Gemilerin Emisyon Karnesi
Armatörler, brokerler; yüksek navlun değerini tercih etmek yerine, emisyonu düşürecek balastsız seyir planlamasını yapabilecek yük bağlantılarını öncelik olarak belirlemesi gerekecektir.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) 2024 yılından sonra gemilere emisyon derecelendirmesi uygulaması başlatacaktır. Gemiler, buzdolaplarında enerji verimliliği sınıflandırılmasında olduğu gibi, emisyon derecelendirmesinde A-B-C-D sınıflarına ayrılarak değerlendirilecektir.
Gemilerin karbon dioksit emisyon derecelendirmelerinde A-B sınıfları her limandan yük alabildiği gibi C-D sınıflarındaki gemilerin gireceği limanlar gittikçe daralacaktır.
Gemi sahipleri ve işletmecilerinin ilk aklına gelen birinci metod; survey kuruluşları tarafından belirlenen emiyon derecelerini A-B sınıflarına yaklaştırabilmek için güç kısıtlamasına gitmekte, kısıtlanmış gemi perfonmansı ileriye yönelik arızaları başlatacak ve yedekparça harcamalarını arttıracaktır.
İkinci olarak düşünülen metod; baca gazında karbondioksidi toplanmak (Carbondioksid Capturing) olacak ki bu da hayli zahmetli operasyon olup gaz yakalama kartuşların her limanda deşarja verilmesi aşırı bir maliyet oluşturacaktır.
Üçüncü metod; oldukça pahalı duel fuel modifikasyonları yaparak %30’a varan hidrojen yada methanol ilave yöntemleri ile karbon dioksit azaltımına giderek geminin emisyon derecesini bir üst sınıfa atlatmak.
Dördüncü metod ise; rüzar enerjisinden enerji yada hız kazanmak, boya ve kaplama kalitesini arttırarak geminin sürtünme katsayısının azaltmak, pervane dizayn değişikliği gibi ilaveler ile %10-15 yakıt tasarrufu sağlayarak karbondioksid yayılımını azaltmak.
Yukarıda denemeleri yapılmış kısmen uygulamaya konulmuş yöntemler; kendi durum değerlendirmesini yapmadan makinenin ve geminin şekil ve şartlarını zorlayarak, geminin emisyon değerine geçici olsada yapılan iyileştirmelerle, gerçekte %5-10 yakıt tasarrufu ile emisyon azaltımını yeterli düzeye çekemeyecektir.
Oysa, gemi yönetim şirketleri ve armatörlerin vazgeçemediği alışkanlıkları değiştirmesi geminin emisyon derecelendirmesini istenilen seviyeye rahatlıkla getirecektir.
Çoğunlukla Tramp ve Charter yöntemi ile çalışan gemiler anlaşma ve sözleşmelerini ve brokerlerin yük bulma ve temin etmede navlun değerini en yüksekten aramak yerine gideceği limanda yük karşılığının olduğunu önceden belirlemesi gemilerin emisyon azaltmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.
Charter gemilerinin yaktığı yakıtı; alacağı navlun için feda ederek günlerce balastlı seyir yapması geminin emisyon derecesini çok kolay bir alt dereceye düşürebilecektir.
Armatörler, brokerler; yüksek navlun değerini tercih etmek yerine, emisyonu düşürecek balastsız seyir planlamasını yapabilecek yük bağlantılarını öncelik olarak belirlemesi gerekecektir.
Line bağlantısı anlamına gelecek bu planlamanın navlun değeri düşük olacağı açıktır. Başlangıçta oldukça zor karar gibi görünsede, yıl içerisinde emisyon değerini koruyan geminin yük bulmada avantajını artıracaktır.
Yılda 10-12 yük bağlanan geminin ortalama sefer süresi 15 gün olursa toplam yüklü seyri 150-180 gün/yıl olacaktır. Yılın diğer yarısı olan 180 gün/yıl liman, demir ve balastlı seyir ile geçecektir. Liman ve Demir süresini 6 gün sayarsak 72 gün/yıl eder. Balastlı seyir süresini yük taşıyarak seyreden gemi rahatlıkla yük’e bağlı olarak emisyon yüzdesini 108gün/180=%60 daha azaltarak D sınıfından C sınıfına, C sınıfından B sınıfına yükseltecektir.
