Günümüzde küresel ekonomik dengeler, deniz ticaretinin güvenilir ve sistematik bir şekilde gerçekleşmesiyle yakından ilişkilidir. Ancak, dünyanın farklı coğrafyalarında ortaya çıkan krizler deniz ticaretini derinden etkileyebilir.
Son zamanlarda Aden Körfezi açıklarında ticari gemileri hedef alan Yemen merkezli Husi saldırıları, küresel deniz ticaretini etkileyen yeni bir krizi beraberinde getirmiştir. Bu kriz sadece rota değişimlerini değil, aynı zamanda konteyner navlun fiyatlarını, transit süreleri ve tedarik zincirlerini de etkileyerek, küresel ekonomiyi yeni zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır.
Bu yazıda, Kızıldeniz krizini ve konteyner ticaretine yansımaları: Rota Değişimleri, Konteyner Navlunlarında Artış ve Tedarik Zinciri Zorluklarını ele alacağız.
Kızıldeniz Krizi Nasıl Başladı?
Muhammed Deif’in liderliğindeki İzzeddin El Kassam Tugayları tarafından duyurulan El Aksa Tufanı Operasyonu, 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail ve Hamas arasında şiddetli bir çatışmanın fitilini ateşledi. Hamas silahlı kuvvetleri koordineli bir şekilde İsrail’e yüzlerce roket saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırıların sonucunda İsrail ordusu, savaş alarmı ilan ederek karşı saldırıya geçti.
Kısa bir süre sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkenin resmen Hamas’a karşı savaşta olduğunu açıkladı. Dünya genelinde büyük yankı ve endişe uyandıran bu gelişmeler yaşanırken, İran destekli Ensarullah grubunun lideri Abdülmelik El-Husi, İsrail ile devam eden çatışmada Filistin’e destek amacıyla Kızıldeniz’deki İsrailli şirketlere ait ticari gemilere saldırı tehdidinde bulundu.
Bu tehdidin ardından çok kısa bir süre içinde Husiler ilk eylemlerini gerçekleştirdi. Man Adası’na kayıtlı Bahamalar bandıralı “Galaxy Leader” isimli yük gemisine helikopter destekli askeri operasyon düzenleyerek 25 mürettebatı rehin aldı ve gemiye el koyarak bölgesel krizi tetikledi.
Husi liderinin açıklamaları ve eylemleri, saldırıların daha da şiddetlenerek devam etmesi yönünde endişeleri arttırdı. Son üç ay içinde, 40’tan fazla ticari geminin saldırıya uğradığını göz önünde bulundurursak, duyulan endişenin pek de yersiz olmadığı aşikâr.
Ümit Burnu Rotasının Etkileri
Son dönemde küresel ticaretin seyrinde önemli değişimlere yol açan Babülmendep Boğazı'ndaki güvenlik tehditleri, deniz ticaretinde önemli bir çalkantıya yol açarak düzenli hat operatörlerini alternatif rotalara yönlendirdi. Süveyş Kanalı, deniz ticaretinin önemli bir arteri olarak yılda on binlerce gemiyi ağırlarken, Yemen'deki güvenlik endişeleri bu rotanın risklerini arttırmış durumda.
Bu olumsuz durumun etkilerini minimuma indirme amacıyla düzenli hat operatörleri, rotalarını güvenli ama daha uzun olan Ümit Burnu'na çevirerek krize bir tepki verdi. Ümit Burnu rotası, Asya’dan Kuzey Amerika’ya, Akdeniz’e ve Avrupa’ya olan seferlerde seyahat sürelerinde ortalama 10-14 gün artışa ve nakliye maliyetlerinde yükselişe neden olmuştur.
Özellikle saldırıların, İsrail limanlarına giden gemilere yönelik olması, bu krizin en büyük faturasını İsrail’e kesmiş durumda. Öyle ki, Asya’dan İsrail’e olan seferlerin taşıma maliyetlerinde yaşanan %50’ye varan artış, mevcut durumda İsrail ekonomisine ciddi bir mali baskı yaratmıştır.
