“Arıza onarımı diye başladığımız iş, zamanla dizayn ve üretime, en önemlisi kalibrasyon işine evrildi”

2002 yılında gemi sektörüne elektrik arıza onarım hizmeti vermek için kurulan Control Technic...

Ömer AYDIN - Control Technic Genel Müdürü

2002 yılında gemi sektörüne elektrik arıza onarım hizmeti vermek için kurulan Control Technic, yaklaşık 10 yıllık gemi elektrik zabitliği görevi sonrasında Ömer Aydın tarafından kuruldu. Tuzla’da küçük bir dükkanla işe başlayan Aydın, bugün uluslararası çapta projelere imza atan prestijli bir firma ortaya çıkardı.

Spesifik bir alanda hizmet veriyorsunuz. Kuruluş sürecinizden bahseder misiniz?

Tabii. Control Technic 2002 yılında, gemi sektörüne elektrik arıza onarım hizmeti vermek için kuruldu. Yaklaşık 10 yıllık bir gemi elektrik zabitliği görevi sonrasın­da, yeterince gezdiğimi düşünerek artık yerleşik hayata geçmeye karar verdim ve neden bu işi karada yapmıyorum ki, diye düşündüm. Tabii bu fikirler aslında ge­mideki bol bol olan o zaman dilimlerinde oluşmuştu en başta.

Önce Tuzla’da bir dükkân kiraladık ve şahıs firması olarak başlangıç yaptık. Denizcilik sektöründe sahada mühendis çalışmadığı için, verilen hizmetler büyük bir karşılık buldu. Teorik bilgi referansı ile çözümler üretme, sistematik ve analitik planlarla çalışma, müşterilerin hızla dik­katini çekti. Ayrıca firma olarak dokunu­lan her işte bir kalite izi bırakmaya çalışan politikalar izlendi. Yeni kurulan her firma gibi, amaç para kazanmak değil, piyasada yer edinmekti. Daha sonra firmamızın ad­resini daha iyi olan 2 ayrı yere sıralı olarak taşıdık ve 2017’de şu an bulunduğumuz yer olan kendi mülkümüzü satın aldık. 2018 sonunda da yasal statümüzü limited şirket olarak güncelleyerek değiştirdik.

Hizmet yelpazenizde neler var?

Hizmetlerimizde zamana ve taleplere göre değişimler oldu yıllar içinde. Arıza onarımı diye başladığımız iş, zamanla bazı özel sistemlerin dizayn ve üretimine, kritik elektrik malzemelerin temin ve satışına, en önemlisi kalibrasyon işine evrildi. Ayrıca önemli bazı markaların da temsilcilikleri alınarak, servis alanlarımıza katıldı.

Donanımlı bir ekibe sahip olmalısınız. İnsan kaynakları konusundaki politika­nızdan söz eder misiniz?

Bu konuda neredeyse tüm teknik firmalar gibi biz de dertliyiz. Ülkemizin eğitim sisteminden ne yazık ki çok donanımlı teknik insanlar çıkamıyor. Elbette birçok başarılı istisna örnekler hariçtir. Ezbere dayalı ve tam öğretimin gerçekleşemediği teknik okullardan mezun olan gençler, öğrenmiş olmaları gereken mesleki ve fen bilimlerine uzak olarak iş hayatına atılmak zorunda kalıyorlar. Şirketimiz, hizmet kalitesinin korunması için iç ve dış eğitimlerle tüm çalışanlarımızın teknik seviyesini yukarı çıkartıyor. İşe alımları­mızda, aday başvuru havuzu ön ince­lemesi ilgili departmanımız tarafından yapılarak, yöneticiler tarafından incelen­mesi gerekebilecek CV’ler belirleniyor. Bu seçimlerde, çeşitli online iş arama platformlarındaki yayınlanan ilanları­mızda belirtilen kriterler baz alınıyor. Daha sonra uygun profildeki adaylarla telefonda ön mülakat ya da bilgi alışverişi diyebileceğimiz bir diyaloğumuz oluyor. Eğer bu görüşme olumlu olursa ya alınan bilgiler değerlendirmek üzere tekrar geri dönüş yapılması planlanıyor ya da aday direk yüz yüze mülakat için davet ediliyor.

Daha sonra olumlu sonuçlanan mülakatlar işe alımla sonuçlanıyor ve yeni iş arka­daşımızın sırasıyla oryantasyon, eğitim ve stajyer teknisyenlik dönemi başlıyor. Şirketimiz bir akademi gibi çalışanlarına kolay ulaşamayacakları eğitimler sunuyor. Karşılığında da bu eğitimlerle edinilen yetkinliklerin şirketimize hizmet olarak dönmesi bekleniyor.

Zengin bir yedek parça stokuna sahip­siniz. Bu hizmet süresini de kısaltan önemli bir avantaj olsa gerek...

