Galata- Tophane boyunca solda Seyr-i Sefain Genel Müdürlük binası, sağda ön planda Tophane Turistik Yolcu Salonu- Yıl 1928 ve sonrası.
Yazımın başlangıcında Galataport’un dünyada ilk yer altı turistik yolcu terminali olduğunu hatırlatmak isterim.
Galataport’un tarihsel süreciyle ilgili tarihsel süreç ve değişimler “İstanbul’un Tarihi Limanının En Eski Sakinleri” başlığı ile verilmiş.
Bu anlatımda tarih sıralaması ağırlıklı bazı atlamalar var. Bunları yer değiştirmek suretiyle şöyle nakledelim;
1826 yılında Nusretiye Camii, II. Mahmud tarafından Mimar Garabet Amira Balyan’a yaptırılıyor. Caminin bulunduğu yerde daha önce III. Selim tarafından yaptırılmış Tophane-i Amire Arabacılar Kışlası Camii bulunur.
1847-1848 yılları arasında Tophane Saat Kulesi, diğer bilinen adıyla Nusretiye Saat Kulesi, Sultan Abdülmecid tarafından bir sancak kulesi olarak yine Balyan Ailesi’nden Mimar Garabet Balyan’a yaptırılır.
1852 yılına geldiğimizde Tophane Kasrı, yine Sultan Abdülmecid döneminde İngiliz Mimar William James Smith tarafından yapılır. 1892 yılında Rıhtım inşa edilir ve denizle bağlantı kopar.
1907-1911 Paket Postanesi (Aslında Yolcu Salonu) binası Rıhtımın ilk binası olarak inşa edilir ve yolcu salonu, hastane, postane gibi pek çok hizmetlere ev sahipliği yapar.
Farah Samuray imzasıyla yapılmış akademik anlatımda; “1907’de, rıhtıma gelen yolcuların zaman geçirebileceği bir yolcu salonu ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmaya başlanan Paket Postanesi, 1911 yılında kullanıma açılmış. Cephesi neoklasik etkiler taşıyan yapının pencere ve kapı detaylarında ise Barok dönem esintileri mevcut. Yapımı yaklaşık 4 yıl süren, detaylarına bakıldığında Art Nouveau, Neoklasik, Kafkas ve Barok üslupların bir arada kullanıldığı görülen yapının mühendisi ise S. Saboureaux.
Biz her ne kadar postane ismini kullansak da aslında binanın bu amaçla kullanımı 1957’den sonrasına denk geliyor. O zamana kadar Galata Gümrük Başmüdürlüğü, İstanbul Rıhtım Antrepoları Şirketi’ne ait idare merkezi ve yolcu salonları olarak hizmet vermiş. Hatta büyük ana kubbenin birinci sınıf yolcu salonu, küçük kubbenin ise ikinci sınıf yolcu salonu olduğu bilgileri de mevcut. Bu yapı dönemin ihtiyaçları doğrultusunda 1934’te Deniz Hastanesi bile olmuş. 1957’de ise Haydarpaşa Limanı’nın genişletilmesiyle artık buraya ihtiyaç kalmamış ve PTT Paket Postanesi’ne dönüştürülmüş.” denilmektedir.
Demektir ki Galataport portalındaki, “…Önce yolcu salonu, 1940’tan sonra ise posta merkezi olarak kullanılır.” anlatımı düzeltilmeye muhtaçtır."
1910-1911 Rıhtımın ikinci binası Çinili Han inşa edilir.
1912-1914 Merkez Han üçüncü bina olarak rıhtımın en başındaki yerini alır. Mevcut binaların ihtiyacı karşılayamaması ile 1936 yılında açılan bir yarışma ile Karaköy Yolcu Salonu 1940 yılında Çinili Han ile Merkez Han arasında konumlanır.
Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nin 29 Ekim 1929 tarihli sayısında Seyr-i Sefain (Deniz Yolları İşletmesi) Tophane Yolcu Salonu fotoğrafı vardır.
