İnşa ettirme veya satın alma yolu ile gemi edinmek ve işletmek için ciddi bir sermaye birikimine ihtiyaç duyulmaktadır. Tek bir kişinin gemi edinmesi ve işletmesi günümüz ekonomik koşullarında oldukça zor bir seçenektir. Uygulamada ise genellikle birden fazla kişinin bir araya gelerek gemi edinme ve işletme faaliyetinde bulundukları görülmektedir. Bu durumda ise hukukumuzda donatma iştiraki olarak adlandırılan durum ortaya çıkabilmektedir. Ülkemizde özellikle 5000 DWT ve altındaki gemilerin edinilmesi ve işletilmesinde donatma iştiraki halen uygulama alanı bulmaktadır. Bu yazımızda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve ilgili diğer yasal mevzuat bağlamında donatma iştirakinin hukuki unsurlarından bahsedeceğiz.
Donatma iştirakine geçmeden önce, konunun anlaşılabilmesi adına ilk önce donatan kavramını açıklamaya çalışacağız. TTK’da donatan kavramının hukuki tanımı, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi maliki şeklinde yapılmıştır. Ayrıca kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi ya da kişiler, üçüncü kişilerle olan ilişkilerde donatan sayılmaktadır. Dergimizin bir önceki sayısında yayınlanmış olan gemi kiralama sözleşmeleri başlıklı yazımızda da açıkladığımız üzere, bir gemiyi gemi kiralayıp işletenler de bu kapsama dahildir.
Donatan kavramının hukuki tanımını yaptıktan sonra yazımızın esas konusu olan donatma iştirakine geçelim. TTK’da belirtildiği üzere; birden çok kişinin paylı mülkiyet şeklinde malik oldukları bir gemiyi, menfaat sağlamak amacıyla aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, her biri adına ve hesabına suda kullanmaları halinde donatma iştiraki oluşmaktadır. Donatma iştirakinin paydaş donatanları gerçek veya tüzel kişi olabilirler. Donatma iştiraki sadece tek bir gemi için söz konusu olabilir, birden fazla gemi ile ilgili olarak müşterek bir donatma iştiraki oluşturulması yasal olarak mümkün değildir. TTK gereği tacirlere ilişkin hükümler donatma iştirakine aynen uygulanmaktadır. Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, donatma iştirakinin tüzel kişiliğinin bulunmadığıdır. Donatma iştiraki yapılmasını izleyen on beş gün içerisinde iştirak hem gemi siciline hem de ticaret siciline tescil edilmelidir. Tek başına bir geminin maliki veya işletme hakkına sahip olan ticaret şirketleri veya diğer tüzel kişiler hakkında donatma iştirakine ilişkin TTK hükümleri uygulanamaz.
Ticari unvan konusu ile ilgili olarak TTK’da donatma iştiraki açısından birtakım istisnai hükümler mevcuttur. Buna göre, paydaş donatanlardan en az birinin adı ve soyadı ya da deniz ticaretinde kullanılan geminin adı donatma iştirakinin ticaret unvanında bulunmak zorundadır. Soyadları ve gemi adının kısaltılmaması gerekmektedir. Ayrıca ticaret unvanında donatma iştirakini gösterecek bir ibare de bulunmalıdır.
TTK’ya göre paydaş donatanlar arasındaki hukuki ilişkiler ile donatma iştirakinin temsili, paydaşlar donatanlar arasındaki sözleşmenin hükümlerine tabi olacaktır. Yazımızın devamında detaylarıyla belirtecek olduğumuz donatma iştirakinin temsili, paydaş donatanlar arasındaki ilişkiler ile ilgili konular ise ancak paydaş donatanlar arasındaki sözleşmede hüküm bulunmaması halinde uygulanabilecektir.
Donatma iştirakinin genel yönetim vs. gibi işleri, paydaş donatanların oy çoğunluğu ile verecekleri kararlara göre yürütülür. Her bir paydaş donatanın sahip olduğu oy hakkında eşitlik söz konusu değildir. Oy hakkı, paydaş donatanların gemideki iştirak payının miktarına göre belirlenir. Öyle ki iştirak payı %51 olan bir paydaş donatan, tek başına oy çoğunluğunu sağlayabilir. Diğer yandan donatma iştiraki sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin veya bu sözleşmeye aykırı ya da iştirakin amacına yabancı olan kararlar oybirliği ile alınabilir. Paydaş donatanların şahsında hukuken meydana gelecek bir değişikliğin (kısıtlanma vs.), donatma iştirakinin devamı üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Paydaş donatanlardan birinin ölümü veya iflası da, donatma iştirakinin sona ermesine sebep olmayacaktır. Ayrıca paydaş donatanların donatma iştirakinden çıkarılması mümkün değildir.
