Kuzey Kutbu Seyri ile Konteyner Navlunlarının Maliyetinin Azalması
Kuzey Kutup bölgesinde yeni bir jeostratejik rekabet de çoktan başlamıştır ve Çin bu yarışın dışında kalmak istemediği için son 30 yıl içerisinde Antarktika’ya 27 bilimsel keşif gezisi gerçekleştiren ve 3 araştırma istasyonu kuran Çin, 1995’ten bu yana da Kuzey Kutup bölgesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Kuzey Kutup bölgesindeki iklim değişikliğinden kaynaklanan gelişmeler, hem sekiz bölge ülkesinin (Rusya Federasyonu-RF, ABD, Kanada, Danimarka ve Norveç, Finlandiya, İzlanda ve İsveç), hem de uluslararası toplumun geneli açısından yeni fırsat ve sınamaları beraberinde getirmektedir. Küresel ısınma sonucunda, önümüzdeki yirmi-otuz yıllık dönemde, Kuzey Kutbu’ndaki petrol ve doğal gaz rezervlerinin daha fazla ulaşılabilir hale gelmesi ve deniz ulaşım yollarının kısalmasının, dünyanın jeopolitik ağırlık merkezini Ortadoğu’dan Kuzey Kutbu’na kaydıracağı yönündeki beklentiler uluslararası alanda giderek yaygınlaşmaktadır.
Nitekim, ABD Ulusal İstihbarat Komisyonu tarafından Aralık 2012’de yayımlanan “Küresel Eğilimler 2030-Alternatif Dünyalar” başlıklı raporda, önümüzdeki dönemde ekonomik gücün doğu ve güneye kayması, değişen iklim koşulları ve kaynaklara yönelik rekabetin artması neticesinde dünyanın coğrafi odağının değişeceği, bu çerçevede Hint Okyanusu, Güney Çin Denizi ve Kuzey Kutbu’nun büyük önem arz etmeye başlayacağı vurgulanmaktadır. (1)
Son 10 yıl içinde gerek gemi yakıtı fiyatlarının değişkenliğinin (genelde) maliyete negatif etkisi; gerekse liman maliyetlerinde artışlar, korsanlık nedeniyle sigorta primlerinin yükselmesi, Süveyş geçiş maliyetleri artışları gibi yan faktörler konteyner taşıyanları sürekli olarak olumsuz etkiledi. Bunu engellemek için daha büyük gemiler vasıtasıyla ölçek ekonomisinden faydalanmak başta olmak üzere gelişen teknoloji ile ana ekonomik dizayn ve ana makinalar, extra slow steaming gibi seyir yöntemleri, liman uğraklarının birleştirilmesi gibi ticari kararlar sürekli rekabeti canlı tutmak amacıyla sürdü ve halen devam etmektedir.
Ancak bununda ötesinde de iyileştirici faaliyetlerde bulunmak bu işe emek veren tüm kesimlerce devam ettiğinden konteyner taşıyıcıları son dönemde yeni bir gelişme ile daha çok ilgilenmeye başladılar.
ARCTIC COUNCIL
Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Rusya ve ABD tarafından oluşturulan Arctic Council, özellikle Kuzey Buz Denizi ve çevresindeki gelişmeleri değerlendirmekte ve düzenli olarak raporlamaktadır. Arctic Council araştırmalarına göre, yakın bir gelecekte Kuzey Buz Denizi yaz aylarında buzdan arınmış olacak ve bununla deniz altındaki zengin petrol ve doğal gaz yataklarına erişim sağlanması anlamına geleceği gibi, Asya’dan Avrupa ve Amerika’ya deniz yoluyla yapılan ticarette Kuzey Kutup bölgesinden geçen yeni hatların kullanılarak mesafelerin ciddi bir şekilde kısaltılmasını ve dolayısıyla maliyetlerin düşürülmesini de sağlanacaktır. Buzsuz bir Kuzey Buz Denizi için hazırlıklarını en yoğun şekilde sürdüren ülkelerin başında ise Çin gelmektedir.
Buzdan arınmış bir Kuzey Buz Denizi, Çin’in ihraç ürünlerini Batı pazarlarına taşıyan konteyner gemileri için iki alternatif rota sağlayacaktır. Bunlardan birincisi Çin limanlarından kuzeye çıkarak Bering Boğazı’nı geçtikten sonra Alaska ve Kanada’nın kuzey kıyılarını takip ederek Atlantik Okyanusu’na ulaşan Kuzeybatı Geçidi; diğeri ise Rusya’nın kuzey kıyılarını takip ederek İskandinavya üzerinden Avrupa’ya ulaşan Kuzeydoğu Geçididir.
Çin’in bu ilgisinin nedeni Kuzey Kutbu’ndaki buzulların erimesi sonucunda, ortaya çıkmakta olan yeni deniz yolları oluşturmaktadır. Halen bölgede buzkıran gemilerinin yardımıyla yılın birkaç ayında kullanılabilen iki ana deniz yolu bulunmaktadır. Bunlar, Kuzey Amerika’nın kuzey kıyılarından geçerek Atlantik ile Pasifik’i birbirine bağlayan Kuzeybatı Geçidi (Northwest Passage) ile RF kıyılarından geçen Kuzey Denizi Rotası (Northern Sea Route) ya da Kuzeydoğu Geçidi’ (Northeast Passage) dir. Bunların yanı sıra, Transpolar Deniz Rotası olarak adlandırılan ve 2040 yılında yaz aylarında trafiğe açılması beklenen bir yol daha bulunmaktadır.
