“Cumhuriyet’e Giden 52 Hafta” başlıklı eseri muhakkak okumalısınız. 

Osman ÖNDEŞ

Şu dakikada bu eseri nasıl temin edebilirsiniz bilemiyorum ama, İzzeddin Çalışlar imzalı “Cumhuriyet’e Giden 52 Hafta” başlıklı eseri muhakkak okumalısınız. 

27 Ekim 2023 Cuma günkü Oksijen Gazetesi Cumhuriyet’in 100.cü Yılı özel sayısını yayınladı. Bu özel sayı ile İzzeddin Çalışlar’ın “Cumhuriyet’e Giden 52 Hafta” başlıklı eseri de armağan edildi. 

Oksijen çok değerli bir armağan sunmuştur. Bu eserin sayfalarını çevirdikçe, her bölümde çok daha değerli bir konuya hayat verildiğine tanık olacaksınız. 

Yayımlanmasından elli üç hafta önce, Tayfun Devecioğlu’nun önerisiyle İzzeddin Çalışlar tarafından yazılmaya başlanmış olan bu eser, aslında yazarın 52 hafta boyunca devam eden bir yazı dizisinden oluşmakta. 

İzzeddin Çalışlar’ın ifadesiyle “Cumhuriyet’in ilanının yüzüncü yılına yaklaşıldığını ayırdına (Bir olay ya da varlığın, ayrıntıları söz konusu olmadan kavranması) bir yıl öncesinden varıp harekete geçen nadir kurumlardan Oksijen, çok yerine bulduğum bir kararla, Cumhuriyet Tarihi’nin başlangıcına giden yolu hafta hafta ele almamı istedi ve Trendyol Desteği ile oluşan elli iki sayfalık bir yazı dizisine giriştik. Bütün bir yılı popüler tarih açısından ele alabilmek için tamamına hiçbir okurun kolay kolay erişemeyeceğini düşündüğüm bir kaynakça erişimine ihtiyaç duydum. Birincil kaynaklar doğal olarak döneme değinen hatıratlar oldu. Bunları seçerken görece yakın dönemde yeni baskısı yapılmamış ve anılar sıcakken yazılmış olanları tercih ettim. Araya hiç yayımlanmamış olanlarla, baskısı çok önceden tükenmiş olanlar da girdi. Yazılar genellikle birkaç kaynaktan yapılan derlemeler olarak ortaya çıktı. Haftalık yayın olmasından dolayı, dünyanın erişilebilir tüm gazete arşivlerini taramak ve olaylar yaşanırkenki yansımalarını süzmek gerekiyordu. Bu çaba, kendi yakın tarihimize dair birçok keşif yapmayı sağladı. Tüm alıntılar sadeleştirilmiş dille aktarılarak okuma kolaylığı sağlamak hedeflenirken başta siyasi rakipler olmak üzere ele alınan konuların taraflarının derinlemesine inceleme arzusu duyan okurlarla etkileşim kurabilmek ve taltif görmek çok sevindirici oldu. Hemen her yazışmada yer alan ortak talep ise Cumhuriyet’e Giden 52 Hafta’nın topluca kitap olarak yayımlanmasıydı. 

Oksijen okurlarının bu isteğini yerine getirirken sanırım basında bir ilke de imza atarak, bir yazı dizisinin sona erdiği gün tümünü yeniden yayınlamış oluyor. Başta İsmail Yuvacan olmak üzere son elli iki haftayı alın akıyla tamamlamaya destek olan tüm Oksijen ekibine teşekkürler- İzzeddin Çalışlar.”

Ben okudukça, bu ileri yaşımda yeniden doğmuş gibi oluyorum, hayranlık duyuyorum. Bu eser, bir milletin yeniden doğuşunu anlatmaktadır. Bağımsızlığını, onurunu yeniden kazanan bir millet için, bu eser nice satırbaşlarını kendine özgün seçkinliği ile aktarmaktadır. Nitekim, 1923’ün Mart ayında Briton Hadden (Time Dergisi kurucu ortağı ve başyazarı) ve Henry Luce (Henry Robinson Luce, Time, Life, Fortune ve Sports Illustrated dergilerini kuran bir Amerikan dergicilik patronuydu ve zamanının Amerika'sındaki en etkili özel vatandaş olarak anıldı) tarafından ABD’nin ilk haftalık haber dergisi olarak yayımlanmaya başlanan Time Dergisi’nin 24 Mart tarihli dördüncü sayısının kapağı , “Bir Türk ancak cehennemde kendinin efendisidir” deyiminin çürütüldüğünü duyuruyordu.

Bundan sonra cehennem yerine “Türkiye” denecek olmasının sebebi olan kişinin portresi de kapaktaydı. “Kemal bugün Türkiye’nin kurtarıcısı olarak duruyor. O insanları yabancı otoriteye boyun eğme batağından kurtardı ve sahip oldukları niteliklerin farkına varıp düşünce ve eylem bağımsızlığına kavuşmalarını sağladı” diye başlayan kapak haberinde “Çağdaş tarihin en büyük kişiliklerinden biri kuşkusuz olan Mustafa Kemal Paşa”dır diyordu. (a.g.e. Sf.104)