Bu makalem Bandırma vapuru konusunda tüm bilgi hatalarını düzeltmek amacıyla hazırlanmıştır.
- Bu makalem iyi niyetlerle hazırlandığına inandığım, fakat arşiv gerçekliğinden uzak kalmış, bu nedenle yanlışlar içindeki “Atatürk ve Bandırma Vapuru” metni esas olmak üzere, bu konudaki tüm benzer anlatımları düzeltmek ve imkan yaratmak amacıyla çalışılmıştır.
- Muhtelif yazı sahipleri ayni metni kısmen değişik başlıklarla, fakat aynen kopyalayarak makalelerinde veya yayınladıkları kitaplarda kullandıklarından, tarihin tahrif edilmesi çığ gibi büyümektedir. Bu yanılgı durdurulmalıdır. Bu makalemin amacı da budur.
- Bu makalem için 1873-1929 yıllarını kapsayacak şekilde Lloyd’s Register of Shipping yıllıkları taranmıştır.
- Bu makalem için Bandırma Vapuru’nun sicil kayıtlarını tespit etmek amacıyla Scotland Built Ships & Shipbuilding arşivi yeniden taranmıştır.
- Böylece Bandırma vapuru hakkında hiçbir hata olmayacak şekilde tüm arşiv resmî bilgileri ortaya çıkartılmış olmaktadır.
- Akademisyenlerimiz veya bu konuda yayın yapmak isteyecek mecralar ve Resmî Kurumlar için bu veriler, artık tamamiyle kusursuz şekilde saptanmış olmaktadır.
- Bu makale vesilesiyle, önceki makalelerimde ve eserimde genel olarak verilmiş çok önemli bir belirsizliği, Lloyd’s Register of Shipping yıllıklarını her sene incelemek suretiyle öğrenmek ve düzeltmek imkanını buldum;
Bu belirsizlik şudur; Bandırma vapurunun “Panderma” olarak adı 1917 yılına kadar değiştirilmeden devam etmiştir!
- Bu husus şaşırtıcıdır; “Panderma” adı bu vapuru 1892’de satın almış olan İstanbul’lu G. Dandelos & P. Dandelos tarafından verilmiştir. Bu kişiler muhtemelen Bandırma - Panderma kasabasından idiler. Panderma Yunan bayrağında ve Kapitülasyonlar sayesinde Kabotaj iskeleleri arasında sefer yapmıştır.
- Gerek İdare-i Mahsusa ve gerekse Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi zamanında geminin adının 1917 yılında kadar Lloyd’s Register of Shipping kayıtlarında “Panderma” olarak değiştirmeden kullanıldığı görülmektedir!
- Lloyd’s Register arşivi 1926 yılına kadar “Bandırma” vapuru kaydı devam etmektedir. 1927’de ise ikinci Bandırma Vapuru (Eski adı Medwey) başlamaktadır. Bu arşiv bilgisi bize, Bandırma Vapuru’nun 1925 sonu ve 1926 ilk yarısı gibi bir süreçte hurdaya gönderildiğini göstermektedir.
- Bu makalemde Bandırma Vapuru’nun adı Kymi olduğu yıllarda Erdek’te kayalıklara bindirdiği zaman çekilmiş fotoğrafı yeralmaktadır. Bu fotoğrafı Yurtdışındaki bir müze arşivinden temin ettim.
- Bu makalemde Bandırma Vapuru’nun aslında arşivlerde var olan, fakat nedense 2021 yılına kadar fark edilmemiş bir fotoğrafı da ilk kez yayınlanmaktadır.
- Bu makalem belgelere dayalı olarak 16-19 Mayıs 1919 günlerine ait tarihi de anlatmaktadır.
- Öncelikle değerli akademisyenlerimize sadece arşive dayalı bir kaynak yaratmış olduğuma inanıyorum.
