Ertuğrul Yatı, Zonguldak limanı önlerinde. Tarih: 26 Ağustos 1931.
Kaynak: Yüksel Yıldırım arşivi.
Tarih: 25 Ağustos 1931
Atatürk Ertuğrul Yatı ile Zonguldak’a hareket ediyor.
Tarih: 26 Ağustos 1931
Ertuğrul Yatı Zonguldak’ta mendirek dışına demirlemiştir. Atatürk, Ertuğrul Yatı’ndan ayrılıp Zonguldak’taki ziyaretlerine başlayacaktır.
Bu makalemin amacı Atatürk’ün Zonguldak ziyaretini anmak kadar, o tarihi güne tanıklık eden Ertuğrul Yatı’nın bir müze gemi olarak korunmaya alınması yerine, hurdaya verilip yok edilmesinin hüznünü de dile getirmektir!
Bu makalem aynı zamanda Ertuğrul Yatı’nın replikasının inşa edilmesi fikrini de içermektedir.
Zonguldaklılar 26 Ağustos 1931 tarihini her sene hasretle ve gururla, sevinçle anarlar…
27 Ağustos 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Zonguldak’ta kömür ocaklarını gezdiğini ve ilgililerden bilgi aldığını belirten birinci sayfadaki haberinde şöyle devam etmektedir; “Reisicumhur Hazretleri dün sabah saatlerinde kömür havzasını görmek üzere Zonguldak’ı teşrif buyurmuşlardır. Refakatlerinde İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar, Afyonkarahisar Mebusu Ruşen Eşref Ünaydın, Gaziayıntap Mebusu Kılıç Ali, Sinop Mebusu Recep Zühtü, Aydın Mebusu Reşit Galip Beyler ile Kâtibi Umumi Tevfik, Başyaver Rusuhi ve Kalemi Mahsus Müdürü Hasan Rıza ve yaverler vardır.
Saat 12.00’de Ertuğrul Yatı’ndan motörle karaya çıktılar. Halkın çok büyük tezahüratı arasında otomobile binerek kömür havzası mıntıkasını teşrif buyurdular.
İş Bankası Umum Müdürü Celal ve Türk İş Şirketi Müdürü Beylerle diğer alakadar zevat tarafından verilen malûmatı dinlediler ve izahat aldılar. Gazi Hazretleri mıntıkadan ayrılırken amele tarafından ‘Yaşa’ nidalarıyla alkışlandılar. Saat 3 buçukta yine bütün Zonguldak halkının coşkun alkışları arasında motöre binerek Ertuğrul Yatı’na avdet ve mürafakat (Bir yere bakıp gitmek…) buyurdular.”
Atatürk’ün Zonguldak’a geleceği sırada makam şoförü Mustafa Erkişi’yi çağıran Vali ertesi gün Atatürk'ün geleceğini söylemiş ve makam otomobilini ona göre hazırlamasını istemiştir. Mustafa Erkişi anılarında şöyle anlatmıştır; “Ertesi sabah Atatürk'ü getiren Ertuğrul Yatı geldi. Limanda mendirek mi var… Biraz açıkta bir yere gemi demir attı. Halk limana doldu... Karaya çıkması için kendisine tezahürat yapıldı. Mühendisler Odası'nın yanında bir demir iskele vardır. Oradan Valilik binasının önüne kadar halı döşenmişti. İskeleden başlıyordu halılar. Bir motorla gidip Atatürk'ü gemiden aldılar. O demir iskeleden Zonguldak'a çıktı. Hemen koşup arabanın kapısını açtığımı hatırlıyorum. O sırada elini de öptüm.¹
Şimşek gibi gözleri vardı. Yüzüne bakamıyordun ki, anaların bir daha öyle bir evlat doğuracağını sanmıyorum... İşte öyleydi.
Üzülmez'deki Müessese Müdürlüğü binası yapılan yere götüreceğim. O zaman Üzülmez'e tren yolundan başka bir şey yok. Bir yol var, şimdiki gümrük binasının arkasından Rüzgarlımeşe'ye çıkıyor. Patika bir yol... Hemen Gümrüğün arkasında bir eski tuvalet vardır. İşte oradan çıkıyor. Bir-iki viraj var. Manevra yapmadan, bir defada dönüp de yukarıya çıkamazsın.
