1. YAZARLAR

  2. Müh. Ömür KARATAŞ

  3. Adı Denizde Bayram
Müh. Ömür KARATAŞ

Müh. Ömür KARATAŞ

Ortech Marine A.Ş Genel Müdürü

Adı Denizde Bayram

A+A-

Denizciliği milli ülkü haline getirebilmek için önce milli ülkümüzü ülkemize anlatmalı eğitim ve öğretimin her kademesinde duyurmalı, Denizcilik ve Kabotaj Bayramımızı halkımızla çekinmeden paylaşmalıyız.

Bayramlar toplumların birlik beraberlik coşku ve sevinçleridir. Toplumların tüm bireylerine sevinç odağı olur. Kıvanç ve onur getirir. Toplumlar bayramı paylaştıkları kadar bayramların değeri artar.

Yeterince paylaşılmayan bayramlar toplumların ilgisine yönelemeyince seremoni ve kutlamadan öteye gidememektedir. Adı bayram olsa da bayram sevincine ulaşamadığından kutlamalara ne kadar coşku katılsa da yeterince sevinç yumağı oluşturamamaktadır.

Denizcilik ve Kabotaj bayramı her yıl temmuz ayının birinci gününde Beşiktaş ve Ortaköy’de Denizci sivil tolum örgütleri ve İTÜ Denizcilik Fakültesi, Deniz Harp Okulu ve Ulaştırma Bakanlığı nezdinde kutlamalar yapılmaktadır. Bir zamanlar Yüksek Denizcilik Okulunun Ortaköy de yarattığı bu bayram coşkusu yıllardır Beşiktaş meydanında kutlamaların değil ülke genelinde; Beşiktaş’ta ve Tuzla’da ayrı ayrı kutlansalar bile ilgi odağı kurulamamıştır. Beşiktaş ve Tuzla esnafı ve halkı Denizcilik Fakültesinde bir kutlama yapılıyor olduğundan habersiz; bayram olgusunu hissedememektedir.

Milli birlik ve beraberliği simgeleyen üç tarafının denizle kaplı olduğu ile övünmenin dışında denizcilik kavramı yeterince kurulmayan ülkemiz sularında; yabancılar yolcularını, yüklerini taşıyor limanlarımızı sahiplendiler liman operasyonlarını yönetiyorlar. Biz sadece kabotaj bayramını kutluyoruz.

Gemiler yabancı ekipmanlar kullanılarak Türkiye de inşa ediliyor. İthal ettiğimiz sacı kesip ithal ettiğimiz kaynak elektrotları birleştiriyor, ithal ettiğimiz boya ile boyayıp, ithal ettiğimiz ekipmanlarla donatıp, yabancı denetim firmalarının kontrolünde çalıştırdığımız Türk mühendislerimize takip ettiriyor ve Yabancı bayrakla donatıp denize törenle indiriyoruz. Sonra Kabotaj bayramımız var diyoruz.

Yıllar önce kendi gemilerimizle Türk limanları arası yolcu taşıdığımız gibi İstanbul, İzmir, Pire, Venedik arası turistik yolcu taşıyan gemilerimizde vardı. Onlar ömürlerini doldurup hurdaya ayrılınca, şimdi yerini, ileri teknoloji ile donatılmış beş bin yolcu taşıyan yabancı Trans Atlantik Kruvaziyer yolcu gemileri aldı.

Yabancıların yolcu gemileri limanlarımız arasında yolcu taşıdıkları gibi seneleri alan uğraşılar ile sahiplendiğimiz İstanbul Venedik yolcu hattını bilabedel İtalyan’lara terk edilip sahibi olduğumuz hattımızda teknolojik yetersizliğimiz nedeni ile yolcu taşıması yapamaz olduk.

Kruvaziyer denilen bir yolcu gemisinde 1300 çalışan var. Yani bir kruvaziyer gemi personeli 100 gemi personeli¬ne karşılık istihdam sağlamaktadır. Haftada bir sefer yapan gemi yolcuları, beş bin kişi üzerinden haftalık iki bin Euro dan, haftada On milyon Euro yapar. Bir Gemi Yılda kırk hafta sefer yapsa Dört yüz milyon Euro ciro yapar. Haftada Karaköy limanına en az beş yolcu gemisi yanaşmaktadır.

Bu durumda; toplamda yılda İki milyar Euro ciro yapan bir ekonomik büyüklüğü olan bir yolcu taşıma pazarını bedelsiz terk etmiş görünüyoruz. Beraberinde gemiye tedarik desteğini de kaybetmiş olduğumuz o kadar açık ki, yolculara dağıtılan su’dan tutun hiçbir yiyecek içeceğin dolaylı da olsa bizden almadıkları acı gerçek olup, yolcu gemilerinin ikmal merkezini Venedik olarak belirleyip, tüm ihtiyaçlarını oradan karşılıyorlar. 