- Çok özel bir ismi belirtmek isterim; Viyana- Wirtschaftsuniversitaet mezunu ve özel yaşamında ömrü boyunca gemilere tutkun yaşamış Erdem Cever Bey, özellikle Cumhuriyet öncesi Türk bayraklı ticaret gemilerinden oluşan muazzam bir yağlıboya resim koleksiyonu yaratmıştır. Ulaştığı nokta açısından ve işlediği konu bakımından bu koleksiyon dünyada ilk ve tektir. Halen işbirliği yaptığı resim sanatçısından Bandırma vapuru fotoğrafı esas alınarak, 16 Mayıs 1919 tarihini yansıtacak şekilde bir yağlıboya çalışması talep etmiştir. Çalışma tamamladığında, bu makalem Erdem Cever’in koleksiyonunun eminim en değerli eseri “Efsanevi Bandırma Vapuru” başlıklı yağlıboya tablosuyla yenilenecektir.
Bandırma Vapuru Hazırlanıyor
Kaptan İsmail Hakkı kumandasında Samsun seferine çıkmak üzere Bandırma Vapuru’nun ikmali yapılır ve Sarayburnu’na yakın bir şamandırada beklemeye başlar.
Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatır; “Karargâhımızdan olanlar belirlenen saatte rıhtımda toplanmış olacaklardı. Otomobil kapımın önünde idi. Evdeki vedaları bitirmiştim. Tam o sırada gelen bir dostum aldığı bir habere göre, benim ya hareketime müsaade edilmeyeceğini yahut vapurun Karadeniz’de batırılacağını söyledi. Yıldırımla vurulmuşa döndüm. Daha sonra vaktiyle uzun müddet yanımda çalışan bir kurmay subay da gelerek, maiyetinde çalıştığı Damad’dan aynı şeyleri öğrendiğini bildirdi. Bir an yalnız kaldım ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz’in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır.
...Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim. Baktım ki, rıhtıma yanaşmış olacağını sandığım vapur uzaklardadır. Sandallarla vapura gittik.
… Yirmi yedi yıllık ihtiyar kaptan demir aldırmaya başladı. Ben kaptan köşkünde idim. Subay ve askerler dışarı çıktılar. Hareket ettik.”
Osmanlı Donanması harp gemileri gibi, ticaret gemileri de Amiral Calthorpe’un tebliği (Emirleri) doğrultusunda Haliç’te bağlandılar. Kaynak: IWM- Imperial War Museum Arşivi. Fotoğraf: W.J.Burnell.(Imperial War Ministry Resmî fotoğrafçısı).
Gemi Süvarisi İsmail Hakkı Kaptan halatın şamandıradan fora edilmesini takiben gemiye yol verdi. Bandırma Vapuru’nda; gemi mürettebatı 23 kişiydi. Mustafa Kemal Paşa ile kurmay heyeti 25 kişiydi. Çavuş, onbaşı, neferlerden oluşan 23 erat listesi ile birlikte gemide 71 kişi vardı!
Bu kapasitedeki bir vapur için bu son derece büyük bir rakamdır. Kesinlikle çok meşakkatli bir yolculuk yapılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını Bandırma vapuruyla üç günlük zor ve tehlikeli bir yolculuktan sonra Samsun’a götürmeyi başaran Kaptan İsmail Hakkı’nın, Ulus Gazetesi’nde yer alan anılarında Milli Mücadele’nin ateşini yakan bu yolculuğu hayli özet bir şekilde anlatmıştır; “19 Mayıs 1919 günü, büyük ve şerefli bir milletin, asırlardan beri daima makus gitmekte olan talihini değiştirecek, Türk’e kendi büyüklüğüne lâyık yeni bir mukadderat yaratacak olan üst adam, tarihi ve heybetli misyonuna başlamak üzere Samsun’da karaya iniyordu. Yoksul bırakılmış mazlum milletin sayısız harplar ve yolsuzluklardan arta kalmış herşey gibi, küçük ve fersude bir tekne, Bandırma gemisi, bu büyük ve şanlı yolculuğu koynunda barındırarak dünya değer hamulesi ile günlerce Karadeniz’in kendi boyundan aşkın dalgaları ile çarpışmıştı.
