10 Soruda Mario Draghi raporu
Eski ECB Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin, hazırladığı rapor iş dünyası tarafından olumlu karşılanmasının yanı sıra tartışmaları da beraberinde getirdi.
AA muhabiri, Avrupa iş ve siyaset dünyası tarafından olumlu karşılanan ve Avrupa'daki ekonomik zayıflıkların altını çizen rapora yönelik öne çıkanları derledi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e sunulan rapora ilişkin merak edilen soru ve cevapları şöyle:
Mario Draghi kimdir?
1947'de Roma'da doğan ve başkentin önemli üniversitelerinden Sapienza'dan mezun olan Mario Draghi, 2005-2011 döneminde İtalya Merkez Bankası Başkanlığı, 2011-2019 döneminde de Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı görevlerini yürüttü. Draghi, Şubat 2021'den Ekim 2022'ye kadar İtalya Başbakanı olarak görev yaptı.
İtalya'nın uluslararası arenada saygın ekonomi uzmanlarından Draghi, özellikle ECB Başkanlığı sırasında Avrupa’da yaşanan mali borç krizinde izlediği politikalar sebebiyle "Avro Bölgesi'ni kurtaran adam" olarak anılıyor.
Draghi, Temmuz 2012'de Londra'da yaptığı konuşmada, "Görevimiz dahilinde ECB, avroyu korumak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır ve bana inanın, bu yeterli olacak." ifadelerini kullanmıştı.
Küresel finans piyasasında en çok izlenen kişilerden biri olan Draghi, 2012 Avro Bölgesi krizi, 2015 Yunanistan borç krizi ve Brexit de dahil olmak üzere son 40 yılın küresel çapta en etkili ekonomik olaylarının merkezinde yer aldı.
Draghi, kendi döneminde geleneksel olmayan para politikalarını ECB'nin kullandığı standart araçlar haline getirmesiyle de dikkati çekmişti.
İtalyan ve uluslararası basında da video oyun karakteri "Süper Mario"ya atfen Draghi'den "Super Mario" olarak bahsediliyor.
Draghi, neden rapor yazdı?
AB'nin ABD ve Çin gibi büyük ekonomilere kıyasla rekabet gücü düşerken, Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi son dönemde yaşanan çok sayıda kriz ve hızlı teknolojik gelişmeler AB ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkardı. Birliğin jeopolitik sorunlar, iklim değişikliği, savunma, Rusya karşısında güçsüz kalması, durgun ekonomi ve demografik zorlukların üstesinden gelme konusunda birtakım sorunlarla karşı karşıya bulunması da dikkati çekiyordu.
Birliğin teknoloji konusunda halen "kendi ürettiği bürokrasi, kurallar ve prosedürler altında da ezildiği" belirtiliyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 2023’te Draghi'yi Birliğin rekabet gücünün geleceğine ilişkin bir rapor hazırlayıp başta ekonomik zorluklar olmak üzere çözüm önerileri sunması için görevlendirdi.
Leyen, küresel çatışmaların arttığı bir dönemde AB'nin yeşillenmekte olan ekonomisini nasıl rekabetçi, Çin ve ABD'ye karşı canlı tutabileceğine dair bilgi de istedi.
Raporda öne çıkan başlıklar nelerdi?
Raporda, ”Ortak AB borçlanması, karbonsuzlaştırma ve rekabet için ortak bir plan, ulusal vetolara son verilmesi, yatırımların finanse edilmesi, dijitalleşme, yarı iletkenler, enerji yoğun endüstriler, uzay, savunma, sanayi stratejisi, yönetişimin güçlendirilmesi, enerji piyasası, piyasa entegrasyonu ve düzenleme, ilaç, ulaşım, sürdürebilirlik, küresel zorluklara yanıt, inovasyon ve akıllı zeka” öne çıkan konu başlıkları oldu.
Draghi’nin ana tavsiyelerinin ayrıntıları nelerdi?
AB'nin rekabet gücünü ve güvenliğini artırmayı amaçlayan ortak yatırım projelerini finanse etmek üzere Eurobond benzeri ortak borçlanma araçları ihraç edilmesi tavsiye edildi.
Özel sektörün çip gibi önemli yatırım planlarını finanse etmek için kamu desteğine ihtiyaç olduğunun belirtildiği raporda, AB'nin ortak yatırım projelerini gerçekleştirmek için düzenli ortak borçlanmaya doğru ilerlemesi gerektiği ifade edildi.
AB Konseyi bünyesinde daha fazla politika alanında nitelikli çoğunluk oylamasına geçilmesini ve karar alma sürecini kolaylaştırmak için ulusal veto yetkisinin kaldırılması önerildi.