Galataport’un tarih sıralaması anlatımında 1928 yılında açılmış olan ikinci Seyr-i Sefain Tophane Yolcu Salonu bilgisi atlanmış durumdadır. Değil ki, 1929’dan itibaren yolcu salonu rıhtımına yolcu ağırlıklı pek çok vapur yanaştırılmış ve yolcu gemilerle seyahat etmiş veya seyahatten dönerek burada karaya çıkmıştır.
Anlatım, Tophane’den Salıpazarı kısmına geçince şöyle devam eder;
Liman sahası 1925-1945 yılları arasında Ford Fabrikası’na da ev sahipliği yapar. 1925 yılında Henry Ford, bizzat Maliye Vekâleti’ne başvurarak İstanbul’da bir fabrika kurmak istediğini bildirir ve fabrika 1929’dan 1945’e kadar burada araç üretmeye devam eder. 1990 yılında Karaköy ve Salıpazarı arasındaki 1,2 km’lik sahil şeridinin düzenlenerek yeni bir yolcu limanı yapılması konusu gündeme gelir. 1950’li yıllarda Salıpazarı’ndaki antrepoların yapılması ile liman sahası neredeyse 2013 yılındaki vaziyet planına sahip olur.
Liman; önce yük gemilerini, 1980’lerden itibaren de turistik yolcu gemilerini ağırlamaya başlar. Rıhtım sadece gemileri ve yolcuları ağırlamaz. Bu cümledeki “...1980’lerden itibaren de turistik yolcu gemilerinin ağırlamaya başlar.” ifadesi düzeltilmeye muhtaçtır.
Tophane yolcu salonu ve rıhtımında yolcu seferinden dönmüş olan Anafarta Vapuru -1930 ve sonrası
Tophane yolcu salonu ve Ford motor fabrikası rıhtımında yolcu ve yük seferine hazırlanan iki vapur - 1930 ve sonrası
Zira temsili anlamda ve yüzeysel olarak birkaç tarih ve sayı belirtirsek; İlk gemi, Messageries Maritime kumpanyasının Memphis adlı yolcu yük gemisi idi.1895 yılı Eylül ayında Galata rıhtımına yanaştırıldı. İstanbul’a 1926 boyunca 22 gemiyle grup halinde 11.600, sıradan postalarla 906 ve gemilerle münferiden 28.848 turist gelmişti. Kaynak: Erken Cumhuriyet Döneminde İstanbul’da Turizm Etkinlikleri ve Turizmi Geliştirme Çabaları (1923-1938) Emre Saral - Eminalp Malkoç.
SS Memphis.
Özünde bu makalem için tek “Yazar” olarak görünmek, konu hakkında çok değerli akademik makaleler ve eserler yayınlamış yazarlara saygısızlık olur. Ben olabildiğince bu kaynaklardan yararlandım. Amacım, bu makalem ile bir gerçeğe dikkatleri çekmek isterim; İstanbul’da ilk turistik yolcu terminali Paket Postanesi olarak bilinen binadır. İkincisi ise 1929 yılında Sadullah Güney’in talimatı ile turistik yolcular için inşa ettirilmiş olan Tophane Yolcu Salonu’dur. Üçüncü yolcu salonu ve terminali Karaköy’deki yolcu salonu idi. Galataport dördüncü turistik yolcu terminali olmaktadır.
Balkan Savaşları sırasında Seyr-iSefain İdaresi (Deniz Yolları İdaresi) Harbiye Nezareti'nin emrine verildi ve Sadullah Güney bu kurumda askerî müfettiş olarak görevlendirildi. Görevine sivil kıyafetle geldi ve genel müdür yardımcısı yetkileri ile çalıştı. Harbiye Nezareti'nin Salıpazarı'ndaki binalarından birisinin Seyrisefain İdaresi'ne tahsis edilmesini sağladı; böylece kurumun ilk defa kendi binası oldu. Bu bina, 44 yıl hizmet verdikten sonra 1957'de Tophane rıhtımı inşaatı sırasında yıkılmıştır. Kaynak: Mustafa Hergüner; "Sadullah Güney (1883-18 Haziran 1948)." (6 Şubat 2013). Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları.