Artık herşeyin kaybedildiğine inanıldığı bir sırada milletinin asalet ve cesaretinden kuvvet alarak, bütün dünyayı hayrete düşürecek muazzam bir tasavvuru dimağında taşıyan büyük adamla, onun şerefli seyahatine vasıta olan bu küçük gemi ne aşikar bir çelişki idi. Fakat, daha nice mücadele yılları türlü tezatlarla dolu geçecek ve bu tezadların içinden kurtuluş güneşi doğacaktı. Yedi mil süratle ve ufacık teknesi ile Karadeniz’in dalgaları ile boy ölçüşen bu gemi adeta kurtarıcının memleketin mütevazı imkanları ile giriştiği büyük ve çetin mücadeleyi sembolize ediyordu, denilebilir. Bu küçük gemi, erişebileceği en büyük şerefe kavuşarak, bir millet yaratacak ve bir vatan kuracak olan dahi adamı tam zamanında vatan toprağının en müsait parçasına çıkarmak suretiyle tarihi vazifesini gördükten sonra, ömrünü tamamladı.
Bugün aynı ismi taşıyan gemide plakasından başka onunla ayni olan bir tarafı yoktur. Fakat bu tarihi seyahati idare etmiş olan kaptanın kim olduğunu hiç düşündünüz mü? Biz, bu şerefe erişmiş olan mesut adamı aradık ve bulduk. İdarenin en eski kaptanlarından olan Kayserili İsmail Hakkı Durusu, bu seyahatin intibalarını gazetemiz için yazarak bize göndermiştir. Sözü, Kaptan İsmail Hakkı (Durusu) ya bırakıyoruz; “1919 tarihinde Bandırma vapuru ile Atatürk’ü İstanbul’dan alıp Samsun’a götürdüğümüz seferde gerek hareketimizden evvel gerekse yolda şahidi olduğum ahvalden hatırıma gelenleri aşağıya yazdım; Hareketimizden birgün evvel Paşa beni İdareden Harbiye’de dairesine çağırtmıştı. Gittim ve kabul buyuruldum. Sureti hareketimize dair bir takım istizahta (açıklayacı bilgi istemek) bulundular. Lâzım gelen cevapları verdim. Ertesi gün öğle üzeri hareket edileceğini ve ol vechile geminin hazır bulundurulmasını emir buyurdular. Filhakika o gün zevalde gemiyi teşrif ettiler. Kontrol heyeti geldi. Hemen hareket edebileceğimizi söylediler. Derhal hareket ettik. Boğaz’dan çıkarken müthiş bir fırtınanın icrayı hükmetmekte olduğunu gördük. Ne kadar şiddetli fırtına olursa olsun yolumuza devama karar vermiştik. Böylece yolumuza devam ettik. Maiyetlerindeki zevatı bittabi deniz tutuyor ve herkes birer birer kamaralarına yatıyordu. Mamafih Paşa kıç taraftaki köşkte bir köşeye dayanmış oturmakta ve kendilerinde fıtrî bir haslet olan harik-ülbeşer metânetikalbiyelerinin (Kalp sağlamlığının) âsarı olarak bilâ fütur (Aldırmaksızın) ve daimi bir tefekkür (düşünce/düşünme) içerisinde bulunmakta idiler.
Son süratimiz olan yedi mil ile Karadeniz’in bîaman (Aman vermeyen) dalgaları arasında yuvarlana yuvarlana İnebolu ve Sinop’a uğrayarak bin türlü müşkülat içerisinde birgün şafak vakti Samsun’a vardık. Paşa bu iskeleye çıktılar. Ondan sonra vukua gelen halatı bittabi kendileri daha iyi bilirler. 19 seneden sonra o mesut seferimizi bu kadar hatırlayabildim.”
Trocadero’den Bandırma’ya
Bir ticaret gemisinin tüm sicil kayıtları Lloyd’s Register Shipping yıllıklarında ve ayrıntılı olarak ayrıca eğer o gemi İngiliz tersanelerinde inşa edilmiş ise İngiliz gemi sicili arşivlerinin bulunduğu İngiliz Denizcilik Müzeleri’nde ve Glasgow, Tyne, Thames gibi kent vakıflarında yer almaktadır. Belirttiğim bu merkezlerde ayrıca gemilerin tüm çizimleri muhafaza edilmektedir ve talep halinde temin edilmesi son derece kolaydır!
