Gemilerin dengesini sağlayan tanklara alınan suya balast suyu denilmektedir. Gemide yük olmadığı zaman balast tankları deniz suyu ile doldurularak gemi suda yüzebilecek şekilde batırılarak Geminin emniyetli seyri sağlanır. Gemi limana geldiğinde yük alabilmesi için, balast tanklarına alınmış olan deniz suyu hızla denize boşaltılır, alınan yük ve balast suyu ile geminin yükleme dengesi sağlanır.
Değişen ve gelişen teknolojilerde; geminin limanda yükleme boşaltma işlemleri çok hızlı yapılmakta ve gemi yükleme boşaltma süresi kısa olması nedeni ile balast suyunun boşaltılması ya da tanklara alınması o kadar hızlı olmalıdır. Geminin önemli bir fonksiyonu olan balast tanklarına alınan su, gemiyi makul bir seviyede batırdığı gibi sancağa ya da iskeleye yatırmada ve gemiyi dengelemede kullanılmaktadır.
Özellikle konteyner gemilerinde; konteynerin hızla yüklenmesi ya da alınması içerisinde bulunduğu cell guide da meyil ya da trim nedeni ile sıkışıp kalmaması için yükleme ve boşaltma anında geminin trim ve meyli balast operasyonu ile balast tanklar arası transferi, balast suyunu denize basarak ya da denizden balast suyu alarak sürekli ayarlanmaktadır.
Bu işlem oldukça hassas olup üç ya da dört derecelik eğim farkı 30 tonluk konteynerin içinde bulunduğu cell guide’a sıkıştırarak operasyonun durmasına yüklenme boşalmanın gecikmesine ve limanda kalma süresinin uzamasından dolayı yüksek maliyetli limanda bekleme masrafları oluşturmaktadır.
Geminin limanda ve seyirde en önemli operasyon ve seyir güvenliğini sağlayan balast suyunun farklı denizlere taşıdığı, göçmen istilacı adı da verilen mikro organizmalar ile boşaltıldığı denizin canlılarına saldırmakta yok etmekte oradaki tabiatın dengesini bozarak canlıların farklılaşmasına hatta yok olmasına neden olmaktadır. Çok lezzetli ve bol miktarda balık ürünü olan Marmara denizinde günümüzde balık bulunmamasını en önemli nedeni; farklı denizlerden gelen gemilerin balast tanklarına aldıkları su içindeki mikro organizmaların (istilacıların) balık yumurtalarını yok etmesidir.
Bu gibi nedenler ile Amerikan Cost guard (USCG) ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) almış olduğu bir kararla bir denizden alınan balast suyunun diğer denize steril edilmeden boşaltılmasını yasaklayıcı karar almışlardır. Dünya deniz ticaret filo kapasitesinin %35’ini kapsayacak ülkelerin kararı kabul etmesi ile zorunlu hale gelecek olan Balast suyu temizleme yasası ile her gemiye balast suyu temizleme sistemi montajı zorunlu hale gelecektir.
Balast suyu temizleme sisteminin zorunluluğunun başlaması, İtalya ve Belçika’nın yasayı kabul etmesi ile yasayı kabul edip imzalayan üye ülkelerin taşıma kapasitesi %34,8 ulaşması ile 2015 yılının son çeyreğinde zorunluluk başlaması beklenmektedir.
Bütçesi 100 Milyarlarca doları bulan Balast suyu temizleme sistemi için yasaya imza atan ülkelerin hepsi (Türkiye hariç), Balast Water sistem üretimi için; Uluslararası survey kuruluşlarından (ABS,DNV,GL,BV,LR,RINA) tip onay sertifikalarını almış prototiplerini hazırlamış hatta seri üretime geçmişlerdir.
Ballast suyu temizleme sistemleri üreten ve Tip onay sertifika almış olan 48 yabancı firma olup bunların yaklaşık on beşinin Türkiye’de temsilcilikleri bulunmaktadır. Maliyetleri 300.000 USD -1.200.000 USD arasında değişmektedir. Projelendirme süresi ve malzeme hazırlıkları bir yılı bulmakta montajı ise Gemi tersanede iken on gün sürmektedir.
Balast suyunu temizlenmesi fiziksel olarak iki türlü yapılmaktadır. Birincisi; balast suyu balast tanklarına alıp verirken kimyasal ya da ultraviyole yöntemle, bir diğeri ise balast suyu balast tankının içerisinde temizlemektedir.
