Kutup jeopolitiğinde suları ısınan buzul Grönland, Trump'ı "iştahlandırıyor"
Uzmanlar, iklim değişikliği etkisiyle buzulları eriyen Grönland'ın, Kuzey Atlantik menşeli tehditlere karşı, ABD'de seçilmiş Başkan Donald Trump'ın "iştahını kabarttığına" işaret ediyor.
Küresel güçlerin en elverişli coğrafi noktaları ele geçirme isteği, Grönland'ı çorak bir buz ülkesinden jeopolitik bir sıcak noktaya dönüştürdü.
20 Ocak'taki yemin töreniyle 47. ABD Başkanı olarak göreve başlayacak Trump, ülkesinin "ulusal güvenliği" için Grönland adasının ABD'nin kontrolüne girmesini isterken bölgesel jeopolitiğin hangi yöne evrileceği merak konusu.
Kritik coğrafi konumu dolayısıyla Rusya dahil askeri tehditlere karşı ABD balistik füze uyarı sistemi için hayati önemde görülen Ada, buzulların erimesiyle açığa çıkacak doğal kaynaklar açısından da zengin.
Uzmanlar ABD, Rusya ve Çin'in tarihi ve güncel Arktik menfaatlerini irdelerken Grönland'ın geleceğine yönelik hem yasal olarak bağlı bulunduğu Danimarka hükümeti hem de ABD'nin açıklamalarını yakından izliyor.
Grönland nerede?
Dünyanın en büyük adası olarak bilinen ve 2,16 milyon kilometrekare yüz ölçüme sahip Grönland, Arktik bölgesinde yer alıyor. Ada'da sıcaklık yazları ortalama 10, kışları eksi 10 derece.
En seyrek nüfuslu bölgelerden birinde konumlanan "uzak ve donmuş" Ada'da, çoğunluğu yerli İnuit halkı olmak üzere yaklaşık 57 bin kişi yaşıyor. Topraklarının yüzde 80'i buzullarla kaplı olduğundan nüfusun büyük çoğunluğu Ada'nın başkenti Nuuk civarındaki güneybatı kıyısında yaşıyor.
İhracatının yüzde 95'ini balıkçılığın oluşturduğu Ada'da, kamu bütçesinin yaklaşık yarısı Kopenhag hükümetinin sübvansiyonlarından karşılanıyor.
Danimarka, her yıl Grönland'a yaklaşık 1 milyar dolar sağlıyor, böylelikle 57 bin nüfuslu Ada'nın her sakini 17 bin 500 dolar destek görebiliyor.
Özerk Ada'nın yasal statüsü nedir?
Coğrafi olarak Kuzey Amerika'da bulunan Grönland, 20. yüzyıla kadar Danimarka'nın kolonisi altında kalırken bu dönemin büyük bölümünde izole ve yoksul bir bölge olarak tanınıyordu. Ada, 1953'te Danimarka Krallığı'nın bir parçası haline getirildi ve Grönland sakinlerine, Danimarka vatandaşlığı verildi.
1979'da yapılan yerel referandum vasıtasıyla Grönland yerel yönetimine bölge içindeki politikaların çoğunun kontrolü verildi. "Yarı egemen" statüdeki Grönland, kolluk kuvvetleri ve iç güvenlik, para politikası, dış ilişkiler ve savunma alanında Kopenhag yönetimine bağlı.
Danimarka Krallığı çatısı altında bulunan Faroe Adaları'yla birlikte iki otonom bölgeden biri olan Grönland, 179 üyesi bulunan Danimarka Ulusal Meclisinde iki milletvekiline sahip.
Grönland, Danimarka Anayasası'na tabi ve yasal statüsünde olası herhangi bir değişiklik anayasal bir değişiklik gerektiriyor. Bağlı bulunduğu Danimarka'ya 2 bin 900 kilometre uzaklıktaki Grönland, 2009'da da bir oylamayla bağımsızlığa kavuşma hakkını güvence altına aldı.
