerden oluşmaktadır. Uzun süredir birbirini tanıyan bir ekibiz. 5 sene ile 18 sene arasında değişen birlikteliklerimiz mevcut.

Ekibinizden söz eder misiniz?

Ben, Erdem Bey ve Utku Bey ortak kurduğumuz Unerco şirketinde, yöne­timden sorumluyuz. Can Bey, satışlardan sorumludur. Yaklaşık on yıldan fazla bu sektörde önemli tecrübesi bulunmak­tadır. Çağatay Bey CFO’luk görevini yürütmektedir.

Profile baktığımda, ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ gibi Türkiye’nin en üst düzey üniversitelerinden mezun, çok önemli profesyonel geçmişleri olan güzide bir ekibimiz var. Bu ekip bunker işinin tüm safhalarını en verimli ve sıfır riskle yö­netmeyi çok iyi bilen bir ekip.

Tam olarak neler yapıyorsunuz? Sizin “tüccar denizci” terimini de açarak cevaplarsanız sevinirim...

Türkiye’deki lisanslı faaliyet gösteren bun­ker supplier’dan biriyiz. Marmara Denizi ve Karadeniz limanlarında yakıt ikmali yapmaktayız. Şu an için 2 barcımız ve ya­kıtlarımızı depoladığımız bir terminalimiz mevcut. İstanbul’un önemli bir tedarik limanı olmasına katkımız, ikmal tonajımı­zı arttırarak devam edecektir.

Biliyorsunuz ben, Erdem Bey ve Utku Bey hepimiz İTÜ Denizcilik Fakültesin­den mezun, iş hayatımızın bir kısmını ticaret gemilerinde geçirmiş insanlarız.

Benim okulda okuduğum ve yeni mezun olduğum zamanlarda, çoğunlukla gemi yaşantısını takip eden teknik depart­manlarda görev alınan bir akış mevcuttu. Nitekim ben de Operasyon Müdürü olarak bir süre görev yaptım. Ancak bu tecrübelerin birleşmesi belki de birçok kişiye nasip olmayacak bir özelliğimizi ortaya çıkardı.

Yapılan işin diğer taraflarını da düşün­mek, piyasalardaki ihtiyaçları buna göre belirlemek, buna göre risk almak veya almamak. Bu yaklaşımlar ve yönetim şekli bizi operasyonel bakış açısından, ticari bakış açısına devşirdi.

Bizim bakış açımız, denizcilik şirket­lerinin sadece yakıt alacak bir müşteri olmasından çok gemisinin ihtiyaçlarını, yönetim şekillerini, teknik yeterliliklerini bildiğimiz, nerede ve ne zaman zorluklar yaşayacağını öngörerek hizmet vermeye çalıştığımız stratejik ortaklarımızdır.

Başarılı olduğumuzu düşünüyorum, halen kırılması güç rekorlara imza attık. Aylık 100 bin tonu bulan bunker satışıyla, yılda 1milyon tonun üzerinde yakıtı al­mak, depolamak, finanslamak, satmak ve teslim etmek bize inanılmaz bir tecrübe sağladığı gibi, bu başarı genetiğimize de işlenmiş oldu.

Hangi lokasyonlarda hizmet veriyorsu­nuz?

Marmara Denizindeki tüm limanlar, demir yerleri ile birlikte, Türkiye’nin tüm kıyılarında müşterilerimize hizmet veriyoruz. Bunun dışında tüm dünya limanlarında müşterimizi en güvenilir ik­malcilerle buluşturuyoruz. Ancak burada bir şeyi önemle belirtmek isterim, güven­mediğimiz ve geçmişte sorun yaşadığımız yurtdışındaki firmaları kimseye önerme­mek gibi bir politikamız mevcut.

Hangi tür yakıtları tedarik ediyorsu­nuz?

Tüm yakıt türlerini tedarik ediyoruz. Düzenli olarak VLSFO ve MGO ile birlikte HSFO de ikmallediğimiz ürünler arasında.

Denizcilik piyasasının yakıt alım operasyonlarıyla ilgili düşünceleriniz neler? Doğru yönetildiğini düşünüyor musunuz?

Ne yazık ki yakıt alımlarının doğru yöne­tildiğini düşünmüyorum. Yakıtın parasını ödeyip satın alan operatörle, yakıtı kul­lanan armatörün farklı olmasının etkisi büyük. Aynı zaman da şirketlerin yapıları da bu yönetimde etkili.

Yakıt alan sorumluların, bu yakıtın gemi­de herhangi bir sorun yaratmayacağından emin olması, alınan miktarın ve kalitenin yakıt anlaşmasındaki gibi olmasına mu­hakkak çok dikkat etmesi gerekmektedir.

Ayrıca bu alınan yakıtın gemide maxi­mum verimle kullanılıp kullanılmadığı­nın da ölçülmesi, bence önemli noktalar­dan bir tanesidir.

Bir operatör düşünün, gemisine bir sefer bağlıyor veya dönemsel bir anlaşma yapıyor.

Tüm gelirler belli ancak giderin en büyük ve değişken kısmı olan yakıt alımını şansa bırakıyor. Giderini de sabitlemek yerine fiyat riskini üstünde taşımayı tercih ediyor.

