Kruvaziyer Gemilerinde Uluslararası Hukuk ve Sorumluluklar: Dilek Ertek Vakası
Kruvaziyer gemilerindeki ölümlerin büyük çoğunluğu kalp krizi gibi doğal nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bunun dışında her yıl yaklaşık 20-25 kişi de gemilerden denize düşmektedir. Yılda 30 milyondan fazla insanın seyahat ettiği kruvaziyer gemilerinden denize düşme oranı 1,3 milyonda 1’den daha az olduğu rapor edilmektedir. Yolcu gemileri veya haber kanalları her zaman bunları bildirmeyebilir, bu yüzden sayılar daha yüksek olabilir. İstatistiklere göre denize adam düşme olaylarının yaklaşık yüzde 75’i ölümle sonuçlanmaktadır. Yani dört vakadan sadece biri hayatta kalabilmektedir.
Denizde meydana gelen ve hukuki sonuçlar doğurabilecek bu tarz olaylarda hangi ülke hukukunun uygulabileceği meselesi zaman zaman sorun oluşturmaktadır.
Bir örnek vaka olarak Deniz Ertek olayında, Türk vatandaşı ünlü iş kadını Dilek Ertek, Norwegian Cruise Line şirketine ait Norwegian Spirit isimli Kruvaziyer gemisi ile Pasifik Okyanusunda Fransız Polinezyası açıklarında seyir halindeyken 25 Ekim 2022 tarihinde gemiden düştüğü söylenmiştir. Ertek’in kaybolduğu 20 saat sonra erkek arkadaşı tarafından gemi yönetimine bildirilmiştir. Aramalara rağmen Ertek’ten bir iz bulunamamıştır Gemi Tahiti’de bulunan Papeete limanına varınca soruşturma başlatılmıştır.
Güvertenin başında ve sonunda olan kameralar incelenmiş ve gece 03:00 sıralarında net olmayan bir karartının denize düştüğü tespit edilmiştir. Gemi yönetimi erkek arkadaşını ayrı bir odada gözlem altında tutmuş ve 3 gün sonra Tahiti’ye yanaşılmıştır. Burada İsviçre vatandaşı erkek arkadaş, polis tarafından sorgulanmış ancak yeterli delil olmadığı gerekçesiyle serbest bırakılmıştır. Tahiti, olayla ilgili olarak, kendi ülkesinin sınırları dışında gerçekleştiği için yetkili olmadığını belirtmektedir.
Uluslararası Deniz Hukuku uyarınca denize kıyısı olan ülkeler, kıyı şeridinden en fazla 12 deniz mili uzaklığa kadar egemenlik hakkına sahiptirler. Bu sınırlar içinde kalan deniz alanında ülkenin iç hukuk kuralları geçerlidir. Bunun dışında devletlerin sınırlı birtakım haklar kullandığı kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge gibi deniz alanları da vardır. Bu alanlar aslında açık deniz alanı olmalarına rağmen bu bölgelerde de devletler bazı egemen haklar kullanabilmektedir. Bütün bu deniz alanlarının dışında kalan alanlar açık deniz alanları olarak adlandırılmaktadır. Okyanuslar açık deniz alanlarıdır. Bu bölgelerde dünya üzerindeki tüm ülkeler serbest su ve hava taşıtı geçişi, balıkçılık, avcılık, doğal kaynak arama ve çıkarma hakkına sahiptir. Fakat bu bölgelerde işlenen suçlar, suçun işlendiği taşıt ya da kişinin milliyetiyle belirlenmektedir. Milliyet farklılıklarından dolayı birden fazla ülkenin aynı anda yetkili olabileceği örnekler vardır. Örneğin suçun işlendiği taşıt ya da suçu işleyen kişi İsviçre vatandaşı ise, İsviçre Mahkemeleri ve Hukuk Kuralları geçerli sayılacaktır.
Bu olayda, olayın meydana geldiği taşıt Norwegian Spirit Bahamalar bayrağı taşıdığı için bayrak devleti otoritesinin sorumluluğu bulunmaktadır.
Bunun dışında Geminin sahibi olan şirketin de kaza ve sonrasındaki soruşturmada sorumluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca (klas) denetim firmasının da sorumluluğu bulunmaktadır.
Denizde yolcu taşıma konusundaki 1974 tarihli Atina Sözleşmesi ve devamında 2002 Protokolü gibi genel uluslararası sözleşmeler ve Kruz şirketi ile Ertek arasında yapılan özel yolcu taşıma sözleşmesi gereği açıkça seçilen hukuk kapsamında hangi yabancı ülke seçilmişse dava o ülke mahkemelerinde açılacaktır. Bu yöndeki benzer örnek sözleşmeler incelendiğinde genel uygulamada İngiliz hukuku ve mahkemelerinin yetkili kılındığı söylenebilir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.