Tam oraya geldiğimizde Atatürk bir doğrulup sordu: “Başka yol yok mu evladım?” dedi.
“Yok, paşam…” dedim.
Rüzgarlı'ya çıktık. Toz toprak bir yol... Yolda atlı bir adam vardı. Bizim geçmemiz için atını yamaca çıkarıp bize yol açtı. O yoldan geçerek yukarıdan Üzülmez'e geldik.
Dönüşte Üzülmez'den trene bindi ve Liman'a geldi.
Atatürk’ün Zolguldak Kömür Havzasına gelişi
Türkiye 18’nci Kömür Kongresi Bildiriler Kitabı’nda Doç. Dr. Yücel Namal’ın; “Atatürk’ün Zonguldak Kömür Havzası Gezisi”² başlıklı tebliği o müstesna günü bir akademisyen dikkatiyle anlatmaktadır. Der ki; “Zonguldak kömür havzası, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ihmal edilmiş ve (kömür ocakları) yabancıların idaresine bırakılmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda sonra Zonguldak kömür havzası hak ettiği değeri kazanmıştır. Öyle ki, Cumhuriyet hükümetlerinin havzaya karşı olan ilgi ve alâkasına delil olarak birçok devlet büyüğünün bölgeye gelmiş olmaları ve madenlerde tetkikte bulunmaları gösterilebilir… Başbakan İsmet İnönü Büyük Millet Meclisi’nde “Kömür meselesini bütün memleket için büyük bir dava telakki ediyoruz” demiştir. Bu nedenle, Atatürk Zonguldak kömür havzasını görmek istediğinden Ertuğrul Yatı ile Zonguldak’a gelmiştir.
Zonguldak Gazetesi’nin 26 Ağustos 1931 ve 28 Ağustos 1933 tarihli ve diğer yıllarda 26 Ağustos tarihine tesadüf eden sayılarında Atatürk’ün Zonguldak’a gelişi anlatılır; “26 Ağustos 1931’de henüz gün ağarmadan İstanbul’dan gelen telgraf Atatürk’ün Zonguldak’a geleceğini müjdelemiştir. Bunun her üzerine heyecan dalgası tüm şehre yayılmıştır. Limandan itibaren çarşı boydan boya al bayraklar ve defne dalları ile bezenmiş, Belediye önüne ve iskele başına tâklar kurulmuştur. Zonguldak halkı ve işçiler kafileler halinde limana gelmiş ve caddeleri doldurmuştur. Bütün gözler, Karadeniz’in sisli ufuklarından doğacak bir yıldızı bekler gibi bakmakta idi. Denizin yüzün saldaldan ve bayraktan geçilmez oldu.”
“Saat 9.05’te Ertuğrul yatı uzakta görünmüş, yat limana girerken toplar atılmıştır. Atatürk’ü karşılamak için Zonguldak Valisi Arif Bey ve Mahmut Şevket Paşa Vapuru ile şehre gelmiş olan Zonguldak Milletvekili Rifat Bey ve Zonguldak’ın diğer milletvekilleri Hasan Bey ve Esat Beyler, Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Nihat,
C.H.F. İl Başkanı Vekili Halim Cavit Bey ve kaza İH Reisi Ahmet, Maden Genel Müdürü Vekili Bedri Hüsnü ve Zonguldak Gazetesi Başyazarı A. Karaoğuz Bey ve diğer kişilerden oluşan heyet bir motorla Atatürk’ü karşılamak için Ertuğrul Yatı’na gitmişlerdir. Bir süre sonra Atatürk ve yanındakiler birlikte yattan motora binerek İskeleye doğru hareket etmiştir. Bu sırada denizdeki bütün gemiler düdük çalarak Atatürk’ü selamlamıştır. Atatürk saat 11.30’da halılarla döşenmiş olan merdivenden iskeleye çıkmıştır.
Kaynak: Yüksel Yıldırım arşivi.
Merdiven başında Ayten Basri isimli bir çocuk “Hoş Geldiniz, Gazi babamız!..” diyerek elindeki çiçek demetini takdim etmiştir. Atatürk, memnuniyetle çiçek demetini alarak bu küçük çocuğun yanağını okşamıştır.”