Yurtdışından birçok önemli şirketin ikmallerini yapıyoruz. Onlardan aldığı­mız sorular, farklılık yaratma çabaları, analitik ve rekabetçi yaklaşımlarından elde ettiğimiz tecrübelerimizi Türk müş­terilerimizle paylaşıyoruz. Ekip olarak denizciyiz ve kendimizi onların yerine koyup farklılık yaratmalarına yardımcı olacak argümanımız mevcut.

Siz 2019’daki bir açıklamanızda deniz­cilik sektörü için en büyük tehdidin ticaret savaşları olduğunu ifade etmişti­niz. Arkasından küresel pandemi geldi. Neler söylersiniz?

Biz denizciler olarak IMO2020 endüstri­yel değişimini çok yakından yaşadık. Bu tür köklü değişikliklerde oyunun kuralla­rı yeniden yazılıyor. Akdeniz’de fazla üre­tilen ve Uzak Doğuya ihraç edilen HSFO yerini Uzak Doğuda daha çok üretilen ve Akdeniz’e ihraç edilen MGO’e bırakıyor. Yeni ticaret rotaları, yeni birleşmeler ve bazı eliminasyonlar gerçekleşiyor.

Biz IMO 2020 yürürlüğe girdikten sonra, distile yakıtların denizcilik kullanımın­daki artışı ile tedarik sıkıntıları yaşa­nabileceğini öngörüyorduk. Fakat 2020 geçişinden hemen sonra pandemi başladı ve karadaki kullanım düştü. Aynı şekilde bunker satışları da 2020 süresince birçok ana tedarik noktasında düştü.

Bizim beklediğimiz talep azalması, ticaret savaşları ile değil maalesef pandemi ile gerçekleşmiş oldu. Her zaman sürprizlere açık olmak gerektiğine inanıyorum.

Uluslararası faaliyetlerinizden de söz eder misiniz?

Yaklaşık 15 sene Türkiye’nin en büyük gemi filolarından birinin tüm dünyadaki yakıt alım süreçlerini yönettik. Binlerce ikmalde elde ettiğimiz tüm tecrübelerimi­zi, müşterilerimiz için kullanıyoruz. Tüm dünyadaki bunker ihtiyaçları için çok iyi bir alternatif olduğumuzu söyleyebilirim.

IMO 2020 mevzuatı ile ilgili düşünce­leriniz neler? Siz bu mevzuatı bir fırsat olarak görenlerden misiniz?

Kesinlikle bir fırsat olduğunu düşünü­yorum. Özellikle İstanbul gibi kaliteyi ön planda tutan bir yakıt ikmal noktası olarak, ileride daha değerli olacağımız kanaatindeyim. Tabi bu fırsatları yarat­mak kendi elimizde. Daha iyi tanıtım­lar, ikmal noktası İstanbul’u şirketlerin önüne koyarak yapılacak bir tanıtımdan bahsediyorum, bizi daha önemli noktala­ra taşıyacaktır.

Sigorta konusuna da değinmek isterim. Operasyonlarınızda sigorta konusuna ayrı bir önem veriyorsunuz. Bunun alıcı tarafındaki yansımaları neler?

Bizim çok iyi bir kontrol sistemimiz mevcut. Buna rağmen uzun yıllardır kul­landığımız ‘Tailor Made’ bir sorumluluk sigortamız bulunmaktadır. Bugüne kadar hiç kullanacak bir durumla karşılaşmadık ama müşterilerimizi korumak zorunda olduğumuz da bir gerçek.

Sonuçta öyle bir ürün satıyoruz ki çok satmışsın, az satmışsın bir önemi yok. Önemli olan geminin sorun yaşamaması, gemideki insanların sorun yaşamaması ve bir problem olduğunda muhatap bula­bilmeleri. Bunker işinin yakıt sektörünün bir parçası olmaktan çok denizciliğin bir parçası olduğuna hep inandım. Her alıcı­nın bunu aynı şekilde değerlendirmediğini de görüyoruz. Yine dönüp dolaşıp yakıt alımına ne kadar önem verdiğine kalıyor. Ama yakıt alımına önem veren şirketler için belirleyici bir faktör. Riskini azalt­mak isteyen şirketler bu sigortalarımız ile yakından ilgileniyor.

2020’i nasıl geçirdiniz ve 2021 beklenti­leriniz nelerdir?

2020 yılı içerisinde kullandığımız termi­nale Limaş Terminalini ekledik ve İzmit körfezi ikmallerinde de aktif hale geldik. Tanınırlığımızı arttırdığımız ve birçok önemli şirketin ikmallerini yapmaya baş­ladığımız bir yıl oldu. 2021 için beklenti­lerimiz, bu tanınırlığımızı daha arttırarak barç ve tank kapasitemizi yükseltmektir.

Son olarak söylemek istedikleriniz…

Herkes için sağlıklı ve verimli işler yapı­lan günler dilerim.

Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Mart-Nisan 2021 - 77. sayısında yayımlanmıştır.

Röportajlar Haberleri

“Sektörün karbondan arındırılması, yeni fırsatlarla dolu bir dönüşüm sürecidir.” 
“Karbonsuzlaştırma, denizciliğin bugüne kadar karşılaştığı en büyük iştir.” 
“Sadece çok az müteahhitin yapabildiği işleri yapıyoruz.” 
“Mobil yangın söndürme sistemlerimiz, yüksek verimlilik sağlıyor.” 
“Her birey daha yaşanabilir bir çevre için üzerine düşeni yapmalıdır.”