Gürhan Burak ALKOÇ - Pearl Naval Şirketler Grubu Başkanı
2017 yılında kurulan Pearl Naval, gemi işletmeciliği ve gemi kiralama alanlarında tam kapsamlı teknik ve ticari hizmetler veriyor. Kadın istihdamı konusunda duyarlı firmalardan biri olan Pearl Naval Şirketler Grubu Başkanı Gürhan Burak Alkoç, aynı zamanda gençlerin sektörde daha fazla yer alması için de çalışmalar yapıyor.
Şirketlerinizden bahsederek başlayalım isterseniz. Hangi alanlarda ne tür faaliyetleriniz var?
2017 yılında kurulan şirketimiz gemi işletmeciliği ve gemi kiralama alanlarında tam kapsamlı teknik ve ticari hizmetler vermektedir.
Ekibinizden ve insan kaynakları politikanızdan bahseder misiniz?
Pearl Naval’da İstanbul ofisimizde 25 kişi görev yapmaktadır. Bunun yanı sıra yurtdışındaki ofislerimizde de çalışanlarımız var. Batum’da açtığımız ofis de faaliyete başlayacak.
15 gemimiz için dönüşümlü olarak çalışan 200 personelimiz bulunuyor. Özellikle merkez ofisimiz için bizimle aynı heyecanı taşıyan, şirketin büyümesine katkı sağlayacak, kendine ve şirkete katma değer getirecek çalışma arkadaşları seçmeye özen gösteriyoruz. Şirket prensiplerini benimseyerek, aidiyet duygusuyla dürüst çalışan ekip arkadaşlarımızla yolumuza devam ediyoruz. İşletmesini yaptığımız gemilerimizde de benzer olarak uzun soluklu ve sadakat duygusu olan, işinin ehli genç ve dinamik denizci meslektaşlarımızla yol alarak ilerliyoruz.
Pearl Naval kadın denizci istihdamında da öncü firmalardan biri. Bu konuda neler yapıyorsunuz? Ek olarak gemilerinizde Türk personelli istihdamı hakkındaki görüşleriniz/politikanız nelerdir?
Gemilerimizde ve ofisimizde kadın istihdamına önem veriyoruz. Prensip olarak stajdan başlayarak gemilerimizde çalışmalarını ve yükselmelerini istiyoruz. Ofisimizde de kilit görevlerde 12 kadın çalışma arkadaşımızla tersane ve seferdeki gemilerimizi etkin bir şekilde yönetiyoruz. Kadın istihdamına uzun vadede de önem vermeye devam edeceğiz, çünkü önemli bir harmoni ve sinerji yarattığına inanıyoruz.
İstihdam oluşturmak şirketimizin önemli ilkelerinden biri; yerli ve milli projelerde yer almak arzusundayız. Bu noktada offshore alanında ‘platform supply vessel’ bir yıl işlettik, kendi mülkümüz olan destek gemimize Türk bayrağımızı çekerek Türk personeller istihdam ettik. Bu noktada önümüzdeki dönemde de yerli ve milli projelerde aktif olarak faaliyet gösterme arzusundayız. Özellikle ülkemizdeki yabancı personelle yönetilen FSRU gemilerinin kendi kabotajımızla kendi sularımızda yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Bunların Türk bayrağına geçirilmeleri, Türk personellerle donatılmaları konusunda gerekli girişimlerde yer almaya ve destek vermeye özen gösteriyoruz.
Bu noktada sizin bir serzenişinize değinmek isterim. Üniversitelerde denizcilikle ilgili bölümler pek rağbet görmüyor. Gençlerimiz doğru alanlara kanalize edilmiyor. Bu konudaki düşünceleriniz neler?
