Cem BULUTLU - Bulutlu Marine Genel Müdürü
2014 yılında kurulan ve ana faaliyet alanı elektrik entegratörlüğü olan Bulutlu Marine, özelikle yeni inşa projelerinde gemilerin ana panoları, tali panoları, sürücüler, starter ve otomasyon sistemlerinin tasarım aşamasında başlayarak, üretimi, klas onaylarının alınması, devreye alınması ve saha işçiliğini kapsayan geniş bir alanda hizmet veriyor. Cem Bulutlu ile faaliyetlerini ve projelerini konuştuk.
Kuruluş sürecinizden söz ederek başlayalım isterseniz. Nasıl doğdu bu iş fikri?
2014 yılında Caterpillar’dan ayrıldıktan sonraki süreçte gelişti her şey. Daha önce iş dolayısıyla çalıştığım İsveç’li firmanın getirdiği bir teklifle kendi şirketimi kurdum. İlk etapta bu firmanın Avrupa satışlarını yürütmekle başladığım bu yolculuğa daha sonra İzlanda’lı armatör bir firmanın Türkiye’de inşa ettirdiği balıkçı gemileri için verdiğimiz gözetim hizmetleriyle devam ettik. Ardından diğer temsilcilikler… Akabinde halihazırda temsilcisi olduğumuz pervane kontrol ve izleme sistemleri üreten Noris firması ile koordine olarak Tuzla’da ikinci şirketimizi kurup üretime başladık. Şimdi ise Tuzla Serbest Bölge’de 3 bin metre kapalı alana sahip yeni yerimizde hem elektrik entegratörlüğü alanında hem de temsilcilik ve gözetim alanlarında faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz.
Faaliyet alanlarınız neler?
Bizim ana alanımız elektrik entegratörlüğü. Özelikle yeni inşa projelerinde gemilerin ana panoları, tali panoları, sürücüler, starter ve otomasyon sistemlerinin tasarım aşamasında başlayarak, üretimi, klas onaylarının alınması, devreye alınması ve saha işçiliğini kapsayan geniş bir alan. Bunun dışında 22 yabancı firmanın distribütörlüğünü yapıyoruz. Bu firmaların ürünlerini ithal ederek Türkiye’ye tedariğini sağlıyoruz. Aynı zamanda Mariner’in ürünlerini Ukrayna ve Rusya’ya pazarlayıp, ihracat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Üçüncü alanımız ise gözetim hizmetleri, yeni inşa projeler için armatörler adına inşa süreci boyunca uzman kadromuzla gerekli kontrolleri yaparak haftalık raporlandırıyoruz. Tersane ve armatör arasında köprü kurarak sürecin daha hızlı ilerlemesini sağlıyoruz.
Tuzla’da taşındığınız yeni yerinizden bahseder misiniz?
İstanbul Tuzla DESBAŞ Serbest Bölge içerisinde üç bin metrekarelik kapalı alanı olan bir atölyede yer almaktayız. Daha önce iki ayrı yerimiz olan işletmemizi tek çatı altında toplayarak verimliliğimizi arttırmak istedik. Serbest Bölge’nin vermiş olduğu avantajlardan faydalanarak amacımız müşterilerimize daha uygun maliyetli çözümler sunmaktır.
Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?
Yaklaşık olarak 50 kişilik kadromuz bulunmaktadır. Ekibimizin çoğunluğu mühendis ve teknisyenlerden oluşmaktadır.
Uluslararası üreticilerin temsilciliğini de yapıyorsunuz galiba?
Doğrudur, daha önce bahsettiğim gibi 22 yabancı markanın Türkiye temsilcisiyiz.
Elektrik sistemleri üretimi haricinde ne tür çalışmalarınız var?
Bulutlu Marine olarak ana makine hariç komple anahtar teslim sevk sistemi tedariği sağlayabiliyoruz. Sevk sistemi tedariğinde pitch kontrollü pervane kontrol sistemlerini kendi atölyemizde üretmekteyiz. Ayrıca yurtdışında iki tane iştirakimiz mevcut. Biri Almanya’da GTC GmbH (Germany -Türkiye - Canada). Bu firma elektrikli dizel ve hibrit gemilerde kullanılan su soğutmalı batarya üretimi yapıyor. Bunun dışında Norveç’li bir ortağımızla Norveç’te Club Marine AS’yi kurduk. Bu firmayı kurma amacımız Türkiye’de hizmetini verdiğimiz projelerin Norveç’te tanıtımını ve servis hizmetini sağlamaktır.
Devam eden projeleriniz nelerdir?
Romanya Damen Mangalia tersanesinde Kanadalı armatör Seaspan için iki adet feribot ve Özata Tersanesinde Norveçli armatör VEA AS için bir adet balıkçı gemisi yeni inşa gözetimini gerçekleştirmekteyiz.
İhracat kısmında hangi ülkelerle yoğun olarak çalışıyorsunuz?
