Mitsui OSK Lines (MOL) ve MOL Sunflower feribot şirketi, Hokkaido Gas Co., Takanashi Milk ve diğer ortaklar, biyometan üretiminde inek gübresini kullanmayı planladıklarını açıkladı. Bu yenilikçi proje, Hamanaka kasabasındaki süt çiftliklerinden elde edilen gübreyi enerji kaynağına dönüştürmeyi hedefliyor.

Biyometan, küresel nakliye devleri için umut vadeden bir alternatif yakıt olarak görülüyor. Ancak, Maersk gibi şirketler arz yetersizliğinden yakınırken, Ørsted biyometana olan zayıf talep nedeniyle projelerini askıya aldı. Bu olumsuzluklara rağmen, Japon şirketleri biyometan üretimi için umut verici bir yol arayışında.

MOL, yerel çiftliklerden elde edilen hayvan gübresinin yakıt üretiminde kullanılabileceğine inanıyor ve bunun mevcut altyapı ile uyumlu olduğunu belirtiyor. Şirket, 2023 yılında kıyı gemilerinden biriyle gerçekleştirdiği testlerle biyometanın ulaşım ve tüketimdeki potansiyelini doğruladı.

Proje kapsamında, Hamanaka kasabasında üretilen biyometanın fabrikalarda ve gemilerde yakıt olarak kullanılması değerlendirilecek. Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gibi düşük karbonlu alternatiflerin ötesine geçmeyi amaçlayan bu girişim, karbondioksit emisyonlarını %25 ila %40 oranında azaltmayı hedefliyor.

AirWater, biyometan ticarileştirilmesinde lider rol oynuyor. Şirket, süt ürünlerine ait biyogaz tesislerinden elde edilen gazı sıvılaştırarak rafine ediyor ve metanı ayırarak sıkıştırıyor. Bu sayede, biyometan büyük ölçeklerde taşınabilir hale geliyor.

Metan yakıtlı gemilere olan talep artarken, üretim ve maliyet endişeleri devam ediyor. Maersk, LNG yakıtlı gemilere yönelirken, biyoyakıtlara geçişin mümkün olduğunu belirtiyor. Ancak, Ørsted gibi şirketler, biyometan projelerinde karşılaştıkları zorluklar nedeniyle geri adım atmak zorunda kaldı.

Japonya'da yürütülen bu proje, biyometanın gelecekteki enerji dönüşümündeki rolünü yeniden değerlendirmek ve sürdürülebilir yakıt kaynaklarını artırmak için önemli bir adım olarak görülüyor.