SALT Araştırma’nın arşivine kazandırdığı “Sey-riSefain Yolcu Salonu” albümü sayesinde mimari açıdan da bir ayrı güzellik arz eden Tophane’deki 1927-28 ve sonrası yılların yolcu salonu “Sey-riSefain Yolcu Salonu” yeniden önem kazanmış ve tarihi bir hata dahi önlenmiştir.
SALT Arşivindeki “Seyr-i Sefain Photo Albüm” (Tahmini 1928) bu tesisin açılışı ile ilgili olarak düzenlenmiş bir albümdür. Albümün ilk sayfasında Fransızca bir anlatım vardır ki Lorans Tanatar Baruh tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve yayınlanmıştır.
Şöyle denilmektedir;
“Turistler için yeni salon: Seyr-iSefain, İstanbul’u gezmeye gelen turistlere her türlü kolaylığı sağlamak amacıyla Tophane’de; Genel Müdürlük binasını çevreleyen güzel parkta, geliş-gidişler için mükemmel bir salonun yapımını henüz tamamladı. Oryantal stilde, hoş arabesklerle süslü bu salon, 29 metre uzunluğunda ve 20 metre genişliğinde büyük bir hol ile çevresinde farklı acentelerin şubelerine, bankalara, posta, telefon vesaireye ayrılmış gişe ve ofisleri barındırıyor. Holün tavanı ve kubbesi güzel oryantal resimlerle süslü; Türk sanatçı Tahsin, şehrin en çekici yerlerini, eşsiz Boğaz’ı ve adaları yansıttığı en güzel resimlerinden bazılarını binanın duvarları için tekrar resmetmiş. Geceleri binanın tümüne yapılan nefis aydınlatma görülmeye değer.”
Lorans Tanatar Baruh Hanım’ın mesleki öyküsünü de bu vesile ile özetlemiş olalım;
“1990 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi.1993'te aynı üniversitede tarih yüksek lisansını tamamladı. 1997'den itibaren, Prof. Dr. Edhem Eldem'in asistanı olarak, Tarih Vakfı'nın Osmanlı Bankası Tarihi Projeleri'nde çalışmaya başladı. Arşivlerin düzenlenmesinde ve iki serginin çalışmalarında görev aldı. 1997'de "Tarihten İzler, Osmanlı Bankası Arşivleri" sergisinin düzenlenmesinde ve dokümantasyonun sağlanmasında çalıştı.”
1998'de Osmanlı'dan günümüze kâğıt paranın hikâyesini konu alan “Nakden Tarih” sergisinin yapım kurulunda yer aldı. Önemli sayıda bilimsel makaleleri ve çalışmaları olan Lorans Tanatar Baruh Osmanlı Bankası Tarihi SALT- Araştırma Merkezi'nde Bilimsel Yönetici olarak görev yapmaktadır.
Seyr-i Sefain Yolcu Salonu Albümü
Albüm turistlere de hitap edecek şekilde hazırlanmış ve şöyle devam ediyor;
“Turistler gemiden rıhtıma çıktıklarında doğrudan Tophane Yolcu Salonu’na yönlendiriliyorlar. Bu güzel binanın kara tarafında, güzel bir asfalt yol üzerinden ve trafik sıkışıklığı olmadan, kendilerini birbirinden gizemli yerlere ve benzersiz güzellikteki bu şehrin eşsiz panoramasına götürecek araçlar bekliyor.”
Seyr-i Sefain Tophane yolcu salonu çevre düzenlemesinde Tophane semtindeki birbirinden anlamlı ve değerli tarihi ve mimari eserler yer almıştır.
