Program sunucusu Noyan Doğan’ın sorularını yanıtlayan Tamer Kıran, küresel deniz yolu taşımacılığında 2024 yılının değerlendirmesini yaptı, yeni yıla ilişkin öngörülerini paylaştı.
Genel anlamda 2024 yılına bakıldığında dünyada deniz yolu taşımacılığı için verimli bir yıl olduğunun söylenebileceğini belirten Tamer Kıran, ilk üç çeyrekte tüm segmentlerde gayet sağlıklı büyüyen bir yıl geçtiğini, ancak yılın son çeyreği itibarıyla görüntünün negatif yönde değişmeye başladığını kaydetti.
Dünya deniz taşımacılığının 2024 yılında bir önceki yıla oranla yaklaşık %2,4 artışla, 12,6 milyar ton olduğunu kaydeden Tamer Kıran, denizcilik için ikinci önemli bir veri olan ton-mil bazında da %6,2 büyüme sağlandığını, bu oranın 2014 yılından beri görülen en yüksek artış olduğunu belirtti. Ton-mil bazındaki artışın, Yemen’den gemilere yönelik saldırılar yüzünden Kızıldeniz hattının devre dışı kalması, rotaların uzamasından kaynaklandığını belirten Tamer Kıran, bu durumun halen devam ettiğini söyledi.
2024 yılındaki büyümenin alt segmentlerine bakıldığında kuru yük taşımacılığında %5,2, Kızıldeniz’deki saldırılarda en çok hedef olan konteyner taşımacılığında %10’lara varan artışlar yaşandığına dikkat çeken Tamer Kıran, ABD’de Kasım ayı başında Donald Trump’ın başkanlık seçimini kazanmasıyla birlikte beraberinde getirdiği ticari bariyerler koyma fikirleri, Çin, Hindistan, Kanada, Panama’nın yanı sıra Grönland hakkında risk unsuru olabilecek algılar yaratan açıklamaları nedeniyle deniz taşımacılığında bir yavaşlamanın içine girildiğini hatırlattı. Trump’ın görevi devralacağı 20 Ocak’tan sonra uygulanacak politikaların önemine dikkat çeken Tamer Kıran, şu anda dünya genelinde bekle-gör politikasının hakim olduğunu belirtti.
Türkiye’nin, dünya deniz taşımacılığından yüzde 2,5 civarında bir pay aldığını belirten Tamer Kıran, bu payın çok artmadığına dikkat çekerek, “Türk sahipli filonun bugün itibarıyla dünyada 50 milyon DWT’u aşarak 11. sıraya geldiğini görüyoruz. Filomuz artsa da özellikle Çin ve Yunanistan gibi bizden daha hızlı filosunu büyüten ülkeler var. Dolayısıyla onların büyümesi daha güçlü olduğu için bizim dünya pastasından aldığımız pay oranı %2.5 - 3 arasında değişiyor. Bunu değiştirmek için deniz ticaret filomuzu büyütmemiz lazım. 50 milyonu, 100 -150 milyon DWT’a çıkarmamız lazım. Tabii ki bunlar daha çok yatırımcı ve daha çok destek unsuruyla olabilir” diye konuştu.
Coğrafyamızdaki Jeopolitik Riskler, Belirsizlikler
Yakın coğrafyamızda Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in Orta Doğu’daki saldırıları ve Suriye’deki rejim değişikliği sonucu ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkileyen risk ve belirsizliklerin deniz ticaretimizi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Tamer Kıran, “Bölgemiz faal bir bölge. Hem ekonomik, üretim, tüketim anlamında bizim bölgemiz zengin bir bölge. Dolayısıyla etrafımızda olan biten her şey hem deniz yolu taşımacılığını hem limancılığı, gemi inşasını, deniz turizmini, hepsini etkiliyor.” dedi.
Suriye’de rejim değişikliği sonrası gelişmelere çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Tamer Kıran, “Suriye’nin Akdeniz’de çok önemli iki tane limanı var, biri Tartus, diğeri Lazkiye. Bu iki liman bugüne kadar çok aktif değildi. Hem Suriye’ye uygulanan ambargolar hem de eski rejimin getirdiği uygulamalar neticesinde çok tercih edilmeyen limanlardı. Ancak bundan sonra farklı bir durum olabilir. Ambargolar kalkmaya başladı. Bu iki liman, Suriye’nin yeniden kalkınmasında etkili ve Irak’a bir transit koridoru olabilir. Dolayısıyla bizim de ülke olarak yakın takip ediyor olmamız lazım. Biliyorsunuz bizim de İskenderun Körfezi ve Mersin’den çok ciddi bir yük hareketi var. Bu hareketlerin oralara kaymaması için ya da kayarsa neler yapacağımız konusunda dikkatli olmamız gerekir.” diye konuştu.
Yenikapı Mendireği
Yenikapı Mendireği ilgili soru üzerine de İstanbul Valiliği ile kamu niteliğine haiz meslek örgütü olarak Deniz Ticaret Odası arasında fevkalade güzel bir işbirliğinin ilk tohumlarının atıldığını belirten Tamer Kıran, “Bundan sonrası için de inşallah yeni imkanlara, olanaklara vesile olacak. Şöyle ki; orada asıl amacı dışına gelmiş bir kullanım şekli vardı. İstanbul Valiliğimiz bunun düzeltilmesi anlamında, Odamızın tabii uzmanlık alanı denizcilik ve onun ihtiva ettiği alanlar, burada bu mendireğin kullanımı konusunda bir iş birliği protokolü yaptık. Biz bilgimizi, tecrübemizi koyup bir uygulama yapacağız. İstanbul Valiliği de oranın tahsisi konusunda bize bu imkanı sağladı. Biliyorsunuz hem İstanbul’un hem de ülkemiz kıyılarındaki önemli konulardan bir tanesi, barınma bağlama yeri sorunu… Dolayısıyla üyelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda, kontrol altında, kural ve kaidesi olan bir şekilde bu alanın kullanımını sağlayacağız.” diye konuştu.