İngiltere’de “Geçmiş beni ilgilendirmez” diyen bir armatöre de tanık olunmamıştır! Ayrıca deniz ticaret tarihi, gemi inşa tarihi titizlikle kayda alınmıştır, korunmaktadır.
Bandırma Vapuru’nun Lloyd’s Register of Shipping ve Scottish Shipbuilding arşivlerindeki yıllara göre kayıtları, o yıllardaki yıllıklardan kopyalanarak ve önceki metinlerde düzeltme yapılarak verilmiştir.
*Clyde Built Ships arşivindeki kaydında belirtildiği üzere; Bandırma Vapuru’nun inşa adı “Trocadero” dur!
*1878 yılında McIntyre & Co. Paisley Phoneix Works kızaklarında 21 Kızak Numarası ile inşa edilmiş Yük / Yolcu gemisidir.
*O yıllarda Gemi Sicil kayıtlarında Tipi (Cargo Ship / Yük Gemisi) yazılıdır. Ancak, yük gemileri aynı zamanda yolcu taşımakta ve yük / yolcu seferleri yapmaktadır.
*Tescil Numarası: 79625, bayrağı İngiliz’dir. Temmuz 1878’de denize indirilmiştir.
*328 grt. , 1921 nrt. olup Tam boy: 150.1 ft., Genişlik: 22.4 ft., Derinlik: 11.4 ft.’dir.
*Ana buhar makinesi Glasgow’da kurulu Hutson & Corbett imâlatıdır. 2 genişlemeli (20 & 35 x 24 inç), tek pervaneli olup, azami 60 hp.(Beygir Gücü) güç üretmektedir.
*Geminin ilk armatörü Londra’da kurulu Dansey & Robinson olup, gemi 14 Ağustos 1878 tarihinde Londra Limanı’na tescil olunmuştur.
*Geminin ilk süvarisi Kaptan J.Young’dır.
*1879’da Londra merkezli W.H. Sollas firmasına satılmıştır.
*1885 Armatör H. Psicha satın almış ve “Kymi” adını vermiş, Yunan gemi siciline kaydettirmiştir. Kymi, Osmanlı karasularında; Marmara’da yük/yolcu seferlerinde çalıştırılmıştır!
*1888’de E. Arvaniti satın almış ve Yunan bayrağına tescil edilmiş olmasına rağmen yine Marmara iskeleleri uğraklı seferlerine devam etmiştir. Kymi, Erdek dahil olmak üzere Marmara iskeleleri arasında yolcu ve yük taşımacılığı yaparken 12 Aralık 1891’de Erdek’te kayalıklara bindirmiştir.
*1892’de Kaptan Andreadis, Kymi’yi kayalıklarda olduğu şekilde satın almış ve kayalıklardan kurtardıktan sonra, Haliç’te büyük onarımını yaptırmıştır. Sefere hazır olduğunda yine Yunan bayrağına tescil edilmiş olarak (Yani Osmanlı karasularında ve iskeleleri arasında Yunan bayraklı olarak) Kymi adıyla seferlerine devam etmiştir.
*Kaptan Andreadis İstanbul’lu bir Rum tebaadır. Evi Cihangir’de idi. (Raphael C. Cervati-Indicateur Ottoman Illustré Annuaire Almanch du Commerce).
*1893’de İstanbul’lu G. Dandelos & P. Dandelos kardeşler satın almış ve “Panderma” adını vermişlerdir. Panderma Yunan bayrağındaki seferlerine devam etmiştir.
*1894’de İstanbul’da Rama P. Derasmo satın almış ve adını değiştirmemiştir.
*1895’de Idare-i Mahsusa satın almış ve “Panderma” adını değiştirmemiştir.
*1914’de Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi’ne devredilmiştir.
*Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi “Panderma” adını değiştirmemiştir.
*“Panderma” adı 1917’de “Bandırma” olarak değiştirilmiştir!
*Bandırma Vapuru hiç batmamıştır. Oysa Bandırma vapuru konusunda tebliğ verenler arasında bile Bandırma’yı üç defa bile batırıp çıkanlar olmuştur!
*Bandırma vapuruna Ağustos 1915 tarihinde Marmara’da İngiliz Denizaltısı E14 tarafından atılan torpido isabet etmemiştir.
