GÖRÜŞ - Türkiye ve Pakistan stratejik ortaklığının yeni kilometre taşı: MİLGEM Projesi

Geçmişte birçok Batı menşeli askeri ürün temininde mesnetsiz gerekçelerle ambargoya maruz kalan Türkiye, bu konudaki tecrübesini MİLGEM projelerinde alıcının lehinde kullanarak işi sadece bir ürün satmaktan çıkardı.

Nurullah Aydın, Türkiye'nin MİLGEM Projesi'ni, bu projenin özelliklerini ve yapılan ihracatları AA Analiz için kaleme aldı.

***

Üç yanı denizlerle çevrili olarak adeta bir ada ülkesi olan Türkiye, coğrafi kaderin bir zorunluluğu olarak tarih boyunca sürekli deniz kuvvetlerini takviye eden yöntemler geliştirdi. Denizlere hükmeden bir imparatorluğun bakiyesi olarak her daim deniz birlikleri ve envanterinin askeri gemi ihtiyaçlarını en iyi şekilde sağlamaya çalıştı.

Yakın zamanda ise Osmanlı'dan günümüze süregelen 600 yıllık denizcilik geleneğini, savunma sanayisi tecrübesiyle birleştirerek Milli Gemi (MİLGEM) projeleri hamlesini başlattı. MİLGEM tamamen yerli ve milli tasarımlarla savunma sanayimizde deniz sektörüne can vererek irili ufaklı birçok yerli şirketin katkısıyla önemli projeler tasarladı ve kısa sürede hayata geçirdi. Projelerin ulusal ve uluslararası alanda elde ettiği başarıları katlaması, bu başarıların katma değer denkleminde etki alanını büyütmesi ve kazanımları dost ve kardeş ülkelerle paylaşması Türkiye’nin uluslararası arenada prestijini oldukça artırdı. Milli Savunma Bakanlığının önderliğinde başlatılan hamle işleyişin hızlandırılması ve alınan kararların uygun protokol esaslarınca Bakanlık misyonuna uygun bir şekilde hayata geçirilmesi için 2018 yılında bir anonim şirketi kurularak kurumsallaştırıldı. Bu şirket, kısa sürede Türkiye'de ve dünyada savunma sanayisi sektöründe adını duyuracak Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT) adıyla faaliyetlerine başladı.

Deniz platformu üretiminde en büyük ihracat projesi
2004 yılında tamamıyla yerli ve milli gemi üretilerek Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmayı amaçlayan bir proje olarak hayata başladı. Bu vizyonla başlatılan proje, ASFAT şirketiyle Türk Deniz Kuvvetlerinin kullanım ömrü son bulmaya yaklaşmış askeri gemilerini, yerli ve milli tasarımlarla donatılmış ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığının yönergeleri doğrultusunda geliştirilmiş gemilerle değiştirmeyi hedefledi.

Proje, kısa sürede Ada sınıfı firkateynlerin envantere girmesiyle ilk meyvelerini vermeye başladı. Her yeni üründe üretim hız ve kapasitesini artıran ASFAT, kullanıcı tarafından yönlendirilen öneri ve talepleri de dikkate alarak gemilerini sürekli daha iyi bir noktaya taşıdı. Şirketin üretim bileşenleri sadece gemi tasarımı ve platform üretimi ile sınırlı kalmayıp araç üzerinde bulunan savunma ve saldırı mekanizmalarında da tamamen yerlileşme yoluna gitti. Askeri donanım ihtiyaçları, deniz-kara-hava savunma sistemleri ve atış taarruz birimleri ASELSAN, Makine Kimya Endüstrisi, ROKETSAN ve Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret Anonim Şirketi (STM) gibi birçok şirketin ortaklığında giderildi. 1,2 milyar doları aşan yatırımla Türk savunma sanayisinde deniz platformları sınıfında en büyük ihracat olma özelliği taşıyan MİLGEM projeleri bu rekorunu artırarak katlıyor.

Tarihten günümüze her daim dost ve müttefik ülkelerin kendisiyle birlikte gelişmesi ve güçlenmesine önem veren Türkiye, uluslar ötesine taşan savunma sanayisi projelerinde paylaşımcı bir politika izledi. Bu politikanın en bariz örneklerinden biri son zamanlarda artan Türkiye-Pakistan savunma sanayisi ihracatı oldu. Türkiye menşeli birçok şirketten direkt veya alt yüklenici yoluyla ürün temini yapan Pakistan, PN MİLGEM gemilerinin yanı sıra "know how" transferi ortaklığında da Türkiye’nin etkili bir müttefiki olmayı sürdürüyor.