Erol Mutlu / İstanbul Kültür Envanteri portalında son derece değerli bir Tophane semti panoramasını veren son derece değerli bir fotoğraf yer almakta. Bu fotoğraf Sebah & Joaillier imzalı olmalıdır. Tophane Yolcu Salonu binasının yerini bu fotoğraftaki numaralardan kolaylıkla işaret edilmektedir. Bu fotoğraftaki rakamlara göre 16-Tophane Saat Kulesi’dir. 18-Tophane Sultan I. Mahmud Meydana Çeşmesi’dir. 19-Kılıç Ali Paşa Camii’dir. 17 ile belirtilen ve sahile kadar uzanan binalar daha sonra Ford Motor Fabrikası olacak depolardır. Tophane Yolcu Salonu belirttiğim numaraların hudutları içindeki arazide ve sahilde inşa edilmiş, fakat 3 ile belirtilen Tophane-i Amire-Dökümhaneler binasına yaklaşacak kadar uzun ve ağaçlıklı bir yol ile semte ve haliyle şehre bağlanmıştır.
İlk Yolcu Salonu- Paket Postanesi (1907-1911)
Karaköy-Tophane Rıhtımı üzerinde yolcu salonu olarak inşa edilen ilk bina, bir dönem Türkiye Denizcilik Bankası A.Ş. Hastanesi ve Paket Postanesi olarak kullanılan binadır. Günümüzde halen Paket Postanesi olarak anılan ve Galata Rüsumat (Gümrük) binası olarak da bilinen bu yapının mimarı François Hennebique’dir. İlk inşa edildiği dönemde, binanın alt katı yolcu salonları olarak hizmet vermiş, üst katlarda ise Fransızlara ait İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Şirketi İdare Merkezi, Gümrük binası gibi idari bölümler yer aldı.
Galataport İstanbul projesi kapsamında başta özel arduvaz çatıları olmak üzere titiz bir restorasyon sürecinden geçen ve yeniden işlevlendirilen İlk Yolcu Salonu - Paket Postanesi binası, François Hennebique tarafından tasarlanmış. Ayrıca ülkemizdeki ilk betonarme yapılardan birisi olma özelliğini taşıyor. 1907’de, rıhtıma gelen yolcuların zaman geçirebileceği bir yolcu salonu ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmaya başlanan Paket Postanesi, 1911 yılında kullanıma açılmış. Cephesi neoklasik etkiler taşıyan yapının pencere ve kapı detaylarında ise Barok dönem esintileri mevcut. Yapımı yaklaşık 4 yıl süren, detaylarına bakıldığında Art Nouveau, Neoklasik, Kafkas ve Barok üslupların bir arada kullanıldığı görülen yapının mühendisi ise S. Saboureaux olmuştur.
Biz her ne kadar postane ismini kullansak da aslında binanın bu amaçla kullanımı 1957’den sonrasına denk geliyor. O zamana kadar Galata Gümrük Başmüdürlüğü, İstanbul Rıhtım Antrepoları Şirketi’ne ait idare merkezi ve yolcu salonları olarak hizmet vermiş. Hatta büyük ana kubbenin birinci sınıf yolcu salonu, küçük kubbenin ise ikinci sınıf yolcu salonu olduğu bilgileri de mevcut. Bu yapı dönemin ihtiyaçları doğrultusunda 1934’te Deniz Hastanesi bile olmuş. 1957’de ise Haydarpaşa Limanı’nın genişletilmesiyle artık buraya ihtiyaç kalmamış ve PTT Paket Postanesi’ne dönüştürülmüştür.
Tophane Saat Kulesi
Tophane Saat Kulesi, diğer bilinen adıyla Nusretiye Saat Kulesi, İstanbul'un Tophane semtinde Nusretiye Cami'nin yanında yer alır. 19.yy. ikinci yarısında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan saat kulesi, yukarı doğru kademeli olarak daralan, saatli bölümüyle beraber dört katlı bir yapıdır. Dört cephesi birbirine eş olarak tasarlanan kulenin denize bakan cephedeki kapısının üstünde, Abdülmecit'e ait tuğra yer alır.
