Suudi Arabistan'ın Cidde limanındaki rotalarda meydana gelen değişiklikler, deniz taşımacılığının karbon ayak izini artırıyor ve endüstriyi yeni bir çıkmazla karşı karşıya bırakıyor.
Cidde merkez limanının Asya-Avrupa rotalarında gemi trafiğinin azalmasıyla birlikte ortaya çıkan bu değişim, her bir konteynerin yolculuğuna eklenen 5.800 deniz miliyle CO2 emisyonlarını artırıyor. Önde gelen taşıyıcıların Cidde'ye yaptığı aramalarda yaşanan yüzde 67'lik düşüş, krizin boyutunu gözler önüne seriyor.
Alphaliner verilerine göre, gemi boyutlarında da belirgin bir düşüş yaşanıyor. Kriz öncesinde ortalama 8.625 teu olan gemi boyutları, şu anda ortalama 5.600 teu'ya geriledi. Özellikle MSC gibi önde gelen taşıyıcılar, Cidde'ye uğrak sayısında ciddi azalmalarla karşı karşıya kalıyor. MSC'nin uğrak sayısında yaşanan düşüş, şirketin stratejisini yeniden değerlendirmesine ve yeni hizmetler eklemesine neden oldu.
Ancak, krizin etkisi sadece taşımacılık endüstrisini değil, aynı zamanda karbon emisyonlarını da derinden etkiliyor. Xeneta'nın verilerine göre, kriz öncesinde iyi performans gösteren Uzak Doğu-Akdeniz ticareti, CO2 emisyonlarında ciddi artışlar yaşadı. Aynı şekilde, Uzak Doğu-Kuzey Avrupa ticaretinde de benzer bir artış gözlemleniyor.
Xeneta analisti Emily Stausbøll, krizin tedarik zinciri üzerindeki acil etkisini vurguluyor. Gemi rotalarındaki uzun mesafelerin, karbon emisyonlarını artırdığını ve endüstriyi daha da zorladığını belirtiyor. Bu durum, sadece deniz taşımacılığını değil, aynı zamanda tedarik zincirini de etkileyen bir krize işaret ediyor.
Bu süreçte, bazı nakliyecilerin hava kargo veya deniz-hava rotalarına yönelmesi ise karbon emisyonlarını daha da artırıyor. Bu da, endüstrinin karşı karşıya olduğu karmaşık sorunu daha da derinleştiriyor.