Bu alışkanlığımız daha çok onarım servisi de vermemizden kaynaklanıyor. İlk başta kendi servislerimizi güçlendirmek ve des­teklemek için düşündüğümüz bu ürünleri, daha sonra bizim gibi, aslında bir parça da rakip olabilecek firmaların ulaşabileceği hale getirerek satışa açtık. Bunun nedeni, şirketimizin rakipleri ile çekişme değil, iş birliği içerisinde olma politikasıdır. Rakiplerin de işlerini kolaylaştıracak mal­zemelere erişmelerini sağlayarak, örnek olunduğunu düşünüyoruz.

Sektörde önemli markaların temsilci­liğini de yapıyorsunuz. Bunlardan da bahsedelim isterseniz.

Control Technic olarak sadece Türki­ye sınırları içerisinde tanınmayı yeterli bulmuyoruz. Gemi elektriği konusunda söz sahibi yabancı firmaların, özellikle birçok gemide sistemleri bulunan marka­ların bazılarının temsilciliğini alarak, bir yandan yurt içinde hizmet yelpazemizi arttırıyoruz, diğer yandan ise hem firma adımızı hem de Türkiye’yi yurt dışında ta­nıtıyoruz. Temsilcisi olduğumuz markaları yerlerinde ziyaret ederek, gereken teknik eğitimleri alıyoruz, yetkili servisliklerde başarılı sonuçlar ortaya koymaya çalışı­yoruz. Bu aynı zamanda o markaların da çok işine yarıyor. Müşterileri, Türkiye’de ürünlerine kolayca destek ve yedek parça bulabiliyorlar.

Uluslararası kalite yönetim sistemleri ve sertifikasyon konusunda çalışmalarınız neler?

Şirketimiz yolculuğunda 20 yılına yak­laştı. Artık bir tarihimiz ve birikimimiz var. Bu harika geçen yıllarda her gün bir şeyler öğrenerek ilerledik. İşimizi daha iyi nasıl yaparız sorusunu neredeyse her gün kendimize ve birbirimize soruyo­ruz. Bu konuda ilk çalışmalarımız 2013 yılında başladı. 2014 yılında ise girişim­lerde bulunduk ve harekete geçtik. Bize danışmanlık yaparak, aklımızdakileri daha iyi yorumlamamıza ve fikirlerimize yön vermemize yardımcı olacak danış­manlarımızla tanıştık. İyi bir sinerjinin ardından işe koyulduk. Aradığımızı bul­muştuk ve dört elle sarıldık. Yaptığımız çalışmaları dokümantasyonla birleştirip dünya standardına yükseltebilirdik. Bu konularda ilerledikçe, dokümantasyonun saha ve ofis çalışmalarını güçlendirdi­ğini, bunun da kalitenin oluşmasında büyük rol oynadığını fark ettik. Şirketi­mizi denizcilik sektörünün en geçerli ve prestijli denetleme kuruluşları tarafından sertifikalandıracak duruma getirdik ve çok öğretici geçen denetlemeler sonucun­da kalite sertifika belgelerimize de sahip olduk. Bu süreçte ve devamında kalite yönetim sistemimizi gerçekten işleterek canlı tuttuk. Bunun şirketimize olan katkısı ise inanılmaz oldu.

2020 yılında kalibrasyon laboratuvarı özelliği kazandınız. Ne anlama geliyor bu?

Şirketimiz talepler doğrultusunda geçtiği­miz yıllarda kalibrasyon hizmeti vermeye başlamıştı. Bu konu gittikçe güçlendi, çünkü tüm dünyada ölçüm olgusu önem kazanmaktadır. Özellikle kritik kullanım­da olan sistemlerin ya da komponentle­rin doğruluklarının, güvenilirliklerinin belirlendiği ya da takip edildiği diye kabaca yorumlayabileceğimiz kalibrasyon gerekliliği gitgide önemi artan bir ko­nudur. Şirketimizin alanında ilerleme poli­tikası gereğince, yaptığımız işlerin dünya standardına kavuşması tüm bölgelerde, ülkelerde, kuruluşlarda kabul görecek seviyeye yükseltilmesi yöntemlerimizin ve prosedürlerimizin bilimsel temellere dayandırılması için girdiğimiz arayışlar sonucunda çıkılabilecek en son noktanın ISO/IEC 17025 Kalibrasyon Laboratuvarı Standardı olduğuna karar verdik.

Bu konuda dört kapsamlı olarak (Elekt­riksel, Sıcaklık, Basınç, Boyutsal) labora­tuvarımızı kurduk. Tüm kapsam için en modern cihazlarla donattık ve söz konusu standart gereği olan tüm şartları sağlaya­cak duruma getirdik. TÜRKAK Akredi­tasyonu için de çalışmamızı tamamladık fakat pandemiden dolayı akreditasyon sürecimiz sekteye uğradı. Yılbaşından hemen sonra bu süreci tamamlayarak, laboratuvarımızın akreditasyonunu da almış olmayı planlıyoruz. Sürekli ilerleme ve kalite arayışı bizi en güvenilir hizmeti sunan laboratuvar standardına taşıdı. Bu deneyimlerimizi bizimle çalışmayı seçen ve güvenen müşterilerimize, iş ortakları­mıza zevkle sunuyoruz.

