Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) ile Yargıtay işbirliğiyle Yargıtay'da düzenlenen Denizde Cebri İcraya İlişkin Güncel Gelişmeler Kolokyumu'nda konuşan Akarca, üç tarafı denizerle çevrili Türkiye'nin jeopolitik bir konumda olduğunu belirtti.
Türkiye'nin denizcilik konusunda tecrübesi olan bir ülke olduğuna işaret eden Akarca, "Denizlerin savaş değil barış köprüsü olmasını, ticaretin ve zenginleşmenin aracı olarak değerlendirilmesini temenni ediyoruz." dedi.
Denizciliğin geçmişte güvenlik, balıkçılık ve ticaret yönleriyle öne çıktığını belirten Akarca, günümüzde ise başta doğal gaz ve petrol olmak üzere yeraltı zenginlikleri bakımından da önemli hale geldiğini ifade etti.
Türkiye'nin denizciliğin her alanında güçlü ve lider olmak zorunda olduğunu kaydeden Akarca, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hukuk sisteminin ekonomik ve sosyal ilişkilerin gerisinden gitmesinden kaynaklanan belirsizliklerin, ekonomik ve ticari hayatta engeller oluşturabildiğini söyledi.
Akarca, denizcilik konusundaki risklere ilişkin, "Bu riskin en aza indirilmesi amacıyla gerekli tedbirleri almak, ticari ve ekonomik yaşamın ihtiyaçlarına gecikmeksizin cevap veren bir hukuk düzeni oluşturmak gerekir." görüşünü paylaştı.
Deniz ticaretinin tarihten bu yana öneminin hiçbir zaman azalmadığını vurgulayan Akarca, dünya ticaretinin yüzde 80'inden fazlasının deniz yoluyla yapıldığını kaydetti.
Hava, kara ve demir yoluna göre deniz yolunun daha ucuz olduğunu, çevreyi daha az kirlettiğini, enerji tüketiminin daha düşük olduğunu belirten Akarca, deniz taşımacılığının her geçen gün arttığını ifade etti.
Akarca, "Ekonomik ve ticari faaliyetler ancak hukuki güvenlik ortamında gelişebilir. Deniz ticareti, büyük yatırımlar gerektiren bir alan olduğu için hukuki güvenlik, istikrar ve öngörülebilirlik büyük önem taşımaktadır. Özellikle deniz hukukuna ilişkin mahkeme kararlarının icra edilebilirliği kritik bir konudur." diye konuştu.
"Uygulamacıların çözümler üretmeleri gerekmektedir"
Yargıtay Başkanı Akarca, gemilerin sicil kaydının olsa bile taşınmaz olmadıklarını ve sınırları çabuk terk edebildiklerini dile getirdi.
Yabancılık unsuru taşıyan deniz ticareti uyuşmazlıklarının karmaşık hukuki sorunlara neden olabildiğini belirten Akarca, Türk Gemi Siciline kayıtlı gemiyle, yurt dışında ya da yabancı bir ülkenin siciline kayıtlı geminin Türkiye'de cebri icra yoluyla satılmasında uygulanacak usullerin farklılık gösterebileceğini söyledi.
Denizcilik alanındaki hukuki sorunların çözüm beklediğini kaydeden Akarca, şöyle devam etti:
"Tüm bu karmaşık hukuki sorunlar karşısında uygulamacıların, milletlerarası alanda genel kabul gören, çağdaş ve çıkarlar dengesine uygun çözümler üretmeleri gerekmektedir. Bu yönleriyle denizde cebri icra hem ciddi bir bilgi birikimi hem de çok hızlı hareket etmeyi gerektirir. İşte bu nedenle, denizde cebri icranın amacına uygun, etkin ve zamanında yerine getirilmesi denizcilik faaliyetlerinde büyük önem taşımaktadır. Hukuk, yasama, yargı ve öğretinin ortak eseridir. İyi işleyen bir hukuk sistemi için yasama ve yargı faaliyeti ne kadar önemli ise doktrin de o kadar önemlidir. Özellikle zengin içerikli ve kaliteli bilimsel görüşler ile yargı uygulamasının etkileşimi ve uyumu, iyi işleyen bir hukuk sisteminin olmazsa olmaz koşuludur."
Kolokyumda Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar ile Ankara Üniversitesi DEHUKAM Yönetim Kurulu Üyesi Zekeriya Birkan da katılımcılara hitap etti.