*16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa ve maiyetindekilerle birlikte Samsun’a hareket etmiş ve 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a varmıştır.
*1923’de Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’ne devredilmiştir.
*1927 yılında “Müze Gemi olarak restore edilerek korunması gerekirken” hurdaya çıkarılmış ve Hüseyin İlhami tarafından Balat Haliç’te sökülmüştür.
İnanılması imkansız
Asıl mesleği çocuk doktoru olan Dr.Fethi Tevetoğlu ve Şevket Süreyya Aydemir’in ilgili anlatımlarında “Pusulası da biraz bozuk..” diye bir ifade geçer.. Bu ifade birçok yayında tekrarlanmaya devam etmiştir. Bir miyar pusula, yani miknatisi pusula, vetetler arasında ayarlaması yapılarak kullanılır. “Miyar pusula biraz bozuk, az bozuk, çok bozuk” lâfı, ancak başıbozuk bir ifadedir!
Bir geminin miyar pusulası bozuk ise, yani ayarlaması yapılmamış ise, o gemi ancak çok zorunlu hallerde, ancak ve ancak hava koşulları iyi ise, kıyı seyri yapabilir. Hava kötü ise, gece ise seyir yapamaz!
Bandırma Vapuru 16 Mayıs 1919 ikindi saatlerinden başlayarak 19 Mayıs 1919 sabahına kadar gündüz ve gece seyri yapmıştır!
16 Mayıs 1919 hazırlıkları
Mustafa Kemal Paşa’yı ve maiyetindekileri Samsun’a götüren Bandırma Vapuru Mürettebat listesi Kaptan İsmail Hakkı’nın şahsi dosyasında yer almaktadır. Devlet Denizyolları İdaresi Umum Arşiv Dairesi’nde mevcut “Mülga Seyr-i Sefain İdaresi Maaş Kayıt Defteri”ndeki belgeden aynen çıkartılan mürettebat listesindeki Bandırma vapuru personeli 25 değil, 23’tür. Devlet Denizyolları İdaresi Muamelât ve Muhaberat Dairesi’nin 12 Mayıs 1960 Tarih ve 1/226-878 Muhaberat Müdürlüğü Umumi Arşiv Sayılı yazısıyla Personel ve sosyal İşler Müdürlüğü’nün 4 Mayıs 1960 Tarih ve 20/6289 Sayılı derkanerına şu cevabî yazı gönderilmiştir; “Aziz Atatürk’ü 15 Mayıs 1919 ‘da İstanbul’dan alarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkaran tarihî Bandırma Vapuru Süvarisi İsmail Hakkı Kaptan’ın biyografisi, bir resmi, ve merhumun ailesinin adresi ile o tarihteki sefere iştirak eden mürettebatın isimleriyle vazifeleri Arşiv kayıtlarımızdan tespit edilmiş ve iki nüsha tanzim olunan kayıt örnekleri iki dosya halinde Neşriyat Müdürlüğü’nün bu husustaki 2 Mayıs 1960 Tarih ve 6/954 Sayılı yazısı ile birlikte ilişik olarak gönderilmiştir. Bilgilerinizi rica ederim. Muamelât ve Muhaberat Müdürü Yardımcısı.”
