Barbaros ONUR - ONURSAN Ltd. Genel Koordinatör
Deniz güvenliği konusunda ülkemizin yetkin kurumlarından biri olan Onursan, geçmişten bugüne ilkelerinden taviz vermeden, uzmanı olduğu konuda hizmet vermeye devam ediyor. Bir gemide yapılması gereken güvenlik ile ilgili işleri aracı firma kullanmadan kendi bünyesinde çözüme kavuşturan Onursan’ın firma geçmişini, hizmetlerini ve gelecek planlarını Barbaros Onur ile konuştuk.
Deniz güvenliği konusunda faaliyet gösteren Onursan'ın köklü bir geçmişi var. İlk yola çıkışınız ile ilgili neler söylersiniz?
1983 yılı babam ve rahmetli amcamın beraber kurdukları bu firmanın yola çıkış yılı bizim için, şahsen ilk yıllarını anımsamasam da kardeşimle beraber çocukluğumuzdan beri içinde olduğumuz bir kurum. İlk yıllarımızda haliçte mütevazi bir yerde çalışmaya başladıktan sonra 90’ların başında Tuzla’ya taşınan ilk firmalar arasında olduk. Zamanla bu alandaki hizmetlerimizi ve çalışan sayımızı arttırarak, daha çok yabancı firmalara hizmet veren bir firma özelliği kazandık. Bu anlamda 2003 yılında servis temsilciliğini aldığımız UNITOR’ün de çok büyük etkisi olmuştur.
Denizcilik sektöründe özellikle deniz güvenliği alanında ihtisas sahibi olma amacının nedeni nedir?
Denizde can emniyeti konusu başta tüm denizciler olmak üzere bu konuda hizmet veren uluslararası kuruluşlar bakımından da en önemli konuların başında geliyor. Karadaki tesislerden farklı olarak deniz ortasında seyreden bir gemide yangın ve can emniyetiyle ilgili olarak alınması gereken önlemler şüphesiz daha kritik bir öneme sahip. Bu konuda uzmanlaşma amacımız biraz da firmamızın kurucularından olan babam Yılmaz Onur’un iyi bir denizci olarak bu konudaki önemi ve gerekliliği hissetmesidir. Firma olarak kurulduğumuz günden bugüne sürekli olarak kendi alanımızda yani kendi bildiğimiz iş üzerinde gelişim sağlamayı hedefledik. Başka iş kollarına salınmak yerine kendi alanımızda hizmet çeşitliliğini arttırmayı hedefledik.
Bu hedefleri ortaya koyarken, deniz emniyeti ve yangın güvenliği konusunun sürekli gelişen ve yeni kurallarla adeta her dönemde yenilenen bir konu olması da bizim bu konuda uzmanlaşma eğilimine girmemizi sağladı. Doğal olarak belli bir konuda uzmanlaşmanın en temel yolu eğitim ve deneyimdir. Biz firma olarak başta yöneticiler ve teknisyenler olarak, eğitim konusunun öneminin farkında olarak birçok olanaktan faydalanarak ve bu konuya bütçe ayırarak çalışmalar yaptık. Gerçekten de bir konuda uzmanlaşmak başta yöneticilerin görüp farkına varması gereken bir zorunluluk. Bu uzmanlaşmanın gereği olarak da firmaların maddi anlamda da fedakârlık gösterip, tüm eğitim olanaklarından maksimum düzeyde yararlanmaları gerektiğini düşünmekteyiz.
Hangi konularda güvenlik hizmetleri veriyorsunuz?
Aslında bizim işimizle ilgili emniyet ve güvenlik kavramları birbiriyle zamanla iç içe girmiş kavramlar. Ancak İngilizce anlamı olarak baktığımızda ‘safety’ ve ‘security’ sözcükleri karşımıza çıkıyor. Biz firma olarak bu işin daha çok safety kısmında hizmet veriyoruz. Security konusu ise bilindiği gibi özellikle ISPS uygulamalarından sonra deniz güvenliği alanında verilen hizmetleri ve yaratılan yeni teknolojileri kapsamaktadır.
