1. YAZARLAR

  2. Melih ASAROĞLU

  3. Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayı Milliyeci Bir Vatansever: Berç Türker Keresteciyan
Melih ASAROĞLU

Melih ASAROĞLU

Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayı Milliyeci Bir Vatansever: Berç Türker Keresteciyan

A+A-

1919’un ilk ayları Türk milleti için olmak ya da olmamak aylarıydı. Büyük Atatürk Anadolu direnişini başlatmak, teşkilatlandırmak ve yok oldu sanılan bir milleti yeniden ayağa kaldırmak için Anadolu’ya geçmeye hazırlanıyordu. Türklük ruhu taşıyan herkesin yüreğinde tek bir gaye vardı: “Ya İstiklal Ya Ölüm! İşte bu ruhla Kuvayı Milliye hareketi için çalışan vatanseverlerden birisi de Berç Keresteciyan’dı. 

berc-keresteciyan-turker.jpg1870 yılında Afyon’da doğan Berç Bey, Amcası Bedros Keresteciyan’dan dil dersleri aldı. İngilizce, Fransızca, Ermenice, Rumca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca dillerini iyi derecede bilen Berç Bey Galatasaray ve Robert Koleji lisesinden mezun olduktan sonra önce Maliye Bakanlığı’nda sonra da 14 Temmuz 1887’de Osmanlı Bankası’nda iş yaşamına başladı. 1896 yılında Osmanlı Bankası’nın Kahire şubesine, 1897 yılında ise Osmanlı Bankası’nın İzmir şubesine görevlendirildi. 1899’da tekrar İstanbul’daki görevine dönen Berç Bey 1904’te şef yardımcısı, 1910’da şef, ardından müdür yardımcılığı görevine yükselmiştir. Cumhuriyet’ten sonra da banka da müdürlük görevine kadar ulaşan Berç Bey ayrıca Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği, Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti İkinci Başkanlık ve Ticaret Bakanlığı üyeliği görevlerinde bulundu. Berç Bey’in Kuvayı Milliye hareketine büyük yararlılıkları olmuştu ve bunlardan belki en önemlisi de Bandırma Vapuru’nun batırılması hakkında edindiği bilgiyi Atatürk’e ulaştırmasıydı.

16 Mayıs 1919’da Atatürk’ü Samsun’a taşıyacak olan Bandırma vapuru hareket etmek üzereydi. Berç Bey, Atatürk’ün yakın dostu ve avukatı olan Sadettin Ferit Talay Bey’e “Sadettin Bey! Siz Paşa Hazretlerinin hem avukatı hem de zannederim yakın dostusunuz. Paşa Hazretlerinin bindiği vapur boğaz dışında bir İngiliz torpidosu tarafından batırılacak. İkaz ediyorum bu bilgiyi lütfen Paşa Hazretlerine iletiniz.” Sadettin Ferit Bey Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti Başkanı Hamit Bey’e Berç Bey’in güvenilir olup olmadığını sordu. Hamit Bey’den Berç Bey’in güvenilir olduğu teyidini aldıktan sonra durumu hemen Atatürk’e bildirdi. Berç Bey’e teşekkürlerini ileten Paşa önce vapuru batırma emrinin torpidoya mı yoksa denizaltıya mı verildiğini araştırdı. Sonrasında vapurun rotasını değiştirdi ve Bandırma vapuru Kaptanı İsmail Hakkı Bey’e “Mümkün olduğu kadar sahili takip ediniz.” emrini verdi. Berç Bey’in ulaştırdığı bu bilgi sayesinde, İngiliz planı suya düştü ve Samsun’a yolculuk sağ salim tamamlanmış oldu.