Devlet Denizyolları İdaresi Umumi Arşiv Dairesi’ndeki, “Aziz Atatürk’ü 15 Mayıs 1919’da İstanbul’dan alarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkaran tarihî Bandırma Vapuru’nun personel listesidir ” başlıklı ve 10 Mayıs 1960 tarihli Umumi Arşive ait mürettebat listesi şöyledir;
1- Süvari: Kayserili Ahmet oğlu İsmail Hakkı
2- İkinci Kaptan: Üsküdarlı Tahsin
3- Kâtip: İsmail
4- Lostromo: Hasan Reis
5- Serdümen: Göreleli Şükrü oğlu Temel
6- Serdümen: Ali oğlu Basri
7- Ambarcı: Silivrili Hasan oğlu Ahmet
8- Ambarcı: Rizeli Süleyman oğlu Maksut
9-Tayfa: Süleyman oğlu Cemil
10- Tayfa: Hüseyin oğlu Rahmi
11- Tayfa: Mesut oğlu Temel
12- 1.ci Kamarot: Muharrem oğlu Hacı Tevfik
13- 2.ci Kamarot: İbrahim oğlu Mehmet
14- Kamarot Yamağı: Mustafa oğlu Halit
15- Aşçı: Osman oğlu Hacı Hamdi
16- Serçarkçı: Ağa oğlu Hacı Süleyman (Çarkçı Başı Mehmet Ağa Oğlu Hacı Kadir Süleyman-Gür soyadını almıştır)
17- İkinci makinist: Deraliyeli Emin
18- Ateşçi: Koyulhisarlı Yusuf oğlu Halil
19- Ateşçi: Rizeli Arif oğlu Mansur
20- Kömürcü: Hasan oğlu Mehmed
21- Kömürcü: Mehmed Ali oğlu Ömer Faik
22- Vinççi: İsmail Hakkı
23- Vinççi: Ali oğlu Galip
Belge: 10 Mayıs 1960- Umum Arşiv Servisi / İmza
Bandırma Vapuru sanılan yağlıboya tablo
Bandırma Vapuru’na ait Ressam Salih imzalı yağlıboya tablo Karaköy’deki TDİ (Türkiye Denizcilik İşletmeleri) Özel Müzesi envanterinde idi. T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü “Türkiye Denizcilik İşletmeleri Özel Müzesi” adıyla bu müzedeki eserlerin envanterini hazırlamış ve hazırlanan defter “23–7–1983 gün ve 18113 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” ve buna dayalı olarak hazırlanan 22–1–1984 gün ve 18239 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik” gereğince bastırılmıştır.
Müzenin Adresi; “Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğü, Rıhtım Caddesi Merkez Han No: 4, 34425 Karaköy / Beyoğlu – İstanbul” idi. Vakıa teşhir edilen tablodaki Bandırma Vapuru, hayali ve Bandırma Vapuru ile alâkası olmayan bir gemidir. Ne yazıktır ki, konuyu doğru bilmeyenler tarafından bu tablo dahi Bandırma Vapuru olarak eserlerde yer almıştır!
Adı Denizcilik Kültür ve Sanat Merkezi olsa da aslında “Devlet Deniz Ticareti Denizcilik Müzesi”ne ait demirbaşta kayıtlı olan 926 eser TDİ’nin özelleştirilmesi sırasında muhtelif kurumlara devredilmiş ve deniz ticareti kavramındaki Türkiye’nin ilk denizcilik müzesi yok olmuştur.
Bu tablo “Bandırma Vapuru” olarak İstanbul Deniz Müzesi’nde sergilenmektedir. Ancak, Firuz Aşkın imzalı bu tablodaki vapur Bandırma Vapuru değil, Gelibolu vapurudur. Anlaşılan, sanatçı Bandırma Vapuru yanılgısı yaratan Gelibolu Vapuru’nun yağlıboya tablosunu yapmıştır. Firuz Aşkın web sitesinde bu tablonun “Gelibolu Vapuru” olduğu yazılıdır.
Bu yanlışlıklar sabırla ve dikkatle yaptığım araştırmalar sonucunda ortaya çıkartılmıştır. Bu nedenledir ki, bu süreçten önce neşredilmiş olan “Mustafa Kemal Paşa ileİstanbul’dan Samsun’a başlıklı belgelere dayalı eserimdeki mezkûr yağlıboya tablo resimlerindeki vapurlar Bandırma değil, Gelibolu’dur.
Gelibolu Vapuru Bandırma Vapuru benzerliği
Ne zaman ve hangi yazar “Gelibolu” vapurunu Bandırma vapuru zannederek kullandıysa, bu hata çığ gibi başka makalelere ve hatta eserlere kadar sirayet etmiştir. Oysa bu iki vapur ayrı zamanlarda, (1867-1873) ayrı tersanelerde inşa edilmişlerdir. Dikkatle inceleyenler ve haliyle denizcilik mesleğinden olanlar bu iki geminin farklı endazelere sahip olduğunu hemen göreceklerdir. Sadece akıbetleri ayni olmuştur; Her iki gemi de Balat- Haliç’te Hüseyin İlhami (Söker) tarafından sökülmüştür!
