Türkiye'nin 7'ncisini düzenlediği Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında araştırma yapan bilim insanlarının, Antarktika King George Adası'ndan başladıkları, zaman zaman fırtınanın çıktığı ya da seyir halinde oldukları zorlu yolculuklarında Beyaz Kıta'ya açılan pencereleri lumbuzlar oldu.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi gerçekleştirildi.
Dünyanın en büyük beşinci kıtasında bilimsel çalışmalar yürütmek için Güney Kutbu'na giden Türk bilim heyeti, Türkiye'den yaklaşık 1277 deniz mili yol katederek çalışmalarını tamamladı.
Dünyada 30 ülkeye ait 100'e yakın bilimsel araştırma üssü bulunurken, sefer kapsamında 34 gün boyunca Şili bayraklı "Betanzos" isimli araştırma gemisi ile 68 derece güney enlemine yolculuk eden bilim insanları, 80 metrelik gemi alanında yaşamlarını geçirdi.
Bilim insanları dönüş yolculuğunda Horseshoe Adası'dan ayrıldıktan sonra Dismal Adası'na da uğrayarak çalışmalar gerçekleştirdi.
Ekip daha sonra Barlas Kanalı, Gullet Geçidi, Grandidier Kanalı, Penola Boğazı, Hovgaard Adası ve Lemarie Kanalı'ndan geçerek Şili'ye ait Yelcho İstasyonu'na ulaştı. Buradan 2 Şilili araştırmacıyı da alan ekip, Neumayer Kanalı, Gerlache Boğazı ve Bransfield Boğazı'ndan geçerek Livingston Adası'nda bulunan Bulgaristan'a ait St. Kliment Ohridski İstasyonu'nu ziyaret etti.
Ziyaret sırasında Türkiye'ye ait kargolar Bulgaristan'ın kutup araştırma gemisine sevk edilerek Türkiye'ye gönderildi. Livingston Adası'ndan sonra Greenwich Adası'nda bulunan Ekvator'a ait Maldonado İstasyonu'nu ziyaret eden ekip, devam eden Türkiye-Ekvator kutup iş birliği faaliyetlerini geliştirmek üzere görüşmeler gerçekleştirdi. Ziyaret sonrası King George Adası'na giden ekip, kiralanan uçak ile Punta Arenas'a uçarak seferin Antarktika bölümünü tamamlamış oldu.
AA, lumbuzdan manzaraları kayıt altına aldı
Beyaz Kıta'da denizsel alanda da araştırma yapan bilim insanlarının, Antarktika King George Adası'ndan başladıkları, zaman zaman fırtınanın çıktığı ya da seyir halinde oldukları zorlu yolculuklarında Beyaz Kıta'ya açılan pencereleri ise lumbuzlar oldu.
Anadolu Ajansı foto muhabiri Şebnem Coşkun da 1 aylık sefer boyunca kamarasında bulunan lumbuzdan gördüğü manzaraları kayıt altına aldı.
Denizcilik terimiyle "lumbuz" veya Türk Dil Kurumu'na göre "lomboz", gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış yuvarlak deliklere verilen isim olarak biliniyor. Lumbuzlar, "pirinçten yapılmış içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam kapağı kapatan, madenden yapılmış kör kapakların tümünü" ifade ediyor.
Lumbuzun tarihi ise 15. yüzyılda İngiltere Kralı 8. Henry dönemine uzanıyor. O dönemde savaş gemilerine yerleştirmek üzere hazırlanan savaş topları için gemilerde belli açıklık ve kapılar yaptırılmasıyla oluşan lumbuzlar, kare alandan daha yüksek yapısal bütünlüğe sahip olması sebebiyle bu dönemden sonra hemen hemen bütün gemilerde kullanılmaya başlandı.
Lumbuzlar; cam, akrilik veya kuvars gibi yüksek teknoloji ve basınca dayanıklı malzemelerden oluşabiliyor.