Dünyadaki “yeşil metanol”le çalışan ilk konteyner gemisi dün sabah (14 Eylül) Danimarka‘da, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen‘in de katıldığı bir törenle denize indirildi.
Adını sahibi olan Danimarkalı şirketten alan Laura Maersk, tamamen yeşil metanolle çalışan ilk konteyner gemisi olacak.
Geminin denize indirilmesi, sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3’ünü üreten ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmayı ümit eden uluslararası denizcilik endüstrisi için umut verici bir kilometre taşı olarak görülüyor.
Kopenhag’daki törende konuşan von der Leyen, Maersk’i Avrupa Yeşil Anlaşması ve diğer faktörler tarafından sağlanan fırsatı ‘Danimarka’nın ünlü öngörüsüyle’ değerlendirdiği için överek, “Birkaç yıl önce göreve geldiğimde, net sıfır nakliye sektörü fikri bir rüyadan başka bir şey değildi. Bu gemi, şu anda, Avrupa’nın iklim değişikliğiyle mücadeleye öncülük etme kararını temsil ediyor ” dedi.
172 metre uzunluğundaki gemi, firmanın sipariş ettiği ve 2030 yılına kadar yola çıkacak 25 metanolle çalışan geminin ilki .
Von der Leyen, bunun yılda 2,75 milyon ton CO2 tasarrufu sağlayacağını söyledi.
‘Yeşil metanol’ nedir?
Metanol, motorlar için yakıt kaynağı olarak kullanılabilen renksiz bir sıvı. Hidrojen veya biyokütle gibi düşük karbonlu kaynaklardan üretildiğinde “temiz enerji” veya “yeşil enerji” olarak adlandırılıyor.
Metanol Enstitüsü‘ne göre, benzin veya dizel gibi geleneksel yakıtlarla karşılaştırıldığında yeşil metanol, CO2 emisyonlarını yüzde 60-95 oranında azaltabiliyor. Aynı zamanda daha düşük bir kükürt içeriğine sahip olduğundan hava kirliliğine ve asit yağmurlarına katkıda bulunan kükürtoksit emisyonlarını da azaltıyor.
Ancak temiz enerji alanında bir çözüm olarak sunulsa da fosil yakıtlara mükemmel bir alternatif değil.
Çevresel faydalarına rağmen Dünya Ekonomik Forumu (WEF), üretim fiyatlarının hâlâ fosil yakıtla üretilen metanolden yüksek olması nedeniyle maliyet sorunu olduğunu belirtiyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) rakamlarına göre, fosil yakıtlardan elde edilen 98 milyon tonluk geleneksel metanol üretimine karşılık, yıllık 0,2 milyon tondan az üretilen yeşil metanol üretimi düşük kalıyor .
Ayrıca zehirli, yanıcı ve potansiyel olarak patlayıcı bir gaz olduğundan olduğundan güvenlik endişeleri de mevcut; bu da dikkatli bir şekilde saklanması ve taşınması gerektiği anlamına geliyor.
Ancak yeşil metanol pazarı büyüyor ve giderek daha fazla ülke ve endüstri bu alana yönelmek istiyor.
Örneğin Çin denizcilik sektörünün yeşil yakıta yatırım yapmasının yanı sıra otobüs ve ağır vasıtalarda da yeşil metanol’ü kullanmaya başladı. Maersk ve onun ait olduğu daha geniş Danimarkalı sanayi grubu AP Moller de kullanımını iki katına çıkarma kararı aldı. Bunun için yeni bir şirket olan C2X’i kurdular ve 2030 yılına kadar yıllık üç milyon tonun üzerinde üretim hedefliyorlar.
İspanya‘nın Huelva Limanı ve Mısır‘daki Süveyş Kanalı yakınları da dahil olmak üzere büyük ölçekli “yeşil metanol” projeleri de bulunuyor.
Von der Leyen tören konuşmasında, Avrupa’nın enerji geçişinde temiz hidrojenin rolünü de vurguladı ve “2030 yılına kadar AB’de her yıl 20 milyon ton yenilenebilir hidrojen üretip ithal etmeyi hedefliyoruz” dedi. Komisyon Başkanı, nakliyeyi başarıyla karbondan arındırarak , yalnızca iklim değişikliğine karşı mücadelemizi teşvik etmediklerini aynı zamanda yeni tedarik zincirleri, yeni endüstriler ve yeni “iyi iş” imkanları yarattıklarını da kaydetti.