Adanın kontrolü, bölgedeki deniz yollarının kritik bir noktasını oluşturuyor ve İsveç ile yeni NATO müttefikleri Polonya, Letonya, Litvanya ve Estonya arasındaki suların ve hava sahalarının güvenliğini sağlama konusunda büyük bir önem taşıyor.

Geçtiğimiz yıl NATO'ya katılmak için başvuruda bulunan İsveç, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ve iki yüzyıllık tarafsızlık politikasını terk etmesinin ardından bu adımı atmıştı. Son haftalarda yapılan oylama ile üyeliklerinin onaylanmasının ardından İsveç, Gotland adasının savunmasını güçlendirmek için harekete geçiyor.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Bu, yeni NATO müttefiklerimizle tartışılması gereken açık bir konu" dedi. Kristersson ayrıca, "Baltık Denizi'ndeki her şeyin Gotland için önemli olduğunu" vurgulayarak adanın stratejik önemine dikkat çekti. Gotland'ın, sadece mevcudiyet açısından değil, aynı zamanda gözetleme ve denizaltı yetenekleri açısından da kritik bir rol oynadığını belirtti.

Gotland adasındaki garnizon, 1990'lı yıllarda 25.000 askerden oluşuyordu ancak Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bu sayı hızla azaldı. Ancak, İsveç hükümeti son yıllarda adaya yeniden askeri birimler konuşlandırmaya başladı. Bu çabalar, adanın savunmasını güçlendirmeyi ve bölgedeki güvenliği sağlamayı amaçlıyor.

Gotland'ın stratejik önemi, özellikle Rusya'nın Baltık ülkelerini tehdit etmesi durumunda ortaya çıkıyor. Batılı savaş planlamacıları, Rusya'nın Gotland'ı ele geçirmesi durumunda bölgedeki deniz ve hava erişiminin zorlaşacağını ve Baltık ülkelerinin savunmasını olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. ABD'nin eski Avrupa Komutanı Orgeneral Ben Hodges de bu konuda yaptığı açıklamada, "Hiçbir yerde bundan daha önemli bir ada olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.

İsveç'in Gotland'ın savunmasını güçlendirmek için ABD ile işbirliği yapması da dikkat çekiyor. Yakın zamanda imzalanan anlaşma ile ABD ordusu, Gotland ve çevresindeki üslerde kullanım ve erişim hakkına sahip olacak. Bu işbirliği, bölgedeki güvenliğin artırılması ve NATO'nun varlığının güçlendirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.