Dokunulmamış doğal kaynaklar
Küresel ısınmanın, Arktik buzullarını eriterek Ada'nın yaşanabilir yüzey alanını artırmasıyla, petrol ve mineraller gibi yeni doğal kaynaklar ortaya çıkıyor.
Eriyen buzullar ve hızla artan Arktik sıcaklıklar, Grönland'ı iklim krizinin ön saflarına çekerken iklim değişikliği aynı zamanda ekonomik fırsatlar da sağlıyor.
Böylelikle son yıllarda uranyum ve demir dahil mineral zenginliği ve madenciliğine yönelik Grönland'ın doğal kaynakları "daha erişilebilir" hale geliyor.
Ada'nın, başta güney kesimindeki çıkarılmamış nadir toprak mineralleri dahil geniş kara kütlesindeki madencilik potansiyeli, cep telefonlarından rüzgar türbinlerine kadar birçok sektörde son derece önemli görülüyor.
Arktik Konseyine göre, buzullardaki erime Kuzey Yarım Küre'nin yaz dönemi deniz rotalarında seyredilebilecek süreyi artırmasıyla Arktik'teki deniz nakliyesi 2013-2023 döneminde yüzde 37 artış gösterdi.
Londra Üniversitesi Royal Holloway'den Prof. Klaus Dodds, buzulların erimesiyle Grönland'ın zengin doğal kaynak yataklarının, Trump için "daha ilgi çekici" olacağını belirtti.
Son dönemde Çin'in kritik mineral ve ilişkili teknolojilerin ihracatını kısıtlama tehditlerine yönelik Dodds, "Trump ve danışmanları, Çin'in sahip olduğu boğucu etki konusunda çok endişeli." ifadesini kullandı.
Buzulların erimesi "avantajlı" kader mi?
2023'teki bir araştırma, Avrupa Komisyonunca "kritik ham maddeler" olarak kabul edilen 34 mineralden 25'inin Grönland'da doğal olarak bulunduğunu ortaya çıkardı.
Böylelikle Kuzey Yarım Küre'de stratejik konumdaki Grönland, doğal kaynakları ve buzullarının erimesiyle konumsal avantajını doğal olarak güçlendirme fırsatı yakalayabilir.
Zira Grönland'ın geniş buz tabakaları ve buzulları, iklim değişikliğinin hız kazanmasıyla hızla geri çekiliyor. Buzul erimelerinin, yeni nakliye rotaları ortaya çıkarması bekleniyor.
Erimeler sayesinde petrol sondajı ile bakır, lityum, nikel ve kobalt gibi minerallerin çıkarılmasına olanak tanınabilir. Söz konusu madenler rüzgar türbinleri ve elektrikli araçlar üreten endüstriler için olmazsa olmaz.
Tahminlere göre, Arktik Okyanusu'nda seyrederek Batı Avrupa'dan Doğu Asya bölgesindeki ülkelere ulaşmak, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayan Süveyş Kanalı'na kıyasla yaklaşık yüzde 40 daha kısa.
Uluslararası jeopolitik sıcak noktalar arasında "en soğuk" olarak nitelendirilen Grönland başta olmak üzere, küresel güçlerin kutup jeopolitiğinde hakimiyet arayışı yakın vadede hızlanabilir.
Nadir metallerde Çin'e bağımlılık
Danimarka hükümeti, 2023'te, Grönland'ın değerli minerallerin zengin bir yatağı olarak potansiyelini ayrıntılı olarak açıklayan bir rapor yayımladı. Bu raporda Arktik adanın "kritik ham minerallerin çoğu da dahil olmak üzere cevher birikiminin oluşumu için elverişli koşullara" sahip olduğu kaydedildi.
Danimarka Kraliyet Kimya Derneğinin araştırmasına göre, neodim ve disprozyum gibi nadir toprak mineralleri çoğunlukla Çin ve Rusya'dan geliyor.
Kopenhag merkezli "Think Tank Europa" analisti Ditte Brasso Sorensen, minerallere yönelik talebin artması ve nadir metaller alanında Çin'e bağımlılık karşısında "dokunulmamış kaynakları gidip bulmaya ve kaynakların çeşitlendirilmesine" yönelik bir ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Ulusal basında ise "büyük ölçekli madencilik sektörünün faal olmadığı" aktarılan Ada'da, halihazırda biri yeni yatırımcılar arayan yakut, diğeri ise titanyum içeren bir kaya olarak bilinen anortozit olmak üzere sadece iki maden faaliyetinin aktif olduğu belirtildi.
Satılırsa tahmini fiyat aralığı ne olabilir?
Arktik Enstitüsü (Arctic Institute) Başkanı Victoria Herrmann, "modası geçmiş ve sömürgeci" şeklinde nitelediği satın alma fikri yerine, ABD'nin Ada ile yakın ekonomik işbirliği araması halinde, yeni yönetimin yaz tatillerinde tarihi hakkında okumalar yapması ve taleplerini Kopenhag'a değil Nuuk'a iletmesi gerektiğini vurguladı.
Grönland Başbakanı Mute Bourup Egede, geçen haftaki açıklamasında, "satılık değil" şeklinde ilan ettiği Ada'nın geleceğine karar vermenin Grönland halkının tercihine bağlı olduğunu bildirdi.
Ancak dış politikada "her şeyin bir fiyatı olabileceği" algısı ve "dünyanın en büyük Adası'na paha biçmenin zorluğu" gündeme gelse de uluslararası kamuoyu "sübjektif" de olsa Ada'nın tahmini fiyatını merak ediyor.
Yüz ölçüm, doğal kaynaklar ve gayrisafi yurt içi hasılanın dahil edildiği 2019 yılı kapsamlı Washington Post (WP) finansal tahmininde, Grönland'ın fiyatının 200 milyon dolar ile 1,7 milyar dolar arasında olabileceği öngörüldü.
Kurulduğu 1949'tan beri NATO üyesi olan ABD ve Danimarka'yı karşı karşıya getirebilecek ya da anlaşmazlığa düşürebilecek senaryolar ise yakın vadede merak ediliyor.
ABD için neden önemli?
Nazi Almanyası, 2. Dünya Savaşı sırasında Danimarka ana karasını işgal ettikten sonra ABD, Grönland'a askeri harekat düzenledi, Ada genelinde radyo istasyonları kurdu.
Danimarka ile 1951'de yaptığı anlaşmayla Grönland'da askeri üsler inşa etme hakkına sahip ABD, Kopenhag hükümetini ve Grönland yönetimini bilgilendirdiği sürece yerel ölçekte serbestçe kuvvet hareket ettirebiliyor.
Savaştan sonra ABD askeri güçleri Grönland'daki varlığını sürdürdü. Eskiden "Thule Hava Üssü" olarak bilinen Pituffik Uzay Üssü, halihazırda füze uyarı sistemiyle donanımlı ve ABD ordusu tarafından işletiliyor.
Kopenhag Üniversitesi Askeri Çalışmalar Merkezinden Kristian Soby Kristensen, tarihsel olarak Danimarka'nın, yüzölçümü büyük Ada'yı savunma kapasitesine sahip olmaması ve NATO güvenlik garantileri doğrultusunda ABD'nin ordusunu Grönland'da barındırdığını ifade etti.
"Rusya, ABD'ye füze gönderecek olsa en kısa yol"
Washington merkezli ve kutup jeopolitiğine odaklanan düşünce kuruluşu Arktik Enstitüsünün analizinde, Çin ve Rusya'nın son dönemde Arktik askeri kapasitelerini artırdığına işaret edilerek ABD'ye, rakiplerine karşı koymak için Arktik bölgedeki askeri varlığını geliştirmesi çağrısı yapıldı.
Danimarka Kraliyet Savunma Kolejinden Doç. Marc Jacobsen, ABD'ye karşı Kuzey Yarımküre'de Atlantik bölgesi kaynaklı tehditleri değerlendirerek "Rusya, ABD'ye füze gönderecek olsaydı, nükleer silahlar için en kısa yol Kuzey Kutbu ve Grönland üzerinden olurdu. Bu yüzden Pituffik Uzay Üssü, ABD'nin savunulmasında son derece önemlidir." dedi.
