Elektrikte rota, deniz üstü santraller

Türkiye’nin yenilenebilir enerji stratejisindeki en önemli ayak deniz üstü rüzgar santralleri olacak.

Bakanlık, Marmara Denizi’ne odaklanırken, burada 20 GW’yi aşan bir elektrik üretim potansiyeli hesaplanıyor.

Elektrik ihtiyacını karşılamak için yenilenebilir enerjiye yönelen Türkiye, bir kez daha deniz üstü rüzgar santrallerini gündemine alıyor. Deniz üstü rüzgar enerjisi için yapılacak yeni ihaleden önce, yerli ve yabancı yatırımcılara yönelik ihalenin odak noktasında Marmara Denizi yer alırken, risklerin azaltılmasına çalışılacak. Yer tayini için yürütülecek çalışmalarda en kritik nokta ise deprem ve tsunami riski olacak. Türkiye’de geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla elektrik üretiminde toplam kurulu güç 31,8 GW’dan 103,8 GW’a yükselirken, elektrik tüketimi ise 132,6 TWh’den 328,7 TWh’ye yükseldi. Enerji yönetiminin hazırladığı referans senaryoya göre, elektrik tüketiminin 2023 yılında yıllık yüzde 4,8 artarak 375,8 TWh’ye ulaşması bekleniyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji stratejisindeki en önemli ayaklardan birisi ise, deniz üstü rüzgar enerjisi olacak.

Başarısız olan ihale
Türkiye, deniz üstü rüzgar enerjisi üretimi için öncelikle uygun sahaları belirleyecek ve sonraki adımda bu sahalara yönelik ihale ve yarışma düzenleyecek. Bundan 5 yıl önce de 1,2 GW kapasiteli deniz üstü rüzgar enerjisi tesisi için bir ihale gerçekleştirilmişti. Ancak, yerinde ölçüm verilerinin olmaması nedeniyle ihaleye başvuru gelmemişti. Bu nedenle, deniz üstü rüzgar enerjisine yönelik yeni ihaleden önce, potansiyel yatırımcılar için risklerin azaltılması ve şeffaflığın artırılmasına odaklanılacak. Bu kapsamda, jeolojik ve jeoteknik ölçümler, meteorolojik ve oşinografik analizler, ekonomik ve finansal ön fizibilite çalışmaları ile çevresel ve sosyal kısıt analizleri gerçekleştirilecek. Bu çalışmalar, Avrupa Birliği destekli proje kapsamında yapılacak.

Marmara mercek altında
Proje kapsamında en önemli odak noktalarından birisi Marmara Denizi olacak. Marmara Denizi’nde 20 GW’yi aşan bir elektrik üretim potansiyeli hesaplanıyor. Marmara Denizi’nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek sahalarda jeolojik, jeoteknik, meteorolojik ölçümler yapılacak. Marmara Bölgesi’nin, Türkiye’nin sanayi yükünü çeken bölge olması, yoğun elektrik tüketiminin şebekede yarattığı risk ve bölgenin elektrik üretiminin önemli ölçüde termik santrallerden karşılanması, yenilenebilir enerjiyi bölge için cazip kılıyor. Marmara’daki karasal alanların yoğun yerleşime ev sahipliği yapması ise denizi, santraller için avantajlı kılıyor. Düzenlenecek yeni deniz üstü rüzgar ihalesinde seçilecek yerlerin de, elektrik şebekesine yakınlık ve Marmara’nın derinliği nedeniyle, kıyıya daha yakın olması öngörülüyor.

Deprem riskine bakılacak
Marmara’da yer tayini için yürütülecek çalışmaların jeoloji ayağında en kritik nokta ise kuşkusuz deprem riski olacak. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra gözlerin çevrildiği bölgedeki ihaleye katılacak olan rüzgar yatırımcıları, bölgede deprem ve tsunami riskinin olup olmadığını değerlendirmek durumunda kalacak. Bu nedenle, bakanlığın ihale öncesi potansiyel deniz alanlarında sismik inceleme yaptırması bekleniyor. Marmara açıklarında kurulacak bir dizi santral, teknik ekipmanların denize ulaştırılması için limanlara ihtiyaç duyacak. Bu da, ihalelerden önce önemli bir altyapı hazırlığı anlamına geliyor.

Kaynak: Milliyet

Enerji Haberleri

"Ougarta" LNG gemisi 19 Kasım'da Türkiye'de olması bekleniyor
"Yeşil Deniz Endüstrisi AR-GE, Test ve Eğitim Merkezi" toplantısı yapıldı
Türkiye, Marmara'da deniz üstü rüzgar enerjisi için kolları sıvadı
Türkiye, 2050'ye kadar 27 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesi oluşturabilir
Tropikal fırtına Rafael, Körfez enerji üretimini tehdit ediyor