“Atatürk yanındakilerle birlikte iskeleden otomobillere binerek Üzülmez kömür ocakları bölgesine Türk- İş 63 Ocakları’na gitmiş, burada biraz dinlenip öğle yemeğini yemiştir. Ardından İş Bankası Genel Müdürü Celal Bey ve diğer heyetle Türk İş Şirketi Müdür Yardımcısı Kazım Bey ve diğer ilgili kişiler tarafından harita üzerinde kömür havzası hakkında verilen malumatı dinleyip bilgi almış, havzayı incelemiş ve ocaklara inmiştir. Atatürk ayrıca Zonguldak kömür havzasındaki kömür üretim durumu ve kömüş işçilerinin hayatıyla da alakadar olmuştur.
Atatürk ‘Zonguldak’ın derin toprakları altında bütün Türkiye’yi ihya edecek bir servet yatıyor, bu ziyaretten ve aldığım bilgiden çok memnun oldum’ demiştir.
Atatürk Zonguldak gezisinde Zonguldak kömür havzasının modern sanayinin gereklerine ulaştırılması için gerekli kararları almıştır.
Atatürk, Saat 15.00’de Üzülmez kömür ocakları bölgesinden kömür treniyle ayrılmış, çarşı içinden geçip halkın alkışları ve maden işçilerinin ‘Yaşa Varol’ haykırışları arasında vilayete dönmüştür. Zonguldaklılar ısrarla şehirlerinde bir gece kalmalarını, aksi halde çok üzüleceklerini söylemişlerdir.
Atatürk, içtenlik dolu bu sözler karşısında bazı önemli işleri dolayısıyla İstanbul’a dönmek zorunda olduğunu söylemiş ve ‘Zonguldak’ın derin toprakları altındaki maden serveti ne kadar kıymetli ise bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir. Samimi hislerinize çok teşekkür ederim.’ demiştir. Atatürk halkın alkışları arasında Saat 15.30’da motorla Ertuğrul Yatı’na avdet etmiştir. Gazi heyetlerle vedalaşmış ve Ertuğrul Yatı limandan ayrılmıştır.
Atatürk 26 Ağustos 1931 günü Zonguldak’tan ayrıldıktan sonra Ertuğrul Yatı Ereğli Limanı’na uğramıştır. Sandallarla kendisini karşılamaya gelen halkı selamladıktan sonra, sahile çıkmayarak Ertuğrul Yatı’nda kalmış ve ardından Ertuğrul Yatı İstanbul’a hareket etmiştir.
¹ Saffet Yılmaz; “Atatürk’ün Şoförü O günü anlatıyor”
² Doç. Dr. Yücel Namal; “Atatürk’ün Zonguldak Kömür Havzası Gezisi” Türkiye 18.ci Kömür Kongresi Bildiriler Kitabı.
Ertuğrul Yatı Hakkındaki yanlış ve hatalı Bilgiler
Bu makalemin devamı; aynı zamanda “Anadolu Mavisi” adlı kitap gibi, muhtelif yayınlarda görülen yanlışları ve hataları belirtmek içindir.
Bernd Langensiepen ve Ahmet Güleryüz imzalı “Ottoman Steam Navy 1823-1923” başlıklı belge çalışması çok ciddi bir eser olmasına rağmen, Söğütlü ve Ertuğrul yatı sicil kayıtlarında ciddi yanlışlar vardır.
“Anadolu Mavisi” adı verilen kitapta Ertuğrul yatı için “Atatürk’ün sıklıkla kullandığı “yelkenli yat” yazılıdır. Ertuğrul Yatı, Yelkenli yat değildir.
“Ertuğrul Yatı 1903 yılında İskoçya’nın Newcastle’de Amstrong, Mtcehell and Co. Tersanesinde…” yazılıdır.
Newcastle şehri İskoçya’da değildir! (Since 1974, Newcastle has been a part of the metropolitan county of Tyne and Wear in North East England. The city is located on the north-western bank of the River Tyne, approximately 46 miles (74 km) south of the border with Scotland.)
Arşivde belirtilen “Shipbuilder’s Name, district…”; Kaynak: Tyne Built Ships
Kaynak: Tyne Built Ships arşivi.
- “Amstrong, Mtcehell and Co.” isimli bir gemi inşa tersanesi yoktur!
- Söğütlü ve Ertuğrul Yatı, Armstrong, Witworth & Co. Ltd.’nin Elswick Yard’da (Kızak No. 747) inşa edilmiştir.