Kılıç Ali Paşa Camii ve Külliyesi
Tophane’de bulunan Kaptanı-derya Kılıç Ali Paşa Camii ve Külliyesi, 16. yüzyıl sonlarında Mimar Sinan tarafından yapılır. Kılıç Ali Paşa, Barbaros Hayrettin Paşa’nın maiyetindendir. Denizciliği ondan öğrenir. Kılıç Ali Paşa, Kıbrıs’ın Fethi savaşına katılır, bilahare Kaptan-ı Derya olur. Kaptan Paşa’yken Akdeniz’e açılarak birçok sefer yapar ve pek çok başarı gösterir. İşte Kılıç Ali Paşa, Tophane’de bir cami yaptırmak ister ve inşaatı da Mimar Sinan gerçekleştirir. Cami ve Külliye, yapıldığı dönemde deniz kıyısında ve limandaki gemilerden Beyoğlu tarafına çıkışı sağlayan en önemli iskelenin başında bulunur. 1745 yılında ve sonrasında çeşitli dönemlerde denizin doldurulmasıyla içeride kalır. Kılıç Ali Paşa Külliyesi, dış avlu duvarıyla çevrili bir cami ile yanındaki büyük bir medrese ve tek hamamdan oluşur. Kılıç Ali Paşa külliyesi içinde, caminin güney dış duvarı önündeki hazirede Kılıç Ali Paşa Türbesi yer alır. Türbenin, caminin inşa edildiği 1580-1581’de yapıldığı anlaşılır. Kılıç Ali Paşa külliyesinin bir parçası olarak Kılıç Ali Paşa Medresesi’nin girişi, kuzey yönündedir.
Tophane Kasrı
16. yüzyıldan itibaren başlayan bir gelenek uyarınca zaman zaman padişahlar, sadrazamlar veya üst düzey devlet görevlileri top dökümünü izlemek üzere Tophane’ye gelirler. Bu gibi durumlarda padişahlar ve diğerlerinin dinlenmeleri ve yemek yemeleri için özel bir mekân ihtiyacı oluşması sebebiyle Tophane Kasrı yaptırılır. Günümüzde mevcudiyetini sürdüren Tophane Kasrı, Sultan Abdülmecid döneminde İngiliz Mimar William James Smith tarafından 1852 yılında yapılır. Kasr, Nusretiye Camii ile Tophane Çeşmesi arasında yer alır. Denize paralel olan kasr, 10 metre en ve 22 metre boyutlarında olup kâgir ve iki katlıdır. Tophane Kasrı, önemli tarihi olaylara da ev sahipliği yapar. Sultan Abdülmecid, 1858 yılında Rus Çarı’nın kardeşi Grandük Konstantin Nikoloviç’i burada kabul eder. 1897 yılında meydana gelen Osmanlı-Yunan savaşı neticesi yapılan barış anlaşması da büyük devletlerin sefirlerinin de katılımıyla, Tophane Kasrı’nda imzalanır.
Nusretiye Camii,
1826 yılında II. Mahmud tarafından yaptırılır. Cami, Meclis-i Mebusan Caddesi üzerindedir ve Tophane Camii olarak da bilinir. Caminin bulunduğu yerde daha önce III. Selim tarafından yaptırılmış Tophane-i Amire Arabacılar Kışlası Camii vardı. Bu yapının 1823 Firuzağa yangınında diğer kırk sekiz bina ile yanması sonrasında, II. Mahmud tarafından aynı yere Mimar Kirkor Balyan’a Nusretiye Camii inşa ettirilmiştir.
Tophane-i Âmire
Kanuni Sultan Süleyman, Fatih’in kurup II. Beyazıt’ın büyüttüğü dökümhane tesislerini yıktırıp yerine yenisini ve daha büyüğünü inşa ettirir. Tophane-i Amire, deniz kenarından yüz adım kadar içeride, Cihangir tepesinin hemen altında yer alır. Sultan Süleyman tarafından, top dökümhanesinden ayrı olarak, top dökücüleri için deniz kenarında bir Topçular Kışlası yaptırılır. Tophane-i Amire ve Tophane semti, Kanuni Sultan Süleyman döneminde genişler ve bir askeri merkez olmasının yanında, özellikle sahilde saray ve yalı tarzında sivil yapılaşmalar meydana gelir. Kanuni’nin yaptırdığı Tophane binası 1720 yılında yanar, 1730-1740 yılları arasında bugünkü haliyle beş büyük kubbeden oluşan şekliyle yeniden yaptırılır. Yeni dökümhane ile birlikte Sultan için bir köşk ve büyük bir sarnıç da yaptırılır. Sarnıç için suSultan I. Mahmud zamanında, 1730’da inşa edilen Taksim su boru hattı sayesinde temin edilir.
