Bilim insanları, uydu takip cihazları kullanarak deniz kaplumbağalarının hayatlarının kritik bir döneminde nerede olduklarını keşfetti.

"Deniz kaplumbağalarının bebeklikten gençliğe geçiş evresine dair büyük veri eksikliklerimiz vardı," diyen Central Florida Üniversitesi'nden deniz bilimci Kate Mansfield, "Hayatlarının bu bölümü büyük ölçüde gizemini koruyordu," ifadelerini kullandı.

On yıllardır bilim insanları, yeni doğan yavruların sahili terk ettikten sonra kıyılara neredeyse yetişkin olarak geri döndüğü – yaklaşık 1 ila 10 yıl süren – "kayıp yıllar" olarak adlandırılan dönemde neler olduğunu merak ediyordu.

Salı günü yayımlanan yeni araştırma, bu boşluğu doldurmaya başladı.

Mansfield ve ekibi, on yılı aşkın süredir vahşi doğadaki genç kaplumbağaların hızla büyüyen kabuklarına GPS etiketleri taktı. Meksika Körfezi'nde yosunlar arasında sürüklenen genç kaplumbağaları aramak için küçük tekneler kullanan ekip, nesli tehlikede olan yeşil deniz kaplumbağaları, caretta carettalar, şahin gagalı kaplumbağalar ve Kemp’s ridley türleri dahil 114 kaplumbağayı etiketledi.

Ancak GPS etiketleri bir süre sonra düşüyor. Zira araştırmanın ortak yazarı ve Central Florida Üniversitesi’nden deniz ekoloğu Katrina Phillips'e göre, "genç kaplumbağaların kabukları hızla büyüdükçe dış yüzeyi dökülüyor."

Her etiket, birkaç hafta ila birkaç ay arasında veri gönderecek kadar uzun süre kaplumbağaların üzerinde kaldı. Araştırmacıların bulguları, bazı eski teorileri çürüttü.

Bilim insanları uzun süredir yavru kaplumbağaların okyanus akıntılarıyla pasif şekilde sürüklendiğini düşünüyordu.

Araştırmanın ortak yazarı ve LGL Ecological Research Associates’ten ekolojist Nathan Putman, "Oysa keşfettiğimiz şey, kaplumbağaların aslında aktif olarak yüzdüğü," dedi.

Bunu doğrulamak için bilim insanları, kaplumbağaların konum verilerini aynı anda suya bırakılan sürüklenen şamandıraların rotalarıyla karşılaştırdı. Şamandıraların yarısından fazlası kıyıya vururken kaplumbağalar kıyıya ulaşmadı.

Colorado’daki Ecolibrium'dan yaban hayatı ekoloğu Bryan Wallace, "Bu minicik yavru kaplumbağa, aslında okyanusta nereye gitmek ve nelerden kaçınmak istediğine kendisi karar veriyor," dedi.

Takip verileri, bilim insanlarının beklediğinden daha fazla hareketlilik gösterdi; küçük kaplumbağaların kıta sahanlığı suları ile açık okyanus arasında gidip geldiği tespit edildi.

Kaplumbağaları bulmanın zorluğunun yanı sıra, asıl mesele yeterince uzun süre dayanacak ve veri gönderebilecek esnek, güneş enerjisiyle çalışan etiketler geliştirmekti.

Araştırmaya dahil olmayan NOAA deniz biyoloğu Jeffrey Seminoff, "Yıllarca teknoloji, hayallerimize yetişemedi," dedi.

Elde edilen bulgular, biyologlara genç kaplumbağaların dört nesli tükenme tehlikesi altındaki tür için kritik bir bölge olan Meksika Körfezi’ni nasıl kullandığına dair daha net bir fikir veriyor.

Yine araştırmada yer almayan bir bilim insanı olan Florida Atlantic Üniversitesi’nden Jeanette Wyneken, "Deniz kaplumbağaları hiçbir zaman gerçekten kaybolmamıştı, ancak biz onları takip etmeyi kaybetmiştik," diye konuştu.