1986 yılında Antarktika kıyı şeridinden ayrılarak Weddell Denizi’nde karaya oturan A23a bir buz adasına dönüşmüştü. Geçtiğimiz yıllarda buz parçasında hareket sinyalleri tespit eden bilim insanlarının elde ettiği son verilere göre A23a, Antarktika'nın dışına doğru yeniden harekete geçti.
Yüzölçümü yaklaşık 3 bin 900 kilometrekareye, kalınlığı ise 400 metreye kadar ulaşan bu devasa buzdağının neden hareket ettiğini ve olası etkilerini pek çok kez Antarktika’da bilimsel araştırmalar yapan TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü Müdürü ve 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy TRT Haberin sorularını yanıtladı.
Eriyerek hafifliyor, yok olmaya doğru gidiyor
İklim sisteminin, deniz seviyesi ve sıcaklığının, okyanus akıntılarının, tatlı su kaynaklarının ve tüm yaşam alanlarının korunması ve dengelenmesinde buzullar büyük bir öneme sahip. Özellikle son yıllarda buzulların küresel ısınmadan olumsuz etkilendiğini görmek mümkün. A23a da bunun en yakın örneği. Prof. Dr. Burcu Özsoy, A23a’nın harekete geçmesindeki baş faktörün son yıllarda artan ortalama sıcaklıklar olabileceğini belirterek şunları söyledi:
İklim değişikliğiyle artan ortalama deniz suyu ve atmosfer sıcaklıkları 2022 ve 2023 yılında yeni rekorlara ulaştı. Yıllardır yerinden hareket edemeyen A23a da bu ısınmadan etkilendi. Buz dağının deniz altında da erimeye maruz kalarak hareketine sebep olduğu düşünülüyor. Antarktika yarımadasında Weddell Denizinde bulunan bu buz dağı geçen yıl sürüklenmeye başladı ve ilerleyen günlerde parça parça kopmalara uğrayacağını tahmin edebiliyoruz. Parçalandıktan sonra erime hızı da artarak, gelecek aylarda ve yıllarda buz dağı tamamen eriyerek deniz suyuna karışabilir.
Buz dağlarının erimesi ne gibi sonuçlar doğurur?
Karbon ve sera gazı salınımı başta olmak üzere pek çok beşeri faktör küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açıyor. Bu ısınmadan etkilenerek eriyen buz kütleleri ise sürecin hem sonuç hem de sebebi haline geliyor. Nasıl mı?
“Eriyen buz dağları deniz seviyelerini yükselterek dünyadaki denizlerimizin tümünü etkiler. Böylelikle buzul çağlarının erime dönemlerinde birçok kara parçası sular altında kalmıştır. Eriyen buz dağları tatlı su olmaları ve tuzlu deniz suyuna karışmaları nedeniyle okyanus akıntılarının sisteminin değişmesine sebep olarak iklim değişikliğine neden olur.”
“Deniz seviyesi 60 metre kadar yükselebilir”
Yapılan çalışmalar dünyadaki iklim dengeleri açısından oldukça önemli olan buzulların her geçen gün daha fazla ısıya maruz kaldığını ortaya koyuyor. Peki bu etki ve tepki nereye kadar gidebilir, tüm buzullar erirse ne olur? Özsoy’a göre bu senaryoda Türkiye’nin bazı sahilleri sular altında kalabilir…
“Eğer Antarktika buzullarının tamamı erir ise dünyadaki deniz seviyeleri 60 metre kadar yükselecek ve bu da Türkiye’nin bazı sahillerinin sular altında kalacağını bize gösteriyor. İşte buz dağlarının erimesi ve erime miktarlarının artması en başta deniz seviyelerinin yükselecek olmasının en büyük habercisidir. Ne yazık ki Antarktika’nın yarımadasında Türk Bilim Kampımızın da bulunduğu bölgede bu erimelere her geçen yıl daha fazla şahit oluyoruz.”
Dünyanın en uç noktalarında iklim değişikliğinin ipuçlarını araştırıyorlar
Türkiye'nin Ulusal Kutup Seferleri'nin başında yer alan Prof. Dr. Burcu Özsoy, zorlu iklim şartları altında yürütülen çalışmalar hakkında da şu ifadeleri kullandı:
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü olarak, ekibimiz ve her yıl yeni araştırmacıların katıldığı Ulusal Kutup Bilim Seferleri ile ülkemizden kilometrelerce uzağa yani dünyanın en uç noktalarına giderek iklim değişikliğinin ipuçlarını araştırıyoruz. Enstitümüz her iki kutup bölgesiyle de yakından ilgilenerek ülkemizin bilim bayrağını dalgalandırmasını sağlamaktadır. Ülkemizin kutup araştırmaları tek bir çatı koordinasyonunda yönetilmekte, her yıl düzenli kutup seferleri gerçekleştirilmekte, eğitim ve farkındalık konularında genç neslimiz ve halkımız bilinçlendirilmektedir.
Kaynak: TRT Haber