Biz tüm müşteri görüşmelerimizde de dile getirdiğimiz gibi, kendi alanımızla ilgili olarak gemide yapılması gereken tüm işlerle ilgili hizmetleri, aracı firma kullanmadan, tamamen kendi bünyemizde ve kendi personelimizle vermekteyiz. Başta gemi yangın söndürme sistemleri, cansalı servisi, filika ve matafora servisi ile tüm ölçüm cihazları kalibrasyonu konularında müşterilerimize tek bir noktadan hizmet veriyoruz. Müşterilerimiz için de, ayrı işler için ayrı firmalarla tek tek görüşmek yerine sadece tek bir firmayla tüm ihtiyaçlarına çözüm getirilmesi, hem maddi hem de zaman açısından avantaj sağlamaktadır.
Bu birbirinden ayrı iş süreçlerinin tamamen kendi bünyemizde gerçekleştirilmesi hem fiyat hem de kalite kontrol açısından da bizlere avantaj sağlamaktadır.
Onursan'ın sektörde öne çıkan bir firma olmasında köklü geçmişi dışında neler etkendir?
Sanıyorum bu konuda en büyük şansımız firmamızın kuruluşundan günümüze belli ilkelerinden taviz vermeme konusunun sürdürülebilmesidir. Tüm firmalar aynı insanlar gibi değişik özellik ve karakterlere sahiptir. Bazı durumlar veya sorunlar bazı firmalar için hayati önem taşırken bazı diğer firmalar için ise bu düzeyde önem taşımayabilir. Özellikle bir aile firması olmanın avantajlarını en çok bu yönde olumlu olarak kullandığımızı düşünüyorum. Bizler gerçekten de insan hayatını ilgilendiren bir iş yaptığımız gerçeğini hiçbir zaman unutmadan ve bunun önemi ve ciddiyetiyle çalışmaya devam ediyoruz.
Sektöre dair bir değerlendirme alabilir miyiz? Bu alanda ne tür sıkıntılı durumlar gözlemliyorsunuz?
Genel olarak bakıldığında karamsar bir tablo önümüzde duruyor, hatta günlük konuşmalar ve iş toplantılarında tek tek sektör içinden insanların da aynı karamsarlık içinde olduğunu görüyoruz. Ancak diğer yandan da bu karamsar tablo içinde, herkesin beklentilerini alçakta tuttuğu ve bir anlamda meydanın da boş olduğu zamanlar, daha iyi işler yapmak için bir atılım fırsatı da olabilir düşüncesindeyim. Belki yeni kurulmuş ve finansal desteği yeterli olmayan firmalar için bu zor olabilir ancak özellikle sektörü bilen deneyimli firmalar için her zaman talep ve pazarın olduğu düşüncesindeyim.
Bunların dışında, en fazla gözlemlediğimiz sorun ödeme sıkıntılarının başlaması maalesef. Özellikle yurt dışı müşterileri, yoğun olan bir firma olarak büyük ölçekteki armatör firmaların bile ödeme güçlüğünde olduklarını görmekteyiz.
Türkiye'nin bir onarım merkezi olması konusunda neler söylersiniz? Size yol açan önemli bir etken midir?
Türkiye’de özellikle gemi yan sanayisinde yaşanan krize rağmen hareketliliğin kaybolmamasının en önemli nedeni tersanelerimizin tamir-bakım konusunda en fazla tercih edilen bölgelerden biri olmasıdır. Bu konuda özellikle Tuzla ve Yalova’daki öncü tersanelerin çabaları ve sağladıkları vizyonun büyük katkısı var. Ancak bu hareketliliğin sürdürülebilir olması da buraya gelen firmaların, buradan memnun olarak ayrılmaları sağlandığı sürece geçerli olacaktır. Bunun için de tersanelerin kullandıkları taşeron firmaların seçimi konusunda daha özenli hareket etmeleri gerekmektedir.
Bilindiği gibi ülkemiz çok zorlu bir süreç içerisinde ve özellikle yurtdışındaki Türkiye algısı birçok yönden olumsuz durumda, bunu katıldığımız her fuarda ve yurtdışı toplantılarında açıkça görebiliyoruz. Yaşanan bazı olumsuz gelişmeler sonucunda sektör psikolojik anlamda da darbe aldı ve böyle bir önyargıyla ülkemize gelen gemiler için yapılabilecek en büyük zarar, kalitesiz ve yetersiz bir hizmet anlayışı olacaktır. Bu nedenle özellikle bizim gibi firmalar, yaptıkları işteki hizmet ve ürün kalitesini en üst düzeyde tutarak bu konudaki önyargıların kırılmasında fayda sağlamalıdırlar.