Mustafa Kemal Paşa Bandırma Vapuruna nasıl geçti.
Hatalı algılamalardan biri de; Mustafa Kemal Paşa’nın Bandırma Vapuruna nasıl geçtiğidir; Muhtelif metinlerde, Bandırma’nın Kız Kulesi önlerinde olduğu yazılıdır. Bu ifade Mustafa Kemal Paşa’nın anlatımından yapılan tekrarlamadır. Falih Rıfkı Atay da bulunduğu semtten Harem - Salacak taraflarına doğru bakınca “Kız Kulesi önleri” diye yanılgılı bir ifade kullanmıştır. Mustafa Kemal Paşa, tüm bu heyecanlı telaş içersinde, ister Galata’daki rıhtımdan, ister bindiği sandaldan veya çıktığı gemiden bakarak “Kız Kulesi karşısında idi” sözünü kullansın, bu ifadesi doğrudur. Ancak, o saatlerde Bandırma Vapuru stim üstündedir ve Sarayburnu - Sirkeci arasındadır.
Metinlerde “Demirli bulunmaktadır” denilmektedir. Nereden bakarsanız, bulunduğu mevkiyi ancak “Kız Kulesi karşısında” diye izah edebilirsiniz. Bu, Bandırma Vapurunun gerçek anlamda Kız Kulesi’nin karşısında olduğunu göstermez. Böyle bir mevkiye denizcilik kavramında zaten demirleme yapılamaz! Bunlar bütünüyle olamayacak hatalı algılamalardır. Bandırma Vapuru İngiliz liman ekibinin evrakları incelemesinden hemen sonra İstanbul’daki bu tehlikeli bölgeden Samsun’a doğru yola çıkabilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Beşiktaş’tan motorla gemiye geçtiğine dair hayali yazılar vardır; Bunlar dikkatsizce, bilgisizce yapılmış yakıştırmalardır. Mustafa Kemal Paşa; “Yirmi yedi yıllık ihtiyar kaptan demir aldırmaya başladı” ifadesini kullandığından Kaptan İsmail Hakkı “İhtiyar” zannedilmiştir. Bu ifade yirmi yedi yıllık deneyimli kaptan olarak algılanmalıdır.
Bandırma Vapurunun Süvarisi Kaptan İsmail Hakkı 1873/74 (Mezar taşında 1870 yazılıdır) doğumludur. Yani Mustafa Kemal Paşa’dan 8-10 yaş büyüktür. Samsun’a hareket edileceği günlerde 45- 46 yaşındadır. Bu tarihten sonra 26 sene daha yaşamıştır! İsmail Hakkı Kaptan, 1891-1919 yılları arasında 21 ticaret gemisinde muhtelif kademelerden gelerek süvarilik yapmış çok deneyimli bir denizcidir. Mesleki birikimine ait ayrıntılar Şahsi Dosyası’ndaki kayıtlarda yer almaktadır.
16 Mayıs 1919 tarihi “Kurtuluş’a bir adım”dır. Bu safhada Mustafa Kemal Paşa Yaveri Cevat Abbas vasıtasıyla Bahriye Nazırı Avni Paşa’nın yardımını sağlamıştır. Karadeniz seferinin tüm hazırlıkları Bahriye Nazırı Avni Paşa sayesinde yaptırılmıştır.
Karadeniz seyahati için “Bandırma” Vapurunun seçilmiş olması önemli bir karardır. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun seyahati için Bahriye Nazırı Avni Paşa’ya mevcut bağlamış gemilerden en uygun olanın Bandırma Vapuru olduğunu öneren muhakkak bu gemiler hakkında bilgisi olan bir denizci şahsiyet olmalıdır. Avni Paşa bu yönlendirme ile geminin süvarisinden, çarkçısına ve sair mürettebatına kadar hazırlanmasını sağlattığı gibi, Tersâne-i Âmire depolarından kömür ve yağlama yağı ikmali yapılmasını, İstanbul İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’ndan aldığı müsaade sayesinde tamamlatmıştır.Bu husus şu gerçeği açıklamaktadır; Bandırma Vapuru için Bahriye Nazırı vasıtasıyla Müttefiklerarası Kömür Komisyonu’ndan İstanbul - Samsun - İstanbul seferine yetecek şekilde kömür tahsisi talebi yapılmış ve Bandırma Vapuru Kasımpaşa’daki Tersane-i Âmire kömür Deposu’ndan yüklenen mavnalardan kömür yüklemesi yapabilmiştir. Müttefiklerarası Kömür Komisyonu, İstanbul’a gönderilecek olan kömürün dengeli bir şekilde dağıtımını yapmakla tek yetkili idi.