Sektör olarak gençlere yeterince ulaşabildiğimizi düşünmüyorum. Liseyi bitiren, üniversite aşamasında denizcilik alanında eğitim veren üniversitelere kayıt yaptıran gençlerimizin oranı halen yeterli seviyede değil. Sektöre kadın ve erkek gençlerin kazandırılması için çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Dünya üzerinde tüm denizcilik şirketlerinin ana probleminin personel kalitesi, gerekli yetkinliklere sahip personel bulma olduğunu görüyorum. Genç nesile daha iyi nüfuz etmemiz ve sesimizi duyurmamız için, su sporları ve yelken gibi faaliyetlerin artırılması lazım. Küçük yaştan daha fazla gence ulaşılması ve gençlerin denizle tanışması önem kazanıyor.
Ülkemizde bu tarz faaliyetler tabii ki sürdürülmektedir ancak arttırılması gerekiyor. Yurt dışına gittiğimizde görüyoruz ki toplu taşıma alanlarındaki ilan panolarında denizcilik şirketlerinin düzenledikleri tanıtım, aktivite, fuar duyuruları ağırlıklı olarak yer alıyor. Havaalanından başlayarak büyük tersanelerinin afişlerini, ilanlarını ve hatta stantlarını görebiliyorsunuz. Türkiye’deki denizcilik şirketleri de benzer çalışmalar yaparak ilan ve afişle yer almalı, gençlere bu sektörün pozitif yanlarının vurgulandığı seminer ve sempozyumlar düzenlenmeli. Bunun önemini katıldığımız toplantılarda da vurguluyoruz.
Uluslararası alanda çalışmak isteyenlerin yaşadığı vize vs gibi kimi sıkıntılar da görüyoruz. Bu konularda kamu otoritesi nezdinde girişimleriniz oluyor mu?
Uluslararası alanda yaşanan vize problemleri Covid-19 gibi salgın hastalık dönemlerinde yeni engellerin de eklenmesiyle arttı. Ancak salgından bağımsız olarak da Türk denizcisinin, kaptan ve mühendisinin daha kolay vize almaları gerekiyor. Daha önce yaşadığımız deneyimleri örneklendirerek yurt içinde ve dışında yetkili kurumlara başvurularımızı yaptık, sorunların çözümü için önerilerimizi sunduk. Ancak yeterli ilerleme henüz sağlanabilmiş değil. Birkaç sene önce, denizcilik camiasında ikmallerin yapıldığı büyük ana limanlardan birinde, teslim aldığımız handysize gemisinde, hiçbir sebep belirtilmeden Türk personellerinin vizeleri onaylanmadı ve tüm personeli Hintli olarak almak zorunda bırakıldık. Uygun limanda tekrar personel değişimi yaparak ilerledik. Aynı şekilde Amerika dâhil vize almak kolay değil. Üzerine pandemi dönemi şartları da eklendiğinden Türk personel istihdamı sağlama konusunda zorluklar yaşanıyor. Bu süreç armatör ve işletme firmaları açısından ek bir maliyet getirmekte, zaman kaybına yol açmaktadır. Denizcilik sektöründe her anımız değerli olduğundan, bu sorun en kısa sürede ilerleme kaydetmemiz gereken konuların başında gelmektedir.
Geçtiğimiz yıl koster ve nehir sektöründe de hizmet vermek üzere girişimleriniz oldu. Şu an ne durumdasınız?
İki tane nehir gemisini kendi yatırımlarımız ve yük anlaşmalarımız sayesinde satın aldık. 2021 sonuna kadar filomuza bir nehir gemisi eklenmiş olacak ve 2022 yılı için bir gemi alımı daha planlandı. Nehir gemisi alımlarımıza büyüme hedeflerimiz paralelinde önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz.
İki yabancı grup şirketi ile bayrak, class temsilcilikleri, sörvey konularında şirketinizin çalışmalarından bahseder misiniz?
Panama Maritime Documentation Services ‘in Türkiye’deki tek temsilcisiyiz. Bu noktada class ve bayrak temsilciliklerimiz de bulunmaktadır. Gemi işletmeciliği ve tedariki alanında iki global firma ile önemli anlaşmalara imza atmayı planlıyoruz.