Birinci yöntemde; kimyasal ya da ultraviyole sistem öncesi, kendi kendini temizleyen filtre kullanılmaktadır. İkinci yöntemde ise kesinlikle filtre kullanılmamakta balast tankına alınmış olan suyu gıda sanayinde ve süt endüstrisinde olduğu gibi pastörize yöntemi ile temizlemektedir.
Her sistem değişikliğin getirdiği beklenmeyen olumsuzluklar olabildiği gibi; Balast temizleme sisteminin gemilere montajından sonra, olabilecek beklenmedik olumsuzluklar arasında ilk göze çarpan filtre sistemidir.
Bugüne kadar inşa edilmiş gemilerin hiçbirinin balast suyu temizleme sistemlerinde filtre bulunmamaktadır. Balast operasyonunun filtre nedeni ile geciktiği ya da yanlış yapıldığı vaki değildir. Oysa kendi kendini temizleyen filtre konmuş olsa bile katı partikülleri tutması için fine filtreler ile donatılmış balast suyu filtresinin kirlendiği tespit edilmesi ve temizleme ihtiyacı oluştuğunda; filtre temizliği için, yükleme ve boşaltma operasyonunun kesilmesine ve geminin dengesini düzeltilmesinin zaman alacağını hatta gemi meyli ya da trimi düzelmeyince balast operasyonunu yapan operatör; yanlış operasyona yönelerek, gemi dengesini bozacak işlemler de yapabilecektir.
Ayrıca elektronik ve otomasyon ağırlıklı olan bu sistemlerde herhangi bir arıza olması halinde balast operasyonu yapılamayacak yükleme ve boşaltma işlemi için limanda bekleme süreleri artacaktır.
Günümüze kadar limanda operasyon faaliyetine balast suyu alma verme işlemi hiçbir engel teşkil etmezken, filtreli ve balast suyu alıp verirken suyu sterilize eden sistemlerin otomasyonlarında oluşacak arızalar ilerde büyük sorun olarak karşımıza çıkacak ve armatöre beklenmeyen maliyetler çıkaracaktır.
Balast operasyonu, her zaman yapıldığı gibi herhangi bir şekilde engellemeye maruz bırakılmadan tanklara alınıp, tanklardan denize basılabilmeli, balast suyu sterilize edilecekse, gemi seyir halinde iken balast tankının içinde yapılabilmelidir.
Balast tankının içeresindeki suyun sterilizasyonu daha kolay daha pratik daha ucuz yöntemler ile sunulmaktadır. Hiçbir şekilde geminin dengesini bozacak tehlikeli bir operasyon değildir. Çünkü aynı tanktan alıp aynı tanka basan, küçük bir sirkülasyon pompası (balast pompasının haricinde) ile işlem yapılmaktadır. Balast valfleri ve balast pompası kesinlikle kullanılmamaktadır. Balast operasyonuna engel teşkil edecek devasa filtresi de yoktur. İşlem seyir halinde yapıldığı için otomasyonunda oluşabilecek basit bir arıza ya da yanlış kullanım diğer sistemlerin liman operasyonunda olabildiği gibi seyir güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek kadar güven içermektedir.
Gıda sektöründe yıllarca güvenle sıvı gıdaların sterilizasyonunda kullanılan pastörize işlemi; Gemilerde ilk ve tek olarak balast tankı içerisinde balast suyunu sterilizasyon yapmaktadır.
Bu işlem bir küçük sirkilasyon pompası, ısı eşanjörü, nitrojen jeneratörü ve otomasyon sisteminin tanklara yönlendirilmesinden ibarettir. Gemi ana makinesinin soğutma suyu ısısından faydalanılarak yetmiş beş saniyede 73’C dereceye bir an için çıkarılıp, soğutulan balast suyu; dört ya da beş çevrimde tamamen oksijenden arındırılmış olup, suyun içerisinde bütün mikro organizmaları yok etmektedir.
Mikro organizmaları yani istilacıları yok edilen balast suyu, farklı denizlerin limanlarında güvenle denize basılmakta, beraberinde getirmediği mikro organizmalar ile farklı denizlerin tabiatını bozmamaktadır. Her denizde, limanlarda, tatlı, tuzlu sularında nehirleri bulanık çamurlu sularında bile etkin olmaktadır. Steril edilmiş balast suyu içinde bulunduğu tank kaplamasına zarar vermediği gibi içerisinde oksijen olmadığı için paslanma belirtisi bile göstermeyecektir.
Oysa kimyasal üreten ya da kimyasal ilave edilen Balast suyu temizleme sistemlerinde steril için üretilen yada eklenen kimyasallar balast tankının ve boru devrelerinin kaplamasını bozduğu ve kısa sürede çürüterek delinmesine neden olabileceği gibi, denize basılan balast suyunun içeresindeki kimyasallar ve tankların kaplamasından çözülen kimyasal atıkları ile birlikte deniz doğasında tehlike oluşturabileceklerdir.
Ultraviyole (UV) lambalı sterilizasyon sistemleri; çok temiz deniz suyunda çalışabilmekte bulanık nehir ve liman sularında kirliliğin arkasına saklanan mikro organizmaya etki edememekte hatta bazı mikro organizmaların DNA’sını değiştirerek UV’ ye dayanıklı yeni canlılar türemesine neden olduğu söylenmektedir.
Balast sistemleri yeni inşa gemilere montajında geminin yerleşim planlarına uygun şekilde yapıldığından gemiye yerleştirilmesinde bir sakınca oluşturmadığı halde; denizde seyir yapan gemilere uygulanmada sorun teşkil etmektedir. Planları ve yerleşimi yapılmış gemilere komple sistem halinde sunulan balast suyu temizleme sistemleri özellikle devasa temizleme filtresini makine dairesine yerleştirecek yer bulunamamaktadır.
Sisteminde filtre bulunmayan ve pompa ve eşanjör’den ibaret pastörize yöntemi içeren balast suyu temizleme sisteminin parçalarını makine dairesinde her bir boşluğa teker teker sığdırma imkânı bulunmaktadır. Ayrıca her türlü gemiye ve kapasiteye uygun seçeneklerde sunmaktadır.
Paket olarak sunulan kimyasal, UV ve filtreli sistemlerde ilk öncelikle, balast pompa kapasitesi sorulmakta 1000 ton/h altında sistem maliyeti gereği teklif vermek istememektedirler.
Kimyasal üreten ve UV lambalı sistemlerde çalışma saatleri sınırlı olup her yıl on binlerce doları bulan yedek parça ve bir o kadar bakım ve servis planlanması yapılması gerekecektir. Oysa yılda 10 ya da 12 kez kullanılması gereken sistemin sadece sistemin tasarım ve uygulama prosedür gereği her balast alma verme operasyonunda devreye alınacak olması boşuna enerji ve yedek parça kaybını beraberinde getireceği açıktır.
Bir sitemin geri dönüşünü beş yıl ile sınırladığımızda yedek parça ve bakım onarım gideri 100.000 doları bulacaktır. Balast suyu temizlenmesi sistem kurma kararına önemli etken olacak bu miktarlar göz ardı edilmesi halinde geri dönülmez zararlara neden olacaktır.
Makine ve sistem üretici firmaların zor pazarlama şartlarında stratejik karar olarak bilinen yöntemi; makineyi ya da teçhizatı ucuza satıp, yedek parça ve düzenli bakım onarım servis ihtiyacına bağımlı kılarak, pazarda süreklilik sağlamaya çalışmaktır.
Sonuçta, Ballast water sistem alımında karar vericilerin önünde gözle görülmeyen bu ve benzeri belirsiz maliyetler, sonradan misli misli ödenmek üzere ortaya çıkacağı gerçeği dikkate alınarak bakım onarım ve yedek parça, hatta kontrol sistemlerinin yazılım onarımı dâhil maliyet ve garantilerinin hesabını yapmadan, sanki bir yıl, iki yıl ve beş yıl sonrasına onarım yaptıracakmış gibi, onarım yapılacağı zamanda geçerli olmak üzere; teklif alınmasında fayda vardır.
Teklifler alındıktan sonra da görüleceği gibi toplam da sadece teçhizat tekliflerinin yanı sıra yedek parça ve bakım teklifleri de büyük rakamlar içerecektir.
Bir şekilde gizlenerek sonradan; fazla mesai, temindeki güçlük, acil opsiyonu adı altında şişirilen bu maliyetlerin, tuzağına kapılmaya gerek kalmadan, işin başında bakım onarım maliyeti içermeyecek gemi personelinin aşina olduğu kullanımı kolay ve yedek paça gereksinimi olmayan sistemleri tercih etmek; ilerde baş ağrısı yaratmayacaktır.