II. Abdülhamid Çeşmesi 1896-1901 yılları arasında Sultan II. Abdülhamid tarafından İtalyan mimar Raimondo D’Aronco’ya yaptırılmıştır. Çeşme, açılış merasiminin fotoğraflandığı 1901 yılında Tophane Nusretiye Camii önünde yer almaktaydı. 1957 yılında Henry Prost’un planladığı yol genişletme çalışmalarından nasibini alarak özgün yerinden sökülmüş ve Maçka Parkı’nda günümüzdeki yerine taşınmıştır. 1956 yılı aynı zamanda İstanbul için büyük istimlaklerin de başladığı tarihtir. Yol, cadde ve meydan genişletme çalışması kapsamında tarihi eserler başta olmak üzere, belediyeye ait binalar ile birçok konut istimlak edilmiştir. Şüphesiz yapılan istimlaklerden en çok tarihi eserler etkilenmiştir. 1956 yılında yapılan imar çalışmaları kapsamında Nusretiye Camii avlusunun bir kısmı yıkılmış, geriye sadece küçük taş avlu bırakılmıştır.
1958 yılında ise yol tesviye çalışmaları nedeniyle sebilin önüne basamak eklenmiş ve II. Abdülhamid Çeşmesi de sökülerek Maçka’ya taşınmıştır. Kılıç Ali Paşa Camisi’nin bazı duvarları imar faaliyetleri kapsamında yıkılmış ve tekrar yapılmıştır. Ancak duvarın seviyesi tutturulamamıştır (Ertem ve Altunel, 2011, s. 69). Kaynak: Işıl Tuna; “1950-1960 Yılları Arasında İstanbul'da Kentleşme ve İmar Faaliyetlerine Genel Bakış” MSGSÜ Sosyal Bilimler, Dergisi, 2019, 3.
Nusretiye Camii Tophane I. Mahmud Çeşmesi
1732 yılında, Tophane (I. Mahmud) Çeşmesi yaptırılır. Tophane Meydanı’nda yer alan çeşme, dört cepheli abideyi andıran bir eserdir. Cephesindeki mermer işleme ve süslemeleriyle, Türk rokoko sanatının en önemli örneklerindendir. Çeşmenin dört cephesini dolaşan bir yazı şeklinde üç ayrı kitabesi vardır. Sonraki senelerde 1745 yılında, tüm Tophane yapılarıTopçubaşı ve aynı zamanda mimar olan Mustafa Ağa’nın yaptığı proje ile, onun nezaretinde olarak binalar tamir edilir. Bu sırada, Tophane Meydanı denize doğru elli metre kadar doldurulmuştur.
Tophane Yolcu Salonu’nda zaman zaman demiryolu biletleri de satılmıştır. 14 Ekim 1930 ve benzer günlerdeki gazetelerde Bandırma-İzmir-Afyon demiryolu biletlerinin indirimli olarak satışa çıkartıldığı ve bu amaçla Tophane Yolcu Salonu’nda tesis edilen bir bilet gişesinde bilet satışı yapıldığı duyurulmuştur.Salonu içine alacak şekilde başlıyordu.
Cumhuriyetimizin on beşinci yıldönümünde İstanbul ışıl ışıl Cumhuriyetimizin on beşinci yıldönümü vesilesiyle Saat 13’ten itibaren İstanbul ışıklandırılmaya başlanmıştır. Beyoğlu boydan boya rengârenk ışıklara bürünmüş ve Galatasaray Lisesi taç kapısı göz alıcı şekilde ışıklandırılmıştır. Galata Köprüsü baştanbaşa bir ışık yağmuru gibidir. Topkapı Sarayı ile Dolmabahçe Sarayı özel olarak ışıklarla süslenmiş olarak parıltılar haline gelmiştir. Taksim Cumhuriyet meydanında rengarenk sular fışkıran havuz ve meydandaki taklar rengi değişen sular ile ta uzaktan nazarı dikkati çekmektedir. Ziraat Bankası, İş Bankası, Deniz Ticaret Müdürlüğü, Dördüncü Vakıf Han, Sirkeci’deki Büyük Postane ve Adliye binaları, Voyvoda caddesindeki bankalarla Beyoğlu’ndaki Ağa Camii ve diğer camiler de çok güzel donatılmışlardır.