Avrupa'nın, ABD ve Çin gibi ekonomik rakiplerinin hızına yetişebilmek için yatırımlarını önemli ölçüde artırması ve yıllık GSYH'nin yaklaşık yüzde 22'sinden yüzde 27'sine çıkarması gerektiği belirtildi.
Avrupa için yeni bir sanayi stratejisi çağrısı yapılan raporda, AB'nin küresel rekabet gücünde geri kalmasını önlemek için önemli miktarda finansman ihtiyacı vurgulandı.
Enerji piyasalarının mevcut yapısının eleştirildiği raporda, AB'nin gaz fiyatlarını düşürmek ve piyasa yoğunlaşması sorunlarını ele almak için satın alma gücünü kullanması önerisinde bulunuldu.
Telekomünikasyon gibi sektörlerde pazarın birleştirilmesi için rekabet kurallarının gevşetilmesi, sermaye piyasalarının entegre edilmesi ve savunmada ortak alımların artırılması önerildi.
Özellikle yeşil teknoloji ve otomotiv sektörlerinde Çin'den gelen rekabet tehdidinin kabul edildiği raporda, rekabetin adil olmaması halinde savunmacı ticaret tedbirleri savunuldu.
Avrupa'ya eski teknolojilere takılıp kalmak yerine yapay zeka dahil yeni teknolojilere öncülük etme çağrısı yapılan raporda, daha hızlı ve kararlı politika oluşturma ihtiyacının altı çizildi.
Rapor, AB içinde ekonomi politikası koordinasyonunun önemini vurgularken, bunun yanında 27 ülke arasında uzlaşma sağlanamaması halinde üye devletlerden oluşan bir alt grupla ilerleme kaydedilebileceğini belirtti.
Rapordaki önemli uyarılar neydi?
Rapora göre, AB’nin, küresel sahnede geri kalmaması ve ekonomik rakipleri olan ABD ve Çin'e ayak uydurabilmesi için çok daha koordineli bir sanayi politikası, daha hızlı kararlar ve büyük yatırımlara ihtiyacı bulunuyor.
Raporda, düzenlemelerin azaltılması ve karar alma süreçlerinin iyileştirilmesi gibi 170 öneri yer alıyor.
Raporda özetlenen öneriler, yıllık 750-800 milyar avro ilave yatırım gerektirdiği ve bunun da AB'nin toplam yatırımının GSYH'ye oranında 5 puanlık bir artışa yol açacak.
Draghi “radikal bir değişikliğe” ihtiyaç olduğunu belirterek, “Harekete geçmezsek ya refahımızdan ya çevremizden ya da özgürlüğümüzden ödün vermek zorunda kalacağımız bir noktaya geldik” uyarısında bulundu.
AB’de inovasyon açığı konusunda raporda neler yer aldı?
Mario Draghi, Avrupa'nın “statik bir sanayi yapısı” içinde sıkışıp kaldığını söyledi.
Rapora göre, son 50 yılda piyasa değeri 100 milyar avronun üzerinde olan tek bir Avrupalı şirket bile kurulmadı. Buna karşın piyasa değeri 1 trilyon avronun üzerinde olan 6 ABD şirketinin tamamı bu süre zarfında kuruldu.
Diğer hususların yanı sıra inovasyon finansmanının yapısının değiştirilmesinin önerildiği raporda, yüksek riskli projeleri ilerletebilecek ve teknolojik atılımlar gerçekleştirebilecek ABD modeline dayalı bir “İleri Araştırma Projeleri Ajansı”na ihtiyaç olduğu kaydedildi.
AB içinde ortak borcun çok önemli olduğu, güvenli bir ortak varlık geliştirilebileceği belirtilen raporda, ortak borcun enerji ve savunma gibi çeşitli alanlarda üretkenliği artırmaya yönelik çığır açan projelere katkı sağlayacağı ifade edildi. Birliğin en büyük ekonomisine sahip Almanya ortak borçlanmaya karşı çıkıyor.
Avrupalı start-up'lar için bürokratik ve mali engellerin azaltılması ve vasıflı işçilerin eğitiminin iyileştirilmesinin de aynı derecede önemli olduğu vurgulandı.
Karbonsuzlaşma ve elektrik fiyatlarına yönelik tavsiyeler neler?
AB’nin en büyük dezavantajı yüksek enerji fiyatları olurken, rapora göre Avrupa'daki elektrik fiyatları ABD'dekinden 2 ila 3 kat, gaz fiyatları ise 4-5 kat daha yüksek.
