Mustafa Kemal Atatürk - 1 Temmuz 1935 günü Denizcilik Ve Kabotaj Bayramı kutlamalarını izlerken.
1 Temmuz 1926 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile Milletimiz denizlerde de egemenlik hakkını tüm dünyaya ilan etmiş ve bu tarih “Denizcilik ve Kabotaj Bayramı” olarak kutlamaya başlamıştır.
Bu tarihi olayı Osmanlı Devleti’nin Meclisi Mebusan (Millet Meclisi)’inde yaşanmış çok önemli bir yasa önerisi ile hatırlatmak isterim. Osmanlı, asırlar boyunca kendi dili yerine Arapça ve Farsça’dan oluşan yabancı bir dili benimsediğinden, günümüz kuşağının bu sayfalara naklettiğim metinleri anlamasında zorluk olacaktır.
Mebusan Meclisi’nde yükselen feryat
Ali Cenani Bey ve arkadaşları 18 Şubat 1331(1915) perşembe günkü Mebusan Meclisi toplantısında “Sevahili Osmaniyede (Osmanlı karasularında) nakliyat bahriyenin Sefaini Osmaniyeye hasr ve tahsis hakkında” kanun teklifinde bulunurlar. Mebusan Meclisi Reisi okunmasını istemesi üzerine bu layiha mazbatası Mecliste okunur. Okunduğu şekliyle bu mazbata şöyledir; “Heyeti Umumiyeye Sevahili Osmaniyede Nakliyatı Bahriyenin Sefaini Osmaniyeye Hasr ve Tahsisi Hakkında Ali Cenani Beyle Rüfekasının Teklifi. Kanunî Layihası Üzerine Layiha Encümeni Mazbatası; Sevahili Osmaniyeye nakliyatın Sefaini Osmaniyeye münhasır olmasına dair Ayıntap (Gaziantep)Mebusu Ali Cenani Bey ve rüfekasının teklif ettiği dört maddelik layihai kanuniye (Yasa önerisi), Encümenimizde müzakere ve tetkik olundu;
Sevahili Osmaniyede bilcümle nakliyatın Sefaini Osmaniye tarafından icrası, Devletin bir hakkı meşruti olup, şayanı kabul görülmüş olmakla, Heyeti Umumiyeye takdim kılındı. 18 Şubat 1331.” (1)
Böylece, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yabancılara verilen Ayrıcalıklar / Kapitülasyon hakları nedeniyle asırlar boyunca giderek bir milli felaket haline gelen yabancı egemenliği içerisinde, Kabotaj hakkının tesisi ilk kez Ali Cenani ve arkadaşları tarafından Mebusan Meclisi’ne getirilen bu kanun teklifi ile gündeme gelmiş ve yasa olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu yasa I. Dünya Harbi koşulları içerisinde zaten geçerli olamayacak, gerçek kabotaj hakkı ancak Lozan ile gelecektir.
24 Şubat 1331 (1915) çarşamba günkü Mebusan Meclisi toplantısında ise I. Dünya Harbi’nin getirdiği koşullar nedeniyle tüm hususi teşebbüs ticaret gemilerine seferberlik amaçlı olarak el konulmasına karar verilmiştir. (2)
El konulan gemiler gibi zabitan ve mürettebatına sağlanacak özlük hakları da bu toplantıda verilen “Tedariki vesaiti nakliyei bahriye, mavuna ve at kayığı ve salapuryaların esnayı seferide sureti istihdamları ve Karadeniz’den maden kömürü nakleden sefain ve mürettebatı hakkında kanunu muvakkat” başlıklı Geçici Kanun ile Seferberlik anlamında askeriye emrine alınmıştır. Bu Geçici Kanun’a göre;
“Madde 1. Seferberliğin ilanı tarihinden itibaren nihayetine kadar vesaiti nakliyei hükümetin ademi kifayesi halinde, tahakkuk edecek ihtiyaç ile, eshabının tahtı tasarrufunda bulunan vesaiti mevcude adedine göre binnisbe gerek bahr ve nehir ve gerek göl ve cedvellerde icrayı sefer eden bilumum vesaiti nakliye, kaffei alât ve edevatı müteferriasıyla Harbiye veya Bahriye Nezareti’inden vuku bulacak talep üzerine nakliyatı askeriyeye tahsis ettirilir.” denilmektedir.
I. Dünya Harbi seferberlik uygulamalarına nedeniyle el konulan ticaret gemileri Haliç’te Cibali kıyıları önünde kıçtan kara bağlanmış ve Bahriye Nezareti emrine verilmişlerdir. Fotoğrafta görülen dört bacalı harp gemisi Midilli (Breslau) kruvazörü ve sağdaki iki bacalı harp gemisi Barbaros Hayreddin zırhlısıdır. Osmanlı ticaret gemileri karşı sahilde borda bordaya bağlı olarak görülmektedirler. Kaynak - Illustrated War News.
Balkan Harbi gibi, hemen ardından gelen I. Dünya Harbi’yle yeniden felakete maruz kalan Osmanlı İmparatorluğu’nda zaten çok zor koşullarda çalışmakta olan ve hatta varlığını sürdürmekte inanılmaz fedakarlıklar gösteren bir avuç Türk armatörü, bu kez 1918 sonuna kadar deniz ticareti dünyasından silineceklerdir. Bu kayboluşun çok ilginç bir fotoğrafı Illustrated War News dergisinin 4 Ağustos 1915 tarihli sayısında yer almıştır. Lozan Antlaşmasındaki Bahrî Kabotaj hakkı uygulanması 1 Temmuz 1926’dan itibaren Türk devletine geçmiştir. Böylece denizde Türk limanları arasındaki taşımacılık tamamen Türk bayraklı gemi ve vapurlarla yapılmaya başlandı. 26 Temmuz 1935 tarihinden itibaren kabotaj bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. 1926 yılının 1 Temmuz tarihli Milliyet gazetesinde kısaca şöyle bahsedilmiştir. “Kabotaj hakkı bizimdir. Milli Sefaini Selamlar, bütün Türk deniz işçilerine muvaffakiyetler temenni ederiz.”
Ticaret Vekili Rahmi Beyefendi, Anadolu Ajansı muhabirine şu beyanatta bulunmuştur: Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Lozan’da kazandığı büyük zaferlerden biri olarak kabotaj hakkının üzerine tanzim edilen Kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926’dan itibaren yürürlüğe girmiştir. Bugünden itibaren limanlarımız arasındaki taşımacılık yalnız Türk vapurlarıyla yapılacak ve şimdiye kadar geçici olarak bu haktan istifade eden yabancı vapurlar bundan sonra Türkiye limanları arasında yük ve yolcu nakledemeyeceklerdir. Kabotaj hakkının uygulanmasıyla Milli Sefain gerekli tertibatı tamamıyla almışlardır.”
1 Temmuz tarihi, Türk deniz ticareti dünyasının bağımsızlık günüdür.
Bu tarih, aynı zamanda Atatürk Türkiye’sinin gerçekleştirdiği devrim ve atılımlardan birisidir.
Kaynakça:
(1) Meclisi Mebusan Zabıt Ceridesi Otuz yedinci İnikad (Oturum) 18 Şubat 1331 (1915) Perşembe.
(2) 24 Şubat 1331(1915) Sf.285 - 288 Çarşamba, Devre 3, Cilt 2 İçtima Senesi 2.