Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının girişimleriyle 2021 yılında dalış turizmine kazandırılan Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma gemi batıkları, 108 yıl önce yaşanan muharebelerle ilgili araştırma yapan bilim insanlarına ışık tutuyor.
Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda batan savaş gemilerinin bulunduğu Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı, "HMS Majestic", "Ertuğrul Koyu Massena ve Saghalien gemi kalıntıları", "Helles Barçları", "Tekke Koyu (W Beach) batıkları", "Arıburnu Barç", "Küçükkemikli Barçları", "Arıburnu Layter", "Lundy", "HMS Louis", "S.S. Milo", "Tuzla", "Denizaltı Mania Ağı", "Bebek Kayalıkları" ve "HMS Trıumph" olmak üzere 14 noktadan dalış imkanı sunuyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mithat Atabay, Çanakkale Savaşları'nın hem karada hem denizde hem de havada yaşanması bakımından dünyadaki ilkler arasında yer aldığını söyledi.
Savaşların bu bağlamda üçlü bir sistemi teşkil ettiğini vurgulayan Atabay şöyle konuştu:
"Boğazları geçmek kolay değildi. Dar su yollarının karadan özellikle tabyalar ve bataryalar vasıtasıyla korunması, aynı zamanda 1915 yılında denize döşenmiş mayınlar vasıtasıyla da korunmaya başlamıştı. O yüzden İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı'ndan geçmek için önce mayınları temizleme ve tabyaları bertaraf etmek için mücadele etmiş, havadan da bunları kontrol etmeye çalışmıştı. 'Artık temizlendi.' dedikleri bir aşamada, bütün istihbarat raporlarında bunu görüyoruz, 18 Mart'ta büyük saldırıyı yaparak İstanbul'a ulaşmak ve İstanbul'daki hükûmeti bertaraf ederek Osmanlı'yı savaş dışı bırakmak isteniyordu. Ancak 18 Mart'ta başlayan bu büyük saldırı, akşam olduğunda 3 büyük geminin batırılması, 4 büyük geminin de büyük yara almasıyla sonuçlandı. Böyle olunca aslında İngilizler donanmasının yarısını kaybetmiş oldu."
Bazıları yüzeye çok yakın, bazıları 100 metreyi aşan derinliklerde
Atabay, Çanakkale Boğazı'ndaki batıkların, sadece 18 Mart 1915'te batan gemilere ait olmadığını dile getirdi.
Saldırı öncesinde işgal güçlerinin 19 Şubat'ta başlayan mayın tarama faaliyeti sırasında da bazı gemilerinin batırıldığını anlatan Atabay, "Kara Savaşları ve 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesine kadar devam eden süreç içinde pek çok gemi battı. Burada İtilaf Devletleri'nin 16 savaş gemisi battı." açıklamasında bulundu.
Mithat Atabay, önemli bir bölümü asker ve malzeme taşıyanlar, yelkenliler ve mayın döşeyenler olmak üzere Osmanlı Devleti'ne ait bazı gemilerin de batırıldığı bilgisini verdi.
İngilizlerin de 6, Fransızların da 4 denizaltısından 3'ünün batırıldığını, "Turkuaz"ın ise ele geçirildiğini aktaran Atabay şunları kaydetti:
"Bunlar aslında boğazın incisi konumundadır. Neden boğazın incisi konumundadır? Çünkü bazıları körfezden başlamak üzere ve boğazın girişinde ve boğazın çıkışına kadar olan sahada, kıyıda ya da boğazın orta kesimlerinde bulunmaktadır. Tabii bu gemiler aynı zamanda pek çok denizcinin de hayatını içinde kaybetmesine ve boğulmasına sebebiyet verdi. Pek çok savaş malzemesini de beraberinde denizin dibine taşıdı. Hem savaş tarihi araştırmacıları hem de dalış turizmi yapanlar bu batıkları uzun yıllardır merak ediyordu. Tarihi Alan Başkanlığı kurulduktan sonra deniz turizmine açılarak savaş araştırmaları, özellikle deniz savaşları tarihi araştırmaları için bu sahalara kontrollü şekillerde dalışa izin verecek bir sistem kuruldu.
Bazıları yüzeye çok yakın olmasına rağmen bazıları 100 metrenin daha derinliğinde bulunuyor. Bu gemilere dalışla beraber hem yurt dışından Gelibolu Yarımadası'na ilgi artarken hem de bu tür organizasyonlar özellikle yüksek maliyet teşkil ettiği için ülkemize döviz kazandırması açısından dikkati çekici olmuştur. Çanakkale Savaşları'nın denizdeki batıkları ve malzemeleri yeni bilgilere ulaşmamızı da sağladığı için özellikle ne şekilde battıklarını ve nasıl vuruldukları konusunda önemli bilgiler veriyorlar. Çünkü batıkların konumları, meydana gelen patlamalar bize bunları açıkça gösteriyor. Su altındaki savaş kalıntılarından çok önemli bilgilere sahip oluyoruz. O yüzden de bugün dünya sadece karada Gelibolu Yarımadası'nı ziyaret etmek isteyen ziyaretçilerle değil aynı zamanda deniz adamlarını da denizde batıklara dalarak beklemektedir."