Piyasa yapısının yenilenebilir enerjinin düşük maliyetlerinin hanehalkları ve şirketlere yansıtılmasını engellediği belirtilen raporda, gerçek bir iç pazar oluşturmak için sınır ötesi enerji ağlarının teşvik edilmesi, bunun da daha hızlı onay ve daha fazla destek gerektirdiği vurgulandı.
Rapor, yüksek enerji vergilerine karşı çıkarak sektörün ulusal hükümetler için bir “nakit ineği” görevi gördüğünü belirtti. Ayrıca piyasalarda spekülatif kazançların önlenmesi için enerji tüccarları üzerinde daha sıkı kontroller yapılması önerildi.
Avrupa’nın jeopolitik krizlere ve tedarik darboğazlarına karşı daha dirençli olabilmesi için acilen ham madde ve çiplere olan bağımlılığının azaltılması gerektiği vurgulanan raporda, yeni bir “dış ticaret politikası” önerisinde bulunuldu.
Raporda ticaret ve rekabet konusunda neler tavsiye edildi?
AB’nin doğal kaynak zengini ülkelerle yeni ticaret anlaşmalarının yardımıyla tedarik zincirlerini çeşitlendirmesi ve önemli ara ürünleri yeniden yerel üretmesi gerektiğine vurgu yapılan raporda, Birlik ülkelerinin, maliyetleri düşürmek için silah sistemlerini ortaklaşa tedarik etmesi de önerildi.
AB rekabet kurallarının yenilenmesi çağrısında bulunulan raporda, antitröst kararlarında güvenlik ve dayanıklılığa daha fazla ağırlık verilmesi tavsiye edildi.
Raporda, bazı projelerde tüm üye devletlerin ortak bir yaklaşım üzerinde anlaşamaması halinde benzer düşünen ülkelerin bazı projelerde tek başlarına hareket etmelerine izin verilmesi önerildi.
Nitelikli eleman eksikliğinin giderilmesi ihtiyacının ciddi boyutlarda olduğu belirtilen raporda, yetişkin eğitimine odaklanılması ve öğrencilerin hızla gelişen ekonomi için doğru becerilerle hazırlanması gerektiği ifade edildi.
AB, Draghi’nin rapordaki tavsiyelerine uymak zorunda mı?
“Avrupa Rekabet Gücünün Geleceği" başlıklı 400 sayfalık rapor tavsiye niteliği taşıyor.
Tek Pazar'da sanayi ve şirketlerin karşılaştığı zorlukları inceleyen raporun AB’nin başta teknoloji olmak üzere ekonomiye yönelik politika hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olması bekleniyor.
Raporun bulguları, Komisyon'un Avrupa'nın sürdürülebilir refahı ve rekabetçiliği için yeni bir plan üzerinde çalışmasına da katkıda bulunacağı ifade ediliyor.
Draghi’nin raporuna iş dünyasının tepkisi ne oldu?
Draghi'nin raporu, Avrupa iş dünyası tarafından olumlu karşılanırken, Alman hükümeti ortak borçlanma önerisine şüpheyle yaklaştı.
Alman Dış Ticaret Birliği (BGA) Başkanı Dirk Jandura, AB'nin rekabetçi olmak istiyorsa son 5 yılın “bürokratik sıkıntılarını” da tersine çevirmesi gerektiğini vurguladı.
Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Genel Müdürü Tanja Gönner, Draghi’nin, Avrupa'nın rekabet gücü, jeopolitik çalkantıların arttığı ve iş yerleri arasındaki küresel rekabetin yoğunlaştığı bir ortamda ciddi bir tehlike altında olduğunu vurguladığını ifade etti.
Gönner, “Avrupa ekonomisinin rekabet gücünün güçlendirilmesi, önümüzdeki 5 yıl boyunca AB için en önemli öncelik olmalıdır. Ekonomi politikasında savunma, altyapı, telekomünikasyon ve ilaç da dahil olmak üzere verimliliği arttırmak ve büyümeyi güçlendirmek için iç pazarın daha derin bir şekilde bütünleştirilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner ise Draghi'nin Avrupa yatırımlarının ortak borçla finanse edilmesi önerisine şüpheyle yaklaştığını ifade etti.
Lindner, bunun yapısal sorunları çözmeyeceğini belirterek, risklerin toplumsallaştırılmasının demokratik ve mali sorunlar oluşturacağını savundu.
Almanya’nın Draghi’nin AB’nin Kovid-19 pandemisi sırasında yapıldığı gibi yeni ortak borçlar alınmasını kabul etmeyeceğini bildiren Lindner, bunun yerine özel sektörün büyüme güçlerinin harekete geçirilmesini istedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.