“Deniz sigortacılığı alanında Türkiye’nin her limanında 7/24 hizmet verebiliyoruz”

1979 yılında Kaptan Emre Omur tarafından kurulan Omur Marine, geride...

Ahmet Can BOZKURT - Omur MARINE Genel Müdürü

1979 yılında Kaptan Emre Omur tarafından kurulan Omur Marine, geride bıraktığı yıllar içerisinde sürekli büyüyen ve gelişen bir firma oldu. İlk zamanlarda birkaç kulübün muhabirliği ile başlayan firma, ilerleyen süreçte hemen hemen tüm kulülerin ve kulüp sigortacılarının muhabirliğini üstlendi. Firmanın faaliyetlerini Genel Müdür Ahmet Can Bozkurt ile konuştuk.

Omur Marine köklü bir firma. Kuruluş sürecinizden söz ederek başlayalım isterseniz.

Şirketimiz 1979 yılında sektörde oldukça güvenilir bir isim olarak tanınan Kaptan Emre Omur tarafından, o zamanın şartlarında önemli öngörü gösterilerek kurulmuş bir şirket. İlk yıllarda birkaç kulübün muhabirliği ile başlayan süreç yıllar içerisinde önce hemen hemen tüm kulüplerin ve kulüp sigortacılarının Türkiye yerel muhabirliği ile daha sonra Türkiye’nin tüm limanlarını kapsayan bir ağ ile büyüyerek devam etti. Bu süreçte şirket, deniz sigortacılığı hep merkezde olmak üzere sigortacılık ve sigorta brokerliği gibi ilgili alanlarda da faaliyet gösteren onlarca beyaz yakalı çalışanı olan bir şirketler grubuna dönüştü. 40. yılımızı kutladığımız 2019 yılında verilen davetimize katılımın sayısı ve niteliği, davetlilerin davet sırasında ve sonrasında söyledikleri samimi görüşler, kuruluştan bu yana geçen süreçte kat edilen yolu göstermesi açısından oldukça anlamlıydı.  

Türkiye'de köklü ve uzun yıllara dayanan firma olabilmek oldukça zor. Sizi ayakta tutan ve süreklilik sağlayan etmenleri, genç şirketlere örnek olması amacıyla anlatır mısınız?

Türkiye’nin sanayileşmesini, şirketlerinin kurumsallaşmasını geç tamamladığı hatta şirketlerinin büyük çoğunluğunun halen kurumsallaşamadığı maalesef bir gerçek. Ortalama şirket ömrünün 5-6 yılla sınırlı olduğu, aile şirketlerinin 2. nesile sağlıklı aktarılamadığı, her yıl binlerce şirketin çeşitli nedenlerle kapandığını, bir kısmının ise aktif olarak faaliyetlerini sürdürmediği düşünülünce Omur Marine Limited şirketinin 3 hatta 4. nesile tekabül eden 43 yıldır aktif faaliyette bulunuyor olması gerçekten çok gurur verici. Bu durum her şeyden önce, çalışanları değişse bile değişmeyen ve kendiliğinden, doğal akış içerisinde aktarılan şirket kültürü ile yakından alakalı. Şirketler grubunun yazılı olmayan anayasası, arkadan yeni gelenlere yer açıyor, şirkete sadakati ve devamlılığı sağlayan “güvenli” çalışma ortamını sağlıyor ve netice olarak şirketler memnuniyet sağlanması oldukça zor olan bir hizmet alanında, sigortacılıkta faaliyetini sağlayabiliyor.    

Hangi alanlarda, ne tür hizmetler sunuyorsunuz?

Biraz önce de bahsettiğim gibi şirketimiz esasen deniz sigortacılığı alanında faaliyet gösteriyor. Türkiye ve yurtdışında mukim hemen hemen tüm P & I Kulüp ve sigortacısı ile tekne makine sigortacılarının Türkiye yerel muhabirliğini yapmaktayız. Türkiye’nin her limanında 7/24 hizmet verebildiğimiz gibi, İskenderun, Mersin, İzmir ve Varna’ da şubelerimiz bulunuyor. Ayrıca, geniş anlamda grubumuz bünyesinde sigortacılık, sigorta brokerliği, deniz temizliği, gemi kurtarma ve bunun gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlerimiz var. Bünyemizde, birçok avukat, kaptan, sörveyör, hasar uzmanı, sigortacı çalışmakta; ayrıca çözüm ortaklığı yaptığımız aktüerler, adli tıp uzmanları, tıp doktorları, saygın akademisyenler, gümrük müşavirleri ve eksper şirketler yer almakta. Ancak, en büyük beşeri sermayemizi sektördeki özel ve tüzel, resmi veya ticari paydaşlarla kurduğumuz güvene dayalı ilişkiler oluşturmakta. 

Uluslararası bazı kurumların Türkiye mümessilliğini yapıyorsunuz. Bunlardan bahseder misiniz?

Başta İngiltere ve İskandinavya olmak üzere hemen hemen dünyanın her yerinde mukim tüm P & I Kulüplerin ve kulüp sigortacıları ile tekne makine sigortacılarının Türkiye yerel muhabirliğini yıllardır yapmaktayız.  Müşterilerimizin belirlediği hizmet kalite standardı bizlere öğretici olduğu gibi her an gelişmeye açık olmamızı da gerektiriyor.