Ertuğrul Yatı Omurga atma merasimi 11 Temmuz 1903’te yapılmış ve 30 Aralık 1903’te törenle Denize indirilmiştir. 7 Mayıs 1904’te hizmete girmiştir.
900 Deplasman tonluktur ve Tam boy: 260.0 ft., Kaimeler arası genişlik: 27.5 ft. Derinlik 15.0 ft.’dir. 2 pervanelidir.
R & W Hawthorn Leslie, Newcastle üretimi 3 genişlemeli 2 ana makinesi 2500 ihp güç üretmektedir.
Ertuğrul Yatı, Söğütlü Yatı’na mukabil 8 x 1 x 3pdr QF 3- pounder Vickers 47 mm / L50 topla donatılmıştır.
Arşiv kayıtlarında Azami Seyir sürati belirtilmemiştir.
Söğütlü Yatı’nın Azami Seyir sürati 14.5 Knots olarak kayıtlıdır.
Sicil kaydında 1960 yılında söküldüğü yazılıdır. Ancak Maliye Vekaleti’nin ihale tarihi 1952’dir.
Ertuğrul yatı 19 sene Haliç’te süründürüldü
Osmanlı devletinden Cumhuriyet’e intikal eden yıllarda Cumhurbaşkanı Atatürk’e Cumhurbaşkanlığı Yatı olarak da hizmet vermiş olan Ertuğrul yatı 19 sene Haliç’te Taşkızaklar- Camialtı Tersaneleri- Denizcilik Bankası Yeni Atölye rıhtımlarında bağlı bırakıldı. Her seferinde bir parçası alındı, daha da parçalandı. İki ana makinesi söküldü, biri Asvalt II, diğeri Kemal Zeytinoğlu asvalt tankerine monte edildi.
Sofra takımları, mobilyaları, salondaki tablolar nasılsa bir yerlere verildi.
Maliye Vekaleti 1952 yılında gazetelere bir ilan verdi. Bu ilanın başlığı bold harflerle şöyleydi; “Ertuğrul Yatı ve hizmet dışı gemilerin satışı”.
Şu açıklama yapılıyordu;
-Ertuğrul Yatı- Haliç’te Denizcilik Bankası yeni atölye mahallinde bağlı. Satış bedeli 228,153 TL. Bunun anlamı şu idi. Ertuğrul Yatı’nın kilosu 13 kuruş ediyordu!
9 Aralık 1952 günü Açık ihalede bu parayı veren Ertuğrul Yatı’nı sökebilirdi. Balat’ta gemi söküm kızağı olan Hüseyin İlhami Söker satın aldı ve bir güzel söküp yok etti…
Maliye Vekaleti’ne intikal etmiş Kocatepe, Adatepe, muhribi İtalya Ansaldo Tersanesinde inşa edilen ilk muhriplerimizdendi. Muinizafer korveti, çocukluğumda İzmit kıyısında yatak gemisi idi. Sonra Gölcük Başiskele’de bağladılar. Su alıp sığ suda dibe oturmuştu. Kocatepe Muhribi; Kasımpaşa Parmakkapı Mevkii’nde, Adatepe muhribi Derince’de Mania Gurup Komutanlığı önünde bağlıydı. Değirmendere römorkörü, Zuhaf gemisi Gölcük Batıkburunu’nda terkedilmiş öyle yatıyorlardı. Gür, Sakarya, I. İnönü ve II. İnönü denizaltıları Gölcük Tersanesi’nde bağlıydılar. Berk gemisi Gölcük Kavaklı/Kazıklı’da battı batacak bir haldeydi.
Bu gemilerden hiçbiri mi müze gemi olarak korunamazdı? Maliye Vekaleti tüm bu kadar harp gemisini hurda olarak ihale yoluyla satmaya karar verdiğinde, neden bu ihale ilanının başlığını “Ertuğrul Yatı ve Hizmet dışı gemilerin satışı” diye belirtmişti?
Tarihi Ertuğrul Yatı kilosu 13 kuruştan hurdacıya satıldı…
Neyse ki, Atatürk’ün Ertuğrul Yatındaki mütevazı kamarası, eşyası ile birlikte Deniz Müzesi’ne emanet edilmişti.