"Deniz ısı dalgaları" suyun altını da üstünü de tehdit ediyor
Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, iklim değişikliğinin etkisiyle artan atmosfer ve deniz suyu sıcaklıklarının "deniz ısı dalgalarına" yol açtığını, bunun da fırtına ve kasırga gibi aşırı hava olaylarının görülmesine neden olabileceğini söyledi.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) verilerine göre, 2024'ün ilk 10 ayında küresel ortalama deniz yüzey suyu sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 0,99 derece üzerinde seyrederken bu aralık, deniz yüzey suyunun en sıcak olduğu ocak-ekim dönemi olarak kayıtlara geçti.
Deniz yüzey suyundaki sıcaklık artışları, bilim insanlarının iklim değişikliği etkisiyle deniz suyu sıcaklıklarında normalin üzerinde ya da altında kısa süreli değişimler şeklinde tanımladığı "deniz ısı dalgaları"nın oluşumunu daha sık ve şiddetli hale getiriyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, iklim değişikliği nedeniyle deniz suyu sıcaklıklarında düzenli bir artış gözlemlendiğini, bunun dışında özellikle yaz aylarında denizlerdeki ani sıcaklık değişimlerinin de deniz ekosistemlerini ciddi şekilde tehdit edebileceğini belirtti.
İklim değişikliğinin etkisiyle dünya genelinde hem atmosferde hem de denizlerde sıcaklıkların düzenli artış eğilimi gösterdiğini anlatan Beşiktepe, deniz suyu sıcaklıklarının yıllık ortalamada Ege Denizi'nde 0,05, Marmara Denizi'nde 0,064, Karadeniz'de 0,06, Akdeniz’in genelinde ise 0,04 derece arttığını bildirdi.
Isınmanın başka bir etkisinin de "deniz ısı dalgaları" olduğuna dikkati çeken Beşiktepe, "İklim değişikliğinin etkisiyle 'deniz ısı dalgaları' oluşmaya başladı ki bu, deniz suyu sıcaklığının mevsimsel ortalamanın yüzde 10’unu aşarak en az 4-5 gün boyunca yüksek seyretmesi ya da yine yüzde 10 daha düşük seyretmesi durumudur. İlk olarak 2009'da yayımlanan bir çalışmada, Akdeniz'de deniz suyu sıcaklığının belirli bir süre için anormal yükselmesi şeklinde kayıtlara geçti." dedi.
"Süper deniz ısı dalgaları kavramı literatüre girdi"
Deniz ısı dalgalarının ısı akışlarını güçlü bir şekilde artıracağı ve son yıllarda Akdeniz'de görülen ve "Medicanes" adı verilen tropikal kasırgalara benzer atmosferik düşük basınç sistemlerinin yoğunlaşacağı öngörüsünü paylaşan Beşiktepe, yoğun ve kalıcı deniz ısı dalgalarının atmosferik siklonların özelliklerini, yoğunluk, rota ve karaya çıkış konumlarını önemli ölçüde etkilediğine dikkati çekti.
Beşiktepe, "Yoğun ve kalıcı deniz ısı dalgalarının duyarlı ve gizli ısı akışlarının toplamını yaklaşık yüzde 50, rüzgar hızını yüzde 15 ve yağış seviyesini yüzde 44 artırabileceği gösteriliyor. Bunun özellikle değişen bir iklim bağlamında derin sosyoekonomik etkilerinin olabileceği aşikardır." ifadelerini kullandı.
El Nino ve Kuzey Atlantik salınımı gibi küresel atmosfer olaylarının, deniz ısı dalgalarının başlamasında büyük rol oynadığına işaret eden Beşiktepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İklim değişikliği ile birlikte bu tür ekstrem olayların sıklığı ve şiddeti artıyor. Denizlerin fiziksel özellikleri, bu olayların süresi ve şiddetini kontrol ediyor. Denizden atmosfere olan geri besleme nedeniyle, denizlerdeki ani sıcaklık artışlarının atmosfer olaylarını etkilemesi kaçınılmaz. Hava tahmin modellerinin deniz ısı dalgalarını dikkate alması, tahminlerin doğruluğu açısından gerekiyor. Meteoroloji istasyonlarının hepsi karada bulunuyor, denizler çok az takip ediliyor. Deniz-atmosfer ilişkisinin daha iyi uygulandığı atmosfer modelleri, iklim değişikliği etkisiyle öngörülmesi zorlaşan meteorolojik tahminleri daha tutarlı hale getirebilir."
Beşiktepe, atmosfer sıcaklığındaki yükselme eğilimiyle paralellik gösteren deniz ısı dalgalarının sıklığının ve şiddetinin 2009'dan bu yana 3 kat arttığını ve "süper deniz ısı dalgaları" kavramının literatüre girdiğini kaydetti.
Deniz ısı dalgalarının uzun süreli etkilerinin yıkıcı olabileceği uyarısında bulunan Beşiktepe, "2020 yılında Karadeniz’de 120 gün, 2019'da Marmara’da 90 gün ve 2021'de Ege'de 68 gün süren deniz ısı dalgaları gözlemlendi. Bu durum, Marmara Denizi gibi hassas ekosistemlerde müsilaj gibi sorunları tetikleyebilir. Marmara Denizi'nde ortalama sıcaklığın 2-3 derece üzerine çıkan haftalık, aylık ısınmalar, deniz ısı dalgası olarak tanımlanabilir. Uzun süren bu olaylar, özellikle Marmara gibi hassas ekosistemlerde büyük hasara neden oluyor. Marmara ve Karadeniz gibi tabakalı denizlerde ısı dalgaları daha uzun sürebiliyor. Yüksek deniz suyu sıcaklıkları, müsilaj oluşumunu tetikleyen faktörlerden biri olabilir. Bizim araştırmalarımız da bu bağlamda sıcaklık artışının müsilaj üzerindeki etkilerini anlamaya yönelik." diye konuştu.
Atmosferik olaylar ve yağış rejimine etkisi
Deniz ısı dalgalarının en yoğun ve şiddetli yaşandığı dönemlerin 2019 ve 2023 yılları olduğu bilgisini veren Beşiktepe, şunları söyledi:
"İklim değişikliğinin sıcak noktası olan Akdeniz, özellikle son 10 yılda yoğun deniz ısı dalgalarına maruz kaldı ve model projeksiyonları, küresel ısınma nedeniyle bunun Akdeniz'de daha uzun süreli ve daha yoğun olacağını öngörüyor. Bu durum Türkiye'deki yağış rejimlerinde dengesizliklere yol açarak bölgelerin fiziki yapılarından dolayı Karadeniz'de aşırı yağış, Akdeniz'de ise kuraklık gibi olayların şiddetini artıracaktır. Bulundukları bölgedeki atmosfer sıcaklığını artıran deniz ısı dalgaları, daha yüksek deniz suyu sıcaklıklarına, fırtınalar ve kasırgalar gibi aşırı hava olaylarına neden olabilir ve su döngüsünü bozabilir; karada sel, kuraklık ve orman yangını olasılığını artırabilir."
Deniz ısı dalgalarının denizdeki ekonomik türleri de olumsuz etkilediğini ve yıllık yaklaşık 3 milyar dolar kayba neden olduğunu kaydeden Beşiktepe, "Midye ve balık çiftliklerinde ani sıcaklık yükselmesiyle toplu ölümler görülebilir. Özellikle Karadeniz'de yetiştirilen somon gibi soğuk su türleri, 3-4 derecelik uzun süreli sıcaklıklara maruz kaldıklarında ciddi ekonomik kayıplar yaşanabiliyor." bilgisini paylaştı.
Akdeniz'deki soğuk su mercanlarının ısı dalgalarından büyük zarar gördüğünün ve deniz tabanında yaşayan tüm canlıların, tıpkı mercanlar gibi yüksek sıcaklıklar nedeniyle ölüme kadar uzanan ciddi bir tehdit altında bulunduğunun altını çizen Beşiktepe, sözlerini şöyle tamamladı:
"Deniz ısı dalgalarının ülkemiz denizleri üzerine etkilerini anlamak için araştırma kapasitesi, yeterli gözlem sistemleri oluşturmak ve önlem almak için yeni tahmin sistemleri kurmak gerekiyor. Bilim insanları, politika yapıcılar, yerel yönetim organları, özel sektör ve sivil toplum gibi çok çeşitli paydaşlar, deniz ısı dalgalarıyla ilgili farkındalık oluşturarak, etkilerini azaltarak uyum stratejileri geliştirilebilir."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.