Lloyd's List tahminlerine göre, 2021 yılında kuzey kutbu aracılığı ile 15 milyon ton yük taşınacaktır ve bu rakam şu an 17 bin geminin 900 milyon ton yük taşıdığı Süveyş Kanalı'ndaki hacmin yanında çok küçük kalmakla birlikte konteyner taşıyıcılarının sıklıkla kullanacağı bir rota olarak belirir ise tahminimizce bahsi geçen tonaj birkaç kat artabilir. (Süveyş Kanalına ücret ödemeden ve daha az yakıt maliyetiyle kısa zamanda seyir yapmanın getirecekleri karşısında tercihler bir anda değişebilir).
Bununla ilgili gelişmelerden biri de Cosco Grup'un işlettiği Yong Sheng Çin'in kuzeydoğusundaki Dalian şehrinden ayrılan geminin Bering Boğazı'ndan geçerek Hollanda'nın Rotterdam şehrine varmasıdır. Normalde Süveyş Kanalı ve Akdeniz üzerinden 48 günde tamamlanan yolculuk böylece yaklaşık 35 günde tamamlanmış ve Çin devletinin de desteği alınacak ve makamlarca belirtildiği üzere yaklaşık 5 bin 470 kilometrelik Kuzey Denizi Rotası'nın (NSR) Çin-Avrupa arasındaki gemi ulaşımı için "en ekonomik çözüm" olduğu teyidlenmiştir.
Cosco Grup seyrin başarılı olduğu taktirde kuzey rotası yolu ile ciddi miktarda konteyner taşıyacağını belirtmektedir. 8 bin 100 deniz mili uzunluğundaki bu yeni rota Şanghay'dan Rotterdam'a gitmek için gemilerin takip ettiği normal Süveyş Kanalı rotasından yaklaşık 2 bin 400 deniz mili daha kısa olması şimdiden seyir süresini 12 - 15 arasında düşürerek “Altın Su Yolu” ismini hak etmeye çalışmaktadır. Yılın belirli dönemlerinde Çin’in Batı’ya ihracatının Kuzey Buz Denizi üzerinden yapılmasının ülkeye yılda 60 ile 120 milyar dolar arasında bir getiri sağlayacağı düşünülmektedir. (2)
Bu yeni hatlar lojistik maliyetlerini azaltarak Çin’in ihraç mallarına yeni bir rekabet gücü kazandıracağı açıktır. Örneğin, Şanghay’dan Hamburg’a gidecek olan bir konteyner gemisi, Kuzeydoğu Geçidi’ni kullanması durumunda normalde kullandığı Malakka Boğazı-Hint Okyanusu-Süveyş Kanalı-Akdeniz hattına göre yolu 6.400 kilometre kısaltmış olacaktır. Bu da hem yakıt maliyetinin düşürülmesi hem de korsanlık faaliyetlerinin yoğun olduğu sulardan geçmek zorunda kalınmayacağı için daha düşük sigorta masrafı anlamına gelmektedir.
Ancak genel anlamda küresel ısınma konteyner marketini ne şekilde etkiler?
Tahminlere göre bir yüzyıldan az bir zaman içinde bugün dünyanın tahıl ambarları olan Amerika’nın orta batısıyla Ukrayna yarı çöl haline gelebilir. Dolayısıyla tahıl taşımacılığının artması kaçınılmazdır. Kuru yük olarak artan hacim konteynerde de kendini gösterecek ve tahıl yükü taşıyan konteynerlerin artması olağan olarak karşılanacaktır.
Sıcaklığın artışı sonucu reefer taşımalarının artışı da olağandır. Şu anda dünya konteyner taşımacılığıyla paralel olarak can çekişen reefer konteyner marketi artan sıcaklıkta bozulması muhtemel ürünlerin taşımalarında yerini alacaktır.
Northeast passage kullanımı özellikle Uzakdoğu - Avrupa ticaretinde uygun navlunlara ulaşılmasına neden olacak ve Uzakdoğu kökenli hammadde / bitmiş ürün sirkülasyonu daha hacimli olarak devam edecektir.
Kuzey Kutup bölgesinde yeni bir jeostratejik rekabet de çoktan başlamıştır ve Çin bu yarışın dışında kalmak istemediği için son 30 yıl içerisinde Antarktika’ya 27 bilimsel keşif gezisi gerçekleştiren ve 3 araştırma istasyonu kuran Çin, 1995’ten bu yana da Kuzey Kutup bölgesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Dünyanın en büyük nükleer olmayan buzkıran gemisine sahip olan Çin, filosunu büyütmek için çalışmalarına devam ettiğinden uygun noktalardan deniz seyri için açılacak koridorlar Çin başta rekabet içindeki ülkelerin kendi “Süveyş kanalları”nı yaratmasına neden olabilir ve bu da bir kâr merkezi olarak çalışabilir.
Diğer taraftan bu rotalamanın daha oldukça yeni olması birçok belirsizliği de beraberinde getirmektedir. Seyahat yapılabilecek zaman aralığı kısa ve eğer buzullar beklenmedik bir gelişmeye sebep olursa buzkıran ile maliyetin artması kaçınılmaz olacaktır. Ancak eğer hava sıcaklıkları yükselmeye devam ederse o zaman bu rota kesinlikle çok işlek hale gelecektir. (3)
Ancak şu da başka bir gerçek ki küresel ısınmanın ciddiyetinin tüm dünya tarafından ciddi bir şekilde farkındalığı ve artık gözle görülür bir şeyler yapılması hususunda alarm zilleri çalmaktadır.
Tüm denizcilere Allah selamet versin.
Kaynaklar:
(1) Global Trends 2030: Alternative Worlds; ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofis
(2) USAKANALIST
(3) AFP/ “Lina”- bbtl.com-
Not: Bu yazı Deniz Endüstri dergimizin Temmuz-Ağustos 2017 - 55. sayısında yayımlanmıştır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.