Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin'de düzenlenen günlük basın toplantısında, boşaltma işleminin küresel halk sağlığına ve deniz çevresine zarar verdiği ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu savundu.
Boşaltma işlemi sırasında suyun santralde çalışan işçilerin üzerine sıçraması ve arıtma sisteminde sızıntı gibi vakaların, santralin işletmecisinin yönetim zafiyetini ve devlet denetiminin eksikliğini gösterdiğini ifade eden Sözcü Mao, "Japonya'dan bu yanlışı durdurmasını istiyoruz." dedi.
Mao, Tokyo yönetiminin boşaltımın "güvenli" ve "güvenilir" olduğu iddiasının ikna edici olmadığını belirterek "Japonya, bu konuda yurt içinde ve yurt dışında dile getirilen endişelere kulak vermeli ve boşaltma işlemini sorumlu ve yapıcı bir tavırla ele almalı." ifadesini kullandı.
Boşaltma işleminin uzun dönemli etkilerinin anlaşılabilmesi için bağımsız bir uluslararası denetim mekanizmasının oluşturulması gerektiğine işaret eden Mao, doğal çevreye onulmaz zararlardan kaçınmak için komşu ülkelerin ve diğer paydaşların sürece katılımının şart olduğunu vurguladı.
Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılması
Japonya daha önce açıkladığı plan uyarınca Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılmasına 24 Ağustos 2023'te başlamıştı.
Çin, Japon hükümetinin, eleştirilere ve karşı çıkışlara rağmen tek taraflı boşaltma işlemine başlamasını "küresel kamu çıkarını hiçe sayan son derece bencil ve sorumsuz bir eylem" olarak niteleyerek protesto etmiş ve Japonya'dan deniz ürünleri ithalatını durdurmuştu.
TEPCO, son everesine geçtiği 4 aşamalı plan çerçevesinde 31 Mart 2024'e kadar toplam 31 bin 200 ton radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılmayı hedefliyor.
Tokyo hükümeti, eleştirilere karşı, okyanusa boşaltılması planlanan radyoaktif atık suyun temiz suyla seyreltildiğini, sudaki radyoaktif materyal miktarının insan sağlığı ve çevre için zararlı kabul edilen oranların 40'ta 1'i düzeyinde savunuyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, santralde yaptığı incelemelerin ardından 4 Temmuz 2023'te yayımladığı raporda, boşaltımın güvenlik standartlarına uygun, insanlara ve çevreye verebileceği zararın ise "ihmal edilebilir düzeyde" olduğu sonucuna varmıştı.
Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin yol açtığı tsunami, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'ndeki 4 nükleer reaktörden 3'ünde hasara yol açmış, radyoaktif serpinti nedeniyle santralin çevresi "tahliye bölgesi" ilan edilmişti.