Donatma iştirakinin idaresi için oy çoğunluğu ile paydaş donatanlar arasından bir gemi müdürü atanabilir. Paydaş donatanlardan olmayan bir gemi müdürünün atanması ancak oybirliği ile mümkündür. Gemi müdürü, paydaş donatan olup olmadığına bakılmaksızın her zaman oy çoğunluğuyla görevinden alınabilir. Gemi müdürünün atanması ve görevden alınması, ticaret ve gemi sicillerine tescil edilmelidir. Gemi müdürü, donatma iştirakinin olağan işlerinin gerektirdiği bütün işlemleri ve hukuki tasarrufları üçüncü kişilerle yapmaya ve bu işler dolayısıyla ödenen paraları toplamaya yetkilidir. Geminin donatılmasına ve bakımına ilişkin işlem ve tasarruflar ile navlun sözleşmelerinin yapılması ve geminin, navlunun, donatma giderlerinin sigorta ettirilmesi gemi müdürünün temsil yetkisi dahilindedir. Ancak olağanüstü tamirler (ana makine değişimi vs.), tadilatlar (boy verme, tek cidardan çift cidara dönüştürme vs.) ve kaptanın atanması ile görevden alınması için önceden donatma iştirakinin kararının alınması gerekir. Gemi kaptanı, sadece gemi müdüründen alacağı emir ve talimatlarına uymakla yükümlüdür, gemideki iştirak payı oranı ne kadar olursa olsun paydaş donatanlardan herhangi birinin vereceği talimata uyma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Gemi müdürü, yapmaya yetkili olduğu işlerden doğan uyuşmazlıklar dolayısıyla açılan davalarda ve icra takiplerinde iştiraki temsil etmeye yetkilidir. Donatma iştiraki veya paydaş donatanlardan herhangi birinin veya birkaçının adına kambiyo taahhüdünde bulunma, ödünç para alma, gemi veya gemi payları üzerinde tasarrufta bulunama işlemleri için gemi müdürüne özel yetki verilmiş olması gerekmektedir, aksi halde söz konusu işlemler gemi müdürü tarafından yapılamayacaktır.
Gemi müdürünün yükümlülüklerinden bahsedecek olursak, öncelikle sorumluluğu kapsamındaki işlerini yaparken tedbirli bir donatanın özenini göstermekle yükümlüdür. Bununla birlikte, donatma iştirakinin işlerine ilişkin ayrı bir defter tutmalı ve iştirak işleri dolayısıyla aldığı ve verdiği belgelerin suretlerini düzenli bir şekilde saklamalıdır. Talepleri üzerine paydaş donatanlardan her birine, donatma iştirakine ait işler ile ilgili bilgi vermeli ve iştirake ait bütün defterlerle belgeleri göstermelidir.
Paydaş donatanlardan her biri iştirakin tüm giderlerine gemideki payları oranında katılmak zorundadır. Bu yükümlülüğünü ihlal eden paydaş donatanın gider payı, onun adına diğer paydaş donatanlar tarafından avans olarak ödenebilir. Bu durumdaki paydaş donatanın temerrüt faizi ödeme yükümlülüğü, avansın verildiği tarihte başlayacaktır. Paydaş donatanlar, iştirakin borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı iştirak payları oranında şahsen sorumludurlar. Burada kamu borcu özel borç gibi bir ayrım bulunmamaktadır, iştirakin her türlü borcundan dolayı sorumluluk söz konusudur.
Donatma iştiraki ile ilgili olarak sıklıkla karıştırılan bir konu; tek bir kişinin gemi maliki olduğu durumlarda, gemi malikinin ölümü halinde mirasçıların gemiyi menfaat sağlamak amacıyla her biri adına ve hesabına suda kullanmaları ile kendiliğinden donatma iştiraki olacağı yanılgısıdır. Her şeyden önce miras ortaklığında paylı mülkiyet değil el birliği ile mülkiyet söz konusudur. Dolayısı ile bu durumda donatma iştirakinden bahsedebilmek mümkün değildir. Bu durumdaki mirasçılar ancak gemi üzerindeki el birliği mülkiyetlerini paylı mülkiyete çevirir ve TTK’da belirtildiği gibi aralarında sözleşme yaparlarsa donatma iştirakinden bahsedilebilir.
Donatma iştiraki sona erme hallerini açıklayacak olursak, iştirak çoğunluğun kararı ile her zaman fesih olunabilir. Geminin devrine yönelik alınacak karar aynı zamanda iştirakin feshi kararı hükmündedir. Geminin kiraya verilmesi, geminin tüm iştirak paylarının tek bir kişiye ait olması, donatma iştiraki hakkında iflasın açılması durumları da donatma iştirakinin sona ermesine sebep olacaktır. Ayrıca paydaş donatanlardan her biri, haklı bir sebebe dayanarak donatma iştirakinden çıkmasına izin verilmesini talep edebilir. İştirakten çıkmasına izin verilmeyen paydaş donatan, haklı sebeplere dayanarak mahkemeden donatma iştirakinin feshini talep edebilir. Haklı sebep kavramını açıklayacak olursak; dürüstlük kuralına göre paydaş donatanın iştirakte kalmasını ondan beklenilemeyecek derecede zorlaştıran olaylar haklı sebep sayılacaktır. Fakat sadece çıkmak isteyen paydaş donatanın şahsını ilgilendiren ve diğer paydaş donatanlardan hiçbiri için sözleşmeye aykırılık oluşturmayan olaylar, haklı sebep olarak kabul edilmeyecektir.