Bu durumu göz önünde bulundurarak, krizin oluşma kaynağı Husilerin İsrail’i savaştan caydırmak ve İsrail’e zarar vermek olduğunu düşünürsek, Husilerin planlarının kısmen başarıya ulaştığını söylemek yanlış olmaz.
Konumuza dönecek olursak, düzenli hat operatörlerinin Ümit Burnu rotasını tercih etmeye başlaması, sadece ek yakıt maliyetini değil, aynı zamanda sigorta masraflarını da olumsuz etkilemektedir. Bu durum, denizcilik sektöründeki oyuncuları bölgesel krize adapte olmaya ve operasyonel stratejilerini sürekli olarak gözden geçirmeye zorlamaktadır.
Konteyner Navlunlarında Yükseliş
Pandemi döneminde birçok şirket, tarihi karlılıklar elde ederek çok kısa sürede harika bir büyüme kaydetti. Ancak, sonrasında TEU kapasitesinin aşırı artması ve dönemin talep miktarının bu kapasitenin çok altında kalması, düzenli hat operatörleri arasındaki rekabetin artmasına neden oldu. Bu durum, şüphesiz yük sahiplerine avantaj sağladı.
Düzenli hat operatörleri için tüm bu olumsuzluklar yaşanırken üstüne bir de küresel ekonominin yavaşlaması, 2023 son çeyreğinde konteyner navlun fiyatlarında ciddi bir düşüşe neden oldu. Bu durum, denizcilik sektörünü büyük ölçüde etkileyerek sektördeki oyuncuları bir dönüşüm sürecine sürükledi.
Bu dönüşüm, dev konteyner şirketlerini bazı rotalarda sefer iptallerine ve maliyet azaltma önlemlerine yönlendirdi. Düzenli hat operatörleri kara-kara düşünürken imdadına Ortadoğu’da tansiyonun yükselmesiyle patlak veren Kızıldeniz krizi yetişti. Talep tekrar sunulan kapasitenin üzerine çıktı, bu da navlun fiyatlarının artmasına neden oldu.
Başta Maersk ve MSC olmak üzere diğer düzenli hat operatörleri, rotalarını Ümit Burnu’na çevirerek krize tepki verirken, diğer yandan bu tepkinin sonucunda artan maliyetler ve nakliye süreleri sektörde belirgin bir etki yarattı. Üretimin aksamasını istemeyen ve krizin sonuçlarını öngören bazı firmalar, sefer iptalleri ve taşıma sürelerinin uzamasından etkilenmemek için ihtiyacından fazla hammadde siparişi vererek stok yapmaya yöneldi. Bu durum, talebin uzun süreden sonra tekrar canlanmasını sağlayarak navlun fiyatlarının artmasının faktörlerinden biri neden oldu.
Adeta pandemi dönemindeki rekor karlara benzeyen bir süreci tekrar yaşamaktayız. Drewry Dünya Konteyner Endeksi verilerine göre, 40’lık konteyner bileşik endeksi 19 Ocak 2023’de 2079 dolar seviyesindeyken, 18 Ocak 2024 itibariyle neredeyse %182’lik artışla 3777 dolara ulaştı. Denizcilik devleri, kısa bir süre içinde milyarlarca dolarlık kazanç elde etme potansiyeliyle karşı karşıya olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Tedarik Zinciri Bu Krizden Nasıl Etkilendi?
Tedarik zinciri, bu krizden olumsuz yönde etkilendi ve özellikle tedarik zinciriyle bağlantılı sektörlerde ciddi etkilere neden oldu. Zaten yeterince hassas olan küresel ekonomiyi düşündüğümüzde, Kızıldeniz’de yaşanan bölgesel gerginliklerin yansımaları tüm dünyanın etkilenebileceği potansiyel bir küresel krizi işaret ediyor. Uzayan süreler ve mesafeler nedeniyle dünya genelinde hammadde ve ara mamul ithalatında azalmalar yaşanırken, diğer yandan ihracat siparişlerinde de düşüş yaşanmaktadır.