Berç Bey Kuvayı Milliye’deki görevini İstanbul işgal altındayken de sürdürdü. İstanbul’dan Anadolu’ya büyük bir gizlilik içinde sandıklarla ilaç, sıhhi malzeme ve mühimmat taşınmasında çok büyük katkıları oldu. Sakarya Meydan Muharebesi sonrasıydı. Türk ordusu eksikliklerini tamamlayarak yurdu düşmandan temizlemek için Büyük Taarruz’a hazırlanıyordu. Yunanlar Afyon cephesinde güçlü bir savunma yığınağı hazırlamıştı. Üç sıra siperden oluşan direnek merkezlerini tel örgü ve tahkimatlarla güçlendirmişlerdi. Bu cephenin istenilen sürede yıkılması için ağır toplara ihtiyaç vardı. Ağır topların bir kısmının kama tertibatları İstanbul’daki silah depolarındaydı. Bu depolar Fransızlar tarafından korunuyordu. İstanbul’daki Kuvayı Milliye teşkilatına mensup vatanseverler top kamalarını depolardan kaçırmak için hazırlığa giriştiler. Fakat Fransız nöbetçi askerlerini aşmak imkansızdı. Bu durum için Fransızlarla görüştüler. Fransızlar depolardan askeri geçici olarak çekeceklerini Kuvayı Milliyecilerin bu sürede alacaklarını almalarını yalnız bu işi 15 bin Frank karşılığı yapacaklarını bildirdiler. Lakin kimsede böyle bir para yoktu. Durum Berç Bey’e anlatıldı. Berç Bey konuyu dinler dinlemez Osmanlı Bankası’nda kendi hesabından 15 bin Frank parayı aldı ve Kuvayı Milliyecilere teslim etti. Gereken yapıldı. Top kamaları Anadolu’ya kaçırıldı ve Büyük Taarruz’da Afyon tahkimatı ağır topların da desteğiyle istenilen sürede yıkıldı Türk ordusu İzmir’e yürüdü. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra üstün hizmetlerinden ötürü Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası’na layık görülen Berç Bey’e 1934’ te Soyadı Kanunu ile “Türker” soyadı bizzat Atatürk tarafından verildi. Atatürk vazife arkadaşını unutmamıştı. 1934 seçimlerinde kurtarılmasına hizmet ettiği Afyon’dan milletvekili seçilmesine destek oldu. Berç Bey, tıpkı İstiklal Savaşı’nda olduğu gibi milletvekilliği döneminde de Türkiye’nin menfaatinde çalışmalara imza attı. Boğazların emniyeti konusunda Montrö sözleşmesine giden süreçte aktif çalıştı. Hatay’ın Anavatan’a katılmasının yılmaz savunucularından birisi oldu. 27 Mayıs 1938’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden yaptığı konuşmada Fransa Hükümetine ve Hatay Ermenilerine şunları söylüyordu: 

“Görüyorum ki Fransız Hükümeti aynı Çarlık Rusya’sının yaptığı rezil siyaseti tutarak yine böyle birkaç Ermeni’yi para kuvvetiyle kandırarak Hatay’da bulunan Ermenileri iğfal etmek istiyorlar. Onlara hitap ediyorum ve diyorum ki bu iğfale siz de kapılmayınız, sarılınız Hatay Türklerine, sarılınız ve bunu bilmiş olunuz ki yarın eğer kahraman Türk ordusu gelip sizi kurtarır ve emniyet tesis ederse ona da sarılınız.” diyerek Hatay Ermenilerinin, Türkiye’nin en haklı Hatay davasında yanında yer almalarını istedi. Berç Bey’in başka bir arzusu ise Çanakkale’de şehit Mehmetçik için görkemli bir anıt dikmek gerekliliği idi. Bu konu ile ilgili 31 Temmuz 1936’da Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden şunları söylenmişti: 

“Çanakkale’de şehit Mehmetçik için Türklüğün şanı ve şerefi ile mütenasip muazzam bir abidenin inşası elzemdir. İngilizler Çanakkale’de ölen askerleri için bir milyon İngiliz lirası sarfettiler ve koca bir mezarlık yaptılar. Acaba biz kendi toprağımız üzerinde Türk şehitlerinin ruhunu ebediyen izaz etmek için muazzam bir abide yapmamalı mıyız?” 

Berç Bey’in bu teklifi ve konuşması alkışlarla kesilmişti. 27 Temmuz 1949 tarihinde hayata gözlerini kapayan Berç Bey Türk Devleti ve Türk Milleti adına unutulmayacak çalışmalarla arkasında vatansever bir mazi bıraktı. Berç Bey, Büyük Atatürk’ün onuncu yıl nutkunda bütün dünyaya haykırdığı gibi “Ne Mutlu Türküm Diyene!” sözünün esas ve iftihar edilecek bir doğru söz olduğunu bütün yüreğiyle ispat etmiş bir adam olarak Türklüğün kalbinde yer alacaktı.

Bu yazı toplam 19871 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar