Aliağa Gemi Sökümde "denetimsizlik" onaylandı
Rotterdam Mahkemesi, Hollanda menşeli iki geminin tehlikeli atık envanteri bildirilmeden Aliağa’da sökülmesi nedeniyle gemi sahibi şirkete ve iki şirket yöneticisine ceza kesti.
Hollanda menşeli Daniella isimli geminin tehlikeli atık envanteri (IHM) bildirilmeden, Aliağa’da sökülmesine ilişkin Rotterdam Mahkemesi gemi sahibi Jumbo Shipping şirketine ve iki şirket yöneticisine ceza kesti. Mahkeme kararı sonrası gözler tekrar Aliağa’daki gemi söküm tesislerine çevrildi.
Tehlikeli atık envanteri bildirilmeden sökümü yapılan iki Hollandalı geminin Aliağa’da iş cinayetlerinde organizasyonel eksiklikler nedeniyle geçtiğimiz aralık ayında Avrupa Çevre Ajansı tarafından sertifikası iptal edilen Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi’nde yapıldığı öğrenildi.
Ölüm gemisi São Paulo sürecinde tehlikeli atık envanterinde çelişkili işlem ve açıklamalarıyla bilinen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın denetim mekanizmasını ve konuyu tam takip etmemesini akla getirdi.
Rotterdam Mahkemesi’nin verdiği cezayı ve hukuki süreci Gemi Söküm Platformu STK'sı (NGO Shipbreaking Platform) Politika sorumlusu Avukat Ekin Sakin, Tehlikeli Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Kimya Mühendisi Ertuğrul Barka ve Çevre Avukatı Arif Ali Cangı ile konuştuk.
Basel Sözleşmesi ve Notifikasyon Süreci
Jumbo Shipping şirketine Rotterdam Mahkemesi’nin verdiği cezayı, Basel Sözleşmesi’nin AB hukukunda uygulanması kapsamında AB Atık Sevkiyatı Yönetmeliği (EU Waste Shipment Regulation) doğrultusunda verildiğini belirten Av. Ekin Sakin, Basel Sözleşmesi’nin tehlikeli atıkların bertarafı için transfer öncesinde, devletleri notifikasyon sürecini işletilmesini yükümlü kıldığını söyledi.
Tehlikeli atıkların alıcı ülkeye yola çıkmasından önce notifikasyon esas olduğunu ifade deden Sakin, “Atığı alacak olan ülkenin, atığı işleme kapasitesine sahip olup olmadıklarını kontrol etmeleri ve bu kapsamda atığın transferi için onay vermesi gerekir. Bunu yaparken tehlikeli madde hakkında bilgi sağlamak çok önemlidir. Aksi halde alıcı ülke tehlikeli atıkların bertarafını sağlamak için doğru altyapıya sahip olup olmadığını anlayamayacaktır. Çünkü Basel Sözleşmesi’nin amacı tehlikeli atıkların bertarafı sırasında çevre yönetiminin doğru yapılmasıdır” dedi.
Notifikasyon Sürecinin İşletilmedi
Hollandalı yetkililerin 2014 ve 2015 yıllarında yaptıkları takibi sonucunda Aliağa’da sökülen iki gemi için notifikasyon sürecinin işletilmediği tespit edilirken, gemilerden biri için hem şirket yetkililerine hem de şirkete para cezası verilmesiyle sonuçlandı.
Tehlikeli madde statüsünde olan gemilerin Basel Sözleşmesi kapsamı dışına çıkarılmaya çalışılarak, yasa dışı kaçakçılığının yeni bir durum olmadığının altını çizen Sakin, “Gemi sahipleri gemilerin uluslararası hareket etmesini sağlayarak Basel Sözleşmesi’nden kaçmaya çalışıyor. Bu karar, gemi sahiplerinin gemilerini söküm için satmadan önce AB sularının dışına çıkararak sorumlu tutulmaktan ne kadar kolay kurtulabileceğini göstermektedir” diye konuştu.
Çevre Bakanlığı Takip Sorumluluğu
Hollanda’dan söküm için gemi yola çıkmadan Türkiye’ye bildirimde bulunulmamasını yasa dışı transfer olarak değerlendiren Sakin, notifikasyon süreçleri Çevre Bakanlığı tarafından takip ediliyor ve bildirim yapılmadığı için geminin kabul edilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
IHM doğru olmaması ya da kuşku duyulacak düzeyde olması durumunda mevzuata göre Türkiye’nin ithalatı reddetme hakkına sahip olduğunu söyleyen Sakin, “Notifikasyon sürecinin amacı budur. Ancak diğer yandan, yakın zamanda ve önceki yıllarda Sao Paulo, Kuito, Gökhan Han gibi gemilerin süreçlerinden biliyoruz ki notifikasyonda beyan edilen envanter raporları doğru değildi. Bu nedenle Türkiye’de gemi söküm sektörünün daha iyi işletilebilmesi için geliştirilmesi gereken pek çok konu mevcut" dedi.
Kaynak: Evrensel.net
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.