Seyr-i Sefain Genel Müdürlük Binası ve Tophane Yolcu Salonu yıkılıyor
Adnan Menderes zamanında Salıpazarı tesisleri 1956-57 yıllarında inşa edilmiştir ve bu amaçla birçok eser yıktırılmıştır. 610 metre boyunda rıhtımlı, antrepolara malik büyük Salıpazarı Tesisleri’nin ilk antreposu Tophane Saat Kulesi’nin deniz kıyısından ve Seyr-i Sefain Genel Müdürlük Binası (Deniz Yolları) ile Tophane Turistik Yolcu Salonu zamanla Salıpazarı Rıhtımlarına katılmış, günümüzde ise Galataport sınırları içinde bir hayal olarak kalmıştır.
Adnan Menders zamanında inşa edilen Salıpazarı tesisleri Tophane Seyr-i Sefain (Deniz Yolları) Turistik Yolcu Salonu’nu da içine alarak başlayacak şekilde idi. Yakın planda Tophane Saat Kulesi görülmektedir. Kaynak: İstanbul Tarihi)
1929 yılında Seyr-i Sefain (Deniz Yolları) İdaresinin İstanbul’da Tophane Yolcu Salonu’nun önüne yerleştirilen büst, Türkiye’nin önemli heykeltıraşlarından Kenan Yontunç tarafından yapıldı. Heykeltıraş Türkiye’de Atatürk büstü yapan ilk sanatçı olarak da tarihe geçti.
1967 yılında Termal’e getirilmiş…
Tophane Yolcu Salonu’nun yıkılmasının ardından bir süre Denizyolları Genel Müdürlük binasında muhafaza edilen büst 1967 yılında Yalova’da Termal’e getirilmiştir. O tarihten bu yana Denizcilik Havuzu’nda sergilenmektedir.
Termal Kaplıcaları İşletmeleri Müdür Yardımcısı Ümit Gürbüzoğlu (2022) yaptığı açıklamada; Termal Kaplıcaları’nın 19 Ağustos 1929’da Atatürk’ün gelmesiyle yeniden önem kazandığını belirterek şöyle demiştir; “Kaplıcaların işletmesi o dönemde Seyr-i Sefain’e verilmiş.
Bu sayede İstanbul’dan gemilerle buraya malzemeler taşınıp tekrar yenilenme çalışmaları başlamış. Tophane Yolcu Salonu Binası önünde yer alan Atatürk Büstü de Tophane Seyr-i Sefain Yolcu Salonu’nun yıkılmasından sonra bir süre Denizyolları Genel Müdürlük Binası’nda kalmış, Heykeltraş KenanYontunç ’un eseri olan Atatürk büstü, 1967 yılında Yalova’daki Termal’e nakledilmiştir. O tarihten bu yana Denizcilik Havuzunda sergilenmektedir. Kaynak: Gündem Yalova Haberci linki, Zeynep Taştan, 26.07.2022.
Tophane yolcu salonu duvarlarını Türk resim sanatçılarının eserleri süslerdi.
Sadullah Güney’in ricası ile Diyarbekirli Tahsin, İbrahim Çallı ve diğer resim sanatçılarından alınan deniz, İstanbul manzaralı ve natürmort tarzı yağlıboya tablolar Tophane yolcu salonu duvarlarına sanatsal bir güzellik verildi. Ayrıca hizmet dışı kalmış yolcu gemilerden bazı mobilyalar yolcu salonunda kullanıldı. Bu eserler yolcu salonun yıkılması sürecinde Denizcilik Bankası Karaköy Binası’na nakledildi. TDİ’nin özelleştirilmesi ile Ankara Resim ve Heykel Müzesi’ne verildiler.