Herbert, internet sitesi Splash için kaleme aldığı makalede, Lloyd's Açık Formu'nun (LOF) kurtarma sektöründeki yerini ve ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) ilkeleri bağlamında bu formun kritik rolünü ele aldı.
Herbert, ESG'nin artık denizcilik sektöründe de vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini ve karbon azaltımı ile geleceğin yakıtları konularının tartışmalara hakim olduğunu belirtti. Ancak, bu odaklanmanın deniz kazalarının potansiyel çevresel etkilerinin göz ardı edilmesine yol açabileceği uyarısında bulundu. Gemi sahipleri, yöneticiler ve sigortacıların, acil durumlara hazırlıklı olmanın önemini anlaması ve bu hazırlığın ESG kimlik bilgilerinin bir parçası olarak ciddiyetle ele alınması gerektiğine dikkat çekti.
Herbert, deniz kazalarına müdahale etme ve bu kazaların felakete dönüşmesini önleme konusunda profesyonel deniz kurtarma şirketlerinin kritik rolünü vurguladı. ISU'nun 50 üyesi, bu alanda uzmanlaşmış küresel kurtarma birlikleri olarak, dünya çapındaki denizcilik sektörünün güvencesini sağlıyor.
Kurtarma sektörünün ekonomik olarak sürdürülebilir kalması gerektiğini belirten Herbert, sektördeki temel önceliğin, yeterli finansmanın sağlanması olduğunu ifade etti. ISU'nun pozisyonu, Kurtarma Sözleşmesi'nin 13. Maddesi kapsamında verilen ödüllerin, sektörün insan, eğitim ve ekipman yatırımlarını finanse etmesi gerektiği yönünde. Ayrıca, sektör içindeki şeffaflık ihtiyacının da altını çizen Herbert, ISU'nun, Lloyd's Açık Formu'nun kullanımını artırmak için çeşitli paydaşlarla birlikte çalıştığını belirtti.
Lloyd's Açık Formu'nun 2024 baskısında yer alacak değişiklikler ve kurtarma tahkim prosedürleri konusunda ISU'nun bazı endişeleri bulunsa da, Herbert, şeffaflığın artırılmasına yönelik adımları memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. Son olarak, Herbert, kurtarma sektörünün sağladığı hizmetler, kurtarılan yaşamlar ve mallar ile önlenen çevresel hasarlar açısından değerli olduğunu ve bu hizmetlerin kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurguladı.