Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles, anlaşmanın önemine dair yaptığı açıklamada, "Nükleer denizaltı programının tamamlanacağını ve Aukus ortakları için yeni üretim yetenekleri yaratacağını gösteriyor. Bu, ülkemizin nükleer enerjiye sahip denizaltı üretim kabiliyetine giden yolun meyvesidir." ifadelerini kullandı. Marles'in vurguladığı gibi bu anlaşma, Avustralya'nın savunma endüstrisindeki bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Anlaşma, İngiltere'nin Derby kentindeki Rolls-Royce fabrikasının kapasitesini artıracak ve bu da nükleer denizaltılar için hayati öneme sahip güç kaynaklarının üretimini destekleyecek. Bu adım, sadece Avustralya ve İngiltere arasındaki stratejik iş birliğini pekiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda iki ülkenin ekonomik ilişkilerini de güçlendirecek.
İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, nükleer denizaltı programının "pahalı ama gerekli" olduğunu vurgularken, aynı zamanda güvenliğin bir maliyeti olduğunu belirtti. Shapps, "Çin'in Güney Çin Denizi ve Güney Pasifik'teki artan faaliyetleri gibi zorlukları daha iyi ele almak için yatırım yapmalıyız." dedi. Bu açıklamalar, bölgesel güvenliğin giderek artan endişelerine yanıt niteliğinde.
Avustralya, Aukus anlaşması kapsamında 2030'un başlarından itibaren en az üç ABD nükleer denizaltısı satın alacak. Bu adım, ülkeler arasındaki güvenlik iş birliğinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlara göre, Avustralya ve İngiltere arasındaki bu tarihi anlaşma, bölgedeki güvenlik dinamiklerini kökten değiştirecek gibi görünüyor. Bu anlaşmanın etkileri, sadece savunma alanında değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik düzeyde de uzun vadeli olabilir.