Kumanya ikmali Mustafa Kemal Paşa maiyetindeki 25 zabit ve sair asker ile, gemi mürettebatına 4 güne yakın seyahat esas alınarak yine Bahriye Nazırı Avni Paşa talimatıyla temin edilmiştir. Kuşkusuz yolcuların, geminin son derece yetersiz kalan iskan ve uyuma alanları dikkate alınarak, puşide, yatak, hamak ihtiyaçları da ayni doğrultuda sağlanmıştır.
İlk adı Kymi olarak başlarsak, Bandırma Vapuru hep Marmara Denizi iskeleleri arasında yolcu / yük seferleri yapardı. İlkkez Süvarisi İsmail Hakkı Kaptan’ın komutasında nadirattan 16 - 19 Mayıs sabahına kadar Karadeniz’de fırtınalarla karşılaşmadan seyrederek Samsun’a ulaşmış ve İstanbul’a avdet etmiştir. Bandırma vapuru, neyse ki, seyri süresince sisle veya sağanak yağmurla karşılaşmamıştır! Gündüz kıyı seyri yaptığı bilinmektedir.
Bandırma Vapuru’nun Lloyd’s Register of Shipping yıllıklarındaki sicil kayıtları:
Lloyd’s Register of Shipping 1879 yıllığından başlayarak 1928 yılına kadar tüm yıllıkları taradım. Her yıllık bir önceki yıla ait bilgileri verir. 1879 yıllığında “Trocadero” kaydı yeralmaktadır. Armatörü W.H.Sollas’tır.
Lloyd’s Register of Shipping 1880 yıllığında “Trocadero” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1885 yıllığında “Trocadero” kaydı yer almaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1886 yıllığında “Kymi” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1892-93 yıllığında “Kymi” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1893-94 yıllığında “Kymi” kaydı yeralmaktadır. G. & P. Dandelos adları silinmiştir.
Lloyd’s Register of Shipping 1896-97 yıllığında “Panderma” kaydı ve armatörü olarak İdare-i Mahsusa kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1900-91 ve 1901-1902 yıllığında “Panderma” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1907-08 yıllığında “Panderma” kaydı ve armatörü olarak “İdare-i Mahsusa” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1910-11 yıllığında “Panderma” kaydı ve armatörü olarak “İdare-i Mahsusa” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1911-12 yıllığında “Bandırma- Eski Fire Queen” kaydı ve armatörü olarak “Erdek’li Rasim” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1914-15 yıllığında “Panderma” kaydı ve armatörü olarak “Seyr-i Sefain İdaresi” kaydı yeralmaktadır.
Lloyd’s Register of Shipping 1917-18 yıllığında “Panderma” kaydı ve armatörü olarak “Seyr-i Sefain İdaresi kaydı yeralmaktadır. 1918 yılında adı henüz “Bandırma” olarak değiştirilmemiştir!
Lloyd’s Register of Shipping 1926-27 yıllığında “Pandırma” kaydı ve armatörü olarak “Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi” kaydı yeralmaktadır. Bandırma Vapuru’nun 1927 yılı başında henüz sökülmemiş olduğu ve aynı yıl içinde İlhami Söker gemi sökm tezagahında söküme gönderildiği anlaşılmaktadır!
Lloyd’s Register of Shipping 1927-28 yıllığında “Bandırma” kaydı ve armatörü olarak “Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi” kaydı yeralmaktadır.
Ancak bu isimdeki “Bandırma” vapuru 1886 inşa ve ilk adı “Medway” olan ikinci Bandırma vapurudur.