İş yapış biçiminizde -mobil araçlarınız gibi- teknolojinin de yoğun olarak kullanıldığını biliyoruz. Biraz açabilir misiniz?
İş alanında verimli ve diğer firmalardan farklı olabilmek için belli konularda kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Örneğin mobil servis aracı uygulamasıyla, Türkiye genelinde birçok liman ve terminalde hizmetlerimizi daha kısa sürede ve daha ucuz şekilde verebiliyoruz. Basitçe anlatmak gerekirse, tamamen kendi dizaynımız olan servis aracımızla, geminin bulunduğu yere ulaştıktan sonra tüm yangın ekipmanlarının dolum, test ve bakımlarını, atölyeye getirmeden bulunduğu yerde tamamlamaktayız.
Aynı şekilde gemi yangın söndürme ve algılama sistemlerinin servisi, elektrik ve elektronik alanında uzmanlaşmış kadromuzla ve yeni aldığımız temsilciliklerle diğer firmalardan daha farklı olarak çözüm odaklı şekilde çalışmaktayız. Daha da özetlemek gerekirse, önceden sadece kontrolünü yaptığımız elektronik yangın algılama sistemlerinin artık tamir bakım ve yedek parça temini konusunda da hizmet vermekteyiz.
Deckhouse ile gerçekleştirdiğiniz bir denizaşırı iş birliğiniz var. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Deckhouse uzun süredir Türkiye ve ABD’de hizmet veren ve alanında en iyi firmalar arasında yerini almış bir kuruluş. Gerçekten de denizcilik alanında atılması gereken doğru adımların başında bu tip iş birliği etkinlikleri geliyor. Birbirlerini tamamlayacak şekilde bir araya gelen firmalar uyum içinde çalıştıkları sürece önemli başarılara ulaşabilirler diye düşünüyoruz.
Ben ve kardeşim yüksek lisansımızı ABD’de SUNY Maritime College’da tamamladık ve bir süre bu ülkede kaldıktan sonra yurda döndük. Benim kalış sürem biraz daha uzun olmuştu ve Amerika’daki dinamik yapı ve büyük bir pazarın var olması ve kendi alanımızda burada bir şeyler yapabilme düşüncesi her zaman gündemimizde olan bir konuydu. Gerçekten de bizim gibi firmalar için yurtdışına açılabilmek önemli bir gösterge, sonuçta müşterilerimizin önemli bir bölümü zaten yurtdışından ve bu firmalara Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da hizmet verebilmek bizim için memnuniyet verici.
Amerika piyasasında da önemli bir ilerleme sağladınız. Zor süreçleri aşmak konusunda yol gösterici neler söylersiniz?
Evet, bu konuda gerçekten çok emek harcandı ve çok büyük fedakarlıklar yapıldı, ancak biz halen istediğimiz ve hedeflediğimiz yerde değiliz, bu konuda daha fazla ilerleme yapma konusunda çabalıyoruz. Şu an bakıldığında da, Amerika’da kendi bölgemizde tüm IACS klas kuruluşlarından yetkili ve bir çok filika üretici firmanın yetkili servis sağlayıcısı olarak hizmet veriyoruz. İş kapasitemiz ve personel sayımız günden güne artmakta ancak Amerika gibi bizde daha farklı uygulamaları olan bir ülkede başarılı olmak için mutlaka bu ülkeyi tanımak ve kurallara ve regülasyonlara uyumlu olarak çalışmak gerekmekte. Bu konuda Deckhouse firmasının yıllar içerisinde kazandığı deneyim bize büyük fayda sağlamakta.
Onursan'ın ABD dışında mesela Rusya gibi başka ülkelere açılma düşüncesi var mıdır?
Yurtdışına açılmak konusu bence son derece ciddiyet ve önem arz eden bir konu, yani sadece tabela asmak veya ofis adresi göstermenin çok daha derininde, büyük fedakârlık ve bilgi isteyen bir konu. Şu an için kısa dönemde böyle bir planımız yok, özellikle ABD’de bulunduğumuz yer dışında (Houston -TX) önemli olan liman bölgeleri için çalışmalarımız var ve daha çok bu ülkedeki etkinliğimizi geliştirme düşüncesindeyiz.
Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Kasım-Aralık 2016 - 51. sayısında yayımlanmıştır.