İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, mahkeme kararlarına rağmen Kyme Antik Kenti sınırlarındaki Ege Gübre Limanı’nın arkeolojik sit derecesini yeniden üçüncü dereceye düşürdü. Karar uluslararası kurumlara ve yargıya taşınacak.
İzmir Aliağa’daki Nemrut Körfezi’nde bulunan Kyme Antik Kenti, sanayileşme tehdidi altında. Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre, antik kente bağlı Ege Gübre Limanı ve hizmet sahasının bulunduğu parseller, yeniden üçüncü derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edildi. 1990’da birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edilen Kyme Antik Kenti’nin statüsü böylece parça parça düşürülmeye devam ediliyor.
Ege Gübre Şirketi’ne ait bazı parsellerin arkeolojik sit dereceleri, 2003’te dönemin İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Valıklarını Koruma Kurulu tarafından birinci dereceden üçüncü dereceye düşürülmüştü. Kararla birlikte arkeolojik alanda Ege Gübre Şirketi’nin limanının yapılmasının önü açılmıştı.
Ancak bu kararın yakın zamanda İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen, bölgenin yeniden 3’üncü derece arkeolojik sit ilan edilmesi, Ege Gübre Şirketi’nin yolunu daha da açmış oldu.
Sit statüsünün düşürülmesi kararıyla ilgili Artı Gerçek’e konuşan Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, “Kyme Antik Kenti’nde liman şirketlerinin yasadışı girişimlerine karşı ülkemizin tarihi değerlerini koruması gerekenler, aykırı bir durum oluşturuyor. Kamu yararına, planlama ilkelerine, koruma değerlerine ve yüksek kurul mevzuatına aykırı bu durum arkeoloji çıkar ağının oluşturulduğu endişesi uyandırıyor” dedi.
Yüksek kurulların yasalar gereği alt kurullara emsal özelliği taşıyacak ve koruma mevzuatına aykırı olmayan örnek kararlar almak sorumluluğu ve yükümlülüğü taşıdığını ifade eden Karaçorlu, “Yüksek kurul, çzellikle arkeolojik SİT derecelerini zayıflatarak koruma suçunun tarafı oluyor” ifadelerini kullandı.
Bu durumun Kuzey Ege‘de ilk olmadığına dikkat çeken Karaçorlu, “Bu akıl almaz durum, Batı Anadolu‘nun uygarlık mirasının evrensel belleğimize katacağı katkılardan ve kültürel kazanımlarından yararlanılmasına engel oluyor. Cumhuriyet savcılıklarından başlayarak CİMER’e, uluslararası dünya koruma örgütlenmelerine kadar bütün hukuksal ve bilimsel zeminlerde girişimlerde bulunacağız. Bu adımı mart ayının ilk haftasından itibaren atacağız. Bu gelişmeleri ülkemizde de temsilciliği bulunan ve tarihsel anıtlar ve SİT’lerin korunmasına ilkeler oluşturmayı hedefleyen ICOMAS’a (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi), Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi olarak ileteceğiz” diye konuştu