Daha çok Ukrayna, Azerbaycan ve Rusya. O bölgedeki müşterilerimize buradaki üreticiler aracılığıyla vinç, kaporta, ırgat gibi güverte üstü ekipmanlarının satışı yapıyoruz.
Çok geniş bir coğrafya ile iş ilişkileriniz var. Pandemi döneminde çok etkilenmiş olmalısınız...
Pandemi dönemi tüm sektörler açısından zorlu bir süreç oldu, fakat bununla da yaşamaya alıştık. Süreci gerek tedarikçilerimiz ve temsilciliklerimiz gerekse müşterilerimiz tarafıyla çözüm odaklı yaklaşarak atlatmaya çalışıyoruz. Bu sürecin 2021 yazına kadar devam edeceğini öngörüyorum, bundan sonraki süreçte sektörün canlanmasını bekliyorum.
Yeni dijitalizasyon döneminde içinde bulunduğunuz sektörün buna uyumu konusunda neler söylersiniz?
Ben iş ilişkilerinde karşılıklı diyalogların sıcak tutulması taraftarıyım. Pandemi öncesi yılın büyük bir bölümünü seyahat ederek geçiriyordum. İş ortaklarımız ve müşterilerimizle sıklıkla yüz yüze görüşmeye çalışıyordum. Pandemi sonrası ise halihazırda teknolojinin hayatımıza kattığı imkanları daha fazla kullanmaya başladım. İlk etapta kolay olmasa da daha önce kurmuş olduğum ilişkileri çoğunlukla online toplantılarla dijital ortamda devam ettirdim; bir nevi dijital seyahat oluyor benim için. Yeni kurduğumuz diyalogları da yine dijital ortamda gerçekleştirdiğimiz toplantılarla geliştirmeye çalışıyoruz. Sektörün de buna alıştığını gözlemliyorum. Zamanın ve teknolojinin getirdiklerine ayak uydurmak durumundayız, aksi durumda gelişim gösteremeyiz.
Sektörde finansman sorunları yaşanıyor mu üstüne bir de global salgınla karşılaştık. Ülkemiz açısından sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Sektörde maalesef finansman sorunları devam etmektedir. Halen yabancı bankaların Türk bankalarının teminat mektuplarını kabul etmediğini görmekteyiz. Umarım yakın zamanda bu konu olumlu bir şekilde neticelenir. Bu zorluklara rağmen pandemi sürecinde bazı Norveç’li armatörlerin yeni inşa projelerini Türk tersaneleri ile kontrat aşamasını getirdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz.
Pandemi sürecinin başlamasının ardından cruise iptalleri oldu, bu sürecin ardından cruise yeni inşa projelerinin yeniden yükselişe geçeceğini bekliyorum. Ayrıca yaklaşık iki yıl içerisinde tanker projelerinin geleceğini düşünüyorum. En son tankerler 2009-2010 yılları arasında yapıldı dünyada. En yeni tankerlerin yaşı on bir civarında. Bu işi yapan büyük oyunculara bakarak konuşacak olursak eğer, tankerlerde belirli bir yaş kriteri olduğunu görürsünüz. Bu yaş kriteri ortalama on beş civarındadır. Bir tankerin ortalama inşa süresinin iki yıl olduğunu düşünecek olursak piyasada yakın zamanda bu projelerin artacağını varsaymak pek de yanlış olmaz. Türkiye olarak bu alanda oldukça tecrübeliyiz. Aynı zamanda Norveç ve İskandinav ülkelerindeki balıkçı gemisi ihtiyacı devam ediyor. Özellikle canlı balık gemilerine talep devam ediyor ve bu alandaki yenileme çalışmalarının da iki-üç yıl daha devam edeceğini düşünüyorum.
Küresel salgın dolayısıyla siparişlerde azalma yaşandı mı? Sizi nasıl etkiledi bu salgın?
Küresel salgın dolayısıyla yeni inşa projelerinde azalma yaşanmıştır. Biz de bu zincirin bir halkası olduğumuzdan dolayı tersanelerde yaşanan yavaşlama doğal olarak bizim siparişlerimizi de etkilemektedir.
Son olarak araştırma geliştirme çalışmalarınızdan ve 2021 planlarınızdan söz edelim isterseniz...
Dışardan bakıldığında çok genç bir firmayız, kuruluşumuzdan bu yana gelişime ve yeniliğe son derece açık olduk, kazandığımız her kuruşu tekrar işe yatırarak değerlendirdik. Belki de altı yılda bu kadar yol almamızın sebeplerinden biri budur. Planlarımız arasında yeni yerimizde bir AR-GE merkezi kurmak var ki bununla ilgili çalışmalara başladık. 2021 yılı içerisinde bu merkezin kurulması ve geliştirilmesi için gerekli yatırımları yapacağız.
Not: Bu röportaj Deniz Endüstri dergimizin Kasım-Aralık 2020 - 75. sayısında yayımlanmıştır.