Navlun fiyatlarında yaşanan artıştan kaçınmak isteyen bazı ithalatçı firmaların iç pazara yönelmesiyle, iç pazardaki fiyatlarda da enflasyonist bir etki oluşturmuştur. Covid-19’dan sonraki süreçte yaşanan en büyük tedarik zinciri sıkıntısı küresel ekonomik toparlanmayı riske atarken, özellikle uzayan mesafelerden kaynaklanan yüksek navlun ve petrol fiyatları, enflasyonu yeniden alevlendirebilir.
Öyle ki, tekstil ve giyimden cep telefonlarına, otomobil parçalarına kadar her şeyin denizyolu ile taşındığını düşündüğümüzde, krizin acı faturası enflasyonist baskılarla son tüketicinin cebine yansıyacağı kaçınılmaz bir gerçek.
Kızıldeniz Krizine Karşı Rekabetçi Çözümler
Şirketler, Kızıldeniz’deki durum normale dönene kadar geçici bir çözüm üretmeye çalışıyor. Hapag-Lloyd, Suudi Arabistan üzerinden kara koridorları açarak, krizin taşıma sürelerindeki etkilerini hafifletmek istemesi, bu gibi kriz durumlarında intermodal taşımacılığın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Aynı şekilde, MSC Türkiye, müşterilerine yaptığı bildiride Kızıldeniz servisine yeni bir hizmet eklediğini duyurdu. Tekirdağ rotasını takip eden servislerinde, Suudi Arabistan’ın King Abdullah limanına kadar denizyolu ile taşınan yüklerin daha sonra karayolu ile Arap Körfezi ülkelerine teslimatı gerçekleşeceğini açıkladı. Bu tarz stratejik sefer planlamaları ile konteyner taşımacılığı yapan dev firmaların rakiplerine üstünlük sağlamaya çalışması, her krizin bir fırsat ortamı yarattığının önemini vurgulamaktadır.
Kızıldeniz krizinin kazananı, güçlü bir lojistik ağına sahip olmakla beraber, aynı zamanda esneklik ve hızlı karar alma yeteneği ile öne çıkan şirketler olacaktır. Dolayısıyla, bu zorlu dönemde rekabet avantajı sağlamak isteyen şirketler, krizi sadece bir geçiş noktası olarak değil, aynı zamanda müşteri memnuniyetini ve operasyonel etkinliği arttırmak için bir fırsat olarak değerlendirmelidir.
Kaynakça
Bal, A. (2023, 8 Kasım). İsrail-Hamas Savaşı 2. Ayına Girdi: İşte İlk 30 Günde Yaşananlar. NTV. Elde edilme tarihi: 20 Ocak 2024, https://www.google.com/amp/s/www.ntv.com.tr/amp/galeri/dunya/israil-hamas-savasi-2-ayina-girdi-iste-ilk-30-gunde-yasananlar,yJtu98sOOECvg86U8VAW5A.
Drewry. (2024, 18 Ocak). World Container Index Assessed by Drewry. Elde edilme tarihi: 25 Ocak, 2024, https://www.drewry.co.uk/supply-chain-advisors/supply-chain-expertise/world-container-index-assessed-by-drewry.
Euronews. (2023, 21 Kasım). İsrailli Kargo Gemisi "Galaxy Leader"e Husilerin Yaptığı Baskının Görüntüleri Yayımlandı. Elde edilme tarihi: 20 Ocak 2024, https://tr.euronews.com/2023/11/21/israilli-kargo-gemisi-galaxy-leadere-husilerin-yaptigi-baskinin-goruntuleri-yayimlandi.
Hapag-Lloyd. (2024, 19 Ocak). Inland Solutions for Red Sea – Saudi Arabia. Elde edilme tarihi: 25 Ocak 2024, www.hapag-lloyd.com/en/services-information/news/2024/01/inland-solutions-red-sea-saudi-arabia.html.
MarineTraffic. (2024, 27 Ocak). Deniz Trafik Haritası. Elde edilme tarihi: 21 Ocak 2024, https://www.marinetraffic.com/en/ais/home/centerx:22.5/centery:8.6/zoom:2.
Sea Intelligence. (2024, 11 Ocak). Red Sea: Major Short-Term Capacity Impact. Elde edilme tarihi: 25 Ocak 2024, www.sea-intelligence.com/press-room/245-red-sea-major-short-term-capacity-impact.