Bize de yılda bir de olsa Kabotaj Bayramını bir avuç denizci ile kutlamak kalıyor. 

Bayramlar top yekûn ulusça milletçe sahiplenilirse kutlama anlam kazanır. 

1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik bayramı İTÜ Denizcilik Fakültesinin Tuzla yerleşkesinde kutlama yaparken bırakın Türkiye’yi Tuzla halkı ne yapıyordu. Bu bayramdan ne kadar haberi vardı. Bu bayramı ne kadar hissediyor, coşkusunu ne kadar yaşıyordu. Sorsanız kocaman bir hiç alırsınız ülke ekonomisine yön verecek bir kararın ülke çıkarlarını koruyacak istihdam yaratacak ekonomi yaratacak bir çıkarın dünyaya duyurulmasını bir avuç denizciden başka kutlayan olmadığı gerçeğini önümüze koymak zorundayız.

Almanya’nın Wolgast kasabasında gemi teslim töreninde bulundum defalarca. Her teslim törenine şehrin ileri gelenleri katıldığı gibi çevre şehir ve kasabalardan akın akın halk tersaneye girerek gemiyi gezer ülkesinin yapıp ihraç ettiği gemiyi gururla izler fotoğraf çekinir. Her gemi devir teslimi bir bayram havasında kutlanır Alman halkı denize ve denizciliğe olan ilgi ve alakasını arttırır. 

Bizde ise sadece protokole gemi devir teslimi yapılır. Halk şöyle dursun, bu geminin kaynağını babam yapmıştı, diyebilecek geminin yapımında emeği geçenlerin ailesi bile tersane sınırlarına yaklaştırılmaz.

Bir başka yönden bakalım İstanbul’un Tuzla kasabasında üç adet denizcilik fakültesi var bir tanesi Denizcilik İhtisas üniversitesi; onların yönetimlerine bir soralım isterseniz her yıl kaç tane Tuzlalı ailelerin çocuğu bu okullara kayıt yaptırıyor ya da mezun oluyor? 

Bayramın kaynağında; coşkunun ve sevincin yoğun olduğu yerde, Tuzla halkından habersiz bir avuç denizci bayram yapıyor. 

Tuzla belediye başkanının tüm sivil toplum örgütlerinin sadece Tuzla değil çevre il ve ilçelerinin ileri gelenleri ve halkının Dünyada yaşayan Türklerin ve Türkiye genelinin katılımının sağlanacağı bir bayram olmalı bu bayram ki; ülke çıkarlarının yabancı ülkelerin çıkarları karşısında üstün tutulduğunu ülke imkanları önce Türkiye de yaşayan Türk halkı tarafından kullanılacağının müjdesini herkese duyurulmalı!

Pazarcısından, imalatçısına, tersane işçisinden sanayi işçisine, öğrencisinden hukukçusundan, doktorundan öğretmenine, turizmcisinden, tarımcısına varana dek her sektöre hitap eden Denizcilik ve Kabotaj hakkı; yıllar var ki sadece denizciler tarafından özenle hazırlanmış törenlerle kutlanır, emeği geçen herkese plaket verilir okuldan mezun olan öğrencilere diplomaları verilir. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Denizciliği Türk’ün Milli Ülküsü olarak düşünmeli onu az zamanda başarmalı’’ söylevinden yıllar geçmesine rağmen Denizciliği Türkün Milli Ülküsü haline getiremediğimiz bilinen bir gerçektir. 

Bu söylevi ülkelerinin stratejik ekonomisi haline getiren devletler az zamanda çok büyük imkânlarını ülke halkı ile paylaşmışlardır. Beş milyon nüfusa sahip Finlandiya denizcilik ve deniz ekipmanlarında markalaşmaya giderek gemi ana makinesinde ve Kruvaziyer inşasında dünya çapında önemli bir büyüklük elde etmektedir. Güney Kore son yirmi yıl ekonomisinde önceliği deniz teknolojisine vermiştir. Denizciliği milli ülkü haline getirebilmek için önce milli ülkümüzü ülkemize anlatmalı eğitim ve öğretimin her kademesinde duyurmalı, Denizcilik ve Kabotaj Bayramımızı halkımızla çekinmeden paylaşmalıyız. 

Paylaşılmayan ülkü ve bayramlar, bayram ve ülkü niteliğini hiçbir zaman kazanamaz kutlama ve tören kavramından uzaklaşamaz. 

Paylaştıkça sahiplenilecek olan denizcilik bayramımız, Denizciliğin ülkemizin milli ülküsü haline gelmesine en büyük desteği sağlayacaktır.

Not: Bu yazı Deniz Endüstri dergimizin Temmuz-Ağustos 2017 - 55. sayısında yayımlanmıştır.

Bu yazı toplam 839 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.