Deniz kirliliğiyle ilgili birçok operasyonda yer aldınız. Bu alanda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Deniz kirliliği P & I Kulüp sigortasının en önemli kapsam alanlarından biri. Yıllar içerisinde, Türkiye’ de gerçekleşen ve felaket düzeyinde olan, kamuoyunun çok dikkatini çekmiş birçok olayda müşterilerimizi temsil ettik, idari ve çevre açısından hasar dosyalarımızı yürüttük. Kamuoyuna mal olmuş büyük olayların yüzde 80’ini bizim takip ettiğimizi, bunun bizlere büyük bir tecrübe ve resmi/ticari tüm paydaşlar arasında büyük bir bilinirlik ve güven kazandırdığını söyleyebilirim. Bu anlamda şirket içindeki çalışma arkadaşlarımız, işlerinin gereği doğal olarak yurtiçi ve dışındaki birçok denginden çok çok daha tecrübeli olduğunu rahatlıkla belirtebilirim. Bu konuda şirketimiz bünyesinde oluşturduğumuz önemli bir arşiv bulunmakta, ayrıca büyük ve önemli olaylardan sonra şirket olarak yazdığımız referans kitaplar ve vakıa analizleri de bulunmaktadır. 

Deniz kirliliği dosyası kapsamında, çevre cezalarının ödenmesi, gerekli garantilerin verilerek geminin gecikmeksizin sefere devamının sağlanması, kirliliğin boyutlarına göre çevre temizlik çalışmalarının başta ilgili kulüp, ITOF nezaretinde ve idari resmi makamların denetim ve nezaretinde yürütmek; çevre etkilerinin uzun dönemli takibi ve analizini üniversitelerin ilgili kürsüleri ile takip etmek ve organize etmek gibi görevlerimizin olduğunu belirtebilirim.

Gemi sahiplerinin ve çalışanlarının hukuksal sorunları ile ilgili neler yapıyorsunuz?

Bünyemizde, yabancı müşterilerimize yabancı müşterilerimizin koyduğu standartlara uygun hizmet verebilmek için yüksek düzeyde İngilizce bilgisine sahip, İstanbul Barosuna kayıtlı faal avukatlar istihdam etmekteyiz. Genellikle, kulüp ve tekne makine sigortası kapsamına giren iş kazaları kaynaklı iş hukuku alanı da dahil birçok alanda yıllardır hizmet vermekteyiz.

Pandemi sürecinde ne tür zorluklar yaşadınız? Bu dönemde siz teknoloji yatırımları yaptınız mı? Teknoloji kullanımınız arttı mı?

Pandemi ve sonrası yaşanan tüm gelişmeler belirsizlik kavramını artık tüm dünyanın gündemine yerleştirdi. Belirsizlik ve kriz hayatımızın bir parçası oldu. Esasında, Türkiye gibi bir coğrafyada bizler kriz ve kriz yönetimine iş hayatından bile önce aşina olduğumuz için bana göre bu konudaki uyum yeteneğimiz Batılı ülkelerden çok çok daha ileride.

Pandeminin belki on yıllar sürecek teknolojik gelişimi bir iki yıla indirgemek gibi dolaylı bir faydası da oldu. Önceden, önemli bir dosya için yapılacak bir toplantı için İngiltere’ye günübirlik gitmek gibi durumların olduğu düşünülünce, hayatımıza hızla giren çevrimiçi toplantı teknolojilerinin zaman ve masraf açısından bizlere büyük kazanımlar sağladığını herkes gibi ben de düşünüyorum. 

Son olarak Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı işgal harekâtı, dünyada ciddi etkilere yol açacak gibi görünüyor. Bu konuda sektöre ne tür tavsiyeleriniz olur?

Öncelikle her iki ülke açısından insani bir kriz söz konusu. Ülkeler beka sorunu sayılabilecek, savaşlara yol açabilecek ve yeni nesil güvenlik alanlarından biri olan gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit ile karşı karşıya. Ülkemizin ve sektörümüzün etki ve yönlendirme alanını aşan bir durum söz konusu. Her krizin bir fırsat olduğu varsayımı ile ben Türk insanının en önemli özelliği olan yeni durumlara hızla adapte olabilme yeteneği sayesinde bu duruma da ayak uydurabileceğini ve hatta lehine birtakım kazanımlar elde edebileceğine inanıyorum. Bu savaş bizim savaşımız olmasa da prensip olarak savaşa karşı tarafta yer almamız insanlık vazifemiz.

Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Mart-Nisan 2022 - 83. sayısında yayımlanmıştır.

Röportajlar Haberleri

“Sektörün karbondan arındırılması, yeni fırsatlarla dolu bir dönüşüm sürecidir.” 
“Karbonsuzlaştırma, denizciliğin bugüne kadar karşılaştığı en büyük iştir.” 
“Sadece çok az müteahhitin yapabildiği işleri yapıyoruz.” 
“Mobil yangın söndürme sistemlerimiz, yüksek verimlilik sağlıyor.” 
“Her birey daha yaşanabilir bir çevre için üzerine düşeni yapmalıdır.”