Kore ile çalıştığınızı biliyoruz. Başka yurtdışı çalışmalarınız var mıdır?
Her ne kadar pandemi döneminde yüzde 100 randımanla olmasa da Kore ile faaliyetlerimiz devam ediyor. Balast water treatment, sawage treatment, scrubber, hava kompresörleri gibi ekipmanların yer aldığı Kore firmalarının “exclusive distiributor” temsilciliklerine devam ediyoruz. Dominik ve Panama’da class ve tersane bazında aldığımız temsilcilikler bulunmakta. Son olarak Batum’a personel işletmeciliği, tedarik, tamir gibi konularda hizmet verecek olan bir ofis daha açtık.
Sektöre yönelik getirilen global regülasyonlar konusunda düşünceleriniz neler? Sektörü global ve yerel ölçekte nasıl etkiliyor?
Global regülasyonların önemi scrubber, balast water treatment özellikle emisyonlarla ilgili olduğundan son derece gemilerin hurdaya çıkışıyla bağlantılı. Şu anda iyi giden piyasa koşulları sebebiyle birçok armatör gemisini hurdaya vermek yerine balast water montajı yaparak bir sonraki “special survay” a kadar çalıştırmak düşüncesinde. Bu sebeple Türkiye ve yabancı limanlarda tersanelerde önemli bir yığılma mevcut. Gemilerin hurdaya çıkışı belirli oranda durdurulmuş durumda. Küçük ve büyük tonajda, özellikle pandemi döneminde ihtiyaçların ve ham maddelerin son kullanıcıya ulaştırılmasında denizcilik sektörünün etkili olması nedeniyle denizcilik şirketlerinin ve armatörlerin yüzünü güldüren bir dönemdeyiz.
Türk denizcilik sektörünün gelişimi ve ülke ekonomisine katkı konusunda öne çıkan firmalardan birisiniz. Sektörün mevcut durumuna dair bir değerlendirme alabilir miyiz?
Türk Deniz Ticaret Odası her geçen yıl büyüyor. Pandemi döneminin etkisiyle ortaya çıkan değişkenlerle yeni yapılma dönemine girildi. ABD ve Çin arasındaki ticari gerilimin artması, Hindistan’ın ivme kazanamaması, hammadde ihtiyaçları, Avrupa’daki ekonomik kriz gibi sebeplerle ve navlun fiyatlarının artmasıyla yurtiçi ve yurt dışı armatörlerden yeni siparişler artarak gelmeye başladı. Sektöre pozitif etki etmeye devam ediyor. Türk bayraklı gemilerin de artmasıyla filomuzun büyüdüğü bir dönemdeyiz ancak bizim finansman ve leasing sorununu çözmemiz gerekiyor. Bu sorunu daha iyi yöneten komşumuz Yunanistan denizcilik sektöründe her alanda öne çıkan işler yapıyor, örnek teşkil ediyor. Türkiye’de de denizcilik sektöründe finansman sorununu çözmemiz, daha düşük faizli krediler ve fonlamalarla daha verimli işler yapmamız gerekiyor.
Son olarak eklemek istedikleriniz.
Denizcilik paydaşlarının her birine çok ciddi görevler düşüyor. Deniz Ticaret Odası başta olmak üzere diğer odaların, sivil toplum kuruluşlarının, denizcilik şirketlerinin yani sektördeki herkesin bir tuğla koyması gerekiyor. Bu işin ciddi bir organizasyon ve ekip işi olduğunu düşünüyorum. Türk denizciliğini daha iyi yerlere getirmemiz gerekiyor.
Bunun için de özellikle daha açık ve şeffaf olan çalıştayların, kurultayların yapılması, yurt dışına yönelik çalışmaların ve know-how transferlerinin yapılması gerekliliğine inanıyorum. Buna kendi namınıza katkı sunduğunuz için size de teşekkür ediyorum.
Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Eylül-Ekim 2021 - 80. sayısında yayımlanmıştır.