Danimarka Dışişleri Bakanı ve 2009-2014'te NATO Genel Sekreterliğini üstlenen Lars Lokke Rasmussen de geçen hafta, Washington yönetiminin bölgede "meşru" çıkarları olduğunu belirterek "Kendini silahlandıran bir Rusya görüyoruz. Ayrıca (bölgeye) ilgi göstermeye başlayan bir Çin görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Ada'nın kuzeybatı kıyısında ve Kuzey Kutup Dairesi'nin 1210 kilometre kuzeyinde Pituffik Uzay Üssü sayesinde ABD, Ada'dan Rusya'ya karşı olası bir füze fırlatılması için en kısa yörüngeden istifade edebiliyor.
GIUK deniz geçidi kritik
Rus donanma gemileri ve nükleer denizaltıları için Kuzey Atlantik'te "geçiş noktası" İzlanda, İngiltere ve Grönland arası (GIUK) deniz geçidi stratejik önemde görülüyor.
20 Ocak'taki yemin töreniyle görevine başlayacak Trump'ın, Ada'nın kontrolüne yönelik "askeri yöntemlerin ihtimal dışı bırakılmayacağını" söylemesi ise endişeye yol açtı.
Yemin töreni öncesi ABD Kongresindeki Cumhuriyetçilerin, Trump'a "Grönland'ı Danimarka'dan satın alabilmek için yetki veren" bir tasarıyı Temsilciler Meclisine sunması dikkati çekti.
Danimarka Uluslararası Araştırmalar Enstitüsünden (DIIS) tarihçi Astrid Andersen, başkent Nuuk'un, Kopenhag'a mesafesinin ve New York'a daha yakın olmasının "ABD'nin ilgi sahasında olmasına" yol açtığını kaydederek "Savaş dönemi Almanya'nın Danimarka'yı işgal etmesiyle ABD, Grönland'ı ele geçirdi ve bir anlamda hiç ayrılmadı." değerlendirmesini yaptı.
DIIS'ten siyaset bilimci Ulrik Pram Gad da ABD'nin, Grönland'ın doğusundaki hava sahası ve denizaltı alanlarının "gözetim eksikliğine ilişkin meşru şikayetleri" bulunduğunu ifade ederek Ada'nın, uzun zamandır ABD güvenliği için, özellikle Rusya menşeli olası saldırıların püskürtülmesinde kritik görüldüğünü dile getirdi.
Gad, ABD'nin, "Grönland'ı hiçbir düşman büyük gücün kontrol etmesini istemediğini çünkü bunun, ABD'ye saldırmak için bir dayanak noktası olabileceğini" vurguladı.
ABD'nin yeni yönetiminin de bu bölge sularının gözetimi için radarların yerleştirilmesi dahil askeri varlığını genişletmeye ilgi duyduğu tahmin ediliyor.
Önceki alışveriş denemeleri
Ada'nın kontrolünün "ABD'nin güvenliği için hayati önem taşıdığını" kaydeden Trump'ın bu söylemi "alışılmadık" kabul edilse de 100 yıldan fazla süredir ABD Başkanları, Grönland konusunda "iştahlı".
Alaska'yı 1867'de Rusya'dan satın alan ABD yönetimi, Grönland'ı Danimarka'dan satın almak için müzakerelere başladı ancak o dönem anlaşmaya varılamadı.
1945-1953'te Harry Truman yönetimindeki ABD, 1946'da Ada'yı satın almayı teklif etti. O dönem 100 milyon dolar değerindeki külçe altın içeren teklif, Kopenhag hükümetince reddedildi.
Donald Trump, ABD'de 2017-2021 yıllarına denk gelen ilk başkanlığı döneminde de Grönland'ı satın almaya çalıştı ancak hem Ada yönetimi hem de Kopenhag hükümeti, "Grönland satılık değil" mottosuyla bunu reddetti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.