Dergimizin bu sayısında;
Dünya denizcilik sektörü, son dönemde küresel gelişmelerin etkisiyle yeniden şekilleniyor. Jeopolitik gerilimlerin yükseldiği ve sürdürülebilirlik hedeflerinin öncelik kazandığı bu süreç, sektör oyuncularını yenilikçi çözümler geliştirmeye zorluyor. Özellikle 2050 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda benimsenen uluslararası regülasyonlar, tüm paydaşları yeni stratejiler belirlemeye teşvik ediyor. Bu sayımızda, sektörün bu dönüşüm sürecindeki dinamiklerini ele alıyor, Türkiye ve dünyadan başarı hikayelerini sizlere sunuyoruz.
Denizcilik sektörünün temel yapı taşlarından olan gemi makineleri bakım ve onarımıyla sektöre giriş yapan Çağ-Mak’ın, yıllar içinde yüksek teknolojiye dayalı yeni inşa projelerine yönelerek gerçekleştirdiği dönüşüm, sektörün adaptasyon ve yenilik kapasitesinin bir örneği olarak öne çıkıyor. Çağlar İli, şirketin başarı hikayesini ve geleceğe dair vizyonlarını sizlerle paylaştı.
Deniz güvenliği ve sürdürülebilirlik konularında uzmanlaşan Öz Maritime, kurulduğu günden bu yana acil durum müdahalesi ve çevre dostu çözümleriyle sektörde fark yaratıyor. Firmanın faaliyetlerini ve gelecekteki hedeflerini Volkan Dervişoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyle ele aldık.
Prof. Dr. Adnan Parlak, bu sayıda Fuel EU düzenlemelerinin denizcilik sektörüne etkilerini analiz ederek, biyoyakıt kullanımının gemi işletmelerine getireceği yeni sorumlulukları mercek altına alıyor. Umur Uğurlu ise Doğu Akdeniz enerji jeopolitiğini, bölgenin tarihi ve coğrafi bağlamı içinde değerlendiriyor. Bölgedeki enerji kaynaklarının uluslararası aktörler arasındaki stratejik önemini tartıştığı bu makale, okuyucularımıza değerli bir perspektif sunuyor.
Denizcilik sektöründe hukuk ve operasyonel süreçlerin birleştiği noktada, Av. Cem Congar’ın deniz kurtarma hukukunu ele aldığı yazısı dikkat çekiyor. Modern düzenlemeler ışığında bu hukuk dalının günümüzde kazandığı çevresel boyutu ve kurtarıcıların karşılaştığı zorlukları kapsamlı bir şekilde ele alan makale, sektör profesyonelleri için aydınlatıcı bir rehber niteliğinde.
Sabri Çağrı Sezgin’in kaleminden, denizcilerin yüzyıllardır yol göstericisi olan deniz fenerlerinin tarihi ve taşıdığı sembolik anlamlara değinen yazı ise, denizcilik tarihine nostaljik bir bakış sunuyor. İnsanlığın denizle mücadelesini simgeleyen bu yapılar, mühendislik harikalarının ötesinde, hikâyelerle dolu bir geçmişin izlerini taşıyor.
Ayrıca, M. Özgür Üstüner’in Türk denizcilik sektörünün küresel ticaretteki rolünü finansal bir perspektiften ele alan analizleri, şirketlerin geleceğe dair stratejik planlarını şekillendirmelerine ışık tutuyor.
Sektörün büyüme ve dönüşüm hikayelerini sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Umarız bu sayımız de her sayıda olduğu gibi, ilham verici bir yolculuğun kapılarını aralar.