MİLGEM açık deniz karakol gemisi
Türkiye'nin mavi vatan doktrinin de işaret ettiği gibi denizlerin kara topraklarıyla aynı değere sahip olduğu düşüncesi, deniz karakollarının karasal üs ve karakol birimleri kadar önemli olduğu gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor. Bu düşüncede, denize kıyısı olan ülkelerin karalarını koruduğu kadar denizlerini de korumakla yükümlü olduğu vurgulanır.

Denizde adeta tam teşekküllü kara üs komutanlığı gibi vazife gören Açık Deniz Karakol (ADK) Gemisi; karadan, havadan, deniz üstünden ve deniz altından gelecek tehlikelere karşı korunma gibi savunma mekanizmalarının yanı sıra aynı zamanda taarruz ve saldırı kabiliyeti olan üst seviye bir savaş gemisidir. Mavi vatan sınırlarını koruma, olası saldırıları tespit edip takip etme ve bertaraf etme yeteneklerine sahip olan ADK gemileri aynı zamanda Türkiye’nin deniz sınırları içinde sürdürdüğü sondaj ve benzeri faaliyetlerde kullandığı özel gemilere koruma sağlamak gibi vazifeleri de yerine getiriyor. Makine ve Kimya Endüstrisi tarafından üretilen 76 milimetrelik top atara sahip olan gemi, ikmalsiz 21 gün denizde hareket kabiliyetine sahip olup sınıfında muadillerinden üstün nitelikler taşıyor. ASELSAN üretimi Gökdeniz, ROKETSAN üretimi Atmaca ve Hisar gibi savunma sistemleriyle gemi deniz üzerinde adeta bir kale gibi korunarak bünyesinde 104 personel barındırıyor. Uzunluğu 99,56 metre ve genişliği 14,42 metre olan gemi, 24 knot hızına ulaşarak açık denizlerde aktif operasyonel faaliyetler yürütme kabiliyetine sahip adeta yüzen bir kale.

Türk savunma sanayisinin deniz sınıfı hamleleri
Geçmişte birçok Batı menşeli askeri ürün temininde mesnetsiz gerekçelerle ambargoya maruz kalan Türkiye, bu konudaki tecrübesini MİLGEM projelerinde alıcının lehinde kullanarak işi sadece bir ürün satmaktan çıkardı. Türkiye, ürün kullanımında gerekli bakım, onarım ve malzeme tedarikiyle satış sonrası hususlarda da alıcının dışa bağımlılığını azaltmaya çalıştı. Ayrıca, her bir malzemesi ayrı periyotta bakım gerektiren askeri gemilerde kullanıcı için tam teşekküllü lojistik altyapı merkezi kurarak aynı zamanda bu yapıyı kullanabilecek eğitimli personel ihtiyacını da karşılamaya çalıştı. Basit bir parça için binlerce tonajlı gemilerin aylarca demir atmasının mantıksızlığını ortadan kaldırmayı hedefleyen bu girişim, sektördeki diğer alıcıların dikkatini çekti. Bu hamle, kullanıcı personele eğitim vererek ürünün kullanılabilirliğini artırıyor ve alıcı ülkeye sorunsuz geçişini sağlıyor.

Suudi Arabistan, Libya ve Katar'ın yakından ilgilendiği birçok üründe Türkiye'nin tercih edilme sebebi de aynı. Türkiye, Pakistan'a ihraç edilen bütün MİLGEM projelerinde bu işleyişi takip edip dünyada eşine az rastlanır bir hizmet ortaya koyarak deniz sınıfı savunma sanayisi ürünlerinde Orta Doğu'da birçok ülkenin dikkatini üzerine çekti.

[Nurullah Aydın, TRT Arapça]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir.

Savunma Sanayi Haberleri

Türkiye, ilk kez AB ve NATO üyesi ülkeye askeri gemi ihracatına imza attı
İSO ve SAHA İstanbul işbirliğiyle 6. Savunma Sanayii Buluşmaları düzenlendi
Açık deniz karakol gemisi TCG AKHİSAR ilk seyrini gerçekleştirdi
STM, Malezya Donanması için 3 korvet inşa edecek
Savunma sanayisinde tüm alt sistemlerin yerlileştirilmesi hedefleniyor