Gemiler Noon Report’da bildirilen yakıt harcama miktarlarında ne olur olmaz diye harcanan yakıt miktarı; sefer süresince brüt olarak fazla bildirilebilmektedir. Bildirilen miktar yıllık toplandığında fazla bildirilen miktarla birlikte makinede yakılmadığı halde yakılmış gibi gösterildiğinde, gemi ana makinesinde seyir süresince yakıldığı bildirilen yakıt karşılığı karbondioksid yayılmadığı halde çevreye yayılmış gibi kabul göreceği için, geminin emisyon derecelendirmesini olumsuz etkilemektedir.
Her beş yılda gemilerin speyşıl sörveyleri yapılırken olması gereken bakım ve onarımlarıda yapılmaktadır. Yapılan bakım onarımda aşınan parçalar değiştirilerek yenilendiği halde gemilerin seyir durumlarına ve işletme şartlarına bağlı olarak beklenmedik arızalar nedeni ile yeniden yedek parça değişimi ve operasyon esnasında onarım aşırı maliyet olduğu gibi düzensiz ve yetersiz olabilmekte gemi ana makinelerinde performansı etkileyerek ana makine silindirlerinde bozuk yanma sonucunda, karbon monoksid ve karbon dioksid yayılımına neden olmaktadır.
Gemi yönetim şirketleri yedek parça ve onarım maliyetlerini dikkate alarak gemi personeline yaptırdığı onarımları yada ucuz onarım şirketlerini ve OEM (imalatçı) parçalarını tercih etmek yerine ana makine üreticilerinin orijinal parçalarını ve onay verdiği onarım firmalarının yerinde ve zamanında yapacağı bakım onarım faaliyetlerine yönelmesi öncelikle pahalı görünen bakım onarım giderlerinin sağlayacağı işletme rahatlığının gemilerin emisyon değerlerinde istkrar yaratacaktır.
Gemiler planlı bakım programları ile gemide yapılan bakım onarım faliyetlerini aylık gemiden gelen raporlar ile gemi yönetim ofislerinde değerlendirilmektedir. Bir ay yada iki ay sonra yapılan değerlendirme gemini yakıt harcamındaki anormal değşikliğin ve onarım ihtiyacınıa zamanında müdehale edilemeyeceği için emisyon artışında önemli soruna neden olacaktır.
Gerçek zamanlı (Real Time) takip çözümlerle gemilerden doğrudan alınacak doğru bilgiler için yapılan yönetim programları gemilerin durum değişikliği yönetim firmaları ve armatörler tarafından anında görülerek arıza ve sorunların biriktirilmeden çözülmesi ve yönetilmesi emisyon artışını engelleyerek belirsiz maliyetleride ortadan kaldıracaktır. Bu konuda çalışma yapan uluslararası firmaların ürünleri deniz piyasasında sunulmaya ve uygulamaya başlanmıştır.
Günümüzde sadece kayıt almak amacı ile gemi onarımınıda gemi personeline onarım planlaması yapmak için kullanılan ithal bakım programları; yedek parça maliyetini ve tekrarlanan onarım maliyetleri ile running cost’ları önemli ölçüde arttırmıştır. Gerçek zamanlı takip sistemlerini terzi usulü (Tailormade) her gemiye ve seyir hattına uygun olacak şekilde çok uygun maliyetlerle gerekli kontrol ekipman seçimleri ile daha efektif ve kullanılır olması gemilerin performansı ve emisyonunu anında kontrolu için çok faydalı bir sistem olabilecektir.
Gemilerin yükleme, seyir programları ve takip sistemlerinin yeniden gözden geçirilerek gemi yönetim firmaları ve armatörler alıştıkları yönetim ve işletme faliyetlerini masaya yatırarak alacakları önlem ve tedbirler ile gemilerin emisyon karnelerinde gösterilecek, A-B-C-D derecelerinin belirlenmesinde önemli rol oynayacaklardır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.