Bu süreçte Covid-19 salgını nedeniyle çalışmalarınız bir süre akamete uğradı sanırım...

Elbette, sokağa başımızı çıkartamayacak kadar korktuğumuz haftalar, aylar yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz ve daha da bir kritik devreye girdik. Bu süreç ve tarihi günlerde, iş arkadaşlarımızın sağlığı tüm diğer ticari konulardan önce gelir diye dü­şünüyoruz. Bu yüzden, özellikle devletin yasakladığı sürelerde tüm şirket çalışanla­rımızla evlerimize kapandık. Birçok firma iş izinleri ile çalışmayı tercih etti, fakat biz politikamızdan vazgeçmedik müşterimiz­den de bu kararımıza saygı duymasını ve destek olmasını rica ettik. Dokümantasyon işlerimiz hiç azalmadığından, bu süreçte bir bölüm ekibimiz evden çalışabildi. İşlerimizdeki kaybı düşünmüyoruz, tam tersi aldığımız önlemlerle şu ana kadar hiçbir arkadaşımızın hasta olmaması ile övünüyoruz.

Çevre ile ilgili hassas mesajlar veriyor­sunuz. Bunları okuyucularımızla da paylaşabilirsiniz...

Aslında tüm dünya insanları bu konuda bir uyanışta. 2015 Paris Anlaşması ile bu yazıya dökülüp, birçok ülke temsilcisi tarafından da imzalandı. Yaşantı şeklimiz, alışkanlıklarımız, yiyecek tercihlerimiz doğaya ve dolayısı ile Dünya’ya zarar veriyor. Bu yıkım artık emarelerle değil, büyük sonuçlarla görülebiliyor. Artan 1-2 derecelik sıcaklık, tüm mevsimsel denge­leri değiştiriyor, afetlere neden olabiliyor. Bunların sonucu olarak, gelecek kuşaklar birçok canlı türünü göremeyecek, çünkü hızla yeryüzünden siliniyorlar. Özellikle yiyecek olarak isimlendirilerek önce dilde öldürülen birbirinden eşsiz güzellik­te ve kişilikte hayvan türleri, tarifsiz işkencelere maruz bırakılarak en değerli şeyleri canları alınıyor. Şirketimiz, çevre ve sosyal konularda en doğru yaşam biçiminin vegan yaşamak olduğunda hem fikir. Canlılara ve çevreye en az zararla hayatımızı sürdürmeyi destekliyoruz. Hayvanları yok etmeden ve sömürme­den de yaşanabileceğini, hatta çok daha sağlıklı olunabileceğini biliyoruz. Sadece beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek hem diğer canlılara hem de Dünya’ya büyük bir iyilik yapabiliriz. Aynı zaman­da sokak hayvanlarının da beslenme ve tedavileri için çeşitli çalışmalarda ve desteklerde bulunuyoruz.

Son olarak gelecek planlarınızdan, bü­yüme stratejinizden ve projelerinizden bahseder misiniz?

Control Technic alanında son hızla iler­lemekte, ülkemize katma değer kazandır­maktadır. Şirketimizin ülkenin medarı iftiharı kurumlarından biri durumuna gelmesi, personel istihdamı, refahı, müş­teri memnuniyeti gibi konularda adından söz ettirmesi kısa ve uzun vadeli hedefle­rimizdir. Şirketimizin yakın gelecekteki önemli projesi laboratuvarına TÜRKAK Akreditasyonu alarak, çalışmalarını taçlandırmasıdır. Önümüzdeki dönemler­de ise laboratuvarda verilen hizmetlerin ilerletilerek, uluslararası seviyede tanınan, kabul gören ve tercih edilen şirket olmak, ülkemize faydalar sağlamaktır.

Bir diğer hedefimiz de şirketimizin, mes­leki eğitimler veren, insanlarımıza kariyer fırsatları sunan, alanında uzmanlaşmış akademik kariyer sahibi kişilerin bulundu­ğu, saygın bir kuruluş haline gelmesidir.

Yine bir başka hedefimiz de yurtdışından ithal edilen birçok elektrikli gemi sistem­lerinin / cihazların üretilmesi ve bu işlerin ülkemizde de yapılabileceğini ispatlayarak, sektörümüzü cesaretlendirmektir.

Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Kasım-Aralık 2020 - 75. sayısında yayımlanmıştır.

Röportajlar Haberleri

“Sektörün karbondan arındırılması, yeni fırsatlarla dolu bir dönüşüm sürecidir.” 
“Karbonsuzlaştırma, denizciliğin bugüne kadar karşılaştığı en büyük iştir.” 
“Sadece çok az müteahhitin yapabildiği işleri yapıyoruz.” 
“Mobil yangın söndürme sistemlerimiz, yüksek verimlilik sağlıyor.” 
“Her birey daha yaşanabilir bir çevre için üzerine düşeni yapmalıdır.”